27.01.2008


--- STEVE ROTHER & GRUP---
YUVAYA HOŞGELDİNİZ

AKAŞA YAYINLARI

GİRİŞ – YENİ DÜNYAYA HOŞGELDİNİZ

2000 yılıyla ilgili kehanet senaryolarını hatırlıyor musunuz? Oysa hepimiz hala buradayız. Grup o kehanetlerin yapıldıkları tarihte geçerli olduklarını söylüyor. İnsanlık olarak kaydettiğimiz ilerlemelerle bu sonucu değiştirdik. Başlatılan ve devam edecek olan olaylar var. Aradaki tek fark şu ki, onlar ilk başta planlandığı gibi yıkıcı olmayacaklar.
Grup yeni bin yıla girerken 2000 yılının kristal niyet yılı olacağını söylemişti. Ne yapmış, ne düşünmüş ya da neye niyet etmişsek bu gelecek 12 yılın enerjisini, sonra da bu 12 yıl gelecek bin yılın enerjisini oluşturacaktı. Şimdi eylem yıllarındayız. 2 Nisan 2001’de Güneş’te ani bir enerji patlaması oldu. Nasa bunu bir X 20 olarak, yani şimdiye dek kaydedilmiş en büyük patlama olarak sınıflandırdı. 15 Nisan’da Güneşte X 16 ölçüsünde bir başka enerji patlaması daha oldu. Grup, Güneş’in kutuplarının tersine döndüğünü, bunun da Güneş’teki vortekslerin (girdapların) patlamasına sebep olduğunu söyledi. Başlangıçta Güneş’teki kutupların ters dönmesinin, Dünya’nın manyetik kutuplarının da ters dönmesine yol açması planlanmıştı. Grup’a göre bu ters dönüş dünya tarihinde daha evvel beş kez meydana gelmişti, önümüzdeki birkaç yıl içinde meydana gelecek kutup değişimi altıncı ve son tersine dönüş olacaktı. Uzun lafın kısası, bu olayın sonun başlangıcı olması planlanmıştı, oysa aynı patlamalar şimdi farklı bir olay dizisini başlattı. Güneş’teki patlamalardan Dünya’ya sızan enerji yeni dünyanın kristal enerjisidir.
Grup, Güneş’in kutuplarının 2012 yılında tekrar değişmesinin beklendiğini söylüyor. Güneş’teki son patlamalar, öncekilere hiç benzemeyen 11 yıllık bir dönemin başlangıcını işaret ediyor. Bu 11 yıllık dönemde yapacağımız seçimler yeni oyunun nihai sonucunu belirleyecek. Grup’a göre şimdi bir dönüm noktasındayız. Kıyamet günü kehanetleri gerçekten sergilenmektedir, ama onları nasıl deneyimleyeceğimiz konusunda seçime sahibiz. Senaryoyu şimdiden, beklenen kıyamet gününün etkisini yumuşatacak biçimde değiştirdik. Grup “Kızıl Ejderhayı” (Çin) izlememizi söylüyor. Eğer Kızıl Ejderha uykuda kalırsa, bu insanlığın son dünya savaşını başlatabilecek eşiği geçtiğini gösterecek! Eğer işin içine Kızıl Ejderha karışsaydı kıyamet kehanetleri gerçekleşebilirdi. Grup, realitemizin yaratanları ve mimarları olduğumuzu anlamamızı istiyor. Buradan nereye gideceğimiz tamamen bize bağlı. (Medyum - STEVE ROTHER)

GRUP

Yuvadan merhaba! Beşinci boyut henüz farkında olmadığınız olanaklar içerir. Bu boyutun başlıca özelliği, düşündüğünüz şeyle onu yaratmanız arasında geçen zaman aralığının çok kısalmış olmasıdır. Ama şimdi beşinci boyuta giren insanların çoğu bu boyuta girdiklerinin farkında değiller! Düşünceleri ve beklentileri hala üçüncü boyut realitesiyle ilgili olduğu için gördükleri şey beşinci boyutun üçüncüye indirgenmiş bir versiyonudur. Başka bir deyişle siz beşinci boyutun tarif edilemez güzelliği içinde yaşıyor, ama ona hala eski üçüncü boyut gözlükleriyle baktığınızdan önünüzde ne olduğunu göremiyorsunuz! Şimdilik tüm üçüncü boyut niteliklerini kötü diye yargılamaktan kaçınmanızı istiyoruz, çünkü yargılama bir üçüncü boyut niteliğidir. Geçişin zaman alacağını, alıştıkça bu yüksek gerçekleri daha çok özümseyeceğinizi bilerek kendinize gelişme fırsatı verin. Yakın zamana dek Yuvanın anılarına daha çok rüyalarınızda erişebiliyordunuz, şimdi titreşiminiz yükseldiği ve perde inceldiği için uyanıkken de Yuvayı hatırlıyorsunuz. İşte bu yüzden birçoğunuz Yuvaya daha büyük bir özlem duyuyorsunuz. Havadaki beklentiyi hissedebiliyor musunuz? Hiç kuşkunuz olmasın bu evrenin tarihindeki en heyecan verici zamandır, şu anda bile yeni dünyayı yaratıyorsunuz!
Şimdi yeni dünyanın yaratılmasına yol açan olayları kısaca özetleyeceğiz: Oyun şöyle başladı. Tanrıyı devinim halindeki bir enerji çemberi olarak düşünün. Bu form içinde Tanrı bir şey hariç her şeyi görebilir, sadece kendini göremez. Kendini görebilmek için sonlu bir forma girmesi, yani bir başlangıç ve son yaratması gerekiyordu. Tanrı enerji çemberini sekiz rakamı oluşturacak şekilde büktü, ne ilginçtir ki sonsuz işareti dediğiniz şey de buna benzemektedir. Enerji bu şekil içinde akmayı sürdürürken birbiriyle kesişmek zorundadır. Kesişme noktasındaki sürtünmeden çıkan kıvılcımlar farklı yönlere yayıldı, kıvılcımlar sınırlı bir yaşama sahip oldukları için onlara sonsuz enerjinin sonlu ifadeleri denir. İşte bu kıvılcımlar sizin ruhlarınızdır! Kıvılcım olarak birçok oyun yarattınız, oyunların bazısında kaynağınızı ve gücünüzü biraz olsun hatırlıyordunuz. Şu anda oynadığınız oyunu yaratırken onun daha meydan okuyucu ve daha zor olmasını istediniz ve ilk kez tam bir unutma perdesi altında oynamaya karar verdiniz. Oyun gerçek kimliğinizi görmenizi engelledi ve deneyin sonuçlarının lekesiz olmasını sağladı. Bu yetmezmiş gibi her konuda özgür iradeye sahip olmakta ısrar ederek durumu daha karmaşık hale getirdiniz. Aslında sizinki tek özgür seçim gezegeni olacaktı.
Oyunun tüm amacı Tanrının doğasını inceleyebilmekti. Sonlu forma girdiğinizde kendinize bir başlangıç ve son yaratarak Tanrının çemberinden ayrıldınız. Tanrının çemberi birinci boyuttur, ikinci boyuttan geçerken kutupluluk özelliklerini kazandınız, sonra üçüncü boyuta girdiniz ve Dünya denen gezegende oyunu oynamaya başladınız. Bunu epeyce uzun süredir sürdürüyorsunuz. Sonlu bir doğaya sahip olmak için oyunun son noktasını önceden belirlemeniz gerekiyordu, birçok olası son yazdınız. Siz insanlar çok güçlü bir hayal gücüne sahipsiniz! Çok uzun bir süre boyunca kendinize erişilmez hedefler koymuşsunuz gibi göründü. Önceden belirlemeye izin vermediğiniz için oyun alanını her türlü olayın vuku bulacağı şekilde açık bırakmıştınız. Olan da tam olarak buydu, yani her türlü olay meydana geldi. Başlangıçta meydana gelen olaylar, oyunu ilk başta tasarladığınızdan çok daha fazla karanlığa soktu. Önceden öngörülmeyen olayların bir sonucu olarak perde daha da kalınlaştı, bu da rüyaya dalmanıza neden oldu, rüyadan ancak şimdi uyanmaya başlıyorsunuz!
Bizim boyutumuzdaki, yani Birlik boyutundaki perspektifimizden, taşıdığınız gücü bile görmeden yaşamanızı izlemek büyüleyiciydi! Realitenizdeki her şeyi yaratışınızı, ama çevrenizde olup bitenlerden sorumlu olduğunuzu fark etmeyişinizi izlerken hissettiğimiz düş kırıklığını bir düşünün! İşin en ilginç yanı, sizi oyun alanında illüzyonlarınızı destekleyecek inanç sistemlerini yaratırken izlemekti! Her şeyi sonlu olarak algılıyordunuz, kendi algılarınızı açıklamak ve haklı çıkarmak için ihtiyaç duyduğunuz paradigmaları ve inançları yarattınız. Bunun en iyi örneği yoksunluğa inanmanızdır, yoksunluk sonsuzlukta var olamaz, bu yüzden perdenin bizim bulunduğumuz tarafında mevcut değildir. Henüz anlamadığınız şey şu ki yoksunluk, ruhunuzun tıpkı bedeniniz gibi sınırlı ve sonlu olduğu inancının bir yansımasıdır. Bu inanç da sınırlı ve sonlu formla yaşamaktan kaynaklanır. Kozmik şaka şudur, siz sadece Tanrının bir kıvılcımı değilsiniz, tanrısınız! Bu tam olarak yaratma gücüne sahip olduğunuz anlamına gelir. Aslında her şeyi yaratan olduğunuz halde hiçbir şeyi kontrol edemediğinizi düşünerek dolaşmanızı izlemek bize çok komik geliyor! İnsanları izlemek eğlencelidir, oyununuzu çok ciddiye alıyorsunuz!
Oyunun başlangıcında şimdiki yoğun fizik bedenlerde değil, saf ışık bedenlerde olduğunuzu söylemiştik. O zamanlar dünya çok daha yüksek bir hızla titreşiyordu ve ısısı son derece yüksekti. Yerküre soğuyup yoğunluk kazandığında onunla ilişkiniz zayıflamaya başladı. Sanki yerküre ve siz farklı hızlarda evrimleşiyor, bu yüzden de birbirinizden ayrılıyordunuz. İşte o noktada daha yoğun bir forma bürünmeye karar verdiniz. Bunu da yerkürenin unsurlarını, yani yaprakları ve filizleri yiyerek gerçekleştirdiniz. Işık bedeniniz yerküreye uyumlanmaya başladığında bu kez kabuklu yemişleri ve meyveleri yemeye başladınız. Çok geçmeden sadece bitkileri değil hayvanları da, yani çok yoğun yiyecekleri de yediniz. Bugün kendinizi hala bu şekilde köklendiriyorsunuz (besliyorsunuz). Az önce açıkladığımız olaylar, şimdi deneyimlemekte olduğunuz şeyin aynasal (ters) bir yansımasıdır. Başka bir deyişle olaylar şimdi tersine dönmüştür, yani tekrar biyolojik bedenden ışık bedene geçiyorsunuz.
Başlangıçta oyunu tasarlarken planladığınız gibi sanayi devrimi oyunun sonunun başlangıcını teşkil edecekti. Ancak oyunun sonlarına doğru kımıldamaya ve uyanmaya başladınız. Biliminizin de keşfetmeye başladığı gibi yerküre canlı, duygulu ve bilinçli bir varlıktır. Bildiğiniz gibi bedeniniz birkaç düzeye sahiptir, bunların içinde en yoğunu fizik bedendir. Aynı şekilde yerküre de armonik düzeyler dediğimiz birkaç düzeye sahiptir. Bu düzeylerin birkaçı mineraller alemi, bitkiler alemi, hayvanlar alemi ve insanlardır. Farkında olmadığınız birçok armonik düzey daha vardır, çok yakında onları da fark edeceksiniz.
Yaklaşık 60 yıl önce rüyadan uyanmaya başladınız, o noktada yerküre de daha yüksek bir titreşim düzeyine geçmeye karar verdi, bunu yapabilmek için ısısını yükseltmesi gerekiyordu. Bu da küresel ısınma dediğiniz şeye yol açtı, siz ısınmayı doğal çevre için zararlı ve yıkıcı bir faaliyet olarak görüyorsunuz, ama bu yerinde bir gelişmeydi, çünkü o olmadan yerküre ileri gidemezdi. Yerküreyle kopmaz bir bağa sahipsiniz, dünya şimdi ısısını yükseltirken bu bağı korumak için ona ayarlanmanız gerekecek. Ayarlanma şimdiden başlamıştır, biyolojiniz değişmekte ve DNA’nın gizli iplikleri yeniden birleşmektedir. Fizik ve eterik bedenlerinizde değişimler meydana gelmekte, algı alanınız genişlemekte ve çok iyi tasarlamış olduğunuz perde incelmektedir. Her an Yuvaya daha çok yaklaşmaktasınız.
İnsanlar daha yoğun bedenlere girdikleri andan itibaren başlıca güdüleri hayatta kalabilmek oldu. Eski enerjinin düşük titreşimlerinde bu olması gerektiği gibiydi, ama şimdi daha yüksek bir gerçeğe erişiyorsunuz. Acımasız ortaçağdan büyük ekonomik bunalım dönemine ve dünya savaşlarına kadar geçen dönemde bir şey öğrendiniz. Ebedi tahtın varisi ölemez, artık sizi harekete geçiren şey hayatta kalma güdüsü değil! Şimdi daha yüksek bir gerçeğe ve birlik bilincine duyduğunuz gereksinim salt fizik beslenmeden daha önemli hale gelmekte. Sizinle neden bu kadar gurur duyduğumuzu anlıyor musunuz? Kendi seçiminizle gücünüzü kuşanıp daha yüksek titreşimlere geçiyorsunuz.
2001’in başında Güneş’in kutuplarında meydana gelen değişiklik dünyayı yıkımın eşiğine getirmek için planlanmıştı, ama siz oyunu uzattınız. Şaşırtıcı bir hızla uyanıyor ve gücünüzü kuşanıyorsunuz. Ancak yeni bir sona ulaşacak olsa da başlangıçta kararlaştırılmış bazı olaylar devam edecek. Eski senaryoya göre Güneş’teki manyetik kutup değişimi dünyada felaketlere neden olacak bir dizi olay başlattı. Yıllarca süren aşırı iklim değişimlerinden sonra dünyadaki manyetik kutuplar da değişecek, bu da dönüş eksenini eğecekti, böylece dünya altıncı ve son defa ekseninden kaymış olacaktı. Bu senaryo artık değişmiştir, oyunu bitirmesi amaçlanan enerjiler şimdi dünyayı bir sonraki düzeye yükseltmede kullanılacaktır. Kutup değişiminin sonucu olarak Güneş’te bir vorteks (girdap) oluşmuş ve patlamalar uzaya enerji yaymıştır. İlk senaryonuz, bir ay içinde dünyayı hedef alan üç büyük enerji patlamasının meydana gelmesini içeriyordu. Ama vorteks bunun yerine birçok küçük patlamaya yol açtı, patlamalar 2006’ya kadar giderek azalan bir ölçekte devam edecek. Şu anda patlamalardan hiçbirinin doğrudan dünyayı hedef almayacağı görülüyor. Bu patlamalardan gelen enerji yerkürenin tektonik tabakalarında depolanmaktadır. Depolanan enerji, dünyanın daha yüksek boyutlara yükselmesine yardımcı olmak için dışarı salınacaktır. Bu vuku bulduğunda bazı olağandışı işaretler görülecektir. Ağustos 2001’de Güneş’te, sistemi “eski muhafızı” savunmaya zorlayacak kadar aşırı elektrik yükleyen ve 11 Eylülde (İkiz Kuleler) korkusunu ıstırap verici biçimde sergilemesine yol açan bir patlama meydana geldi.
Gelecek yıllarda Pasifik’teki olayları izleyin, çünkü bu bölge barometredir. Pasifikte Ateş Halkası olarak bilinen bölge dünyanın kalbinin attığı yerdir. Sismik ve volkanik faaliyette artışlar, Pasifik Okyanusunda volkanik patlamalar ve enerjinin açığa çıkışını bekleyin. Bunlar, Güneş’ten gelen kristal enerjinin yerküre tarafından özümsenmekte olduğunun kanıtı olacaktır. Şu anda Güneşin manyetik kutuplarını 2012’nin sonunda tekrar değiştirmesi beklenmektedir. Bu olay, yeni dünyayı yaratmak için alanınıza girmekte olan yeni enerjiyi alma dönemini de sona erdirecektir.
Bakın, yakın zamana dek siz uyanacak gibi görünmüyordunuz! Ama uyandınız ve buradasınız, size karşı tarifsiz bir sevgi duyuyoruz. Tüm gözler üzerinizdedir, çünkü sadece kendi dünyanızı değil tüm evrenin paradigmasını da değiştiriyorsunuz. Özgür seçim gezegeni deneyi o kadar başarılı oldu ki şimdi ikinci bir özgür seçim gezegeni var. Zamanı geldiğinde bu ikinci özgür seçim gezegenini çok yakından göreceksiniz! (Sayfa: 20-35)

YENİ DÜNYA

Siz dünya tarihinin çok özel bir zamanında yaşıyorsunuz. İnsanı enerji perspektifinden ifade etmek istiyoruz. İnsan ırkının yerkürenin ayrılmaz bir parçası olduğunu söylemiştik. Yakın bir gelecekte uzayda uzun mesafeler kat edebilecek, gezegeninizden birçok ışık yılı uzaklıktaki yerlere gidebileceksiniz. Ama ne kadar uzağa giderseniz gidin dünyayla aranızdaki enerji bağı asla kopmayacaktır. Uzay yolculukları gerçek doğanızı anlamanıza yardımcı olsa da, sizi bekleyen boyutlar arası harikalarla asla kıyaslanamazlar.
Eğer enerji kalıplarınızı incelerseniz sadece fizik bedenden ibaret olmadığınızı, çok daha fazlası olduğunuzu görürsünüz. Enerjinin tümünü değil bir kısmını barındıran biyolojik bir bedende yaşamaktasınız. Beden gerçek varlığınızın çok küçük bir kısmını barındırır, asıl enerjiniz yüksek benliğinizdedir ve enerji kalıbınız fizik bedeninizin çok ötesine taşar. Bu enerji kalıpları enerji bedenleridir. Şimdi yerkürenin enerji kalıbını da benzer bir yapı olarak görmenizi istiyoruz, dünya da fizik bedeninin dışına uzanan birçok düzeye sahip duygulu ve bilinçli bir varlıktır. Yerkürenin fizik bedeni de tüm enerjisinin ancak bir kısmını barındırır. Dünya denen enerji akışı boyutsal titreşim düzeylerine ayrılmıştır, bu düzeylerin bazılarını görebilir ve onlarla ilişkiye girebilirsiniz. Düzeylerden birincisi gezegenin merkezini oluşturan eriyik haldeki topraktır, en yoğun olan ikinci düzey ise kayalar ve katı haldeki topraktır. Boyutsal realitenizden çok farklı bir yaşam formu olduğu için henüz bir kayayla iletişim kurabilmiş değilsiniz.
Dünyanın içsel seyir sistemine güç sağlayan kristaller bu yoğun yaşam düzeyinin bir başka formudur, dolayısıyla kristaller dağlarınızı oluşturan kayalardan daha insanımsı özelliklere sahiptir. Birçok farklı titreşim içerirler, hatta realitenin boyutsal sınırlarını aşma yeteneğine sahiptirler, aynı anda birkaç boyutta bulunma ve her birinin enerjisini içerme yeteneğindedirler. Aslında yerkürenin kristalimsi enerji ağını oluşturan da bu boyutlar arası özelliklerdir. Bir başka düzey bitki yaşamıdır. Araştırmalarınız bitkilerin hissedebildiklerini ve enerji olarak insanlara benzer biçimde tepki verdiklerini göstermiştir. Duygusal hallerinizi kolayca bitkilere aktarabilirsiniz, sizin gibi duyuları olmasa da massetme duyuları çok güçlüdür. Sevgiyi, acıyı, hatta korkuyu hissederler. Bitki yaşamına daha yüksek bir titreşim düzeyinden baktığınızda, yoğun kayalarla insanın eterik ruhu arasındaki enerji uçurumu üzerinde bir köprü oluşturduklarını kolayca görebilirsiniz. Bir sonraki hayvanlar düzeyidir. Hayvan yaşamı titreşiminize o kadar yakındır ki onlarla daha yüksek var oluş düzeylerinde ilişkiye girmeniz bile mümkündür. Örneğin bir kayayla iletişim kurmanız mümkün değilken, yaşam boyunca bir hayvanla birlikte çalışmak için kontrat yapmanız pekala mümkündür. İnsan da bu boyutsal realitelerden biridir. Aslında hepiniz dünya ananın yüksek benliğinin parçalarısınız.
Bedeniniz üçüncü boyut realitesiyle rahatça ilişkiye girmenizi sağlamıştır. İnsanlık daha yüksek titreşim düzeyine geçerken bedeniniz de daha yüksek boyutlarla iletişime uyumlanmaktadır. Gözlerinizi kapattığınızda alnınızın ortasından yayılan ani ışık parıltılarını görmeye başlayabilirsiniz. İşitme duyunuz da etkilenmekte, birçoğunuz kulaklarınızda düşük bir çınlama sesi ya da bir vızıltı duymaktasınız. Birçok insanın gözlerinin titreşimsel duyarlılık alanı genişlemektedir. Çok geçmeden daha evvel göremediğiniz renkleri görmeye başlayacaksınız. Birçok kişi şimdiden diğer uzay (yer) ve zaman boyutlarını kısa süreler için görmektedir, bunlar genelde göz ucuyla gördüğünüz gölge figürlerdir. O sırada orada başka varlıkların bulunduğunu hissedebilirsiniz, ancak dönüp direkt baktığınızda ortadan kaybolurlar. Bu görüntüler beşeri duyularınızın genişlemekte olduğunun kanıtıdır. Bedeniniz enerjiyi massederek içine alır, massetme duyunuz da evriminizin bu aşamasında epey değişim geçirmektedir. Başkalarının duygularını hissedebilen kişiler, yani empatik insanlar çok gelişmiş bir massetme duyusuna sahiptir. Birçok şifacı, duygusal titreşim düzeyine uyumlanan duygusal empatlardır. Psişik yetenek dediğiniz şey aslında birçok titreşim alanına uzanan keskinleşmiş massetme duyusudur.
Dünya liderleri geçmişte size bir şeyler söyler sonra da başka şey yaparlardı, yeni dünyanın yüksek titreşimlerinde bu artık o kadar kolay olmayacaktır. Perde incelirken aslında birbirinizden ayrı olmadığınızı anlayacaksınız. Oyunu oynadığınız kutupluluk alanı size bir ayrılık illüzyonu sunmuştur, şunu bilin ki perde daha fazla inceldikçe hepiniz ortaklaşa paylaştığınız birliğe ulaşabileceksiniz. İşte bu yüzden medyumluk ve ilahi ilham dediğiniz şeyde bir artış var. Önünüzde uzanan yolun keyfini çıkarın, çünkü bir daha asla böyle önemli bir zamanda yaşayamayacaksınız. Seçimleriniz sayesinde insanlığın ortak titreşim düzeyi, zaman ve uzayınızın birçok realitesi arasındaki bağlantıyı destekleyecek düzeye ulaşmıştır.
Göz ucuyla gördüğünüz gölge figürler sizinkiyle aynı yerde bulunan diğer boyutsal realitelere aittir. Dönüp o figürlere direkt baktığınızda hızla gözden kaybolurlar, geliştikçe bunun daha çok meydana geldiğini göreceksiniz. Gözleriniz yeni titreşim alanlarına alıştıkça bu görüntüler de artacak, daha çok alıştıkça sizinle aynı fizik uzayda bulunan diğer realiteleri de görebileceksiniz. Zaman ve uzay birbiriyle ilişkilidir, gördükleriniz aslında diğer zaman boyutlarıdır ya da bizim deyimimizle “boyutlar arası realitelerdir.” Bu realitelerin çoğu birbirinden titreşim olarak farklıdır, insanlarla birlikte orada farklı bir yaşam da sürüyor olabilir. Çok kişiliklilik sendromuna sahip olanlar, bu realiteleri birbirinden ayıran bilinçli kontrol mekanizmasıyla teması yitirmiş olanlardır. Kendi evinizde, aynı fizik yerde başka dünyaların da bulunduğunu hayal edin. Bu varlıkları genellikle sanki arkadan aydınlatılmış gibi göreceksiniz, ayrıca ince ama çok parlak auraya benzer ışık hatları da görebilirsiniz. Bu ışık aslında onları diğer zaman boyutlarına bağlayan bağlantı noktaları, sizin deyiminizle auralardır. Aslında onlar zaman boyutunuzun diğerlerine karıştığı noktalardır, siz auraları ışık ve enerji olarak algılarsınız.
Kendi zaman ve uzayınız içinde birçok boyutsal realite bulunduğunu söylüyoruz. Bazıları sizinkinden daha düşük, bazıları daha yüksek titreşim frekansındadır. Lütfen şunu anlayın ki, bu realitelerin bazıları teknolojik bakımdan ve evrim açısından sizden daha ilerde olabilir, ama güce sahip olan sizsiniz, tüm var olanın paradigmasını değiştirmiş olan sizsiniz.
Zaman ve uzayınız içinde daha yüksek titreşimli bir yaşamı destekleyen armonik boyut düzeyleri de vardır. Çoğunuz bu varlıkları henüz göremediniz, ancak onlar sizi görebilirler. Bu varlıkların birçoğu, şimdi oynamakta olduğunuz oyunu yaratmanıza yardımcı olmuşlardır. Bazıları ebeveyniniz olan (size DNA’larını vermiş olan) ırklardır. Gördüğünüz o uzay araçları nadiren uzayda yolculuk yaparlar, daha çok diğer zaman boyutlarına geçerler. Onları büyük hızlar yapabilen ve yerçekimi yasasına meydan okuyan araçlar olarak bilirsiniz, oysa nasıl boyut değiştireceğinizi anladığınızda mevcut teknolojinizle bunu siz de başarabilirsiniz. Bu uzay araçları ancak titreşim frekansınıza girdiklerinde tarafınızdan görülebilirler, onlardan korkmayın, çünkü izniniz olmadan sizi kontrol edemezler. Artık söz konusu varlıkları görebileceğiniz bir düzeye geçmektesiniz. Bu varlıkların bazıları bir süredir hükümetlerinizle işbirliği yapıyorlardı, bu tür temaslar dünya tarihinde birçok kez yapılmıştır. Yüksek titreşimli bu varlıklar hükümetlerinize yeni teknoloji teklifinde bulunmuşlar, ancak dünyanız sadece titreşim düzeyinize uygun teknolojiye izin verdiği için teklif ettikleri teknoloji işinize yaramamıştır. Philadelphia Deneyi ve Montauk Projesi bu tür müdahale girişimlerinin başlıca örnekleridir. Bu olaylarda hükümet yetkilileri yüksek teknolojili savaş araçları vaadiyle kandırılmışlardır, eğer yüksek teknolojinin düşük titreşimlerde işe yaramayacağını bilselerdi bu işte neden bozguna uğradıklarını anlayabilirlerdi.
Yakında uzaylı dediğiniz bu varlıklarla temas kuracaksınız, onlar şimdiye kadar gelişmenizi sabırla izlediler. Evrende yalnız değilsiniz, ayrıca sizin kadar gelişmemiş birçok ırkın var olduğunu da bilmeniz gerekir, geçmişte aranızdaki farklılıklar yüzünden birbirinizle birçok kez savaştınız. Eğer dünyalı insanlar olarak birbirinizden çok farklı olduğunuzu düşünüyorsanız ilerde görecekleriniz sizi şaşkına çevirecektir. Uzaylı dediğiniz varlıklarla karşılaşmayı çok istemenize de bayılıyoruz, bu bize çok komik geliyor, çünkü aslen hiçbiriniz dünyalı değilsiniz! Titreşiminiz daha da yükseldiğinde onlarla karşılaşacaksınız. Hepiniz o düzeye aynı zamanda ulaşamayacağınız için onlar yavaş yavaş sizin realitenize sızacaklar! Bu yüzden, CNN’de uzaylıların dünyanıza kitlesel inişini görene dek aradan uzun bir sürenin geçmesi gerekebilir. Yine de önünüzdeki iki yıl içinde (bu mesaj 2002’de verildi) birçoğunuz bu varlıklarla ilişki kurmaya başlayacaksınız. Onlar ilk başta realitenize sessizce girecekler. Zamanla uzaylı dediğiniz varlıkların bazılarının aslında bir başka zaman ve uzay boyutundaki “siz” olduğunu anlayacaksınız!
Her boyutlar arası realite özgün bir titreşime sahiptir, bu yüzden birbirinden ayrıdırlar. Şimdi temel titreşimini, yani özgün frekansını değiştirme yeteneğine sahip bir taşıyıcı frekans hayal edin. Biz bu değişken frekanslara “boyutlar arası realiteler” diyoruz, çünkü onlar birçok alternatif realiteyle kesişme yeteneğine sahiptirler. Bu frekanslara bir dereceye kadar uyumlanmak mümkün olsa da boyutlar arası bir realiteye direkt uyumlanmak mümkün değildir, ancak realitenin armonik bir düzeyine uyumlanılabilir. İşte bu yüzden boyutlar arası realitedeki bir varlık, bir sonraki boyutlar arası realitede ancak gölgemsi bir figür olarak görülebilir. Bu olay, gölge figürlere odaklandığınızda neden gözden kaybolduklarını da açıklar.
Ölüm olayında fizik bedenden ayrıldıktan sonra gittiğiniz ilk armonik düzeyler bunlardır. Fizik kattan ayrıldığınızda karşılaştığınız ilk düzey, fizik kattaki niteliklere sahip boyutlar arası armonik bir realite düzeyidir. Bu din kitaplarında araf olarak yorumlanan aradaki düzeydir, ama yargılamayla bir ilgisi yoktur, çünkü zıtlar alanının dışında yargılama yoktur. Böylesine normal bir süreci alıp onu insanları yönetme amacıyla kullanmanızı doğrusu çok eğlendirici buluyoruz! En eğlendirici bulduğumuz konu ise cehennem dediğiniz uydurmadır. Fizik kattan ayrılıp söz konusu ilk düzeye gittiğinizde orası sanki fizik formdayken yaşadığınız düzey gibi görünür ya da öyle bir his verir. Bu yüzden bazıları hala fizik katta yaşadıklarını düşünerek oraya saplanıp kalırlar. Eğer bir sonraki düzeye geçmeye karşı güçlü bir duygusal direnç (korku ya da öfke) varsa, ruh o duygudan kurtulana dek o hal içinde kalabilir. Orada saplanıp kalanlar hayalet dediğiniz varlıklardır. Ayrıca dünyadan ayrılmış ruhları bırakmak istemeyen insanlar tarafından o hal içinde tutulmak da mümkündür. Bu durumdan kurtulan ruhlar cennet ya da Yuva olarak bildiğiniz çok daha yüksek titreşim düzeyiyle kolayca etkileşime girebilirler.
Boyutlar arası realitelerin varlığını ortaya çıkardığınızda, aynı anda geçmiş, şimdi ve gelecekte birkaç realiteye sahip olduğunuzu göreceksiniz. Daha önce de söylediğimiz gibi bu boyutsal realitelerle bağlantıyı oluşturan şey auradır. Birkaç siz’in yan yana var olduğunu hayal edin, her biriniz farklı seçimlerde bulunabilir ve birbirinden biraz farklı dünyalarda ve koşullarda yaşayabilirsiniz. Her zaman bir boyutlar arası realiteden diğerine atlama yeteneğine sahiptiniz. Özgür seçim oyun alanında her şey mümkündür, sadece realitenizi seçmeniz sonra da kabul etmeniz gerekir. Hatta alternatif bir realitenin veçhelerini bir diğerine çekmek bile mümkündür, şimdiye kadar çok az kişi bunu başarabildiği halde şimdi bu olanak herbirinize sunulmaktadır. Daha önce sunduğumuz mesajlardan birinde algılama noktanızı değiştirerek bir realiteden diğerine nasıl atlayabileceğinizi söylemiştik. Bakın, bir boyuttan diğerine geçmeyi başarmada algılama noktanız çok önemlidir. Birincisi, bunun boyut değiştirme işleminin önemli bir parçası olduğunu bilin, sonra sürekli olarak yaşamınızdaki her olayı en yüksek algılama noktasından görmeyi seçin, bunu hep uygulayın. Algılama açınızı değiştirme uygulaması yapın ve önce uygun pozisyon alma alışkanlığını geliştirin. Bu sizi bir sonraki adıma, zamanı değiştirmeye hazırlayacaktır.
Vorteks, (girdap) dairesel bir devinim içinde hareket eden enerjidir. Genellikle vorteksler rüzgarın bir kanyon boyunca eserek bir dağın yamacına çarpıp dairesel bir devinim içinde dönmesiyle oluşur. Hortum, yıkıcı olabilecek demirlenmemiş bir vortekstir. Vorteksler erkek ya da dişi (yukarı ya da aşağı doğru) olabilir ve saat yönünde ya da saat yönünün tersine dönebilirler. Doğal olarak oluşan veya insan niyetiyle oluşturulan vorteksler de vardır, kendi çevrenizde kişisel vorteksinizi oluşturmanız bile mümkündür. Bir vorteks, tüm boyutsal realitelerde aynı niteliklere sahip olan, ayrıca bir boyutsal realiteden diğerine geçebilen enerji formudur. Vorteks yerküreye demirlenip insan niyetiyle beslendiğinde diğer boyutlara açılan bir kapı olur. Zamanla bu giriş kapıları zaman ve uzayda boyutlar arası yolculuğun vasıtaları olacaktır. Birçok varlık özgür seçim oyun alanında oyunun nasıl oynandığını görmek için bu zaman kapılarından geçerek dünyayı ziyaret edecektir.
Aranızda yıllar önce bu çağrıyı hissetmiş, niyeti ve adanışıyla yerküre üzerinde enerji kapıları oluşturmaya başlamış olanlar var. Onlar belirli bir enerji vorteksinin çekirdeğini oluşturan ve besleyen insanlardır. Sık sık yeni vortekslerin açılmasına yardımcı olmak için başka yerlere gider ya da oluşturulmuş bir vorteksi ziyaret edip evlerine geri dönerek kendi vortekslerini oluştururlar. Bu devinen enerji imzaları en sonunda boyutsal realiteleri birbirine bağlayan kapılar olacaktır. (Sayfa: 50-67)

