---KRYON---
B İ T İ Ş Z A M A N I
Birinci Kitap
AKAŞA YAYINLARI
Ben Kimim?
Merhaba! Ben manyetik hizmetten Kryon. Her birinizi yürekten seviyorum. Şimdi sizinle medyum kanalıyla mümkün olduğu kadar açık ve net bir şekilde konuşacağım. Ben dili sizin bildiğiniz şekliyle kullanamam, bu yüzden gerçek sözler medyumun zihni tarafından çevrilerek aktarılmaktadır. Aslında iletişimim herhangi bir dilden bağımsızdır. Ben size “düşünce paketleri” ya da “fikir grupları” gönderiyorum, bunlar medyumun zihni tarafından anlayabileceğiniz sözcüklere çevriliyor.
Bu yazıcı medyumu birkaç nedenden ötürü seçtim. Birincisi, o bunu yapmayı daha enkarne olmadan önce kabul etmiş ve bir kontrat imzalamıştı, ama her insan gibi eğer isterse bunu yapmamayı da seçebilirdi. Ama o sezgisel olarak biliyordu ki, eğer medyumluğu reddetseydi onu önümüzdeki elli yıl boyunca uyutmazdım! Onu seçmemin ikinci sebebi, kendisinin bugüne kadar metafizik sistemle ilgili bir eğitim almamış olmasıdır. Bu durum, düşünce paketlerimin inebileceği tarafsız bir bölge yaratıyor!
Benim adım aslında Kryon değil. Erkek ya da dişi herhangi bir cinsiyete de sahip değilim. Ne tür bir varlık olduğumu anlatmayı çok isterdim, ama siz bunu anlayamayacak kadar bazı beşeri kısıtlama aşılarına sahipsiniz! Bu noktayı daha sonra size anlatacağım. Benim gerçek adım, beni kuşatan ve tüm diğer varlıklar tarafından tanınabilen bir “düşünce grubu” ya da “enerji paketi” dir, sesten çok fazlasını içermektedir. Onu hissedebilmenizi gerçekten isterdim, ama şu anda bunu yapamazsınız.
Ben manyetik hizmettenim, yani bir hizmet varlığıyım. Asla bir insan ya da Kryon’dan başka bir şey olmadım. Tüm amacım, evrenin her yanında sizin gibi varlıkların bulunduğu “okullara” (dünyalara) özel ve belirli bir amaçla hizmet etmektir. Çeşitli düzeylerde birçok okul vardır, bunların bazıları sizinkinden düşük bazıları da yüksektir.
Hepimiz birbirimize bağlıyız, kutsal metinlerinizin Tanrı dediği büyük “BEN” iz. Size “Ben Kryon’um” diye mesaj yolladığımda, bu benim bütüne ait olduğumu ve imzamın Kryon olduğunu ifade eder. Hepimiz tanrıyız, siz de Tanrının bir parçasısınız ve perdenin sizin tarafınızda perdenin bu tarafında olduğunuz kadar yüceliğe sahipsiniz. (Sayfa: 13-16)
Siz Kimsiniz?
Daha önce de söylediğim gibi perdenin bu yanını anlamanıza asla izin vermeyecek aşılara sahipsiniz. Anlamaya başlamanızın bir tek yolu var, bunu ancak biyolojinizi ruhsallığınızla dengeleyerek başarabilirsiniz. Bakın, ruhsal yanınız saf ve etkilenmemiş haldedir, kısıtlanmamış, bozulmamıştır. Ruhsal yanınızın sağlayacağı denge, biyolojik yapınızın anlayış alanındaki sınırı kaldırır. Birçoğunuz bu dengeye “aydınlanma” diyorsunuz.
Her insan bilinçli düşüncenin birçok sınırlamasıyla aşılanmıştır. Örneğin, hepinize her şeyin bir başlangıcı ve sonu olduğu inancı aşılanmıştır. Eğer size bir şeyin daima var olduğunu söylesem bunu anlamakta zorlanırsınız. Siz sürekli yaratılışın anlamını aramaya yönlendirildiniz. Zamanı doğrusal (lineer), ileriye ve geriye doğru, sadece iki boyutlu olarak algılarsınız. O hiç duraklamadığı için asla “şimdi” de olamazsınız, sadece son birkaç nesildir zamanın rölatif olduğunu fark ettiniz, ama hala onun üçüncü boyutu hakkında hiçbir kavrama sahip değilsiniz. Eğer size bildiğiniz şekliyle zamanın var olmadığını söylesem bana kahkahalarla gülersiniz. Sürekli ve “güvenilir” zaman bir dünya kavramıdır. Benim bulunduğum tarafta ise çok farklı türde bir zaman vardır ve her şey şimdi’de bulunur. Onun üçüncü boyutu dikeydir, bir geçmiş ve gelecek yoktur, sadece “şimdi” vardır.