YENİ IŞIĞIN DOĞUŞU

Kaydettiğiniz ilerlemeler sayesinde dünyada çok heyecan verici bazı olaylar vuku bulmaktadır. Merkezi Güneşten gelen kristal enerji gezegeninizde bazı olayları başlatmıştır, siz bu olayların kendi güneşinizden kaynaklandığını düşündünüz. Oyun alanınız değişiyor ve tektonik tabakalarında enerji depoluyor. Bu enerji özümsenirken yeni ışığın doğuşunu görmeye başlıyorsunuz. Ama henüz ışığı tam olarak göremiyor, onun parçacık dalgaları olduğunu sanıyorsunuz, hatta parçacıklardan mı yoksa dalgalardan mı oluştuğuna bile karar vermiş değilsiniz. Oluşmakta olan yeni ışık dışardan değil içinizden geliyor, Merkezi Güneşten gelen ve içinizden dışarı yansıyan bir ışıktır o. Merkezi Güneşten gelen kristal enerji realitenize girdiğinde geri yansıtılır, onu fiziksel ve paranormal duyularınızla algılayabilirsiniz. Bu ışığı ayrıntılı olarak tarif ediyoruz, çünkü yakın gelecekte birçoğunuz yeni ışığı görmeye başlayacaksınız. O boyutlar arası zaman girişlerini (kapılarını) birbirine bağlayan ışıktır.
Görmekte olduğunuz şey daha önce asla görmediğiniz bir şeydir, zaman koridorlarının birbirine bağlanmasıdır. Önünüzdeki aylarda bu zaman girişlerine kazayla düşmeniz bile mümkündür. Böylesi sizin için çok ilginç bir deneyim olacaktır, çünkü üç saat birden yitirmiş olduğunuzu ya da saatin sandığınızdan bir saat erken olduğunu veya umduğunuzdan tamamen farklı bir yerde bulunduğunuzu görebilirsiniz. Eşyanız herhangi bir neden olmadan aniden ortadan kaybolabilir ve tekrar ortaya çıkabilir. Lütfen aşırı tepki göstermeyin, çünkü bu tür olaylar realitenizde beşinci boyut ifadesinin başlangıcıdır. Zaman ve uzay boyutları, beşinci boyut realitesi yaratmak için yükseklik, genişlik ve derinlik boyutlarına eklenmiştir. Siz zaman ve uzayla etkileşime alışık değilsiniz, sözünü ettiğimiz zaman kaymaları ya da eşyanın kaybolup tekrar ortaya çıkması zaman ve uzayla ilk etkileşiminiz olacaktır.
Beşinci boyuta dalarak zaman ve uzayla etkileşime girdiğiniz için yakında yeni fiziksel yetenekler ortaya çıkacaktır. Bunlardan biri görme alanında olacak ve daha evvel asla göremediğiniz süptil enerji alanlarını görmeye başlayacaksınız. Auraları insanların çevresindeki enerji alanları olarak görenler şimdi onu farklı biçimde görmenin mümkün olduğunu anlayacak, hiç aura görmemiş olanlar ise artık onun görünür hale geldiğini fark edeceklerdir. Karanlığa baktığınızda daha önce orada görmediğiniz enerji alanlarını da göreceksiniz. Bu alanlar belli belirsiz ve renksiz olabilirler, ama gelmekte olan yeni ışığın ilk görüntüleridir onlar.
Yeni ışık sarı, amber (kehribar) ve altın renginin çok güzel bir karışımı olarak görünebilir. Bu renk, renklerin birleşerek tüm boyutlar arası realitelerden geçtiği on ikinci ışının rengi ve yeni dünyanın başlangıcının işaretidir. Sarı, amber ve altın rengini içeren ve
Altın Alev olarak da bilinen ışık bandı yeni enerjinin ayırt edici özelliği olacaktır. Onu ayırt eder etmez ışık ta kalbinize yayılacaktır, söz konusu ışığı gölgede ve güneş ışığında da görebileceksiniz, çünkü o Merkezi Güneşten gelmekte, yerkürenin ta merkezinden size yansımaktadır. (Sayfa: 86-90)

DAHA YÜKSEK GERÇEĞE ULAŞMAK

Gerçek eski enerjide bir standarttı. Bir kez yeterli sayıda insan bir şeyin gerçek olduğuna inandığında sorgulanmadan kabul edilir, aynen sürdürülürdü. O günlerde çocuklarınıza verebileceğiniz en büyük armağan onlara kendi gerçeğinizi öğretmekti. Bu yüzden yasalar konmuş, herkesin aynı gerçeğe inanmasını sağlamak için okullar ve dinler oluşturulmuştu. Bugün ise gerçek evrimleşen bir kavramdır. Şimdi çocuklarınıza verebileceğiniz en büyük armağan, sizinkinden farklı bile olsa onlara kendi gerçeklerine ulaşmalarını öğretmektir. Bir zamanlar gerçekleşmesi kuşaklar alan değişimler şimdi göz açıp kapayıncaya kadar meydana geliyor. Birçoğunuz daha birkaç ay önce benimsediğiniz gerçeklerin bile artık aynı anlamı taşımadığını görüyorsunuz. Asla değişmeyen tek bir gerçek vardır, her birinizin kalbinin derinliğindeki duygular sözcüklerin yetersiz kaldığı yerde bile gerçeğinizi haykıracaktır. İşte bu yüzden yargılama yerine ayırt etme gibi yüksek titreşimli araçları kullanmanızı istiyoruz. Ayırt etmek, sevgi ölçüsüne dayanan seçimlerde bulunmaktır, sevginin olduğu yerde yargıya yer yoktur.
İlerlemenin anahtarı, artık size hizmet etmeyen gerçeklerden vazgeçmektir. Bunu yapmak zor olabilir, çünkü insanlar değişime direnirler. Bunun bir örneği, her gün belli bir süre meditasyon yapmazsa ruhsallığa erişemeyeceğine inanan kişidir. Ritüellerinizin gizemine bayılırsınız, oysa uygulamalarınızın birçoğu artık size hizmet etmemekte, hatta bazıları sizi gerçek gücünüzden ayırmaktadır. Düş kırıklığınızın nedeni bu olmasına rağmen hala onları bırakıp ileri gitmeyi reddediyorsunuz. Ritüeller gücünüzü hatırlamanıza yardımcı olabilirler, ancak anahtar olduğuna inanarak gücünüzü ritüele teslim ederseniz, kendinizi yaratan olarak görmenizi engelleyen ruhsal bir ayrım yaratmış olursunuz. Başka bir deyişle ritüeller niyetinizi odaklamada kullanılabilir, ama sonuç bakımından elzem değildir.
Günlük yaşamınızdaki koşullar genelde evrensel enerji akışıyla ilişkinizin ilk göstergesidir. Eğer günlük yaşamınız doyum vericiyse, en azından asgari bir sevinç ve tutku hissedebiliyorsanız bu evrensel akışa biraz uyumlu olduğunuzu gösterir. Çabasız, eşzamanlılık içeren bir yaşam tarzı ise evrensel enerjiye tam uyumlu olduğunuzu gösterir. Bedeniniz de evrensel enerji akışına uyumlanışınızın bir göstergesidir. Enerjiyi kısıtlama ve yanlış kullanma eninde sonunda bedeninizde ortaya çıkacaktır. Enerjinin yanlış kullanımı hastalık dediğiniz şeyin kökenini oluşturur. Şimdi daha yüksek titreşimlere geçerken bedeniniz enerji sürtüşme ve engellerine daha çabuk ve sert tepki gösterecektir. Beşinci boyutta evrensel enerji akışına karşı koymak fiziksel olarak mümkün değildir.
Algılama da bir gerçeğin nasıl görüleceğini belirler. Eski ideallere bağlı olanlar yaşamda geriye doğru yürür, sadece arkalarındaki şeyi görebilirler. İnsanlığın düşük titreşimlerinde bu epey işe yaramıştır, ancak şimdi bu tür eylemler açıkça enerjinin yanlış kullanılmasıdır ve ilerlemeyi engeller. Görüş açınızı değiştirmeniz realiteyi de değiştirir, bu zamanda çevre üzerinde sandığınızdan daha fazla kontrole sahipsiniz. Her şeyi en yüksek perspektiften görmeye niyet edin ve doğru algılama pozisyonuna girme alışkanlığını geliştirin. Enerjinin denge bulmasını ve doğal biçimde bütünleşmesini sağlayacak günlük bir tutum edinin. Evrensel enerjiyi her an yaptığınız seçimlerle yönlendirirsiniz. Oyun alanında nasıl yanlış hamleler yoksa yanlış seçimler de yoktur.
Yüksek titreşimler dünyada cenneti yaratacak birçok yeni ve harika yetenek getirmektedir, onlar artık sizi beslemeyen yaşam koşullarını da desteklemeyecektir. Kısa bir süre öncesine dek düşük titreşimli bir işe ya da tutku duymadığınız bir ilişkiye dayanmanız mümkündü. Artık böyle bir seçeneğiniz yok, yeni dünyanın yüksek titreşimlerinde başarı sağlayabilmeniz günbegün deneyimlediğiniz mutluluk ve tutkuyla doğru orantılıdır. Yaşamınıza mutluluk ve tutku katmak sizin sorumluluğunuzdadır. En yüksek düzeyde titreşebilmek için mutlu ve tutkulu olmak, kendinize ve oyun alanındaki insanlara karşı borcunuzdur. (Sayfa: 99-104)

TRİLOJİ

Hiç kimse geleceğinizi önceden bildiremez, bu mümkün değildir, çünkü henüz o geleceği yazmadınız. Sorumluluk taşıyanlar sizlersiniz, seçimlerinizle, özgür iradenizle nihai sonucu yazacak olan sizlersiniz. Bu konudaki huzursuzluğunuzu görüyoruz. Yazılı metinlerin önünüze serilmesine çok alışmışsınız, rolünüzü oynarken oyun metinlerinin önünüze serilmesini bekliyorsunuz. Eskiden kontratlarınız böyle gerçekleştirilirdi, şimdi durum çok farklıdır.
7 Mart 2001’de dünyada ilk kez bir insan kopyalanmıştır. Size Atlantis ve Mu ile ilgili öyküler anlatmamızın nedeni, özgür seçim oyun alanında kaydettiğiniz ilerlemelerin sizi o devirdeki titreşim düzeyine yükseltmiş olmasıdır. Şimdi benzer durumlarla karşılaşacaksınız ve aynı seçimlerle ilgili kararlar vermeniz istenecek. Ancak bu kez size yardım edilmektedir. “Diğerlerini” gözleyin sevgili varlıklar, birçoğu oyun alanının dışında durmakta ve hala kendilerini buraya ait bir gözlemci gibi hissetmekteler. Birçok enkarnasyon boyunca, insandan daha aşağı bir yaratık muamelesi gördükleri o günlerin hücresel anılarını taşımayı kabul etmişlerdi. Bu enerji damgaları tarihiniz boyunca tekrarlanan kölelik temasının kökenini oluşturur. Onlar insanlığın enerjisinin dengelenmesine yardımcı olmak, eğer fırsat doğarsa bu kez farklı davranmak için acımasız bir dünyada enkarne olmuş çok duyarlı ruhlardır. Onların geri dönüşleri kutsal kitabınızda “Dünyanın halim olanlara miras kalacağı zaman” olarak bildirilmiştir.
İnsanlık yakında bazı zor seçimlerle karşı karşıya kalacaktır. Bizden genetik mühendisliğin ya da insan kopyalamanın doğru ya da yanlış olduğunu söylememizi beklemeyin, çünkü bu yargılar sadece oyun alanındaki zıtlık illüzyonlarıdır. Size söyleyeceğimiz şey şudur: Bu teknolojinizin doğal gelişimidir ve ruhsal evriminiz tarafından desteklenmektedir. Aksini söylemek insanların bildiklerini unutmalarını gerektirir ki bu mümkün değildir. Bazılarınız bunun doğal bir yol olmadığı ve Tanrıyı oynamanızın uygun olmadığı inancına sıkı sıkıya sarılacaksınız. İnsan kopyalamaktan korkmayın sevgili varlıklar, çünkü o içinizdeki yaratıcının bir yansımasıdır. Kaydedilen ilerlemeler insan biyolojisini daha iyi anlamanızı sağlayacak ve sizi Atlantis döneminde uygulanan gençleştirme işlemine götürecektir. Perde çok kalındır, bu yüzden gerçek doğanızı göremiyorsunuz. Eğer perdeyi bir an için kenara çekebilseydik tüm sırların en büyüğünü görebilirdiniz. Tanrı vardır ve siz O’sunuz! Siz Tanrının bir parçası değil bütünüsünüz! 7 Mart 2001’de bu dünyaya ilk kez gelen varlık büyüyüp bir yetişkin olamayabilir, haber kitlelerden saklandığı için bu konuda hiçbir şey duymayabilirsiniz. Ancak size diyoruz ki, yeni dünyada bir başka insanın kopyalanması an meselesidir. Atlantis döneminde enerjinin nasıl yanlış kullanıldığını hatırlayın, bunu tekrar deneyimlemeniz gerekmez. Bu yanlış kullanım kötü güçler tarafından yapılmamış, uygulamaya şu anda karşı karşıya olduğunuz aynı sınav ve koşullarla karşılaşan insanların seçimleri sebep olmuştu. Bu içinizdeki tohum korkudur, artık yüzleşip ebediyen onu şifalandırmanın zamanı gelmiştir.
Bu sihirli bir zamandır. Bir süredir teknolojiyle biyolojinin bütünleşmesini bekleyin diyorduk, şimdi bu gerçekleşmiştir ondan korkmayın. Bütünleşme zıt yönde de vuku bulacak, yani biyolojiyle teknoloji bütünleşecek ve çok geçmeden “insan bilgisayarlar” da göreceksiniz, onlardan da korkmayın, çünkü onlar yapmalarını istediğiniz şeyi yapacaklar. Yıllar önce ilk kez bilgisayar gördüğünüz zamanı hatırlıyor musunuz? O zaman “bunu nerede kullanacağım?” diye sormuş olabilirsiniz. Şunu bilin ki, önünüzdeki on yıl içinde meydana gelecek teknolojik gelişmelerle kıyaslandığında bilgisayarın icadı önemsiz hale gelecektir. Artık hiçbir sırrın gizli kalmayacağı bir zamanda yaşıyorsunuz, birbirinizin düşüncelerini okumaya başladığınızda duyacağınız sevinci hayal edebiliyor musunuz?

Medyumun açıklaması

“Grup, Atlantis’in yasa koyucularının (konsey üyeleri) yaşam biçimlerini korumak için ellerinden geleni yaptıklarını söylüyor. Atlantis’te o dönemde büyük ilerlemeler kaydedilmiş, ileri teknolojiyle insan da kopyalanmıştı. İşsizlik baş gösterdiği, kaynaklar tükenmeye başladığı için Atlantis liderleri adeta halk tarafından kuşatılmıştı. Buna batan kıta Lemurya’dan göç eden bir sürü insanı da ilave ettiğimizde alt yapının nasıl çöktüğünü anlayabiliriz. Atlantis liderleri sorunu belli yasalar koyarak çözmeye çalıştılar, ancak bu yasalar üç sınıflı bir sisteme yol açtı. Atlantisliler, göçmenler ve “Diğerleri” farklı kurallarla yönetildiler. Diğerleri, kopyalama yoluyla meydana getirilmiş yarı insan yarı robot bir köle sınıfıydı. Evlenip çoğalmaları yasaklanmıştı. Uygulama Atlantis’in geleneksel yaşam tarzını koruyacak yerde bir köleler sınıfı yaratmıştı. Enerjinin bilinçsiz ve yanlış kullanılması diğer etkenlerle birleşerek sonunda Atlantis’in sulara gömülmesine yol açtı!” (Sayfa: 107-121)

MU YÖNETİMİ

Mu (Lemurya) devrinde gücünü kuşanmış insanlara yer veren bir yönetim biçimi vardı. Bu sistem dünya üzerinde tekrar ortaya çıkacaktır. Dünyanın tüm hükümetlerinin tek bir hükümet gibi konuşacakları günü hayal edin. Dünyanın tüm dinlerinin uyum içinde oldukları günü hayal edin. İnsanların, aralarındaki farklılık yerine ortak yanlarını vurguladıkları günü hayal edin. Size o günün yaklaştığını söylüyoruz, yaşamınızda buna yer açın. Lemurya yönetim biçimi aslında bir yönetmeme biçimiydi, çünkü doğası gereği kendini düzenleyen bir sistemdi. İnsanı güçlendirmenin temel prensiplerini uygulayarak işe başlayın. Önce çevrenizdekileri güçlendirin ve gücünüzü kullanma cesaretini gösterin, seçtiğiniz hayatı yaşayın. Kendiniz için en iyisini yaratmaya cüret edin, ihtiyaçlarınıza öncelik vererek enerjinizi merkezlendirin. Önce kendi kabınızı doldurun, sonra dönüp diğerlerininkini doldurun, böyle yaptığınızda başkalarına verecek çok daha fazla şeyiniz olur. Sonra realitenizde ayrılık illüzyonunu yaratmış olan rekabeti yeniden yapılandırmaya başlayın. Dünyanızın ekonomistleri bile biri iyi olduğunda herkesin iyi olduğunu biliyorlar, bir ekonomi battığında diğeri yükselmez, aslında hepsi birbirini etkiler.
Mu yönetiminin hiçbir yasası yoktu. Özgür seçim daima onurlandırılıyor, sebep sonuç sorumluluğuyla dengeleniyordu. Eğer biri diğerinin özgür seçim hakkını çiğnerse sonucu hızla ona da uygulanıyordu. Lemurya’da yaşarken titreşimleriniz gerçekten çok yüksekti, gücünüzü dışınızda değil içinizde taşıyordunuz, bu yüzden yasalara gerek duyulmuyordu. Yasa yerine çok saygı duyulan geleneklere güveniyordunuz, tüm gelenekler insanı güçlendirme üzerinde odaklanmıştı. Yöneticiler lider değil hizmetkar konumundaydılar, Mu ülkesindeki tüm eylemlerin evrensel enerjiye uygun olup olmadığını gözetiyorlardı. Sadece olağanüstü durumlarda suçluyu sınır dışı etmekle yetiniyorlardı, en büyük ceza buydu. Birinin özgür seçimine bir tecavüz olduğunda suçu işleyen en sonunda iyi bir uzlaşma yolu buluyordu. Mu, ruhların en yüksek düzeyde titreşmesinin bir hak değil onurlu bir ayrıcalık olduğu son derece gelişmiş spiritüel bir toplumdu. Yaşam tümüyle seçimle ilgiliydi, gücünüzü fark ederek yaşamayı ya da yaşamamayı seçebilirdiniz. Evriminizde ancak şimdi Mu’nun ideallerine yaklaşan bir düzeye ulaşıyorsunuz.
İçinde bulunduğunuz zaman harika bir zaman ve havada epey sihir var! İlerde göreceğiniz gerilemeler küresel birlik anlayışını hızlandırmaya hizmet edecektir. Ortak titreşim yükseldiğinde hepiniz yükselirsiniz, dünya ekonomileri bile evrensel enerjiye öykünerek birbirine bağlanmaktadır, biri büyüdüğünde hepsi büyür, bu eylem halindeki evrensel enerjidir. Mu devrindeki organizasyon şimdi geri dönmektedir, başlangıçta onu en küçük ölçeklerde uygulayın, işinizde uygulayın, evinizde uygulayın, okullarınızda uygulayın. “Ben tek bir kişiyim bir fark yaratamam, çünkü sesim duyulmaz” demeyin, fark yaratabileceğinizi bilin, evet sesinizi duyurabilirsiniz. Siz titreşiminizden sorumlusunuz, hepsi o kadar! Gerçeğinizi seçin ve kararlı olun, bu enerjinizin merkezini belirler. Özel bir zaman gelmektedir, verilen enerjiyi de armağanı da alın ve onları kullanmaya cüret edin.
Güçlendirme tohumlarıyla Lemurya dönemini bir kez daha oluşturacaksınız. Yeniden buluşanlar sadece sizler değilsiniz, dünyadaki ışık grupları birbirleriyle buluşurken aynı şey cennette de vuku bulmaktadır, çünkü aşağıda nasılsa yukarda da öyledir! Tüm baş melekler büyük bir faaliyet içindedir ve bir araya gelmektedir. Lusifer Deneyinde rol oynamış olanlar bile cennette yeniden buluşmaktadır. Bunu özgür oyun alanındaki seçiminizle mümkün kılan sizsiniz, bu yüzden önünüzde saygıyla eğiliyoruz!
Lemurya döneminde dünya üzerinde büyük teknolojiler ortaya çıkmıştı, çünkü teknolojiyi dengeleyen ruhsal gelişme de büyüktü. O en mutlu olduğunuz, yüksek benliğinizle tam bağlantı içinde yaşadığınız, her adımı birlikte attığınız bir devirdi. (Sayfa: 126-131)

SORUMLULUK: GÜCÜN DENGESİ

Size yeni dünyada kullanılacak iki araç sunacağız. Birinci araç şudur, birçoğunuz günlük yaşamınıza kapılır kendinize hiç zaman ayırmazsınız, dünyalı olma sanatı büyük ölçüde ihmal edilmiştir. Eğer Tanrı olduğunuzu söyleseydik, Tanrının bir parçası değil bütünü olduğunuzu söyleseydik kendinize beş dakika ayırır mıydınız? Kendinize böyle davranın, çünkü söylediklerimiz doğrudur. Peki ikinci araç nedir? Bakın, dengesiz güç yararsızdır. Egonuza kapıldığınızda, yani sahip olduğunuz tüm enerji şişinmeye başladığında bir denge yoktur. Denge olmadan güç de olmaz, gücü dengelemenin tek yolu sorumluluk almaktır. Sorumluluğa nasıl sahip çıkabilirsiniz? Sorumlu olduğunuz tek bir şey var, sadece mutluluğunuzdan sorumlusunuz, defalarca realitenizden sorumlu olduğunuzu söyledik.
Sadece kendiniz için seçim yapın, o zaman her şey düzene girecektir. Sadece kendinizden sorumlu olun, o zaman gücünüz artacaktır. Eğer enerjinizin tükendiğini hissediyorsanız, nedeni başkalarının sorumluluğunu üstlenmenizdir. Bunu yardım arzusuyla yapsanız bile aslında onların gücünü ellerinden almaktasınız. Eşinizin, patronunuzun, emrinizde çalışanların sorumluluğunu üstlenmek size düşmez. Sadece onlara sorumluluklarını nasıl yükleneceklerini öğretin, enerjiyi bu şekilde uyumlayın, o zaman yaptığınız her şeyde bir dengeye kavuşursunuz. (Sayfa: 136-138)

BOLLUĞUN BEŞ GELENEĞİ

Yuva sandığınızdan daha çok bolluk içerir, orada yoksunluk diye bir şey yoktur. Zıtlık illüzyonu her şeyi ayrı olarak görmenize neden olur, oysa her şey birbirine bağlıdır. Aynı illüzyon yoksunluğu da deneyimlemenize neden olur, zihniniz sınırlılığı gördüğü anda onu yaratır. Bir şeyi düşünmenizle onun tezahür etmesi arasındaki süre şimdi giderek kısalmaktadır. Oyunun başlangıcından beri sizi kısır döngü içinde tutmuş bazı illüzyonları anlatmak istiyoruz.
Bizim bolluktan anladığımız her alanda bol enerji akışıdır. Beşinci boyutta birlikte yaratma sanatının yerini bolluk içinde yaşama alır. Bu açgözlülük anlamına gelmez, çünkü bolluk ancak enerji akışının olduğu yerde vardır, açgözlülük doğal enerji akışını sekteye uğratır. Lütfen ruhsallığın bollukla ölçülmediğini anlayın, oyunun daha düşük titreşimlerinde maddeye düşkünlüğün ruhsallığın karşıtı olduğu düşünülürdü. Geçmişte insanın ruhen evrimleşebilmesi için yoksulluk yemini etmesinin gerekli olduğu sanılırdı. Daha düşük titreşimlerde bunun bir gerçeklik payı vardı, ama beşinci boyuta geçtiğinizden beri bu nitelikler değişmiştir. Bolluk içinde bir yaşam sürmek bulaşıcıdır!
Tasarladığınız şekliyle oyun bir alışveriş vasıtası içeriyordu. Oyunun başlangıcında, içinde bulunduğunuz sonlu formda oyunun hesabını bir biçimde tutmanın gerekli olduğunu anlamıştınız, bu karma olarak bildiğiniz şeydir. Tüm olaylar toplam karma üzerinde bir etki yaratır, onu artırır ya da azaltırlar. Daha yüksek titreşim düzeylerine geçtiğinizde bu hesap tutma sisteminin de titreşime uygun olarak ayarlanması gerekir. Böylece bir yaşamdan diğerine size eşlik eden uzun vadeli karma sorunları şimdi temizlenmiştir. İnsanlık olarak kaydettiğiniz ilerleme sonucunda uzun vadeli karmik bağlar ve grup karması bile artık ortadan kalkmıştır. Birçok kişi karmanın artık kullanımda olmadığına inanır, ama bize göre siz onu yeniden tanımladınız. Uzun vadeli karmik kontrol ortadan kalktığı halde hem olumlu hem de olumsuz tarzda dengeler yaratmak hala mümkündür. Yeni enerjide ona büyük olasılıkla sebep sonuç ilişkisi diyeceksiniz. Aradaki fark şimdi sonucun çok daha çabuk gelmesidir, artık sebeplere dayanan sonuçlarla karşılaşmak enkarnasyonlar almamaktadır.
Para dediğiniz şey bir enerji değildir, sadece bir enerji yansımasıdır ve anahtar da budur. Enerji daima dairesel bir devinim içinde hareket eder, ancak enerji yansımasının ille de bu şekilde hareket etmesi gerekmez, dolayısıyla alternatifler mümkündür. Parayla ilişkinizi kaydettiğiniz ilerlemenin bir ölçüsü olarak kullanmayın. Paranın yaşamınıza akışını etkileyecek şey parayla ilgili tutumunuz ya da inançlarınızdır. Almaya gerçekten açık olduğunuzda para engellenmeden akmaya başlayacaktır. Yeni dünyanın yüksek titreşimlerinde tutku ve mutluluğunuz yönünde hareket etmeniz bolluğu otomatik olarak yaratacaktır.
Şimdi bolluk içinde yaşamanızı sağlayacak beş basit öneri sunacağız. Bu basit önerileri alışkanlık haline getirirseniz bir bolluk geleneğini benimsemiş olursunuz. 1- Enerjinizi merkezlendirin. 2- Bir boşluk yaratın (Merlin’in yasası) 3- Evrensel enerjiye karşı eylemleri kontrol edin. 4- Bolluk tutumunu benimseyin. 5- Zarafetle kabullenme sanatını uygulayın. Birincisi, enerjinizi merkezlendirme yeteneğidir, doğal enerji akışına öykünür biçimde önceliği kendinize verme sanatıdır. Enerjinizi merkezlendirme yaşamınızın birçok alanını etkileyen önemli bir derstir, ama kolayca bencillikle karıştırılır, oysa arada fark vardır. Bencil davranan biri kendini enerji akışının önüne yerleştirir ve herkesi enerjiden yoksun bırakır. Enerjisini merkezlendiren ise çalışmasını sürdürecek enerjiye sahip olabilmek için önce kendini enerji akışının önüne yerleştirir. Bu kavram çoğunuzun kafasını karıştırır, ancak bolluk yaratmada kritik bir öneme sahiptir. Enerji akışının önüne kendinizi yerleştirmediğiniz zaman yaratım daha başından bozulur, eğer kabınız boşsa bir başkasına yardım edemezsiniz. Bunu başkalarına yardım etmeyin anlamında algılamayın, söylediğimiz bu değil. Biz diyoruz ki, fedakarlık yeni dünyanın yüksek titreşimlerinde düşük titreşimlerdeki kadar işe yaramaz. Yeni dünyada fedakarlık yoluyla bir armağan verildiğinde armağan fedakarlığın ağırlığını yansıtan bir enerji ipliği taşır, dolayısıyla armağanlar ancak isteyerek, koşulsuz ve fedakarlık içermeden verilmelidir.
İkincisi, bolluğu çekecek bir boşluk (vakum) yaratmaktır, boşluk ancak paylaştığınız zaman yaratılır. Enerji ancak hareket halindeyken enerjidir, enerjinin akacağı bir yer yarattığınızda evrensel enerjinin yasaları harekete geçecek ve enerji boşluğu dolduracaktır. Yaratılan boşluk tipi yaratımın niteliğini de belirler. Kullanılabilecek iki temel boşluk tipi vardır, eterik boşluk ve fiziksel boşluk. Eterik boşluk on kat olarak geri döner. Herhangi bir armağan vermek zaman ve uzay eterlerinde bir boşluk yaratır, bu tip boşluk on kat büyüme sürecinin başlangıcıdır. Yürekten bir armağan verdiğinizde size on kat olarak geri döner. Seve seve koşulsuz vermek daha fazlasının geri dönmesi için eterik bir boşluk açar. Lütfen paranın bir enerji formu değil, bir enerji yansıması olduğunu hatırlayın. Eğer armağanda koşullar ya da fedakarlık gibi herhangi bir enerji ağırlığı varsa daha az şey elde edilecektir. Bolluğunuzu çevrenizdekilerle paylaşın ya da fark yaratacağını hissettiğiniz bir amaca yardım edin, ama desteğinizle diğerlerinin yoksunluğa inanmalarına yol açmamaya gayret edin. Eğer bolluğunuzu bir başkasıyla paylaşıyorsanız onu kendi boşluğunu ve enerji akışını yaratmaktan sorumlu tutun. Eğer verdiğiniz armağan alan kişide size bağımlılık oluşturursa geri dönen enerji daha az olacaktır.
Fiziksel bir boşluk ise fiziksel anlamda yer yaratarak oluşturulabilir ve bire bir geri dönüş sağlar. Eğer daha fazla giysi tezahür ettirecekseniz işe gardırobunuzda yer açarak başlayın. Eğer yeni bir araba tezahür ettirecekseniz garajınızı temizleyin. Fizik dünyadaki eylemleriniz etkili sonuçlara yol açacak bir boşluk yaratabilir. Yaşamınıza yeni şeylerin girmesi için yer açmanız bolluk yaratmaya yardımcı olacaktır. Fizik olarak yaratılan boşluğun geri dönüşü bire bir olacaktır. Merlin’in yasası bolluğun ifade edilmesinin bolluğu yarattığını söyler. Verme ucunda akışı başlatın ve onun çabucak alma ucuna yayılışını izleyin. Eğer ticari işlerinizde başarılı olmak istiyorsanız her ticari görüşmede pazarlık edilenden biraz daha fazlasını vermenin bir yolunu bulun.
Üçüncüsü, evrensel enerjiyi onurlandırmaktır. Her şeye nüfuz eden evrensel bir enerji vardır, tüm boşluğu dolduran bir enerji. Tüm diğer enerjiler ortadan kaldırıldığında bu enerji varlığını sürdürür. O potansiyelin, sizin Tanrı dediğiniz şeyin enerjisidir. Bu enerjinin bir tek amacı vardır, zıtlık illüzyonunu yaratmak için birbirinden ayrılmış olanı tekrar birleştirip bütünlüğü sağlamak. Beşinci boyutta evrensel enerjiye direnen her şey dirençle karşılaşacak, onu destekleyen şeylerse destek görecektir. Başka enerjinin bulunmadığı bu büyük boşlukta bütünleşme eylemini şu basit kural kolaylaştırır. Her aksiyon için eşit ve zıt bir reaksiyon vardır.
Dördüncüsü, yaptığınız her işte bolluk tutumunu benimsemektir. Mümkünse her seferinde kendinizi bolluk içinde yaşamanın sağlıklı örnekleri olan kişilerle kuşatın. Kendinize iyi davranın, çünkü böyle yaptığınızda realitenizi bolluk realitesi olarak tanımlıyor olursunuz. Daha fazlasına erişmeye çalışarak ya da sahip olduklarınız için şükrederek bolluğa kavuşabileceğinizi anlayın. Daima ihtiyacınızdan daha fazlasına sahip olduğunuzu düşünün, ancak o zaman ne kadar çoğunu deneyimleyeceğinizi seçebilirsiniz. Zıtlar illüzyonu birbirinizden ayrı olduğunuza inanmanıza yol açmış, bu yüzden yoksunluk inancı ta başından beri oyunu kaplamıştır. Yaygın yoksunluk inancı gerçek bolluğu kavramayı, dolayısıyla deneyimlemeyi zorlaştırır. Yoksunluğun sebebi, insanın görebildiği şeyin var olan tüm şey olduğuna inanmasıdır. Dışınızda hiçbir şeyin bulunmadığı inancı sizi üçüncü boyuta ait yoksunluk illüzyonuna sıkı sıkıya bağlamıştır. Yeni dünyanın yüksek boyutsal düzeyleri artık yoksunluk inancını desteklemeyecektir.
Beşincisi, zarafetle kabul etme sanatıdır. Bolluk sizi bulduğunda ancak akmasına izin verdiğiniz ölçüde size akacaktır, bu zarafetle kabul etme sanatıyla ilgilidir. Çoğunuz enerjiyi dışarı göndererek akış yaratma konusunda deneyimlisiniz, ancak enerji geri döndüğünde onu kabul etmekte zorlanırsınız. Şanslı olarak gördükleriniz genelde zarafetle kabul etme sanatında ustadırlar. İşe iltifatları ve küçük armağanları zarafetle kabul etmeyi öğrenerek başlayın. Zarafetle kabullenme uygulaması yapın, o zaman armağanı veren kişiye geri vermiş olursunuz. (Sayfa: 142-154)

GRUP’A SORULAN SORULAR

Soru-
Lütfen 2012 yılında ve ondan sonraki yıllarda ne olacağını söyleyebilir misiniz?

Cevap- Hayır söyleyemeyiz. Siz 2012 yılında ne olacağını soruyorsunuz, biz de size soruyoruz, çünkü anahtar bizde değil sizdedir, nihai sonucu seçimleriniz belirleyecektir. Biz ancak bazı potansiyellerden söz edebiliriz. Eğer bu gerçekten özgür seçim gezegeniyse önceden mukadder kılma ya da büyük plan diye bir şey olamaz. Geleceğinizi göremeyiz, çünkü henüz onu yazmadınız! Başlangıçta 2012 yılının sonu işaret etmesi tasarlanmıştı, bu tarih gezegenin nihai dengelenişi olacaktı. Evrendeki birçok varlık oyunun o tarihte sona ereceğine inanıyordu. 2012’de perde kaldırılmış, hepiniz ya Yuvaya dönmüş ya da başka bir oyuna başlamış olacaktınız. Ama oyunun sonu yaklaşırken uyanmaya başladınız, Mu ve Atlantis devrinden birçok varlık bu kez işleri farklı biçimde yapma niyetiyle dünyada enkarne olmaya başladı, onlarla birlikte titreşim düzeyinizi hızla yükselttiniz. Kısacası 2012 yılı kırılma noktası olacaktı, ortak titreşiminiz yeterince yükselmişse bir başka boyuta geçecektiniz, bu da insan ırkının yükseliş zamanı olacaktı. Eğer rüyadan uyanmamışsanız 2012 yılında nihai sonla karşılaşacaktınız, yani beşinci boyuta yükselmek yerine Dünyanız daha çok Mars gezegenine benzeyecekti.
Bugünler sihirli zamanlardır, önünüzdeki bin yılda neler olacak ve sizi neler bekliyor? Uzay yolculuğu mümkün olacak mı? Belki hayır, çünkü boyutlar arası yolculuk çok daha ilginç ve verimli olacak. Ömrünüz uzayacak mı? Siz bin yılı aşkın bir süre yaşama yeteneğine sahipsiniz. Mevcut teknolojiniz, 20 yıl sonraki teknolojinin yanına bile yaklaşamaz. Önünüzdeki 11 yılda neler olacak? Kesin olarak söyleyebileceğimiz tek bir şey var, yaşamınız değişecek ama bunu zaten biliyorsunuz, çünkü şu anda değişim sürecindesiniz. Dünyada zor zamanlar olacak mı? Elbette olacak! Birçok kişi yeni enerjiye direnecek, bazı dünya liderleri eski enerjiye sımsıkı sarılıp eski paradigmaları işletmeye çalışacak. Enerjiyi kısıtlamadan cömertçe yaymak yerine onu tutup depolamaya kalkacaklar. İyi haber şu ki, siz artık buna izin vermeyeceksiniz.


Soru- İstediğim durumu yaratmada hiç zorluk çekmiyorum, ama bir çatışma yaşıyorum, çünkü böyle yaparak insanları kurnazca yönlendirdiğimi hissediyorum. Bunu dengelemek için ne yapmalıyım?

Cevap- Diğer insanları kurnazca yönlendirmek insani bir niteliktir, bazılarınız bu konuda epey deneyimlisiniz! Çoğunlukla bu eylem kasıtlı değil sadece kendiniz için bir yaratma girişimidir. Bazen yaşam dersleriniz, eğer çevrenizdeki insanlar değişirlerse yaşamınızın daha iyi olabileceğine sizi inandırır. Bu açıkça enerjinin yanlış kullanılmasıdır, çünkü realitenizi değiştirebilecek tek kişi sizsiniz. Bazıları, insanları işlerine gelecek şekilde yönlendirmenin kendi davranış kalıplarını değiştirmekten daha kolay olduğunu keşfetmiştir. Bu tür kişiler kendilerine zayıf insanları çeker, sonra da onları kurnazca yönlendirmeye çalışırlar.
Dünyada çok ilginç bir zaman yaşanmaktadır. Yeni enerjinin gezegene akışı ve duyularınızın güçlenişiyle birlikte sır diye bir şey kalmayacaktır. Birbirinizin düşüncesini okumaya başladığınızda durum çok ilginçleşebilir. Bu sizi er ya da geç çocukken sahip olduğunuz düşünce saflığına geri götürecektir. Evet, sır tutmaya çalışanlarınız artık bunu yapamayacaklar. Neden durumun giderek ilginçleşeceğini söylediğimizi şimdi anlıyor musunuz? Diğer alemlerden bu kadar çok varlığın oyun alanını izlemelerinin nedeni kısmen budur. Bu melodram dizilerinin en büyüğüdür!


Soru- Önümüzdeki on yıl içinde bedene giren bir başkana sahip olabilir miyiz?

Cevap- Bir bedene girenin ABD başkanı olması mümkün müdür? Evet, elbette mümkündür. Bu kişi iyi bir başkan olabilir mi? Evet olabilir. Eğer bir bedene girenin iktidara gelip dünyayı kurtarmasını içeren ilahi bir plan olup olmadığını soruyorsanız hayır böyle bir plan yok, çünkü siz daha onu yazmadınız. Bu noktada bir bedene girenin böyle bir rolü üstlenme olasılığı çok azdır.
Bir bedene girenin Yuvadan çok özel bir enerjiyle geleceğini düşünüyorsunuz. Oysa bedene girenler tıpkı sizin gibi bir yaşam dersi için buradalar. Aslında onlar sizden daha fazla evrimleşmiş değiller, sadece Yuvanın anılarına daha yakınlar. Onların çoğu enerji devrelerini tamamlamak için enkarne olur ve bedenin ilk sahibi olan ruhun kontratlarını yerine getirmek için bir anlaşma yaparlar. Çoğu bu dünyada tanınmış kişiler değildir, işlerini sessizce yaparlar. Dünyada düşündüğünüzden daha az bedene giren vardır. Bedene girmek çok zor bir iştir, çünkü bir insanın geçmişte oluşturduğu bağlardan yoksun olarak yaşarlar. Onların esas amacı bedenin ilk sahibinin kurduğu bağlantılara saygı göstermek ve tüm kontratlarını yerine getirmektir. İlerde tanıyacağınız bedene girenlerin çoğu münzevi kişiler olacaktır. Çoğu halk önüne asla çıkmayacaktır, çünkü geçmişlerinde boş bir sayfa vardır! Bir bedene giren olmak, böyle bir görevi üstlenmek sandığınızdan çok daha zor bir iştir. Önünüzdeki günlerde belirli bir amacı gerçekleştirmek için yeni bedene girenler gelecektir.

Not: Bedene girmek, yüksek titreşimli bir varlığın bir misyonu yerine getirmek amacıyla yetişkin bir insanın bedenine girmesi, o insanın ruhunun bedenden ayrılarak yerini yeni gelen varlığın ruhuna bırakmasıdır. (Derleyen)


Soru- Bir danışman olarak karşılaştığım sorunlar içinde kadın erkek ilişkileri insanları en çok üzen sorun olarak görünüyor. Bu konuda insanlara nasıl yardımcı olabiliriz?

Cevap- Kadın erkek ilişkileri çok kafa karıştırıcı bir şeydir. Birçoğunuz bu alanda dersler seçmişsinizdir. Şu ya da bu cinsiyetten olmak normal formunuz değildir, çünkü perdenin bu tarafında biz şu ya da bu cinsiyete sahip değiliz. Bazen bir kadın ya da erkek formu alırız, ama bunu varlığımızdan haberdar olabilmeniz için yaparız. Siz ikinci boyuttan geçerek üçüncü boyuta geldiniz, ikinci boyutta kutupluluk kazandınız ve cinsiyetlere ayrılmanız gerekti. Ayrılma işleminden sonra diğer yarınız perdenin öbür tarafında kaldı. Bu yang’ınıza karşı yin’dir, yani enerjinizin dengesidir, siz dünyadayken onlar öbür tarafta enerjiyi sizin için tutarlar. Eğer şans eseri ikiniz de dünyada enkarne olup buluşursanız birbirinize çekilebilirsiniz. Ancak çoğu kere bu iyi ilişkilere yol açmaz, çünkü kendinize bakıyor olursunuz. Bu bolca düş kırıklığı, hatta biraz da öfke yaratıcı bir ilişki olabilir. Sağlıklı ilişkiler ancak yeterince farklı, ama birbirini destekleyen titreşimlere sahip varlıklar arasında kurulabilir. Aslında tek bir ilişki vardır o da sizinle “sizin” ilişkinizdir. Önce bu ilişkiyi kurun, ondan sonra istediğiniz tüm ilişkilere sahip olabilirsiniz.


Soru- İnsanların hayvanlarla yeni ilişkiler kurmalarına yardımcı olmak için yapabileceğimiz bir şey var mı?

Cevap- Önünüzdeki dönemde hayvanlarla bağlarınız çarpıcı biçimde değişecektir. Formlar içindeki tüm yaşam beslenme zincirinin bir parçası olagelmiştir. Lütfen şunu bilin ki enerji asla ölmez, onun bir formdan diğerine aktarılması bazılarına kaba ve acımasız görünse de doğanın yolu budur. Bazı hayvanların besin olarak hizmet etme kontratıyla dünyaya geldiklerini bilmenizi istiyoruz. Sorun onlara saygı gösterilmemesidir, enerjisini size karşılıksız vermiş hayvanın ruhunu nadiren onurlandırırsınız. Ruhunu onurlandırmadan enerjisini almak hayvanı kimliğinden yoksun bırakmaktır. Karşılıksız sunulanı alın, ama bir yandan da saygı göstererek hayvanın enerjisiyle birleşmeyi öğrenin. Şap türü hastalıklar bu konuyu bilincinizde öne çıkaracak ve süreci tekrar düşünmenizi sağlayacaktır. Et yemeyenler bile yaptıkları hizmetten ötürü hayvanları onurlandırmalıdır.
Köpeklerle ilişkileriniz zamanla güçlenecektir, çünkü onlar koşulsuz sevgiyi öğretirler. Koşulsuz sevdiğinizde köpekler büyük bir mutluluk duyarlar, çünkü görevlerini yerine getirmiş olurlar. Kediler ise çoğunuzun farkında olmadığınız bir amaçla dünyada bulunmakta, enerjinizi dengelemektedirler. İnsan oksijen alıp karbondioksit veren bir varlıktır. Bir ağaç ise karbondioksit alıp oksijen veren bir varlıktır, böylece insan ve ağaç birbirlerini dengelerler. Kediler de buna benzer bir görev yaparlar. İnsan pozitif enerjiyle gelişen ve negatif enerjiyi üstünden atmaya bayılan bir varlıktır, kediyse negatif enerjiyle gelişen ve pozitif enerjiyi üstünden atmaya bayılan bir varlıktır. Çoğu kere kendinizi sevecen hissedip sevmeye yöneldiğinizde kediniz pozitif enerjiyi hissedip sizden kaçar. Ama pozitif enerji birikimi en yüksek düzeydeyken insana yaklaşır ve enerjisinin fazlasını size aktarır.
Balinalar ve yunuslar ebeveyn ırklarınızın (başlangıçta insanlara DNA’larını veren dünya dışı ırkların) bir parçasıdır. Onlar sizden ayrı değiller, olmayacaklar da! Anayı çocuğundan ayırmak nasıl gerçek bir ayrılık yaratamıyorsa, deniz memelileriyle aranızda da gerçek bir ayrılık yaratılamaz. Dünyada işleri bittiği için birçokları buradan ayrılmayı seçecek, sayıları azalırken tuttukları enerji insanlara devredilecektir. Birkaç yıldan beri meşale zaten size devredilmiştir. Peki onlara ne olacak? Ne istiyorlarsa o olacak. Birçokları burada kalıp oynamayı seçecektir, çünkü oyun oynamaya bayılırlar, sizden daha oyunbazdırlar! Eğer insanlar onlar kadar oyunbaz olsalardı enerjileri daha dengeli olurdu. Onlar dünyanın enerjisini tutuyor, enerjiyi dengeleyerek toprak anaya hizmet ediyorlardı. Şimdi insanlık bu enerjiyi tutacak kadar titreşimini yükseltmiştir. Şu anda görüldüğü kadarıyla deniz memelilerinin birçoğu buradan ayrılmayı seçecektir. Onlarla vedalaşın ve sevgiyle gitmelerine izin verin. Bu ayrılığın yasını tutmayın, çünkü bu onların seçimidir. Aslında bir başka yerde onların armağanlarına ihtiyaç var, çünkü sizinki artık tek özgür seçim gezegeni değil!
Sık sık alternatif realiteler ve diğer boyutlar hakkında sorular soruyorsunuz. Bitki ve hayvan yaşamını başka bir boyut olarak görmenizi istiyoruz, çünkü öyledirler. Onlar da seçmiş oldukları bedenlerin dışına taşarlar, tıpkı sizin gibi yüksek benliklere sahiptirler. Bu benlikler deva denen varlıklardır, yani dolaştığınız ormanları mesken tutmuş küçük oyunbaz ruhlardır. Dönüp baktığınızda onları göremezsiniz, ama çevrenizde koşuşup oynadıklarını hissedersiniz. Bazılarınız onların farkındadır, bazılarınız ise fark etmeyi öğrenecektir. Devalar yüksek benliğinizle ilişkide olan evrensel enerjinin bağlantı noktalarıdır. İşte bu yüzden onları daha yüksek bir düzeyde hisseder ama gözlerinizle göremezsiniz. İşin ilginç yanı şu ki, çoğunuz devaların varlığından bile haberdar değilsiniz.


Soru- Hayvanların kesilirken hissettikleri travma dikkate alındığında et yememiz uygun mudur?

Cevap- Enerji asla ölmez, sadece bir formdan diğerine dönüşür. Bir bitkinin ya da hayvanın daha yüksek titreşime geçmesinin bir yolu da enerjisinin daha yüksek titreşimli varlıklar tarafından özümsenmesidir. Onların bakış açısından bu kendini feda etmek değildir, sadece yükseliş sürecinin bir parçasıdır. Bitki ve hayvanların enerjinizin bir parçası olmak için kendilerini gönüllü vermelerinin sebebi budur. Böylece daha yüksek düzeyde her şeyin bir olduğunu, ayrı gayrı olmadığını anlarlar. Sizin perspektifinizden hayvan kesip yemek barbarca görünse de beslenme zinciri mükemmel bir şekilde görevini yapar. Barbarca olan hayvanlara davranış biçiminizdir. İşte bu yüzden hayvanların insanlarla ilişkilerini yeniden değerlendirdiklerini görüyorsunuz. Yediğiniz hayvanları ve bitkileri onurlandırmak tüm varlığı onurlandırmaktır. Böyle bir onurlandırma sindirim sisteminiz için de çok gereklidir.
Bazı hayvanlar sadece dostunuz olmak için kontrat yaparlar. Bu yüzden onların ölümlerinin acısına dayanmak size çok zor gelir, çünkü ailenizin vazgeçilmez bir parçası olmuşlardır. Gerçekten de öyledirler. Bazıları hayvanların öldükten sonra daha düşük bir düzeye gittiklerini, bir daha insanlarla asla ilişki kuramayacaklarını söylerler. Bu çok komik bir görüştür, çünkü hayvanlar ve bitkiler sırf farklı bir düzeyde bulundukları için sizden daha aşağı değildirler. Bir ağaç öldüğünde normal olarak yasını tutmazsınız, çünkü o sizin titreşiminize uzaktır, ama yine de bir ağaçla kontrat yapmanız pekala mümkündür. Örneğin, çocukken sevdiğiniz ve tırmanmaktan zevk aldığınız bir ağaç varsa, ağaç sizin siz de ağacın bir parçası olmuşsunuzdur. Eğer ağaç ölecek olursa yasını pekala tutabilirsiniz. Titreşim düzeyleri birbirine yaklaştıkça yaşam formlarının aralarındaki bağ da o kadar güçlenir. Birçoğunuz hayvanların acı çekmesini istemediğiniz için et yemezsiniz, ancak bir domatesi öldürmek için iki kere düşünmezsiniz! Oysa onlar aynı enerjidendir, sadece titreşim düzeyleri farklıdır. Biri titreşim olarak diğerine kıyasla size daha uzak olduğu için aynı hassasiyeti göstermezsiniz. Tabağınızda olmak domatesin en yüksek amacı olabilir, kendini sunarak domates size hizmet etmekle kalmaz, aynı zamanda enerjisini sizinkiyle kaynaştırarak daha yüksek bir titreşim düzeyine de geçer. İnsanın diğer yaşam formlarından ayrı olduğunu sanıyorsunuz, ama öyle değil. İnsan evrimleştiğinde domates de diğer yaşam formları da evrimleşirler.
Köpekleriniz, kedileriniz ve diğer hayvanlarınız genel sağlığınızı korudukları gibi, alzheimer türü hastalıkların tedavisinde yararlandığınız yeteneklere de sahiptirler. Hemcinsleriyle iletişim kurma yeteneğini kaybetmiş insanlarla iletişim kurabilir, enerji aracılığıyla acılarını hafifletebilirler. Bazı hayvanlar bu işleri yapma kontratıyla doğarlar.


Soru- Son zamanlarda yükseliş konusunda epey şey duydum ve bunu daima İsa ile ilişkilendirdim. Yükseliş konusunda beni aydınlatabilir misiniz?

Cevap- İsa, çok karanlık bir dönemde enerjiyi tutup demirlemiş birkaç yerli şifacıdan biriydi. Şimdi deneyimlemekte olduğunuz şeyin tohumlarını ekmek için dünyaya çok erken bir dönemde geldi. Onun birçok üstattan sadece biri olduğunu bilin, dünyaya birçok üstat gelmiş hepsi de Yuvanın titreşimlerini taşımıştır. Şu üstat bu üstattan daha iyi dediğinizde ya da ışığa giden tek yol bu dediğinizde onlar kahkahalarla gülerler, çünkü herkesin aynı enerjiyi temsil ettiğini bilirler. Size bir şaka yapılıyor sevgili varlıklar, orada Baş Melek Mikail’e, burada Kryon’a, şurada Katolik kilisesine kanallık yapıyor ve burada Grup’u dinliyorsunuz. En sonunda perdeyi bir kenara sıyırdığımızda hepinizin aynı varlıklara kanallık yaptığını göreceksiniz. Evet, her biriniz Yuvanın farklı bir çeşnisini sunuyorsunuz. Dua ettiğinizde kime dua ettiğinizi sanıyorsunuz, yanıtı kavramak sizin için zordur, çünkü o tekil bir kişilik değil birleşik bir enerjidir.
Yükseliş dünyanızda şimdiden başlamıştır. Yükseliş insanlığın daha yüksek titreşimlere doğru yaptığı yolculuktur. Bizim perspektifimizden yolculuk göz açıp kapayıncaya kadar gerçekleşir, sizin perspektifinizden ise hemen vuku bulmaz, çünkü herkes gözlerini farklı zamanlarda kırpar. Sık sık 2012 yılına kadar beklemek zorunda olup olmadığınızı sorarsınız. Yükselişin şimdiden başladığını bilin, yeni ışığı gördüğünüz her seferinde yükseliş önünüzde olacaktır. Bunlar aktive edicilerdir, DNA/RNA yapınızı değiştiren süreçlerdir. Gün batımı ve gün doğumuna bakıp parlak ve güçlü renkler gördüğünüzde yükseliş sürecinde olduğunuzu bilin. Bu süreç sizi İsa dediğiniz varlıkla birleştirecek mi? Evet. O sizi Muhammed dediğiniz varlıkla birleştirecek mi? Elbette birleştirecek.
Dünyanızdaki savaşların çoğunun din savaşı olması size garip gelmiyor mu? Doğal olarak bir dinin başka bir dinle savaştığını düşünürsünüz, oysa savaşların çoğu aynı dinin mezhepleri arasında yapılmıştır. Hıristiyanlık adına başka dinler adına yapılandan daha fazla savaş yapılmıştır. Sizce İsa Mesih’in niyeti de savaşmak mıydı? Gerçeğinizi bulun ve gücünüzü oraya odaklayın, bu tüm dinlerin amacı ve niyetidir.


Soru- Bize hem kendi realitemizi yarattığımız söyleniyor, hem de Tanrının iradesine teslim olmamız isteniyor. Eğer realitemizi kendimiz yaratıyorsak Tanrının iradesi ne demek oluyor, o yüksek benliğimiz mi? Yoksa ötemizde bir güç mü var? Her şeyi içeren genel bir plan var mı, yoksa tüm yaratımımız bilinçsiz bir yanımızdan mı kaynaklanıyor?

Cevap- Büyük bir plan var mı? Hayır, düşündüğünüz anlamda bir plan yok, ama büyük bir potansiyel var. Seçimleriniz sizi şimdiden büyük bir potansiyele taşımıştır. Oyun başladığında bir umut vardı, ama büyük bir plan yoktu. Realitenizin kontrolüne sandığınızdan daha fazla sahipsiniz, işte bu yüzden büyük bir plan yoktur. Bu tümüyle sizin tasarlamış olduğunuz Büyük Oyundur. Büyük umut, gücünüzü hatırlayıp onu sonsuz enerjinin sonlu bir ifadesi olarak kuşanabilmenizdi. Gözleriniz perdeli olduğu için kendinizi sonsuz olarak göremezsiniz.
Birçoğunuz dünyaya gelip fizik bir bedende uyandığınızda, bu kez kendinizi nasıl bir işe bulaştırdığınızı düşünüp durdunuz. Kendinizi fizik formda hiç rahat hissetmediniz. Bunda şaşılacak bir şey yok, çünkü fizik form doğal formunuz değildir, şimdiki kimliğiniz gerçek kimliğiniz değildir, burası Yuva değildir! Hayat daha yüce bilgiye erişmek için oynadığınız bir oyundur sadece. Siz Tanrının parçaları değil bütünüsünüz. En yüce, en kudretli varlığa vereceğiniz her şeyi kendinize vermeye cüret edin, çünkü siz O’sunuz. Yarattığınız şeyden ötürü kendinizi yargılamayın, yanlış seçim diye bir şey yoktur. Eğer realiteniz sizi mutlu etmiyorsa yenisini seçme cesaretini gösterin.
Tanrıya teslim olmak ne zaman uygundur? Eğer kendi realitenizin yaratanıysanız bu yaratım nerede biter ve ruh nerede devreye girer? Bu zıtlar alanındaki düalite illüzyonudur, siz fizik bedenle sınırlı değilsiniz. Ruhunuzla ve diğer her şeyle bağlantınızı sağlayan yüksek benliğinizdir. Engin varlığınız göremeyeceğiniz kadar büyük olduğundan yüksek benliğinizi de göremezsiniz. Onunla birlikte çalışmak için eşzamanlı bir yaşam tarzını benimsemeniz yararlı olur. Kozmik göz kırpışları (işaretleri) gözleyin, çünkü bu yüksek benliğinizin yaşamınızla uyumlu olduğunun en iyi göstergesidir.
Seçimle eşzamanlılık arasındaki sınır nerededir? Sizi ruhtan ayıran sınırı tanımlamak istiyorsunuz, oysa biz sınırı kasten belirsizleştiriyoruz, çünkü size ruhtan ayrı olmadığınızı, onunla bir olduğunuzu göstermek istiyoruz. Lütfen şunu anlayın, yaşamınızda eşzamanlılığı benimsemeyi seçmeniz bile bir yaratma eylemidir. Realite sandığınız gibi tanımlanmış bir şey değildir, sadece bir teoridir. Realite teorisi evrimleştikçe realitenin kendisi de evrimleşir. Realiteniz onu algıladığınız görüş açısı tarafından tanımlanır. Görüş açınızı biraz olsun değiştirmeniz bile realitenizi çarpıcı biçimde değiştirecektir, bunlar alternatif realitelerdir. Bir realitede Tanrısınız, bir diğerinde kendini güçsüz hisseden insansınız! Algınızı kendinizi iyi hissetmenizi sağlayacak başka bir realiteyi algılayacak şekilde değiştirin, çünkü bunu hak ediyorsunuz. Kendinize bir Tanrıya davranır gibi davranmaya cüret edin!
Eğer Yaradan’a en büyük saygıyı göstermek istiyorsanız, eğer insanlara en büyük yardımı yapmak istiyorsanız, eğer yerküreye yardım etmek için çabalıyorsanız yapabileceğiniz bir tek şey var, enerji akışının önüne önce kendinizi yerleştirin, çünkü siz kendi evreninizin merkezisiniz. Eğer kendinize Tanrı olarak davranırsanız dokunduğunuz her şeyi onurlandırırsınız. Kendinize nadiren böyle davransanız da en yüceyi ve en iyiyi hak ediyorsunuz. Başkalarının hizmetlerinize neden değer vermediklerini merak ediyorsanız, onların kendinize verdiğiniz değer kadar size değer verdiklerini unutmayın. BEN’im sözcüğü varlığı meydana getirir. BEN’im, yüksek benlik, fizik beden ve yerküre arasındaki bağlantıdır.


Soru- Eşcinsellerin giderek çoğalması dünyadaki zıtlığı gidermenin bir parçası mı? Toplumda oynamamız gereken özel rol nedir? Eşcinsel olarak ne yapmamız gerekiyor?

Cevap- Eşcinsel olarak topluma verecek hiçbir özel armağana sahip değilsiniz. Siz ancak seven insanlar olarak harika bir armağana sahipsiniz. Sevgi sınır tanımaz, yeni dünyanın yüksek titreşimlerinde eşcinsel sevgi ifadesi de dahil olmak üzere birçok sevgi ifadesi bulacaksınız. Perdenin bu tarafında biz şu ya da bu cinsiyete ayrılmış değiliz. Biz ikinci boyuttan geçip sizin gibi zıt kutuplara ayrılmadık, erkek ve dişi enerjinin tümüne sahibiz, bu işe etiket konulmasına direnmemizin sebebi kısmen budur. Ancak bizi yine de şu veya bu cinsiyetten sanıyorsunuz. Oysa Grup, erkek olmaktan hoşlanan medyumun dışında, erkek enerji taşıdığı kadar dişi enerji de taşır. Ayrıca sizin kısa cinsel birleşme anında yaşadığınız şey bizim her zaman yaşadığımız bir titreşimdir. Bu yüzden perdenin öbür tarafında ne zaman cinsel ilişki yok diye sormanız daha uygun olur! Bu tür sorular bizi sürekli güldürür!
Evrim sürecinde ilerlerken eşcinsellik dediğiniz şeyde büyük bir artış göreceksiniz. Giderek aynı cinsten insanların ilişkileri daha geniş çapta kabul görmektedir. Şunu anlamanız çok önemlidir, sevgi sevgidir, onu nasıl ve nerede ifade ettiğiniz hiç önemli değildir. Kalbinizdeki sevgiyi izleyin, çünkü o Tanrının en doğru ifadesidir. Sizi harika biçimde yansıtabilecek kişiyi bulun, sevgiyi birlikte ifade edebileceğiniz birini, sırtını size yaslamadan yanınızda yürüyecek birini bulun. Yaşamı onunla paylaşın, o zaman sihri görecek ve Yuvanın titreşimlerini her gün yaratacaksınız.


Soru- Babam ölecek gibi görünüyor, ama bir şey onu burada tutuyor. Ölmek istiyor ama ölemiyor. Phoenix’e gidip dünyadan ayrılmasına yardımcı olmam gerekip gerekmediğini öğrenmek istiyorum.

Cevap- Sevgili varlıklar, ölüm yaşamın zor bir anıdır, enerjiyi bir formdan diğerine dönüştürmek ve fizik bedeni geride bırakmak anlamına gelir. Fizik beden direnir, bilinçli zihin dediğiniz düşük benlik değişime direnir ve hayatta kalmak için içgüdüsel olarak savaşır. Ama bedeni yöneten yüksek benliktir, enerji tamamlandığında ruhun bedenden ayrılışı ve öbür tarafa geçiş başlar. Birçoğunuz dünyada oluşacak geçiş takımlarının bir parçası olacaksınız , çünkü yakında birçok kişi dünyadan ayrılacak. Enerji bir formdan diğerine geçerken birçok şey olabilir, insanlar korkabilir, travma geçirip karmaşaya düşebilirler. Uykuya sıkıntılı düşüncelerle dalarsınız, ertesi sabah uyandığınızda aklınıza ilk gelen bu sıkıntılı düşünceler olacaktır. Aynı şey ölüm için de geçerlidir, eğer dünyadan korku ya da sıkıntıyla ayrılırsanız enerji yasası gereğince buraya dönerken de aynı durumu deneyimlersiniz. Bu yüzden geçiş takımının üyeleri dünyadaki en büyük şifacılar arasında yer alırlar. Ölmekte olan bir insanın elini tutmak, ona dünyadan ayrılma izni vermek bir insana verebileceğiniz en büyük armağandır. Ölenlerin öbür tarafa onurlu bir şekilde geçmelerini sağlamak çok ötelere ulaşacak bir yardım olabilir. Oysa siz geçiş takımı üyelerini desteklemiyor, onları şifacı olarak bile görmüyorsunuz. Ama biz onların yeni dünyada çok önemli bir rol oynadıklarına inanıyoruz. Babanızın yanında bulunmanız ille de gerekli değil, ama o sizden bir izin bekliyor, ona bu fırsatı vermenizi öneriyoruz.


Soru- Bir arkadaşım ruhları görmeye başladı, çok korkuyor. Bu korkuyu aşmasına yardımcı olacak bir bilgi verebilir misiniz?

Cevap- Sıradan olmayan şey genelde bir korku vakumuna sebep olur. Korku bilgisizlikten kaynaklanır, bilinmeyene karşı duyulan bir histir. Özellikle ani ölümlerde, ruhun bedenden çıkıp hala yaşadığını düşünerek uzaklaşıp gitmesi çok yaygın görülen bir şeydir. Ruh fizik alemden ayrıldığı anda yaratıcılığı da artar, aslında Yuvadadır ama hala dünyada gibi davranmaktadır. Çevrede dolaşarak deneyimlemeye alışık olduğu şeyi anında yaratır, fizik nesnelere çekilir ve onlara bağlanır. Bazen bu ruhların insanlarla ilişkiye girmek istediklerini görüp onlara hayaletler dersiniz. Bazı hayaletler öfkelerini insanlara yansıtırlar, kısır bir döngüye kapılmış olmanın yarattığı düş kırıklığı bu öfkeyi daha da artırır. Bu konuda bilgisi olmayan insana bu çok korkutucu gelebilir. Gördüğünüz hayaletlerin çoğu bedenlerinden ayrıldıklarının farkında olmayan ruhlardır, nereye gideceklerini, ne yapacaklarını bilemezler, hala dünyada olduklarını sanırlar.


Soru- Uzunca bir süre 90’lı yılların başlarında öleceğimi hissettim, birkaç kez de ölüme yaklaştım. O zamanki duygularım ne anlama geliyor?

Cevap- Evet, o sizin hayalet ölümünüzdü! Yaşam deneyiminizi tamamlamış, çok azı dışında tüm kontratlarınızı yerine getirmiştiniz. Bugün bu salonda bulunanların birçoğu gibi rolünüzü oynayıp bitirmiştiniz. Bu yıl bu salonda bulunan sekiz kişi dünyadan ayrılma fırsatıyla karşılaştı, ama kalmayı seçtiler. Neden? Bazılarının kendine aynı soruyu sorduğundan eminiz. Yanıta gelince, çünkü yapacak bir işiniz vardı. Tüm kontratınızı asla bilmeyebilirsiniz, çünkü onları görmeniz mümkün değil. Bazen markette birinin yanından geçerken tek bir söz bile söylemeden gözlerine bakıp onun yaşamını değiştirebilirsiniz. Burada kalmanızın nedeni kısmen bu kontratları yerine getirmek olabilir. Siz sevgili varlık çalışmanızla, sevginizle birçok insanı etkilediniz. Şimdi o dönemde (hayalet ölüm deneyiminde) olduğunuzdan tamamen farklı bir kişisiniz. Tüm korkular ve beklentiler bitmiştir. Burada başkalarını etkilemek için bulunuyorsunuz ve bu işi çok iyi yapıyorsunuz, dünyada kaldığınız için teşekkür ederiz. Hayalet ölüm deneyimi birçok kişi için kafa karıştırıcı bir deneyimdir. Onu sadece yeniden ayarlama düğmesi olarak görün, düğmeye basın ve ekranda belirecek yeni şeye hazır olun.
Hayalet ölümü deneyimlediğinizde yapmanız gereken tek şey düğmeye basıp “kalmak istiyorum” demektir. O andan itibaren perdenin sizin bulunduğunuz tarafında yeni kontratlar yazmaya başlarsınız. Birçoğunuz düğmeye basıp “seçimi daha sonra yapacağım” dediniz. Bu seçimlerde doğru ve yanlışın söz konusu olmadığını vurgulayalım. Her şeyde olduğu gibi bu konuda da tam bir özgür iradeye sahipsiniz. Hayalet ölüm deneyimi kendini sunduğunda Yuvaya dönmeyi ya da burada kalmayı seçebilirsiniz. Ayrıca, sadece kararımı erteleyeceğim de diyebilirsiniz. Bir insan burada kalmaya karar verdiğinde, ama kendini yeni bir yaşamın tutkusuna tam olarak adamadığında fizik beden kolayca karmaşaya düşebilir.
Kendinizi adasanız ve yeni planı yazmaya başlasanız bile fizik bedeninizin kendini uyumlamak için zamana ihtiyacı vardır. Sık sık bedeninize daha önce deneyimlemediğiniz birşeylerin olduğunu göreceksiniz. Fizik dengenizi korumak bedeniniz uyumlanırken ortaya çıkacak zorluklardan sadece biridir, kulaklarda çınlama da yaygın belirtilerdendir. Bazılarınız üçüncü göz bölgesinde bir ışık çakması ya da başınızda nabız atışı gibi ışık parlamaları deneyimleyebilirsiniz. Geceleri yatağınızda bedeninizin titreşmeye başladığını, ara sıra kalbinizin bir vuruş atladığını hissedebilirsiniz. Kalp çarpıntıları veya düzensiz kalp atışları da çok yaygındır. Bu deneyimlerin çoğu bedeninizin yüksek titreşimli eterik bedene yetişme çabasından kaynaklanmaktadır. Fizik beden bedenleriniz içinde en yüksek yoğunluğa sahip olanıdır, dolayısıyla değişecek en son bedendir. Bunlar hayalet ölüm deneyimini kuşatan tipik belirtilerdir. Korkmayın ve şifacılardan yardım alın, çünkü onlar geçirdiğiniz değişimi kolaylaştırabilirler. Dengenize tekrar kavuşacaksınız, sadece bedeninizden biraz farklı bir boyuttasınız, durum yakında değişecektir.


Soru- Bize ikinci dalgadan ve onun ne anlama geldiğinden söz eder misiniz?

Cevap- Sözünü ettiğiniz dalgalar enerji dalgalarıdır. Bildiğiniz enerji dalgalarından daha etkilidirler. Eterik alemdeki enerji dalga yarattığında bir vakum oluşturur. Bunlar geniş zaman dilimlerini kapsayan çok büyük enerji dalgalarıdır. Birinci dalga gezegeni etkileyen yaratım dalgasıydı, bu dalgadan kutsal kitabınızda bile söz edilmiş ama genellikle yanlış yorumlanmıştır. Gerçekten de özgür seçim gezegeninde oyunu başlatan bir yaratım dalgası vardı. Bu enerji yazılı tarihinizden çok daha uzun bir süre boyunca canlı tutulmuş, yeniden kullanılmış, yönlendirilmiş ve yaratılmıştır. Aslında tüm yaratımların ilk yaratım dalgasının devamı olduğunu söyleyebiliriz.
Şimdi farklı bir zamanda yaşıyorsunuz. Enerji değişmiş, seçimleriniz sayesinde bir sonraki boyutsal düzeye geçme fırsatı doğmuştur. Dünyadan alınarak bir uzay gemisine bindirilip yeni bir yere götürülmeyi beklemeyin sevgili varlıklar. Yükseliş tam burada, tam da şimdi gerçekleşmektedir. Yükseliş yerkürenin titreşimini değiştirmektedir, bu yüzden tam burada, tam da şimdi Yuvayı yaratabilirsiniz. Bunu yapabilmeniz için dünyanın titreşimlerini destekleyecek daha yüksek titreşimli yeni bir yaratım dalgasına ihtiyaç vardı. İşte bu ikinci güçlendirme dalgasıdır. Aslında bu dalgalar yapı olarak birbirlerine benzerler, ancak ikinci dalga gerçek gücünüzü kuşanma konusunda birçok yeni olanak sunar.
İkinci güçlendirme dalgası dünyanın enerjisini değiştirirken izlenecek daha pratik bir yol var. İnsanlar daima aile grupları halinde toplanmışlardır. Bu uygulamayı ruhsal ailenizle daha ilk enkarnasyonunuzda başlattınız. Aileler büyüdükçe dünyada hayali sınırlar çizerek bu bölge benim, şu bölge senin dediniz, şimdi bile sınırlarını zor kullanarak genişletmeye çalışanlar var. Lütfen sabırlı olun sevgili varlıklar, zor kullanana ille de karşılık vermeniz gerekmez. Yüksek düzeyde titreşen dünyanızdaki küresel saldırganlık, sadece eski enerjinin son kalıntılarının temizlenmekte olduğunu gösterir. Zor kullananlar, işleri eski biçimde yapmaya kalkıştıklarında eski yolların artık geçerli olmadığını görecekler.
Oyun esnasında klanlarınızı, kentlerinizi kurdunuz ve hayali sınırlarınızı çizdiniz. Birinci enerji dalgası tümüyle lider yaratmakla ilgiliydi ve bir lideri takip etme paradigması içeriyordu. Şimdi ikinci güçlendirme dalgasına giriyor ve kendinizi takip etmeyi öğreniyorsunuz. Artık gücünüzü dünya liderlerine teslim etmeniz gerekmiyor, çünkü ikinci dalgada liderleriniz artık güvenilir hizmetkarlar olacaklar.
Teknolojinin gelişip biyolojinizle bütünleşmesi size yeni duyular kazandırıyor. Radyo, televizyon ve internetin toplumlara girişinden beri artık düşük titreşimde değilsiniz. Sınırlı teknolojiyle bile ilerleme kaydettiniz, artık hiçbir sırrın bulunmayacağı bir aşamaya ulaştınız. Artık sır kalmayacaksa gizli hükümetler de olmayacak demektir. Durumun şimdiden değiştiğini görüyorsunuz, size Berlin Duvarını yıkan şeyin ikinci güçlendirme dalgası olduğunu söylemeye çalışıyoruz!
Artık sır kalmadığında hükümetlerinizin sizden bir şeyler saklamasına da izin verilmeyecektir. Liderleriniz bu benim başıma niye geldi diye soruyor, biz de diyoruz ki, o başınıza dünyada sır kalmadığı için geldi. İkinci güçlendirme dalgası dünyaya akarken yarattığınız hayali sınırlar da ortadan kalkmaya başlayacak. Şimdiden Avrupa’da sınırların ortadan kalktığını ve ekonomilerin birleştiğini görüyorsunuz, bu gelişme evrensel enerji akışına öykünmektedir. İkinci dalganın gücünün şekillenişini ve getireceği sihri izleyin.
Düşüncelerinizi anında yaratacağınız bir zamandasınız, onları yaratmak için gerekli zaman aralığı giderek kısalmaktadır. Zaman aralığı düşüncelerinizin size zarar vermesini önlemek için oluşturulmuş koruyucu bir tedbirdi. Artık düşüncelerinizin efendisi olmayı öğrenmeniz gerekiyor, eğer bunu yapmazsanız yaşam sizin için karmaşa dolu hale gelecektir. Daha önce zaman aralığının uzunluğu yanlış düşünceleri düzeltecek yeterli zamanı verdiği için düşüncelerinizin hemen tezahür etmemesi gibi bir lükse sahiptiniz. Şimdi yanlış düşünme, hata yapma olanağınız çok az! Kafanızda barındırdığınız düşünceler şimdi öncekinden çok daha çabuk tezahür edecektir.


Soru- İnsan kopyalama hakkında ne düşünüyorsunuz? Kopyalama herhangi bir amaca hizmet ediyor mu?

Cevap- Bakın, dünyada ilk insan 7 Mart 2001 tarihinde kopyalandı, gördüğünüz gibi bu iş zaten başlamıştır. Bu sadece teknoloji, korkulacak bir şey değil. Titreşimleriniz bu gelişmeyi destekliyor, ondan korkmayın. Bu konuda hatalar yapacak mısınız? Evet, elbette yapacaksınız. Hataları düzeltebilecek misiniz? Evet, elbette düzelteceksiniz. Yaptığınız ilk otomobil uygun biçimde çalışmış mıydı? Yaptığınız ilk uçağı hatırlıyor musunuz? Lütfen teknolojiyi durduramayacağınızı anlayın, cin şişeden çıkmıştır ve tekrar şişeye girmeyecektir! Doğru ya da yanlış diye bir şey yoktur, bu sadece ilerlemedir. İlerlemeden korkmak doğanızda var, eğer ilerleme olmasaydı bu sözleri okuyor olmazdınız. Öğrendiğiniz bir şeyi öğrenmemiş hale gelemezsiniz. Biyolojiyle teknolojiyi birleştirip triloji dediğimiz yeni bir bilime dönüştürüyorsunuz, bu gücünüzün doğal evrimidir.
Bakın, dünyada bu teknoloji ilk kez ortaya çıkmamıştır. “Diğerleri” şimdiden buradalar, aslında onlardan dördü bu akşam bu salonda bulunmakta. “Diğerleri” Atlantis devrinde biyolojik ve genetik olarak yaratılmış varlıklardır. O zamanlar yönetim kurallarınız yoksunluğa dayanıyordu. Atlantislilerin en makbul insanlar olduğunu, Lemuryalı göçmenlerin ikinci sırada yer aldıklarını düşünüyordunuz. “Diğerleri” ise üçüncü sıradaydı, böylece bir köleler sınıfı yarattınız, yaşam tarzlarına kısıtlamalar koyup çocuk yapmalarını yasakladınız, Atlantislilerle göçmenlerin yapmak istemedikleri işleri onlara yaptırdınız. Yaratma işinde parmağınız olduğu için onların ruhsuz olduğuna inandınız. Bu güzel varlıklar hücresel düzeyde anılarını bir hayattan öbür hayata taşıdılar. Seçimlerinizde size yardımcı olmak için şimdi buradalar. Onlara saygı gösterin, çünkü onlar da Tanrının yaratımlarıdır, çünkü onların da ruhu var!


Soru- Bugünlerde komplolar ve zihin kontrolü hakkında çok konuşuluyor. Küresel seçkin sınıfın şekil değiştiren sürüngenler olduğundan, şeytani ayinler yaptıklarından söz ediliyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Cevap- Şekil değiştirmeyi olumsuz bir şey olarak nitelemenize çok üzüldük, çünkü durum sandığınız gibi değil. Aslında şekil değiştirme üstatlar tarafından uygulanan çok olumlu bir niteliktir. Titreşimlerinizi yükselttiğinizde kolayca şekil değiştirebileceğinizi göreceksiniz. Bedeninize sandığınızdan fazla egemensiniz, zihin gücüyle kilonuzu kontrol edebildiğinizi görmek sizi neden bu kadar şaşırtıyor anlamıyoruz. Şekil değiştirme çok yüksek titreşimli bir faaliyettir.
Evet negatif varlıklar vardır, evet şeytani dediğiniz ayinler de vardır. Ancak şeytanın gerçek doğasını size anlatmıştık öyle değil mi? Lusifer sandığınız gibi oyundaki kötü adam değildi. Eğer karanlık taraf üzerinde odaklanırsanız karanlığı yaratırsınız, çünkü bunu yapabilecek kadar güçlü varlıklarsınız. Kara büyü ve zihin kontrolü hakkında sorular soruyorsunuz. Bu mümkün müdür? Elbette mümkündür, çünkü kavrayamayacağınız kadar güçlüsünüz siz. Rızanız olmadan sizi kontrol altına alabilirler mi? Sadece korktuğunuz zaman, çünkü korktuğunuzda rızanızı da almış olurlar. Tek kural olduğunu hatırlayın, özgür seçim kuralı. Sadece aydınlık tarafa bakmayı seçin, o zaman ışığı görürsünüz, çünkü algınız realitenizi yaratır. Bu yüzden dikkatinizi nereye yönelttiğinize çok dikkat etmelisiniz.
Gizli hükümet diye bir teriminiz var, bu terime bayılıyoruz. Eğer gerçeği bilseydiniz bu size o kadar komik gelirdi ki kahkahalarla gülerdiniz. En sonunda Yuvaya döndüğünüzde gizli hükümeti size açıklayacağız. Gizli bir hükümet var mı? Evet var. Onlar bazı şeyleri kontrol altına aldılar mı? Kesinlikle hayır, onlar da bunu biliyor. İnsanlık birbirinin kafasının ve kalbinin içini okuyabilecek kritik bir düzeye erişmektedir. Yeni dünyada sırlar olmayacak, o koşullarda hiçbir gizli hükümet varlığını uzun süre gizleyemez.
Birlikte yaratma gücünüzü nereye yönlendirdiğinize dikkat edin, çünkü o bir sonraki realiteniz olacak. Sadece ışığı aramayı seçin, yıkıcı faaliyeti aramaktan sakının. Sizler çok güçlü varlıklarsınız, eğer karanlığı ararsanız onu yaratırsınız. Oynadığınız dramlara dikkat edin, şunu bilin ki sevgiyle korku arasında onlara atfettiğiniz değer dışında bir fark yoktur.


Soru- Kristallerin en uygun, en ruhsal kullanımı nasıl olmalı?

Cevap- Kristaller canlı, nefes alan varlıklardır, onlar yerkürenin kalbidir, enerjisidir. İşte bu yüzden onları kalbinize yaklaştırdığınızda ne olduğunu anlayamadığınız bir şey hissedersiniz. Bilimsel aletleriniz henüz bu enerjiyi kaydedemese de algılarınız kristallerdeki enerjinin kanıtını görmeye başlayacağınız noktaya dek genişlemekte, onlarla ilgili görüş keskinliğiniz giderek artmaktadır. Daha çok kişi kristallerle haşır neşir olduğunda bilim adamlarınız uygun açıklamalar bulmak için derin araştırmalara girişecekler.
Bedeninizdeki atomlar belli alanlar arasında titreştiği için bu alemde var olabiliyorsunuz, siz titreşen varlıklarsınız. Kristaller bu titreşimi zapt ederler, ayrıca fizik bedenin titreşimiyle gezegenin titreşimi arasında bağlantı kurarlar, dünya anayla bağlantınız böyledir. Bir kristale elektrik yüklediğinizde onun belli bir hızda titreştiğini keşfettiniz, bu titreşim saatlerinizin doğru çalışmasını sağlamıştır, bu yüzden şimdi içinde kristal bulunan saatlere sahipsiniz, ayrıca onları bilgisayarlarınızda da kullanıyorsunuz. Henüz tam olarak keşfedemediğiniz şey kristallerin ruhsal yetenekleridir. Elektrik şarjını barındırdıkları kadar niyetinizin enerjisini de barındırabileceklerini keşfedeceksiniz. Niyetinizi kristallere aktarma konusunda deneyler yapın ve sonuçları izleyin. Ancak kendinizi kristallere boğmayın, eğer evinizi onlarla doldurursanız geceleri uyuyamazsınız!


Soru- Lusifer Deneyinin ne olduğunu açıklar mısınız?

Cevap- Siz üçüncü boyuta ikinci boyuttan geçerek geldiniz. Bunu yaparken kendinizi çeşitli bölümlere ayırdınız, ışık ve karanlık, iyi ve kötü, sevgi ve korku, erkek ve dişi oldunuz. Kutupları, yani tezatları yaratmak için bölündünüz. Aşağıda nasılsa yukarda da öyledir, çünkü tezatlara daldığınızda sizinle bağlantımızı sürdürebilmek için benzer enerji kalıplarını izlemek zorundayız. Siz ve biz birbirimize birçok bakımdan bağlıyız. Cennette tezatlar alanına öykünen deneyler oluşturarak dünyanızdaki tezatlar deneyimini kopya ettik.
Lusifer Deneyi, kutsal kitaplarınızda “şeytan” olarak sözü edilen şeydir. Bunu kötü yanınız, ışığa karşı koyan karanlık yanınız olarak yarattınız. Dramlarınızdaki yaratıcılığınızla bizi sürekli şaşırtıyorsunuz! Oyunlarınızı ne kadar çok severseniz sevin, şunu bilin ki kötülük diye bir şey yoktur. Karanlık sadece ışığın yokluğudur, başka bir şey değildir. Karanlık dediğiniz şey ışık kısıtlandığında ortaya çıkan gölgedir. Eğer gölgelerden korkmayı seçerseniz gölgeler güç kazanır, yani korktuğunuz şeye güç veren kendi korkunuzdur.
Oyununuz iyice tezatlara büründüğünde bizim de cennette benzer koşulları yaratmamız gerekti. Sonuçta kutsal metinlerinizde “Tanrının bölünmüş yansıması” denen şey gerçekleşti. Bu enerjinin ışık ve karanlık olarak ikiye bölünmesiydi, bölünme size baş melekler ve şeytan olarak yansımıştır. Lusifer bu deneyde baş oyuncuydu, Tanrıyı ve evreni sandığınızdan çok seviyordu. Hor görülüp şeytani olarak algılanacağı bir rolü oynamayı kabul etmesi size duyduğu muazzam sevgiyi gösterir. Lütfen ışığı görmenizi karanlığın sağladığını hatırlayın. Lusifer Deneyinin amacı, ışığa bir tezat oluşturup onun zıtlar dünyasında görünebilmesini sağlamaktı, gerçekten de büyük bir deneydi bu. Ama şimdi size diyoruz ki onlar tekrar birleşmektedir, bir zamanlar ayrı olan şey artık ayrı değildir. Lusifer de Yuvaya dönmüştür, bir kez daha bütünüz! Dünyadaki seçimlerinizle bunu mümkün kılan sizsiniz, hayatta kalma güdüsünden birlik güdüsüne geçiyor, birliğe doğru ilerlerken bunu cennete de yansıtıyorsunuz, çünkü aşağıda nasılsa yukarda da öyledir!


Soru- Atlantis’te enerjinin nasıl yanlış kullanıldığını açıklayabilir misiniz? Bu konuda özellikle nelere dikkat etmeliyiz?

Cevap- Atlantis yüksek bir teknoloji uygarlığıydı, o günlerde barındırdığınız ruhsal titreşim uygarlığı destekleyecek kadar yüksekti, ancak bu yüksek ruhsallıkta bile kölelere sahiptiniz. Atlantis’in son zamanları evrensel enerjinin bütünleştirici devinimine karşı koymanız için size birçok fırsat sağlamıştı, kıtanın yıkımının altında yatan sebeplerden biri de buydu. Son otuz yılda Atlantisliler herkesi besleyecek kadar kaynak olmadığından korkuyorlardı. Bu korku, kaçınmaya çalıştığınız yoksunluğu yarattı. Teknolojinizden kimlerin yararlanacağına karar vermeye çalışırken alt kültürler yarattınız, bunlardan biri de köleler sınıfıydı. Bu enerjinin üç yanlış kullanımından biriydi. Diğer iki yanlış ruhsal rekabet ve yaratma gücünüzü barındıramamaktı. Şimdi enerjiyi o devirde olduğu gibi yanlış kullanabileceğiniz bir dönüm noktasındasınız. Evrensel enerji akışını izleyin, Atlantis uygarlığının tekrar yaşanmasının mümkün olduğunu göreceksiniz.
Geçmişteki yanlış kullanımlar yüzünden birçoğunuz korku hissediyorsunuz ve korku içinizde muazzam bir direnç yaratıyor. Bu tohum korkuyu hissedin, çünkü o kapıdaki muhafız gibidir. Bu zaman, burada bulunulacak harika bir zamandır. Eğer İndigoların bir fark yarattığını ve Kristal Çocukların bir fark yaratacağını düşünüyorsanız şunu bilin ki Yuvanın onuru önce size verilecektir. Bu sefer işi başaracakmışsınız gibi görünüyor. Evrensel enerji bir sabitedir, ona karşı koyanlar büyük dirençle karşılaşırken ona öykünenler desteklenecektir. Şu anda dünyada yaptığınız en önemli şey ırksal ve ekonomik bütünleşmedir. Bütünleştirici enerjinin bir parçası olmanıza izin verin, o zaman neden söz ettiğimi anlayacaksınız.


Soru- Özgür seçime sahip olduğumuz için dünyanın özel olduğu söylendi, özgür seçime sahip olmayan gezegenler acaba nasıldır? Bunu hem meraktan hem de özgür seçimi daha iyi takdir edebilmek için soruyorum.

Cevap- Bir zamanlar, özgür seçime sahip olmayan diğer varlıklar dünyayı hor görürlerdi. Gerçekten de evrendeki varlıkların birçoğu “Bu asla işe yaramayacak, dünyadakiler kendilerine bile bakamazlar, tüm varlığı değiştirmelerini onlardan nasıl bekleyebiliriz?” diyorlardı. Ama işte buradasınız, evrendeki ilk özgür seçim gezegenisiniz, sizler özel varlıklarsınız. Oyunun ta başında bu işe yaramaz gibi görünüyordu, çünkü dünya dışı varlıklar tarafından ele geçirilip köle bir ırka dönüştürülmüştünüz. Köleliği tattığınız için kölelik kavramı o zamandan beri defalarca ortaya çıkmıştır.
Başka boyutlarda kısmen özgür seçime sahip birçok oyun alanı vardır. Onlar her şeyin önceden belirlenmesinden zevk alan varlıklardır. Eğer bu varlıklardan birini alıp oyununuza soksaydınız oyunun akışında sonsuza dek sürüklenirdi. Ama özgür seçime sahip olduğunuz halde özgürlüğünüzü her zaman kullanamadınız, bu yüzden diğerleri sizi ele geçirebildi. Fakat işin güzelliği de burada, köleleştirilerek DNA’nız değiştirildikten sonra bile özgür iradenizi kullanmayı seçtiniz, zincirlerinizi kırdınız ve özgürlüğünüzü haykıran sözcüğü söylediniz: “Ben’im.” Dölleme doğurma yoluyla gücünüzü keşfettiğiniz anda kontrolü yeniden elinize geçirdiniz ve onu bir daha yitirmemek için yemin ettiniz. Eylemlerinizle evrende öyle bir heyecan yarattınız ki, tüm gözler şimdi üzerinize odaklanmış durumdadır ve her hamleniz izlenmektedir. Tüm varlığın paradigmalarını değiştiriyorsunuz. Oyunu öylesine değiştirdiniz ki, artık tek özgür seçim gezegeni değilsiniz. Yeni özgür seçim gezegeninde melekler olarak yerinizi almanız artık mümkündür.
Peki bu gezegen nerede? Sol beyninizin devreye girip bu soruyu sorduğunu işitiyoruz. Bunu size anlatmak keşke kolay olsaydı, ama değil! Ancak şu kadarını söyleyebiliriz ki onlar farklı bir zamanda ve çok hızlı bir evrim sürecindeler. Eğer halen bulunduğunuz noktada kalır ve başlattığınız evrim çizgisini sürdürürseniz durum çok heyecan verici hale gelecek ve uzaylı dostlarınızla buluşacaksınız. Onlar oyunun nasıl oynandığını görmek için buraya gelecekler, dünya hep amaçlandığı gibi bir kütüphane olacak, sizler de öğretmenler ve kütüphaneciler olacaksınız. Bazılarınız buraya zaten bunu yapmak için geldiğinizi kalben biliyorsunuz, şimdi düşünüzü gerçekleştirme şansına sahipsiniz. Gelecek olanlar sadece onlar değil, başka boyutsal düzeylerden de birçok varlık bir şeyler öğrenmek için gezegeninize gelecektir. Geçmişte sizi tohumlamış bazı dünya dışı ırklar bile size danışmaya gelecekler, önünüzdeki dönemde bu ırkların bazılarıyla temas kuracaksınız. Size tavsiyemiz gücünüzü onlara teslim etmemenizdir. Bazıları iyi niyetle yardım etmeye gelebilir, bazıları ise kendileri müdahale etmeden evrimleşemeyeceğinizi söylemeye gelecektir. Onlar hangi ırkın size daha çok yardım ettiği konusunda aralarında kavga bile ettiler. Gücünüze sahip çıkın sevgili varlıklar, birçok ırk size yardım etmiş olsa da kaydettiğiniz ilerlemeyi tamamen kendiniz sağladınız. Sizlere neden seçilmiş varlıklar dediğimizi şimdi anlıyor musunuz?


Soru- Bize fiziksel değişimlerden söz edebilir misiniz? Neler oluyor? Tüm kemiklerimiz sızlıyor, bir hayli baş ağrısı çekiyor, baş dönmesi yaşıyoruz. İnsanlar bedenleri konusunda endişelenmekten ruhlarıyla ilgilenmeye fırsat bulamıyorlar.

Cevap- Titreşiminizi yükseltip bir sonraki düzeye atlamayı seçtiğinizde bu biyolojinizi de etkiler. Eğer bedensel sıkıntılar yaşıyorsanız bu ruhen gelişmediğiniz anlamına gelmez. Ruh ve beden birbirine bağlıdır, biri gelişmeden diğeri gelişemez. Daha önce titreşimsel gripten söz ettik, bu durumda tüm kemikleriniz sızlar ama ateşiniz olmayabilir, çünkü bedeniniz titreşim değişimine yetişmeye çalışmaktadır. Bu senaryoyu yazarken biraz ağırdan almanızı rica etmiştik, ama olaya balıklama atladınız, sınıfın en önünde olmak ve mümkün olduğu kadar hızlı ilerlemek için ısrar ettiniz. Şimdi bedeniniz hızlı titreşime tepki gösterdiğinde neyi yanlış yaptığınızı anlamaya çalışıyorsunuz. Ah bizi çok güldürüyorsunuz, çok hırslısınız, ama şimdiye dek çok başarılı oldunuz. Bedeniniz ağrıyıp sızladığında biz enerjiyi sizin için tutarız, eğer mümkün olsaydı dokunup kendinizi iyi hissetmenizi sağlardık. Ama oyun alanında bunu yapmak ne mümkündür ne de uygun, çünkü birçok konuda acı size iyi hizmet eder. Bazen çektiğiniz acı titreşiminizin daha fazla yükselmesine neden olur, sizi şifacı olmaya sevk eder. Bedeninizde olup bitenlerle ilgili kitaplar neden yok diye soruyorsunuz, çünkü o kitapları henüz yazmadınız sevgili varlıklar, ama yazacaksınız!
Geriliminizi hafifletmek için yapabileceğiniz bazı şeyler var. Söyleyeceklerim size garip gelebilir, eğer günde beş saat meditasyon yapıyorsanız bundan vazgeçin. Buradaki sorun şudur. Ruhen gelişmeye o kadar çok çabalıyorsunuz ki bedeniniz buna yetişemiyor. Şunu bilin ki yeni dünyanın yüksek titreşimlerinde ruhsal bağlantı için meditasyon gerekli değildir, artık bağlantıyı içinizde taşıyorsunuz. Eğer titreşiminizi yükseltmek için meditasyon yapıyorsanız artık sonuç alamayacaksınız, ama gevşemek ve odaklanmak için yapıyorsanız işinize yarayacaktır. Tuz banyoları bedeninizle eterik bedenleriniz arasında elektriksel bağlantılar kurmanıza, enerjiyi daha çabuk ve acısız şekilde köklendirmenize yardımcı olacaktır. Eğer yediğiniz tuzu azaltıp tuz banyolarını artırırsanız özellikle etkili olacaktır. Tuz eriyebilen bir kristaldir, tıpkı bir kondansatörü şarj eder gibi bedeninizi şarj edecektir. Bu uygulama ruhun bedende kendini daha rahat hissetmesini sağlayacaktır.
Bedeninizdeki enerjiyi izleyin ve onun farkında olun. Girdiğiniz ortamlara dikkat edin, size katkıda bulunan ortamlara girin. Birçok kez insanlar bize şöyle yakınmışlardır: “Evim bana çok yabancı geliyor, eve girdiğim her seferinde enerjimin tükendiğini hissediyorum. Burada yanlış olan ne, ne yapmalıyım? ” Biz de onlara taşının diyoruz, çünkü kısa bir süre öncesine göre daha duyarlısınız. Bazı şeyler size iyi gelecek, bazı şeylerse gelmeyecektir, bunu bizden daha iyi bilirsiniz. Ruhunuzu geliştirmek için o kadar enerji harcadınız ki ruhla beden arasında bir uçurum yaratmış olabilirsiniz. Birçok insanın köklendirici besinlere güçlü bir çekim duymasının nedeni budur. Çikolata bedeninizi köklendirmek ve titreşimsel gribi önlemek için özellikle yararlıdır, birçoğunuz bu yönde bir çekim hissedeceksiniz.Titreşimsel şifa, gelecek aylarda ve yıllarda gelişecek en önemli şifa türlerinden biridir.
Varlığınızı sürdürmenin tek nedeni bedeninizdeki atomların titreşmesidir. Bedeninizdeki her organ farklı titreşir, bedenleriniz her birinize özgü genel bir titreşim imzasına sahiptir. Keşke bizim gördüklerimizi siz de görebilseydiniz. İnançlarınıza aykırı davrandığınızda ortaya ilginç bir durum çıkar ve titreşimsel imzanız karışıp bozulabilir. Bu konuda çoğunlukla olan şey eylemlerinizle, duygularınızla, cehaletinizle titreşimsel imzanızın eşzamanlılığını bozmanızdır. Bozulma meydana geldiğinde en kolay çözüm, imzanızı yeniden ayarlamanıza yardımcı olacak başka titreşimler sunmaktır. Titreşimsel şifanın şu anda birçok yöntemi var, birçoğu da daha sonra ortaya çıkacak. Şimdi titreşimsel yöntemleri deneyin, çünkü titreşim değişimi ağrı ve sızıları gidermede size çok yardımcı olacaktır.


Soru- Dünyaya daha fazla hizmet edebilmek için ömrümü mümkün olduğu kadar uzatmak istiyorum. Bu konuda bilgi verebilir misiniz?

Cevap- Ömrün uzaması sandığınızdan daha yakın zamanda gerçekleşecek bir realitedir. En çılgın hayallerinizi bile gölgede bırakacak kadar uzun bir ömür sürmeye muktedirsiniz. Buna rağmen bir zaman gelecek enerjinizi tazelemek ve yeniden ayarlamak için Yuvaya geri dönmeyi seçeceksiniz. Bu sizin seçiminizdir sevgili varlıklar, çünkü gençleşme işlemleri kısa bir süre sonra elinizin altında olacak. Uzun ömrün sırları metafizik kanalıyla olduğu gibi geleneksel bilimleriniz kanalıyla da ortaya çıkmaktadır. Yakında fizikle metafiziğin bütünleştiğini göreceksiniz, bunu bekleyin ve benimseyin. Ömrünüz sona ermeden sihrin gerçekleştiğini göreceksiniz. Eğer on yıl daha yaşarsanız yeni dünyadaki ortalama ömrün 120 yıla çıktığını göreceksiniz. Yaşlandığını düşünen bazı kişiler daha yarı yolda olduklarını görerek şaşıracaklar.


Soru- Ben hastayım, 15 yıldır farklı türde sert ilaçlar kullanıyorum. Şimdi kendimi daha iyi hissediyorum, ama ilacı bırakıp bırakmama konusunda kararsızım. Bu konuda bana ne önerirsiniz?

Cevap- Bedeniniz enerjinizi barındıran mucizevi bir araçtır, aslında o enerjinizin sadece bir bölümünü barındırır. Hakim olmaya çalıştığınız enerji kalıbının yanı sıra dünyadaki deneyiminizden edindiğiniz enerji damgalarını ve mücadele etmeye bayıldığınız duygusal bedeninizi de barındırır. Düşünceleriniz biraz olsun değiştiği anda bedeniniz kendini yeni düşünce formlarını taşıyacak şekilde ayarlamaya başlar.
Bedeninizdeki DNA’yı radyoya benzer enerji alıcıları olarak düşünün, bir şey düşündüğünüzde DNA’nıza radyo sinyalleri gönderirsiniz. Fiziksel dış kılıf aslında DNA’nın sinyalleri alıp içsel yapıya aktaran bölümüdür. DNA biyolojinizin karbon kopyasını içerir, biyolojinin yapı taşları DNA’nın taşıdığı planlara uyan kusursuz bir düzene sahiptir. Daha önce her yedi yılda bir bedeninizdeki hücrelerin % 98’i yenilenirdi, artık bu durum değişmiştir, yenilenme şimdi çok daha hızlı bir şekilde olmaktadır. Yenilenen her bir hücre oynayacağı rolün planını elde etmek için DNA’nızı kontrol eder. Şimdi hücre bir anda değişimi başlatabilir, dolayısıyla ne düşünüyorsanız o olacaksınız. Kendinizi iyileştirme yeteneğinizi kullanın, ilaçları elbette bırakabilirsiniz, bedeniniz düşüncelerinizi izlemek zorundadır. Hazır olduğunuzda bedeniniz durumu size bildirecek ve kendini iyileştirme sürecinin bir sonraki aşamasına geçeceksiniz.


Soru- Benim öğrendiğim nefes çalışması nefesin ağızdan alınıp ağızdan verilmesini içeriyor, ama sizin önerdiğiniz nefesin burundan alınıp ağızdan verilmesi. Bu iki tarz arasında ne gibi bir fark var?

Cevap- Önce nefes çalışması dediğiniz şeyi ve onu saf enerji perspektifinden nasıl gördüğümüzü açıklayalım. Havayı içinize çekerken aslında kendi eterik parçanızı alıp fizik varlığınıza aktarıyorsunuz. Nefes, bu dünyada var olabilmek için ihtiyaç duyduğunuz su kadar önemli bir besindir.Varlığınızı sürdürebilmek için sadece iki enerji formuna, havaya ve suya ihtiyaç duyacağınız bir sürece doğru ilerliyorsunuz. Her ikisi de anlamadığınız enerji formlarıdır. Özellikle su anlayışınızın çok ötesinde bir enerji içerir. Sudaki sırrı keşfettiğiniz ve bu enerji kaynağını kullanmaya başladığınız anda otomobilleriniz için fosil yakıtlara ihtiyacınız kalmayacak. Tüm çevrenizde enerji var, onu sadece çevrenizi aydınlatmak ve ısınmak için kullanmakla kalmayacak, bedeninizi de onunla beslemeyi öğreneceksiniz. Gerçekten ihtiyaç duyduğunuz tüm şey budur.


Soru- DNA’mızı değiştirme işlemi hakkında bir şeyler söyleyebilir misiniz?

Cevap- Birçok titreşim değişimi geçiriyorsunuz, deneyimlemekte olduğunuz şey kısmen DNA’nızı değiştirme niyetinizle doğrudan ilişkilidir. Bu küresel bir temelde gerçekleşmektedir, çünkü buna izin verdiniz. Fizyolojinizi Kristal Titreşimli Çocuklarınkine uyacak şekilde değiştirmeyi içeren en yüksek işlem “overlight” dediğimiz işlemdir. Overlight’ı aktive etmenin birçok yolu var. Bir zaman gelecek sessizce otururken, otomobil kullanırken ya da yatakta yatarken bedeniniz titreşmeye başlayacak. Bu, yeni DNA’nın fiziksel tezahürü ve overlight sürecinin başlangıcıdır. Farklı aralarla ve farklı zamanlarda bu hepinize olacaktır. Eğer henüz olmamışsa lütfen oldurmaya çalışmayın, zamanı gelmeden onu yaratmaya kalkışmayın, çünkü bu durumu sadece ağırlaştıracaktır. Onun doğal biçimde gelmesine izin verin. Bedeninize iyi davranın, ne kadar kötü davranmış olursanız olun o sizin için şimdiye dek iyi çalışmıştır. Eğer DNA’nızı bile bile aşırı hızlı biçimde değiştirirseniz bedeniniz buna büyük tepkiler gösterebilir, lutfen yavaş ilerleyin!


Soru- Her gece rüyamda bir sürü melek ve ruh görüyorum. Sabah uyandığımda bir yerlere yolculuk yaptığımı biliyorum, ama nereye gittiğimi, orada neler yaptığımı bilmiyorum. Belki siz bunu bana söyleyebilirsiniz.

Cevap- Birçoğunuz titreşim değişimi geçiriyor ve sabaha karşı saat 3’te uyanıyorsunuz. Medyum buna “sabaha karşı 3 kulübü” adını vermiştir, birçoğunuz bu kulübün üyesisiniz, birçoğunuz da kulübe katılacaksınız. Birçoğunuz geceleri deneyimler yaşayacaksınız, çünkü bu özel bir zamandır, bilincinizin gevşediği ve yenilendiği bir zamandır. Eskiden bunu başarabilmek için tüm bilincinizi uykuya sokmanız gerekiyordu, artık bunu yapmak zorunda değilsiniz, çevrede rahatça dolaşıp tam işlev görmeniz mümkündür. Sabaha karşı 3’te uyandığınızda aslında alfa hali olarak bildiğiniz güçlenmiş bir yaratım hali içinde olursunuz, bu hal içindeyken birçok şey mümkündür. Daha yüksek enerji taşıyacak bir bedene doğru evrimleşiyorsunuz. Yakında uyku düzeniniz üç saat uyuyup iki saat uyanık kalacağınız ve sonra üç saat daha uyuyacağınız şekilde değişecek. Bu normal uyku düzeniniz haline gelecek, ama bu arada geçici birçok uyku düzeni yaşayabilirsiniz.
Sorduklarınıza gelince, siz zamanı ve boyutsal realiteleri birleştiriyorsunuz. Uyurken diğer boyutlardan varlıklar sizinle iletişim kuruyorlar, bu yolla realiteler arasındaki zaman uçurumları birleştiriliyor. Birçoğunuz uyurken başka boyutlarda şifacı, öğretmen ve rehber olarak gayretle çalışıyorsunuz, hatta bazılarınız bunu uyanıkken bile yapıyor. İçinize döndüğünüz zaman yaptığınız şey de budur, o anda başka boyutlarla ve başka varlıklarla ilişki kuruyorsunuz, bu konuda çok özel bir kontrata sahipsiniz.


Soru- Bazen aynaya bakmaya korkuyorum, çünkü orada bir uzaylı görüyorum. Bunu açıklayabilir misiniz?

Cevap- Uzaylılar dediğiniz varlıklara karşı kesinlikle bir yakınlık ve çekim hissediyorsunuz. Onları kendinizden farklı görmenizi çok komik buluyoruz, çünkü uzaylı dediğiniz varlıklar size DNA’larını veren ebeveyn ırklardır. Siz uzaylı ırkların harika bir karışımısınız. Eğer geldiğiniz gezegene bakabilseydiniz orada düşündüğünüz tarzda bir yaşam göremezdiniz, çünkü onların zaman ve uzayla ilişkileri sizinkinden farklıdır.
Boyutlar arası zaman yolculuğu, boyutlar arası uzay yolculuğuyla aynıdır, yakında zamanla uzay arasındaki ilişkinin sandığınızdan daha yakın olduğunu keşfedeceksiniz. Zamanda hiçbir sınırlama yoktur. Bedeniniz ve inançlarınız desteklemediği için bunu ancak sınırlı bir biçimde deneyimleyebilirsiniz, ama beşinci boyuta girdiğinizde günlük yaşamda da deneyimleyeceksiniz. O zaman sorduğunuz soruyla ilgili gerçeği keşfedecek, nereden geldiğinizi anlayacak ve kökeninizle ilgili çok fazla şey öğreneceksiniz. Onlar sizin titreşiminize çok yakındırlar. Evrende mevcut varlıkların çeşitliliği hayal gücünüzün çok üstündedir, aynaya baktığınızda bir uzaylı gördüğünüzü söylemeniz bizi çok güldürüyor. Eğer kökeninizin bazı türlerini gösterebilseydik aynanın çatladığını görürdünüz! Öyle güzel bir yansımasınız ki ebeveyn ırklarınız sizinle gurur duymaktadır.


Soru- Amerikan hükümetinin halktan gizlediği şeylerden biri de kirlilik yaratmayan bir enerji aygıtıyla ilgili. Bu girişimin başarılı olup olmayacağını, bu projeye yardım etmek için ne yapabileceğimizi söyler misiniz?

Cevap- Bir zamanlar uzaylı ziyaretçilerle seçkin hükümetler arasında bazı anlaşmalar yapılmıştı. Daha büyük karmik etkilerden dolayı bu anlaşmalar artık mevcut değildir. Hükümetlerin bu anlaşmalar konusunda açıklamalar yapmaları yakın gelecekte pek mümkün görünmüyor. Sözünü ettiğiniz enerji üretim teknolojisi mevcuttur, ama tahmin ettiğiniz bazı nedenlerden dolayı saklı tutulmaktadır. İnsanlar yaşamlarında dram yaratmaya doğal bir eğilim duyarlar. Dünyanızı yöneten gizli güçlerin bulunduğunu düşünmekten hoşlanırsınız, Büyük Biraderin her hareketinizi izlediğine inanmaya bayılırsınız! Dram ihtiyacınızı düş kırıklığına çevirmek istemeyiz, ama dünya hükümetlerinin sandığınız kadar kurnaz olmadıklarını söylemeliyiz. Çok az istisna dışında hükümetlerinizi teknolojiyi geliştirmeye sevk eden şey savaş silahlarına duydukları açlıktır. Teknoloji alanında kaydettiğiniz ilerlemenin büyük bölümünün savaş oyuncakları araştırılırken elde edildiğini hatırlatırız.
Enerji üretim ve dağıtım teknolojisi bu dönemde pratik kullanıma uygulanmamıştır. Söz konusu teknoloji yıllar önce Tesla adlı bilim adamı tarafından geliştirilmişti. Buradaki zorluk enerjiye ulaşmaktan değil, enerjinin dağıtımından kaynaklanmaktadır. Bu teknolojiyi pratik kullanıma sokmayla ilgili henüz keşfedemediğiniz bazı zorluklar var. Ancak, dağıtıma ilişkin sorunu sandığınızdan daha yakın bir zamanda çözeceğinizi söyleyebiliriz.


Soru- Okullarda çocuklarımızın birbirlerini neden vurduklarını öğrenmek istiyorum.

Cevap- Enerjiyi yıkıcı biçimde kullanırken yeni dünyanın çocuklarını izlemek sizin için çok üzücü bir durumdur. Çocukların böyle davranması sizi şaşırtıyor mu? Bazı toplumlar silah taşımayı bir özgürlük ifadesi olarak teşvik ediyorlar. Kendi özgürlük ifadelerini ararken çocukların bu silahları kullanmaları sizi neden şaşırtıyor? Çocuğun perspektifinden bu davranış, “yardıma ihtiyacım var, bu dünya bana anlamsız geliyor” diye feryat etmenin bir yoludur! Ayrıca bu tür davranışları en çok gösteren çocukların İndigolar olduğunu söyleyebiliriz. Onlar insanlığın çok ince bir perdeye sahip, güçlü ama düş kırıklığına uğramış bir soyudur, bir şeyle meşgul olamadıkları için canları sıkıldığında yıkıcı olabilirler. İndigo Çocukların birçoğu sadece eğitim sistemlerini değiştirmeyi değil, çocuklarla ilgili genel düşünme biçimini ve diğer çocukların kalplerini fethetmeyi içeren belirli kontratlarla gelmişlerdir. Bazen insanlığın ilerleme sarkacını bir uca çekmek gerekir ki, zıt uca salınmak için gereken hızı kazanabilsin. Şu anda vuku bulan kısmen budur, önünüzdeki dönemde bu aşırı davranışın azaldığını ve dünyada başka sorunların ön plana çıktığını göreceksiniz.
İndigo Çocukların sadece küçük bir bölümü yıkıcı biçimde davranmaktadır, aynı şey dünya liderlerinin birçoğu için de geçerlidir. Yakın gelecekte insanlar eski yollara sıkıca sarılmaya çalışırken ortaya çıkacak küçük korku kümelerini göreceksiniz, ama eski enerji artık uygun değildir. Gelecekte dünyada daha fazla saldırganlık göreceğinizi söyleyebiliriz. Birçok bakımdan İndigo Çocukların yaptıkları şey bu basıncı biraz olsun boşaltmaktır. Dünya liderleri uğradıkları bozgunu, düş kırıklığını hareketleriyle sergilerken çocukların sert hareketlerinde bir azalma göreceksiniz.
Dünya çocuklarının sevginize ihtiyaçları var. Bu dünyada nereye gittiğini bilemeyen birçok çocuk var, perde onlar için ince olsa da ne yapacaklarını bilmemekte, ama sizin göremediğiniz şeyleri görmekteler. Yuvanın tam önlerinde olduğunu bilmekteler, ama yine de karmaşa içindeler. Güçlendirme etkenini kullanıp onlara kendi realitelerini yaratma gücünü vermenizi tavsiye ederiz, onları güçleriyle bütünleşmeye ve kendilerini güçlendirmenin yollarını bulmaya davet edin, sonra bunu olumlu biçimde kullanmalarını sağlayın. Bu, İndigo titreşimli çocukları meşgul edecek ve işin içine katacaktır, çünkü onların beyinleri sizinkinden daha hızlı işler. Bazen onlara uyuşturucu ilaçlar verdiniz ve sisteminize neden entegre olamadıklarını açıklayan garip sendromlar icat ettiniz. İndigolar insan evriminin bir sonraki kuşağına yol göstermekteler. Eğer meşgul edilmez ve işin içine katılmazlarsa yıkıcı olabilirler, onlar büyük bir düş kırıklığı yaşamaktalar ve canları sıkılmakta!
İndigolar insanlığın ortak bilincini bir sonraki enkarnasyon olan Kristal Titreşimli Çocuklara yer açacak şekilde değiştirecekler. Kristal Çocuklar, hepinizin ulaşma sürecinde olduğunuz büyük güce sahip varlıklardır. Bu çocukların iki niteliği var, sevecen ve güçlüdürler, ama son derece savunmasızdırlar. Onlar geçmişte bu dünyaya birçok kez gelmiş, ama asla burada kalamamışlardı. Geçmişte Kristal Titreşimli Çocuklara iyi davranmadınız, iki bin yıl önce onlardan birini çarmıha gerdiniz, ama şimdi geri dönüyorlar. Bu hareketi başlatan İndigolardır, onlara saygı gösterin sevgili varlıklar, çünkü muazzam bir iş yapıyorlar!


Soru- Bize İndigolar ve Kristal Titreşimli Çocuklar hakkında ne söyleyebilirsiniz?

Cevap- İndigolar özgür seçim oyun alanının tarihinde önemli bir rol oynuyorlar. Seçimlerinizle bir sonraki düzeye evrimleşme fırsatı yarattınız, ama evrimleşen sadece insanlık değil, yerküre de sizinle birlikte evrim geçirmektedir. Sayenizde tüm yüksek eterik alanlar ve boyutlar arası düzeyler de bir sonraki düzeye geçecektir. Dikkatinizi çekeriz bu bitkilerin, balıkların ya da ineklerin seçimleri sonucunda değil, insanların seçimleri sonucunda gerçekleşmektedir. Bu seçim sayesinde özel bir grup insan dünyaya gelip insanlık hakkındaki düşünce biçiminizi değiştirmeye başlayacaktı. Bunlar İndigo Çocuklardır, A noktasıyla C noktası arasında köprü oluşturmaları gerekiyordu, çünkü onlar B noktasıdır. İndigo Çocuklar tarihe fark yaratmış varlıklar olarak geçecekler.
Birçok İndigo Çocuk enkarne olurken eğitim sistemlerini ve çocuklar hakkındaki düşünce biçiminizi değiştirmek için kontrat yapmıştır. Onlar bu işi genellikle törpüleyici, bazen de batıcı enerjileriyle yaparlar, kendilerini farklı, çoğunlukla da dışlanmış hissederler. Beyinleri daha hızlı çalıştığından diğer çocuklarla aynı sınıfta olmak onlar için büyük sabır gerektiren bir iştir. Genellikle öğretmenlerinden o kadar ileridirler ki bazen söylenenleri kavrayabilmek için titreşimlerini düşürmek zorunda kalırlar. Topluma uyum sağlayabilmeleri için birçoğunu uyuşturucu ilaçlarla kasten yavaşlattınız, İndigoları değiştirmek sizin işiniz değil, ama sizi değiştirmek onların işidir! İndigolar okulda başarılı olabilirler, ama yine de yalnızlığı seveceklerdir, çünkü başkalarıyla kolayca ilişki kuramazlar. Onlar diğer çocuklardan daha yüksek bir titreşim düzeyindeler.
Kuşkusuz bu çocuklarda suçluluk duygusu yaratarak onları yönetemeyeceğinizi, bunun işe yaramadığını anlamışsınızdır. Perdeleri ince olduğundan Yuvayı kolayca hatırlarlar, dolayısıyla suçluluğun bir illüzyon olduğunu bilirler. Çocukluklarında bazen eteğinizi çekiştirip “anne, baban olduğum zamanı hatırlıyor musun?” diye sorabilirler! Onların bu sözleri uydurduklarını düşünebilirsiniz, ama uydurmuş değiller. Buna rağmen yaşamayı öğrenmek onlar için zordur, çünkü gerçek dünyayla başa çıkabilmek için bu tür anıları unutmaları gerekir. İndigolar yetişkin olduklarında başlayacak eğlenceyi görene dek bekleyin! O zaman geldiğinde, ülkeleri birbirinden ayırmak için çizdiğiniz sınırlar ortadan kalkmaya başlayacak. Ah o zaman nasıl bir zaman olacak? O günler sandığınızdan daha yakın, İndigolar yolu açacaktır!
İndigolardan sonra yeni bir çocuk soyunun geldiğini göreceksiniz. Bu çocuklar da özel olacak ve insanlığı daha yüksek biçimde ifade edecekler. Onları Kristal Titreşimli Çocuklar olarak adlandırmıştık, son derece güçlü ve son derece savunmasız varlıklardır onlar. Aslında güçleri savunmasız olmalarından kaynaklanmaktadır. Sihirli yetenek dediğiniz şeye sahip olacak ilk insanlardır. Artık her biriniz dünyaya yeniden dönmeye karar verdiğinizde kristal titreşimli bedenlerle döneceksiniz, çünkü bu bedenler yeni kalıbı (matriksi) barındırmaktadır. Buraya Kristal Titreşimli Çocuklar olarak döndüğünüzde, insanlığı sonraki beş bin yıla taşıyacak bir rotaya sokacaksınız.
Bu sihirli bir zamandır. Kristal Titreşimli Çocukların şimdi burada öncüleri var, ama sayıları çok az ve çoğu da saklanmakta. Onlar sihirli varlıklardır, enerji formları hakkında sizin algılamadığınız bir anlayışa sahipler. Ellerini sallayıp bazı şeyleri oluşturabilirler. Öğretmen ve üstat dediğiniz varlıkların birçoğu kristal titreşimliydi. Bu güçlere sahip olduğunuzu hayal edebiliyor musunuz? Eh hayal etmeye başlasanız iyi olur sevgili varlıklar, İndigolar bunun yolunu açıyorlar. Dünyanın ne kadar heyecan verici olacağını görebiliyor musunuz? Meshedilmiş enerji dünyaya geri dönmüştür, ama tek bir kişi olarak değil herkes olarak!
Titreşiminizi Kristal Titreşimli Çocukların titreşimine yükselttiğiniz zaman bedeninizde taşıyacağınız güçten söz etmiştik. Bu gücü taşıyabilmek için biyolojinizi değiştirmeniz gerekecek. Bunu başarmanın iki yolu var, bunlardan biri henüz anlatmadığımız ama kısaca overlight diyebileceğimiz süreçtir. Bu süreç burada kalıp biyolojinizi yüksek titreşimlere uyumlamanızı sağlayacaktır. Geri kalanlarınız bir dahaki sefere Kristal Titreşimli Çocuklar olarak enkarne olacaksınız. Bu sihirli varlıklar DNA’larının 12 ipliği de tamamlanmış olarak doğmaktalar.
Şu anda dünyada bulunan bu çocukları zor günler beklemekte, çünkü onlara yer açmak için epey değişim gerekecek, şimdiden öncüleri dünyada ortamı yoklamaktadır. Yakında sihirli niteliklere sahip daha çok varlık gelecek. Kristal Çocuklar her şeye sevgiyle bakan ve aklınızdan geçen her düşünceyi okuyabilen, hissettiğiniz her duyguyu hissedebilen varlıklardır. Perdenin ötesini görebilen, yalan ve hileye başvurmadan konuşabilen birini hayal edin. Şimdi gelen öncülerin bazıları bu niteliklerini kullanacak yaşa gelene dek ana babaları tarafından saklanacaktır. Ana babalar, bu çocukların çevrelerindeki enerjilere, özellikle düşük titreşimli korku duygusuna karşı çok duyarlı olduklarını hemen fark edeceklerdir. İlk Kristal Çocukların ana babaları, bu çocukları ne pahasına olursa olsun koruma eğiliminde olacaklar, ancak bu sandıkları kadar gerekli olmayacaktır.
Ne kadar gelişmiş olduğunuzu düşünürseniz düşünün hala savaşan vahşi bir türsünüz. Kristal Çocuklar korkuya karşı bir duyarlılık gösterecekler. Onların öncülerini bekleyen meydan okuma, korku gibi düşük titreşimli niteliklerin zararlı etkilerine yenilmeden yüksek titreşimi sürdürüp sürdüremeyecekleridir, çünkü sürekli olarak korku dolu bir dünyada yaşayamazlar. Tüm insanlık olarak geleceğiniz korkuyla nasıl başa çıktığınıza bağlı olacaktır. Bu şimdi her birinizin üzerinde çalışması gereken bir alandır, yakında bu alanda çalışma şansına sahip olacaksınız.
Korku, çevresindeki tüm enerjiyi çeken büyük bir vakumdur. Kristal Çocukların içinde hiç korku yoktur, onların sorunu çevrelerindeki duyguları hissedebilme yeteneklerinden kaynaklanır. Korku duygusuyla ilgili bir referansa sahip olmadıkları için korkuyu büyüterek geri yansıtırlar. Korku sevginin zıddıdır ve Kristal Titreşimli Çocuklar sevgi çocuklarıdır.


Soru- Bize uygun şekilde çalışıp işlerimizi yönetmemize yarayacak bir rehberlik sunabilir misiniz?

Cevap- Mu devrindeki yönetim aslında bir yönetmeme biçimiydi. Sistem o kadar iyi işliyordu ki hükümet çok az kişiyi görevlendirmekle yetiniyordu. Orada insanlar kendi güçlerine dayanıyor, amir olmadığı için sistem daha iyi çalışıyordu. Daha sonra Camelot’ta yuvarlak masa olarak ortaya çıkan enerjinin temeli de buydu. O dönemde enerji dairesel bir devinim içinde akarak aslında bir vorteks yaratıyordu. Eğer şövalyelerden biri kılıcını diğerlerinden yüksekte tutarsa enerji akışı kesiliyordu. Dünyada bazı insanların diğerlerinden daha hızlı ilerleme kaydettikleri bir zaman vardı. Siz bunu değiştirmek için buradasınız, artık asla diğerleri ilerlerken bazıları geride kalmayacak, hep birlikte ilerleyeceksiniz. Camelot’un ve Mu’nun geri dönüşünün anlamı budur. Mu devrinde kullanılan ticaret ve hükümet paradigmalarının geri dönüşünün nedeni budur.
Rekabet dediğiniz şey yoksunluk inancına dayanır. Eğer biri bir şeye sahipse diğerinin ona sahip olamayacağına inanır, sınırlı miktardaki şey için rekabet etmeniz gerektiğini düşünürsünüz. Oysa durum böyle değildir, yakında bireysel güce dayanan sağlıklı bir rekabet biçimini deneyimleyeceksiniz. Yapmanız gereken şey birlikte çalışarak birbirinizin titreşimini yükseltmektir. Yoksunluk inancının olumsuzluğunu anlayacaksınız, çünkü enerji akarken sadece bolluk vardır, enerjiyi kısıtladığınızda yoksunluk yaşarsınız. Benzerleri bir araya getirip bütünleştirmenin yollarını bulun, o zaman sihir meydana gelecektir. Bu şimdiden başlamıştır.


Soru- Kalp bölgemde hissettiğim ağrının nedenini açıklamanızı istiyorum.

Cevap- Bir zamanlar dünyanın bu bölgesinde büyük bir travma yaşanmıştı. Gezegenin yaşadığı en büyük enerji karmaşasına ilk atom bombası neden olmuştu, o zaman harekete geçirilen enerji dalgaları bugün hala hissedilmektedir. Yerkürenin derinliklerinde bu olayı şifalandırmak için çok şey vuku bulmakta, şifa süreci hala devam etmektedir. Yerkürenin titreşimlerine duyarlı olanlarınız kalp çakrası bölgesinde yumuşak bir çekiş hissediyor. Bu çoğunlukla en mutlu anlarınızı bile gölgeleyen hafif bir üzüntü olarak hissediliyor.
Yerküre titreşimsel ve boyutsal düzeylerini değiştirmeye hazırlanmaktadır. Burada ve benzeri yerlerde meydana gelmiş birçok enerji karmaşasından ötürü buralar ilk etkilenecek yerlerdir. Birçoğunuz boyut değiştiriyorsunuz, sonunda büyük bir mutluluk duyacaksınız, ama değişim süreci acı tatlı deneyimlerle dolu olacak. Yerküreye duyarlı olanlarınız genelde kalp bölgesinde empatik bir acı (başkasının kederinden duyulan acı) hissedecek. Bu olay dünya anaya karşı çok duyarlı olduğunuz anlamına gelir, çünkü bu onun enerjisidir. Balinaların, yunusların ve benzer enerjiye sahip olanların dünya ananın enerjisini tutmayı tümüyle insanlara devredecekleri zaman hızla yaklaşmaktadır.


Soru- Ben de medyumum, kendini Elohim olarak tanıtan bir kaynak bana mesajlar veriyor. Egosuz ve daha odaklanmış şekilde nasıl medyumluk yapabilirim?

Cevap- Mesajı nasıl aktarabilirsiniz, ego yolunuza çıkmadan mesajı daha net nasıl işitebilirsiniz? Ego hilekardır, birçok kişi bu durumla cebelleşmektedir, aslında birçok iyi medyum egosuna yenik düşerek bilgi kaynağından kopmuştur. İşin ilginç yanı çoğu kişi bu kopuştan haberdar bile değildir. Lutfen egonun dünyadaki deneyiminizin önemli bir parçası olduğunu anlayın. Geride bıraktığınız düşük titreşimlerde bilginin girebilmesi için egoyu geçici olarak aşmak gerekliydi, trans medyumluğunun ya da bilinçsiz medyumluğun amacı buydu. Yeni dünyanın yüksek titreşimlerinde bu artık gerekli değildir, şimdi yapmanız gereken şey egoyu dengelemektir. Eğer sunacak değerli bir şeye sahip olduğunuzu söyleyecek kadar egoya sahip değilseniz işinizi yapamazsınız, eğer ego sizi ele geçirirse ruhla bağlantınızı yitirirsiniz. Bu yüzden gerekli olan şey dengedir, kalbinize güvenin çünkü o dengenin nerede olduğunu bilir. Medyum olarak egonuzu ve güdülerinizi sık sık kontrol etmenizi öneririz, o zaman daima dengede olursunuz.


Soru- Zamanın değiştirilebileceğini söylüyorsunuz. Zamanı değiştirerek İsa’nın çarmıha gerilme olayını olmamış kılmak ve yükselişini acılı bir ölüm olmaksızın gerçekleştirmek mümkün müdür?

Cevap- Sorunuzun ilk bölümünü ikinci bölümden farklı biçimde yanıtlayacağız. İlk bölüm, çarmıha gerilme olayını olmamış kılmak mümkün müdür şeklindeydi. Evet her şey mümkündür, hiçbir sınırlama yoktur, bunu yakında göreceksiniz, Kristal Çocukların yeteneklerine tanık olmaya başladığınızda gücünüzü daha iyi anlayacaksınız. Zaman ile ilişkinizi de kavramaya başlayacaksınız, yenilikler kapınızın eşiğine dayanmıştır.
Sorunuzun ikinci bölümüne, yani acı çekmeden çarmıha gerilmenin mümkün olup olmadığına gelince, işin ilginç yanı şu ki birçok insan için böylesine fark yaratmış bir olayı değiştirme olanağına sahip olsaydınız bile onu değiştirmeyi seçmezdiniz. Onu değiştirmek yerine yüceltmeyi seçin, çünkü artık işin acı bölümünü taşımanız gerekmiyor.
İnsan yaşamının ilk paradigmasında güdüleyici tek bir etken vardı, hayatta kalma güdüsü. Acıyla ilişkiniz bu zamana kadar esas güdüleyici etkendi ve hayatınıza egemendi. Oysa şimdi bu paradigmanın ötesine geçiyor ve tüm oyunu yeniden yazarak yeni enerjiyle bütünleşiyorsunuz. Esas güdünüz artık hayatta kalmak değil birliği ve daha yüksek bir gerçeği aramaktır, geçmişte acı çekmeden gelişmeniz mümkün değildi. İşin ilginç yanı mutsuzluk her zaman seçime bağlı olmuştur, hiçbir zaman zorunlu olmamıştır, ama bazılarınız yine de onu seçmişsinizdir. Şimdi o acı dolu dersleri alıp bir sonraki evrim düzeyine geçmenizi istiyoruz. Kendiniz için o tip acı içermeyen bir paradigma yaratın, çünkü artık onu hissetmeniz gerekli değil.
Dikkate alınacak önemli bir şey daha var. İsa adlı varlığın yerine getirilecek çok önemli bir kontratı vardı. Kontrat korkuların en büyüğünü deneyimlemeyi içeriyordu, beşeri acıyı! Eğer acı o kontratın bir parçası olmasaydı etkisi büyük ölçüde azalırdı. Bu yüzden önemli bir kontratı değiştirmeyi düşünmeden önce o kontratın sahibini incelemenizi öneririz. Siz her anın yöneticisisiniz, geçmişi yeniden yazmak yerine geleceği yeniden yazmanızı ve enerjiyle birlikte akmayı öğrenmenizi tavsiye ederiz.


Soru- Ben zamanla ilgili bir sorun hissediyorum, sanki zaman giderek kısalıyor. Neler oluyor? Bunu nasıl yorumlamalıyız? Zamanla yapıcı bir biçimde başa çıkma konusunda ne tavsiye edersiniz?

Cevap- Siz lineer bir zaman koridorunda yaşıyor, zamanı geçmiş, şimdi ve gelecek olarak görüyorsunuz. İlginç olan şu ki bu koridorda yüzünüz ileriye dönük olarak değil, geriye dönük yürüyor, böylece sadece geçmişinizi net şekilde görüyorsunuz. Eğer biraz dikkat ederseniz şimdiyi de deneyimleyebilirsiniz, ama geleceği göremezsiniz. Nereye gittiğinizle ve oraya ulaşmanın ne kadar zaman alacağıyla o kadar ilgilisiniz ki içinde bulunduğunuz anı gözden kaçırıyorsunuz. İşte zamanın sizi kuşattığı yer orasıdır.
Önce kesinlikle sizin olan her bir an’ın merkezini bulun, o an’a sahip çıkmayı öğrenin. Bunu iyice öğrendiğinizde herhangi bir an’da o merkezlenmiş enerjiyi bulabilirsiniz. Orada “yapacak” bir şeyiniz yok, orada sadece “olma” sanatını deneyimlersiniz. O kutsal yerde evrensel enerjiyle etkileşime girebilirsiniz. O “olma” yerinde “yapacağım” ya da “yapmalıydım” demek yerine “BEN’im” varlığı olursunuz. İçinde bulunduğunuz an’a sahip çıkın, ancak o şekilde zamanın kontrolünü elinizde tutabilirsiniz. Eğer zamanla ilişkinizi değiştirmez ve onu amaçlı bir biçimde kontrol altına almazsanız sizi zaman yönetecektir.
(Sayfa: 159-303)

SİZİ NELER BEKLİYOR?

Zayıflayan Manyetizm

Dünyanızda yaşayan hayvanların birçoğu keskin bir yön duygusuna sahiptir. Siz buna altıncı his ya da evin yolunu bulma yeteneği dersiniz, bizse manyetikler deriz. Biyolojiniz de manyetiklerle aynı duyarlı ilişkiye sahiptir, bazılarınız şimdi bu ilişkiyi kullandığınız şifa araçlarında da görüyorsunuz. Biliminiz henüz keşfetmiş olmasa da bedeninizle manyetikler arasında bir bağlantı olması gerektiğini varlığınızın derinliklerinde hissediyorsunuz. Gördüğünüz şey değişen bir bağlantıdır, evrimleşmeyi sürdürdükçe manyetiklerin enerjisine duyduğunuz ihtiyaç azalacaktır.
Biyolojinizin ilk aşamalarında bile yönünüzü bulmanızı sağlayan manyetik duyulara sahiptiniz, biyolojiniz manyetik dalgalara karşı son derece duyarlıydı ve yerkürenin enerji ağı size daima bir yön duygusu vermişti. Daha yüksek titreşimlere geçtikçe yerkürenin manyetikleriyle ilişkiniz de değişecektir, aslında bu ilişki şimdi bile değişmektedir. Epey zaman önce manyetik yön bulma duyunuzu yitirdiniz, biyolojinizin artık buna ihtiyacı yok. DNA’nın manyetik iplikleri şimdi damgaları içinde tutmaya başlarken biyolojiniz de değişmektedir. Manyetik iplikler yeniden birleşirken biyolojiniz artık bir zamanlar ihtiyaç duyduğu manyetik alanlara ihtiyaç duymamaktadır. Bu değişime bir tepki olarak önünüzdeki 182 yıl içinde yerkürenin manyetik alanı zayıflamayı sürdürecektir. Manyetik alan zayıfladıkça şifa aracı olarak kullandığınız mıknatıslar size stabilite duygusu vermektedir. İşte bu yüzden birçoğunuz manyetik alanları kullandığınızda rahatladığınızı hissediyorsunuz.

Zaman-Uzay-Manyetikler

Manyetikler başarıyla planlamış olduğunuz oyunu bir arada tutan yapışkandır, ruhu insan bedeninde tutan şeydir. İşte bu yüzden dünyada manyetikler zayıflamayı sürdürürken perdenin ardından ruhun ortaya çıktığını göreceksiniz. Aynı zamanda, evrende güneşiniz de dahil olmak üzere diğer gezegenlerin manyetiklerinde artışlar göreceksiniz. Bu, gezegenlerin evrimleşen varlıklar olarak sizinle kurdukları yeni ilişkiden kaynaklanacaktır. Yerkürenin manyetik alanının zayıflaması insanlığın evrimine yardımcı olmaktadır. Ruhunuz ışık bedene geri döndükçe, yeni dünya üzerindeki varlığınız yerkürenin manyetiklerine daha az bağımlı olacaktır. Siz manyetik bağlantı olmadan yaşayamazsınız, ama titreşiminiz yükseldikçe bu bağımlılıkta azalma olacaktır.
Yerkürenin devreleri biyolojinizin devrelerine çok benzer, ama bu devrelerin her zaman farkında değildiniz. Jeolojik araştırmalarınız dünya tarihinde yüzlerce yıllık boş sayfa bulunduğunu doğrulayacak, o sırada sanki zaman durmuş gibi görünecektir. Bu boş sayfalar, dünyanın manyetiklerinin zaman ve uzayla ilişkisini değiştirdiği devrelerdir, o sırada dünyanız başka boyutlara kaymıştır. Üstat Kryon gezegeninizin manyetiklerinden sorumludur, enerji ağını dikkatle izlemiş ve ayarlamıştır. Şimdiye dek başlangıçtaki ayarlama da dahil olmak üzere manyetik enerji ağı üç kere ayarlanmıştır. Üçüncü ayarlama Aralık 2002 tarihinde tamamlanacaktır. Bu ayarlamalar gezegenle ilişkiniz ve toprak ananın evrimi için gerekliydi.
Manyetik alanların devresi jeolojik araştırmalarınızla da belgelenip kanıtlanmıştır. Manyetik alanlar birçok kez değişmiştir, onlarla ilgili düzenli devreler vardır, her 500 yılda dünyanın manyetikleri tam bir devre geçirir ve yeniden ayarlanır. Bunlar Üstat Kryon tarafından yapılan enerji ağı ayarlamalarından çok farklıdır, dünyanın doğal yaşam devreleridir, devreler manyetik alanların zayıflamasıyla başlar, manyetik alanın yeniden ayarlanmasıyla sonuçlanır. Dünyadaki manyetik alan arttıkça insanların titreşimi düşmüş, daha yoğun fizik bedene bürünmeleri gerekmiştir. Manyetikler zayıfladığında ise insanların titreşimi yükselmiştir.
Manyetiklerle insanların titreşimi birbirine bağlı olduğu için, titreşiminizin yükselişine her zaman manyetik alanları yeniden dengeleyen doğal afetler eşlik etmiştir. Bundan önce beş kez vuku bulan şeyi manyetik kutup kayması olarak biliyorsunuz. Bu devre şimdi değişmektedir, evriminizden dolayı bu döngü rüyadan uyanıp gücünüzü kuşanacağınız umuduyla kesilmiştir, rüyadan uyandığınız için çok mutluyuz. Yeni bir ayarlamanın süresini 700 bin yıl geciktirmiş bulunuyorsunuz, uzatma sayenizde gerçekleşmiştir.
Cennetten kovulma dediğiniz zamandan bu yana DNA’nızın on manyetik ipliği kopuk haldeydi. Kaydettiğiniz evrim sonucunda bu iplikler tekrar birleşmekte ve DNA’nız 12 iplikli haline geri dönmektedir. İpliklerin yeniden birleşmesi en sonunda ışık bedene geçişi sağlayacaktır. On gizli iplikteki manyetik alanlar aktive olmaya başladığında biyolojiniz yerkürenin manyetik alanlarına daha az bağımlı hale gelecektir. Bu yerküreyle ilişkinizi değiştirecek ve boyutlar arası realiteleri ayıran sınırları geçmenizi sağlayacaktır. İşte o zaman tarihinizdeki boş sayfaları bulacaksınız ve eksik halkaları arayışınız sona erecek. Artık düşük titreşimlerde yaşamak zorunda değilsiniz, çünkü insanlık oyunu değiştirmiştir. Manyetiklerle ilişkiniz hep devam edecek, ancak bağlantının çok daha fazlasını içinizde barındıracaksınız.

Işık Ağı

Kablolu iletişiminiz epeyce bir süredir artmış vaziyettedir, ama evrimleştikçe iletişim ağının ışık alanına kaydığını göreceksiniz. Kablolar yerine iletişimleri size birçok formda aktaracak bir ışık ağını hayal etmeniz zor olmasa gerek. Bu ağ şimdi oluşturulmaktadır, önünüzdeki günlerde ışık anlayışında gelişmeler bekleyin. Evrensel bir sabite (değişmez) olduğunu düşündüğünüz ışık hızı kontrol edilebilir, ışık hızını kontrol edebileceğiniz bir zamanı hayal edin. Onu yarı yolda dondurup programlamak ve gideceği yere göndermek mümkün olacaktır, buna sandığınızdan çok daha yakınsınız. Savaş oyuncaklarına gösterilen ilgi aslında bağdaşık bir ışık anlayışı oluşturacak ve hepinizi birbirinize bağlayacaktır. Bu yeni keşfi önce elektrik aktarımı, sonra da iletişim alanında kullanacaksınız. İnternet olarak başlayan olgu hızla ışık ağına doğru genişleyecektir. Aktarımın kablolar yerine fiber optikler ağıyla yapıldığını hayal edin. Bilgi taşıyan bağdaşık ışık demetleri tüm dünya üzerinde bir ışık ağı oluşturacaktır, bu dünya üzerine yerleştirilecek bir sonraki maksatlı ağdır. O gelişirken üçüncü boyutun beşinci boyuta geçişini tasvir eden bir geometrik form göreceksiniz.

Teknoloji

Dünyadaki teknoloji daima ruhsal gelişiminizle orantılı olmuştur. Teknoloji dünyanıza birçok kez gelişmiş uzaylı ırklar tarafından getirilmiştir. İleri teknoloji, ancak insanlığın titreşimi onu destekleyecek kadar yüksekse tutunabilir. Philadelphia Deneyi ve Montauk Projesi dışardan getirilmiş, ama dünyada tutunamamış teknoloji örnekleridir. Söz konusu teknoloji onu getirenlerin işine yaradığı kadar sizin işinize yaramamıştır. Ayrıca bir uygarlığın ortak titreşimi düştüğünde yüzlerce, hatta binlerce yıllık teknolojilerin birdenbire yitirildiği zamanlar da olmuştur. Maya ve Atlantis gibi teknolojik olarak gelişmiş uygarlıklar, ortak titreşimi mevcut teknolojiyi destekleyen düzeyin altına düşürdükleri için yok olmuşlardır. Sürekli bir titreşim yükselişi kaydettiniz, ama büyük tabloyu bizim gördüğümüz gibi göremediniz. Geçmişte birçok ilerleme ve gerileme olmuştur, 11 Eylül Olayı bu gerilemenin bir örneğidir. Eğer ortak titreşim birlik anlayışını destekleyecek kadar yüksekse teknolojiniz gelecekte muazzam bir gelişme gösterebilir.

Biyoloji + Teknoloji = Triloji

Siz savaş oyunları oynarken biyoloji alanında bazı önemli ilerlemeler kaydedilmiştir. Uzun süredir tedavisini bir türlü yapamadığınız hastalıkların çaresi yakında bulunacaktır. Eğer ortak titreşiminiz yeterince yüksek kalırsa çareler kendiliğinden ortaya çıkacaktır. İnsan bedeninin başlangıçta çok uzun bir ömür sürecek şekilde yaratıldığını biliyorsunuz, bu yakında bir realite haline gelecek.
İnsanlığın yüksek titreşimiyle desteklendiği sürece her alanda ilerlemeler devam edecektir. Eğer kısıtlayıcı bir pozisyon alır ve ilerlemeyi yasaklayan yasalar çıkarırsanız bu yenilikler yer altına inecek ve onlardan sadece seçkin bir azınlık yararlanacaktır. Eğer kendinize yaratanlar olarak güvenir ve önünüzde uzanan şeyi benimserseniz yeniliklerden herkes yararlanabilir. Eğer konuyu bir karara bağlayıp halledemezseniz İndigo Çocuklar halledecektir, çünkü onlar çok az korkuya sahiptir.
Önünüzdeki 30 yıl içinde insan ömrü çarpıcı bir biçimde uzayacaktır. 10 yıl içinde ortalama ömür 120 yılı aşacak şekilde uzayacaktır. (İnsan ömrü 130 yıla kadar uzadı. 26.4. 2005 tarihli Kanal D televizyon haberi. Derleyen) Şimdi dünya üzerinde bulunan büyük çoğunluk 300 yıl yaşama fırsatına sahip olacaktır. Ortak seçiminize bağlı olarak 70 yıl kadar kısa bir süre içinde insan ömrü en az 900 yıla çıkabilir. İnsanların en büyük arzuları daima uzun bir yaşam sürmek olmuştur. Birçoğunuz sadece 100 yıl yaşadıktan sonra dünyadan ayrılmayı seçeceksiniz. Ömrü uzatmak için gerekli gençleşme süreci enerji gerektireceği için bazılarınız buradan ayrılıp daha sonra kristal çocukların parlak bedenleriyle geri dönmeyi tercih edeceksiniz.
Teknolojinin biyolojiyle bütünleşmesi büyük bir hızla devam edecektir. Kendi yaratımlarınızdan korkmayın sevgili varlıklar, kendi gölgenizden korkup saklanmanızı çok komik buluyoruz. Teknolojiyle biyolojinin bütünleşmesi sizi daha dengeli bir var oluşa götürecektir. Bilgisayarlar sadece biyolojiyle bütünleşmeyecek, hatta biyolojik malzemeden yapılacaktır. Önünüzde uzanan olanaklar hayal edebileceğinizden çok daha fazladır!

İletişimler

İnternet, ışık ağının oluşturulmasına yol açacak bir iletişim ağı yaratmıştır. Teknolojinin biyolojiyle bütünleşmesi devam ederken bu ağ henüz gözlerinizle tanık olmadığınız bir ışık formu haline gelecektir. Başınızın tam üzerinde gevşek örülmüş balık ağına benzer bir ağın asılı olduğunu hayal edin. Dünyada her nereye giderseniz gidin bu görünmez ağ erişilebilir haldedir. Herhangi bir yerdeki herhangi bir insanla bağlantı kurmak için yapmanız gereken tek şey uzanıp o ağı kavramaktır. Ağın bir sonraki aşaması ışık ağının maksatlı yaratılışı olacaktır. Ağ şimdiden telefon hatlarından kaba bir ışık formu olan fiber optiklere doğru gelişmiş olup radyo dalgası ve lazer teknolojisine doğru ilerlemektedir. Işık ağı nihai formunu aldığında dünyanın her yanına eşit biçimde ulaşacaktır. Atmosferiniz dışında var olan nitelikleri incelemeniz, ağın ilk aşamasını çabucak mümkün kılacaktır. İlk gerçek ışık ağı koruyucu bir kalkan gibi kullanılmak üzere yaratılabilir, ama eninde sonunda birçok düzeyde iletişim kurulmasını sağlayacaktır. Gelecekte bu bağlantıları kurmak için fiziki bir iletişim ağına ihtiyaç duymayacaksınız.

Mineraller Alemi

Merkezi Güneşten kaynaklanan kristal enerji güneşinizdeki enerji patlamalarıyla dünyanıza girip yerkürenin tektonik tabakalarında depolanıyordu. Bu enerji atmosferinize girdiğinde, mineraller alemi denen boyutlar arası yaşam realitesinin çoğundan geçerek onların enerji yapılarını değiştirir. Mineraller aleminin kritik bölümü bir kez etkilendiğinde bu her yerdeki minerallerde değişimi başlatır. Söz konusu değişim şimdi başlamıştır, mineraller değişmek üzeredir. Bu olgu minerallerin insanlarla ilişkisini yeniden belirlemesine yol açacaktır. Yerkürenin enerjisini hissedenler bunu oldukça kafa karıştırıcı bulacaklar. İçsel denge duygunuz ya da ait olma hissiniz birden değişebilir, daha önce sizi desteklemiş olan yerler artık size rahat gelmeyebilir. Dünyadaki sihirli “sıcak noktaların” hep farkındaydınız, onları kutsal yerler olarak görüyordunuz. Son elli yıldır bu enerji noktaları bu olaya hazırlık kabilinden enerjilerini değiştirmeye başlamışlardı, bazı sıcak enerji noktaları soğurken bazı yeni yerler ısınarak ortaya çıkmışlardı. Bu değişim devam edecektir.
Yerküre büyük ölçüde kristalimsi yapıdadır. Su olarak bildiğiniz enerji formu bile aslında kristalimsi yapıdadır. Kristaller, tüm titreşim alanları içinde insanlara en yakın titreşime sahip olanlardır. Şimdi kristallerin özelliklerinin değişmeye başladığını görebilirsiniz. Saydam olmayanlar birden saydamlaşmaya başlarken saydam olanlar puslu hale gelecektir. Kristallerin içinde gazımsı ya da katı oluşumlar belirebilir, bazıları görevlerini tamamladıklarında kırılıp parçalanabilirler. Kristallerdeki değişim, yeni rollerine hazırlanmak üzere uyanmalarından kaynaklanmaktadır.

Bitkiler Alemi

Bitkiler aleminde nispeten daha az bir değişim görüyorsunuz. Onlar bu noktaya dek yerkürenin titreşimini barındırmaktan çok hoşnuttular. Önünüzdeki 20 yıl içinde bitkiler de değişmeye başlayacak. Bitki dünyasının devaları olarak bildiğiniz varlıklar aslında bitkilerin yüksek benlikleridir. Titreşiminizi yükselttikçe bilincinizi bitkilerin yüksek benlikleriyle birleştirebilecek, bitkilerin de duyguları olduğunu anlayacaksınız. Aslında bitkiler de tıpkı hayvanlar gibi beslenme zincirinin bir halkası olarak size enerji aktarırlar. Onların bu niyetini onurlandırmanız yüksek titreşimlere uyumlanmanızı kolaylaştıracaktır.

Hayvanlar Alemi

Şimdiden hayvanlar aleminin yeni dünyadaki rolünü yeniden tanımlamaya başladığını görüyorsunuz. Deli dana ve şap hastalığı bu değişimin habercisidir. Birçok var oluş düzeyi vardır, ama çok azı hayvanlar kadar saygısızlık görmüştür. Bu saygısızlık kısmen hayvanların biyolojik titreşiminize yakın olmalarından kaynaklanıyor.
Enerji doğası gereği titreşim halindedir. Bazı enerji formlarının niyeti form değiştirip daha yüksek titreşim düzeylerine geçmektir. İnsanlar ışık beden olarak bilinen eterik var oluş düzeylerine geçmeyi amaçlarken, hayvan olarak bilinen enerji formu da insan olarak bilinen bir sonraki düzeye geçmeyi amaçlar. Bu süreçte hayvanlar doğuştan sahip olmadıkları ve hayvanlar alemine has olmayan insan özellikleri kazanabilirler.
Hayvanlar dünyada insanlar için enerji dengesini korurlar, insanlarla yerküre arasındaki bağlantı halkalarından biridir onlar. Bu saf varlıkları çalışmalarından ötürü onurlandırmak çoğunlukla düşünmediğiniz bir şeydir. İşe onları onurlandırarak başlayın, eğer et yiyorsanız oynadıkları rolü onurlandırın. Evcil hayvanlarınızı size aynalık etme konusunda oynadıkları rolden ötürü onurlandırın. Önünüzdeki dönemde giderek daha çok insan hayvanlarla konuşmaya başlayacak, hayvanların söylediği şeyler çok ilginizi çekecektir.

Dişi Enerji Geri Dönüyor

Realitenize girmekte olan kristal enerji erkek ve dişi enerjinin bir karışımıdır. Dünyaya çok uzun zaman boyunca erkek enerji hükmetmiştir, oysa şimdi dişi enerjinin dünyaya geri dönüşüne tanık oluyorsunuz. Gördüğünüz gibi bazıları bu enerjiye direnmektedir. Erkek enerjiye saplanıp kalmış olanlar, bir tehdit gibi algıladıkları şeye aşırı tepki göstermeyi sürdürebilirler, zamanla umarsızca sarıldıkları inançlar değişecektir. Dişi enerji sessiz ama güçlüdür.
Dünyanın dişileştirilmesi birçok düzeyde başlamıştır. Hormon kullanmanız yerkürenin dişileşmesine yol açmış, iş mineraller düzeyine kadar ulaşmıştır. Amaçlandığı gibi yeniden dengeye kavuşmak için bu aşırı değişim gerekliydi. Dengeli enerjinin dünyaya girmesi için sahne hazırlanmıştır, Merkezi Güneşten gelen kristal enerji dengeli enerjiyi geri getirmektedir. Dünya liderleri arasında çok az kadın bulunduğunu fark etmişsinizdir. Dişi enerji duygularla çok güçlü bir bağlantıya sahiptir. Bir zamanlar içinde bulunduğunuz düşük titreşimlerde bu zayıflık alameti olarak algılanırdı, oysa yeni dünyanın yüksek titreşimlerinde güç olarak görülecektir. Değişim zaman alacaktır, ama çoktan başlamıştır, yakında kadın liderlerin hükümetlerin ve iş dünyasının yüksek düzeylerinde yerlerini aldıklarını göreceksiniz.

Vorteksler ve Giriş Kapıları

Kristal enerji realitenize girerken üzerinde oyun oynadığınız dokumayı da değiştirmektedir. Bu enerjiyi köklendirmenin en etkili yollarından biri, yerküreye bir enerji vorteksiyle bağlanmaktır. Enerji vorteksi dairesel devinimle dönen enerjidir. Bunu bireysel çapta bir daire içinde dönerek sağlayabilirsiniz.
Ortak vorteksler (girdap) kristal enerjiyi yerküreye aktarıp köklendirmenin en etkili yoludur. Büyük ya da küçük gruplar halinde bir araya geldiğinizde birlikte bir daire içinde dönerek kolayca bir enerji vorteksi yaratabilirsiniz. Bireysel vortekslerden farklı olarak bir kez grup vorteksi yaratıldığında girdap orada kalır. Bu huniler, (vorteksler) yerküre tarafından kristal enerjiyi gezegene demirleyip dağıtmak için kullanılacaktır. Daha sonra bu enerji alanlarının bazıları boyutsal realiteler arasında yolculuk yapmak için kullanılan giriş kapılarına dönüşecektir. İşte o zaman yeni dünya üzerinde durum çok ilginçleşmeye başlayacak, binlerce yıldır sorduğunuz soruların yanıtları gözler önüne serilecektir.

Yeni Enerji Kaynakları

Su henüz anlamadığınız bir enerji formudur, önünüzde su dediğiniz şeyin sırrını keşfetme fırsatı var. Su kristalimsi bir enerji formu olduğu için kristal enerji dünyaya girdiğinde suyla yeni bir ilişki oluşturacaksınız. Eğer su enerjisini kullanırsanız bu cevherin bir santimetre küpü bile en büyük kentlerinizi bir yılı aşkın süre boyunca aydınlatabilir, bu konudaki sihrin ortaya çıkmasını bekleyin. Atlantis döneminde kristallerin bir enerji kaynağı olarak kullanıldığını hücresel düzeyde hala hatırlıyorsunuz. Bu yüzden kristal enerjinin iki niteliğini görmemek için vizyonunuza kör bir nokta yerleştirdiniz. Şimdi kristal enerji Merkezi Güneşten yayılırken bu enerjiyi kullandığınız zamanların anı ve kanıtlarını görmeye başlayacaksınız.

Ruhsal Evrim

Artık eskisi gibi rehberlik hizmeti almanız mümkün olmadığı için şimdi rehberlerinizle yeni bir ilişki kurma sürecindesiniz. Ruhsal açıdan geliştikçe rehberlerinizle bağlantınızın da
artacağını düşünürdünüz, aslında bunun tersi olmaktadır. Gücünüzü tam olarak kuşanabilmeniz için rehberleriniz bir adım geri çekilmişlerdir. Tıpkı bisiklete binmeyi öğrenirken ana babanızın yapmış olduğu gibi rehberleriniz yanınızda koşmakta, kendi başınıza ilerlemeniz için size güven vermekteler. Şimdi onlar geri çekildiler ve bisikletinizi yalnız başınıza sürmeniz için sizi serbest bıraktılar. Rehberlerinizin sizi serbest bıraktıklarında duydukları gururu düşünebiliyor musunuz? Onlar sadece bisikletiniz yalpaladığında müdahale ediyor, bunu bile çok gerekli olduğunda yapıyorlar. Şimdi kendi yaşamınızı kendiniz yönetiyorsunuz.
Bu olay biyolojik bedende yaşarken yüksek benliğinizin ruhla bütünleşmesidir. Eğer dikkatle dinlerseniz rehberlerinizin sesini hala işitebilirsiniz, ama onların sesi şimdi size daha çok kendi sesiniz gibi gelecek, yakında medyumluk olağan bir şey haline dönüşecektir. Yüksek ilhamın tüm kaynağının yüksek benliğiniz kanalıyla kaynağa bağlanmak olduğunu anlamalısınız. Ruhsal liderlerin izleyicisi olma dönemi artık geride kalmıştır, şimdi gücünüzü kuşanıp kendinizi izlemeyi öğrenmelisiniz.
Ruhsal açıdan ilerledikçe birçok ritüel de ortadan kalkacaktır. Eğer gelenekten ya da ritüelden zevk almayı seçiyorsanız lütfen şunu bilin ki gelenek ya da ritüel kendi başına bir güç barındırmaz. Güç sizdedir, eğer gelenek ya da ritüel o gücü barındırmanıza yardım ediyorsa keyfini dolu dolu çıkarın. Gücünüzü teslim etmediğiniz sürece ritüel ve geleneklerin bir zararı dokunmaz, aksine çok zevk verici olabilirler. Gelişiminizde çok önemli rol oynayan dua uygulaması bile evrimleşecektir. Dua enerjinizin evrene yansımasıdır ve her zaman sevgi enerjisini evrene yansıtmanın harika bir yolu olmuştur, genellikle bu enerji büyüyerek size geri yansır. Dua etmek işe yarar, daima yaramıştır, değişmekte olan yaratma tarzınızdır. Hayal edilen bir varlığa ya da kendi dışınızdaki bir şeye dua etmek artık eskisi kadar etkili olmayacaktır.
Eğer herkesin önüne geçmeye çalışıyorsanız, kendinizi ruhsal evrimin en hızlı yolunu bulmaya adamışsanız ruhsal evrimin anlamını gözden kaçırmışsınız demektir. Ruhsal rekabete kapılma ayartısına dikkat edin, çünkü enerjinizi yanlış kullanmanıza neden olabilir. Unutmayın ki bu enerjinin (Atlantis’in çöküşüne neden olan) iki yanlış kullanımından biriydi. Size bir vaatte bulunacağız: Önünüzde uzanan gelecek çok ilginç olacak, çünkü ilginç bir zamanda yaşıyorsunuz. Aslında kozmik bir perspektiften bu şimdiye kadar yaşanmış en ilginç zamandır. (Sayfa: 316-335)

KRİSTAL “BEDENE GİRENLER”

İndigo Çocuklar

İndigo Çocuklar çocuk yetiştirme ve eğitimle ilgili paradigma ve inançları değiştirmek için çok çalışıyorlar. Onlar hepinizden yapmanızı istediğimiz şeyi yapıyor, yaşamın her alanında güçlenmiş insanlara yer açıyorlar. Bu çocuklardan bazıları duvara toslamışlardır, çünkü yaptıkları iş çok zordur, değişim yaratmak için çalışanların sadece kendileri olduğunu hissederler. Şimdi ilk gelen İndigolardan bazıları hükümetlerde ve iş dünyasında etkili pozisyonlara geldiği için durum heyecan verici olmaya başlamıştır. Yakında hem hükümetlerde, hem de iş dünyasında kıdemli varlıklar olacaklar. Onların dünyada yaratacakları etki, insanların güçlerini kuşanmalarını ve evrende hak ettikleri yeri almalarını kolaylaştıracaktır.

Kristal Nitelikler

Kristal Titreşimli Çocuklar bedenli haldeyken tüm güçlerini barındırma konusunda çok daha büyük bir potansiyele sahiptirler. Tarih boyunca kristal öncüler titreşim düzeyinizi test etmek ve ışık tohumları ekmek için enkarne olmuşlardır. Bu öncülerin birçoğunu bugün yükselmiş üstatlar ve öğretmenler olarak biliyorsunuz, birçoğunu ise hiç tanımıyorsunuz, çünkü onlar halk önüne çıkmamış, gizli bir yaşam sürdürmüşlerdir. Bu gizlilik işlerini tamamlamaları için gerekliydi.
Kristal Çocuklar İndigolardan çok farklıdır. Daha önce de belirttiğimiz gibi onlar muazzam bir güce sahip, ama aynı zamanda son derece savunmasız varlıklardır. Henüz anlamadığınız biçimde dengelenmişlerdir, güçlerini artıran şey savunmasız oluşlarıdır! Onlar yüksek titreşimli bir enerji kalıbıyla ve DNA’larının 12 ipliği tamamlanmış olarak doğacak, çok küçük yaşlarda bile idrakinizi aşan büyük güçler sergileyecekler. Bir Kristal Çocuk için ne hissettiğinizi, ne düşündüğünüzü bilmek çok kolaydır. Onların dünyanızı nasıl altüst edeceğini, nasıl karışıklık yaratacağını görmek için sabırsızlanıyoruz. Yeni dünyada artık sır kalmayacağını söylerken ne demek istediğimi şimdi anlıyor musunuz?
Kristal Çocukların güçleri ilk kez ortaya çıktığında epey korku yaşanacak, bu konuda sizi uyarıyoruz. Bu nazik ve yumuşak huylu varlıkları korku saçan ve savaşan bir dünyaya getirmek olanaksızdır. Korku insanlığın düşük titreşimli aşamalarında egemen olan bir duygudur, yeni dünyanın yüksek titreşimlerinde korku artık egemen olmayacaktır. İndigo Çocukların suçluluk duygusunu bilmedikleri gibi, Kristal Çocuklar da korkuyu bilmezler. Korkuyu dünyanızdan tümüyle söküp atmanız çok zordur, çünkü bugüne kadar esas güdünüz hayatta kalmak olmuş, korku bu hedefe ulaşmada çok önemli bir rol oynamıştır. Realitenizden korkuyu kazıyıp atmanız sorunlara neden olur, bunu yapmanız mümkün değildir. Ancak Kristal Titreşimli Çocukları korku dolu bir dünyaya getirmek de mümkün değildir, çünkü korkuyu büyüterek size geri yansıtırlar. Bu zamanda korku ve terörle ilgili birçok sorunla karşılaşmanızın nedeni budur. Biz onlara sadece auralarından ötürü değil, doğum yoluyla bedene kristal enerjiyi taşıdıkları için Kristal Çocuklar diyoruz. Aslında Kristal Titreşimli Çocuklar daha yüksek titreşimli bir formla doğan sizsiniz!

Kristal Öncüler

Kristal Çocukların öncüleri şimdi giderek artan bir tempoyla gelmektedir. Bu çocuklardan oluşan küçük gruplar şimdiden dünyadadır, bazıları şimdiden keşfedilmiştir. Öncülerden birçoğu birbirlerini enerji düzeyinde desteklemek için bir araya gelecektir. Kristal Öncüler arkalarından gelecek Kristal Çocukların güç potansiyelinin sadece küçük bir bölümüne sahipler. Tam nitelikli Kristal Çocuklar ancak dört beş yıl sonra (2007’de) enkarne olmaya başlayacaklar, bu süre onlara güvenli bir ortam yaratmak için gereklidir, ancak o zaman bile kesin geliş tarihlerini seçimleriniz belirleyecektir. Kristal Çocukların gelebilmeleri için dünyadaki tüm korkuyu yok etmeniz gerektiğini söylemiyoruz, dünyadaki tüm savaşlara son vermeniz gerektiğini bile söylemiyoruz, çünkü bunu yapacak olanlar İndigo ve Kristal Çocuklardır. İndigolar şimdi daha yüksek pozisyonlara gelmeye başladıkları için muazzam bir fark yaratacak, Kristal Çocuklara ve tüm güçlenmiş insanlara yer açmak için sorumluluğu üstlenip dünyayı değiştireceklerdir.

Kristal “Bedene Girenler”

Şimdi daha önce hiç sözünü etmediğimiz bir şeyden söz edeceğiz. Dünyayı değiştirme işinde yardım alacağınız bir olayı açıklamanın zamanı geldi. Size ruh dünyasından her zaman yardım edilse de sözünü ettiğimiz şey yalnızca ruh dünyasından yapılan bir yardım olmayacak, hatta yardım uzaylılardan ve çocuklardan da gelmeyecek. İçinizden gelen, doğrudan doğruya Yuvadan gelen bir yardım alacaksınız. Bakın, Kristal Çocukların hepsi çocuk olarak gelmeyecek, bazıları bedene girerek gelecek. Kendilerini gözlerden uzak tutmaya çalışacak ve saklanacaklar, dünyadan ayrılmayı seçen insanların kontratlarını devralacaklar. Tüm bedene girenler gibi onlar da roller ve yaşam dersleri seçecek, insan bedeninden ayrılan ruhların kontratlarını üstlenecekler. Bir ruh oyundan ayrılmak istediğinde bir başka ruhun onun yerini alması mümkündür. Oyunu erkenden bırakmanın hiçbir cezası yoktur, lütfen bunun bir yaşam dersinden kaçmak olmadığını, sadece dersi ertelemek olduğunu anlayın.
Koşullar tam olarak incelendikten sonra bir ruh yerini başka bir ruhun almasını isteyebilir. Bu isteği, tüm yaşam durumunun yüksek benlik tarafından değerlendirildiği en az kırk günlük bir dönem izler. Eğer istek yüksek benliğe uygunsa ruh geri çekilecek, bedeni kristal bedene giren devralacaktır. Yeni gelen, öz kişilik dışında ilk ruha çok benzeyecektir. Bu yer değiştirmeden sonra öz kişilik bedene giren ruha ait olacaktır. İnsan formunda bir deneyim geçirmeyi bekleyen ruhların sayısı sandığınızdan çok daha fazladır. Bedene girmenin zorlukları yüzünden sadece çok yüksek titreşimli ruhlar bu seçimi yapabilir.
Aslında bu zamanda sandığınızdan çok daha az bedene giren var. Bedene giren genelde aşırı münzevi biridir, toplumsal yaşama katılıp göz önünde olmaktan hoşlanmaz. Çocukken öğrenilen toplumsal geleneklerden yoksun oldukları için insanlarla ilişki kurmak onlar için zordur, çünkü bedene giren açısından bu süreç atlanmıştır. Genellikle kötü kullanılmış bir yetişkin bedenini devralıp yaşam deneyimi geçirmeye çalışmanın zorluklarını hayal edin. Buna bir Kristal Titreşimlinin aşırı duyarlılığını ve savunmasızlığını da eklediğinizde bu varlıkların üstlenecekleri muazzam zorluğu anlayabilirsiniz. Ama onlar yaşamları, kalpleri ve ruhları etkilemek için genelde kapalı kapılar ardında çalışırlar. Son derece küçük bir bölümü öğretmen ve şifacı olarak ortaya çıkmaya cesaret edecektir. Bu, elde edilmesi çok güç bir üstatlık sürecini gerektirir. Şimdi bile dünyada böyle varlıklar vardır. Bu süreç daha yaygın hale geldiğinde sihirli yeteneklere sahip ama sessizce iş gören yetişkinler göreceksiniz. Hayır, onlar inançlarını yaymaya çalışmayacak, bir sokağın köşesinde durup “Ben dünyayı kurtarmaya geldim” demeyecekler. Genelde sessiz ve derinden gidecek, biriyle çalışma fırsatı doğduğunda onunla bağlantı kurup insanlığın ortak bilincinin derinliklerine tohumlar ekecekler. O zaman, ancak o zaman sihirli yeteneklerini kullanacaklar. Bazıları öğretmenlik yapacak, ama egosuz bir öğretmen olacaklar. Sizin gibi hayatta kalma güdüsüne sahip olmadıkları için onu dengeleyecek bir egoya da ihtiyaçları olmayacak. Onlar buraya farklı bir güdüyle, kafanın değil kalbin güdüsüyle gelecekler.

Sevginin Zıddı Korkudur

Yeni dünyanın yüksek titreşimlerinde şifa bulmak için şifayı istemeniz gerekir, aynı şekilde öğreti almak için de öğretiyi istemeniz gerekir. Sözünü ettiğimiz sevgili ruhlardan birinin sizinle temas kurmasını istiyorsanız bu niyetinizi bildirmelisiniz, böylece isteğinizi yerine getirmeleri için onlara izin vermiş olursunuz. Niyet ettikten kısa bir süre sonra işitildiğinizi gösteren bir huzur hissedeceksiniz. O zaman sizden insanlar için çok zor bir şeyi yapmanızı isteyeceğiz, yani sabırlı olmanızı! Temas birçok şekilde gerçekleşebilir, onları eterik olarak görebilir, rüyalarınızda ya da fizik dünyada karşılaşabilirsiniz. Onlar yüksek titreşimli öğretmenlerdir, alışık olduğunuz şekilde öğretmezler. Bazıları dersinizi öğrenmeniz için kolunuza hafifçe dokunacaktır, bazıları yaşamınıza doğru zamanda cesaretlendirici bir çift söz söylemek için girecektir, bazıları ise sizi tutkunuza yönlendirecek olayları başlatacaktır.
Kristal bedene girenler şimdi gelmeye başladılar. Dünyanızda bir fark yaratmak için çok önemli yerlere çok sessizce tohumlar ekecekler. Onların yapamayacakları şeylerden biri korkunuzu yok etmektir. Korku bilgi yoksunluğundan başka bir şey değildir, hiçbir şeyin olmadığı yerde yaratılan bir vakumdur, bazen o vakum çevresindeki her şeyi, tüm dramlarınızı, tüm dikkatinizi ve tüm enerjinizi içine çeker.
Siz daima nefretin sevginin zıddı olduğunu düşündünüz. Biz de diyoruz ki korku sevginin zıddıdır, eksik bilgiyi yerine koyun! Sadece Kristal Çocuklar, sadece İndigolar için değil, bir sonraki düzeye evrimleşebilmeniz için de kapıyı açacak olan odur.

Başarılıyken de Beni Sevebilir misin?

Yere yıkılmış olanları sevdiğiniz kadar başarılı olan insanları da sevebilir misiniz? Bir insanı merdivenin en tepesindeyken de sevebilir misiniz? İnsan denen meleğin gerçek sınavı budur. Koşulsuz sevmenin yüksek gerçeğini uyguladığınızda ego devreden çıkmalıdır. Kristal bedene girenler ortaya çıktığında bunu açıkça göreceksiniz. Önünüzdeki dört beş yıl içinde Kristal Çocukların öncü sayısında bir artış olacak, dikkatle baktığınızda kristal bedene girenleri de görebilirsiniz. Onlar çok nadiren görünürler, ama bakmayı biliyorsanız yine de görebilirsiniz.

Atlantis Bağlantısı

Birçoğunuz Atlantis döneminde de buradaydınız. Zaman, uzay ve alternatif realitelerin bu birleşme noktasında dünyada olabilmek için 11 bin yıl beklediniz. Bu satırları okuyanlardan birçoğu Atlantis’te en azından bir yaşam geçirdi, bazıları ise özel zamanlarda önemli roller oynadı. Atlantis’in ortak bilincinizde yer aldığını artık biliyorsunuz, sık sık Atlantis’le ilgili filmler görüyor, öyküler okuyor veya keşiflerde bulunuyorsunuz. Kıta battıktan sonra her biriniz, eğer insanlığın ortak titreşimi tekrar o düzeye ulaşırsa dünyaya dönmeye ve bu kez farklı seçimlerde bulunmaya söz verdiniz. Bilin bakalım ne oldu? Siz bu işi başardınız, Atlantis geri dönmüştür.

Atlantis’i Batıran İki Sorun

Evriminizin bu aşamasında sizi raydan çıkarabilecek, Atlantis’in yıkımına yol açan duruma düşürebilecek iki potansiyel var. Birincisi güç korkusudur. Bu, insanların eski enerjinin şiddetli geri tepmesine uğradığı temel bir korku, yani ilerleme korkusudur. Bir bakıma insanların güçlerini başkalarına teslim etmelerine neden olan korkudur. Realitenizi yaratmak için gücünüzü kullanma sorumluluğu sadece size aittir. Bu sorumluluğu ne ruhani liderlere ne de siyasi liderlere verebilirsiniz. Belirtilerini günlük haberlerde görüyorsunuz, bazı dünya liderleri umarsızca eski enerji geleneklerine geri dönmeye kalkışıyor. (Kosova, Afganistan, Irak, İkiz Kuleler Olayı) Gözünüzdeki perde yüzünden yaratanlar olduğunuzu göremiyor, gücünüz ortaya çıkarken bile yaratanın kendiniz olduğunu kabul etmek yerine onu gizemle kuşatıp gücü gizeme teslim ediyorsunuz. Bu tavır sadece gücünüzü kendinizden gizlemenize hizmet etmiştir. İnsanlar o gücü kuşanma konusunda kökleşmiş bir korkuya sahipler, gücü kuşanmak yerine başkalarına teslim etmeye eğilimliler. Hala gücünüzü kime teslim edeceğinizi belirleyecek savaşlar yapıyorsunuz. Geçmişte Hitler ve benzerlerine gücünüzü teslim etmek için uygun fırsatlar yaratmıştınız.
İkinci potansiyel ruhsal rekabettir ve diğerinden daha tehlikelidir. Bu potansiyel büyük olasılıkla sınıfın en önünde oturanlar arasında görülecektir. Ruhsal rekabeti tanımlamak için önce ruhsal sözcüğünü tanımlamak gerekir. Yaygın inancın aksine biz ruhsalı fiziksel olmayan her şey olarak tanımlarız. Buna inanç sistemleri, fikirler ve yüksek benliğiniz de dahildir. Ruhsal rekabet birçok alana yayılmıştır, buna daha yüksek titreşime ulaşmak için gösterdiğiniz dürüst çabalar da eklenebilir. İnsani yanınız yüksek titreşimlerin düşük titreşimlerden daha iyi olduğunu söyler, biz de size diyoruz ki biri diğerinden daha iyi değildir, onlar sadece farklıdır.
Atlantis döneminde toplumsal sınıflar yaratmanın gerekliliğine inanmıştınız. Bu doğrudan doğruya devletin uyguladığı ruhsal bir rekabetti, ülkenin çöküşüne katkıda bulunan esas etkenlerden biriydi. Bazılarınız diğerlerini yoksun bırakarak yüksek titreşime geçeceğinize inanmıştınız, bugün bile bazı insanlar buna inanıyor. Size diyoruz ki bu rekabet Atlantis’i batıran aynı ruhsal rekabettir. Doğruyu yanlıştan ayırt etme gücünüzü kullanın, insanları sınıflara ayıran ya da bir titreşimin diğerinden daha iyi olduğunu söyleyenlere dikkat edin. Size birçok kez evrensel enerjiden söz ettik, her şeye nüfuz eden ve her şeyin ondan yaratıldığı temel enerjidir o. Bu enerjiye uygun olan her şey desteklenecek, ona direnen her şeyse kösteklenecek ve sonunda yok olacaktır! (Sayfa: 339-357)



1 yorum:

valit aslankol dedi ki...

Emeğnize sağlık.