Sizde eksik olan şey spiritüel olanla kurulacak dengedir. Bu dengeyi kurduğunuzda biliminizin harikulade biçimde ileri atılım yaptığını göreceksiniz. Siz halen gerçek bilime sahip değilsiniz, sadece iki boyutlu bilime, beşeri bilime sahipsiniz, evrensel bilime değil. Eksik olan spiritüel boyut yüzyıllardır bilim adamlarınız tarafından gayrı bilimsel olarak nitelendirilmiş ve ondan uzak durulmuştur. Bu ironik bir durumdur, çünkü gerçek güç ve anlayış spiritüel olandadır! Onsuz uzay yolculuğunu asla başaramayacaksınız, onsuz yerçekimini asla değiştiremeyeceksiniz, dahası maddeyi asla dönüşüme uğratamayacaksınız. Düşünün, atomik atık maddeyi bir çocuğun oynayabileceği kum yığınına dönüştürmeyi, onu nötrleştirmeyi istemez miydiniz?
Aslında gezegeninizin manyetik alanlarını düzenleyerek büyük doğal güçleri kullanma imkanına sahipsiniz, ihtiyacınız olan tüm enerji oradadır. Dünyanın çevresinde ızgara şeklinde yer alan manyetik enerji ağını kullanarak yapabileceğiniz pasif uçuşun sırrından şimdilik söz etmiyorum, dengeli üç boyutlu bilim olmadan bu konuyu anlayamazsınız. Bu halleriyle insanlar dev bir mıknatısın üzerindeki minik moleküller gibidir, eğer istenirse her şeyi müthiş bir güçle hareket ettirebilecek bir mıknatıstır bu. Sizler bir jeneratörün üzerinde oturan ve elektrik için dua eden karıncalara benziyorsunuz!
Sürekli ortaya çıkan “üç kuvveti” konusu hiç dikkatinizi çekti mi? Burada bir sihir yoktur. Üç sayısının titreşimi güç ve enerji meydana getirir. Aydınlanma yolunda ilerleyebilmeniz için üç dengesine (fiziksel, zihinsel, spiritüel dengeye) sahip olmanız gerekir. Üç ayrıca kullanıldığında bire dönüşür. Batıdaki dininiz üç tanrı bölümünün bir Allah olarak birleşmesine dayanır (Baba, Oğul, Kutsal Ruh). Bu bilginin gerçek anlamı biraz değişime uğramıştır, ama o hala üç kuvvetinin birleşerek Bir’i oluşturması açısından doğrudur.
(Sayfa: 17-21)
Ben Neden Buradayım?
Size tam olarak neden burada bulunduğumu söyleyebilmem için önce işlerin işleyiş biçimini açıklamalıyım. Sözünü ettiğim şey sizde kısa bir süre önce uyanan ruhsallık duygusudur. Hayatın sadece bedeninizi beslemek ve ölümden korumaktan (ki bu da başka bir aşıdır) daha fazla bir şey olduğunu artık anlıyorsunuz. Tedrici bir bilinç değişimi yaşıyorsunuz, bunu hak ederek kazandınız. İnsanlar daima Tanrıyı aramışlardır, bu sadece burada dersteyken iletişim kopukluğunu yansıtan bir sıla hastalığıdır, yuva özlemi çekmektir. O hücresel bir arzudur ve küresel düzeyde yaşanan bir arzudur. İşler değişmeye başlıyor, işte ben bu yüzden buradayım. Eski dünya, aradaki dünya ve yeni dünya. Bu üç dünya, yeryüzünde “ders gören” varlıkların başlangıçtan beri üç temel bilinç düzeyini temsil eder. Biz şimdi dördüncü düzeye geliyoruz. Bu düzey muazzam bir potansiyele sahiptir ve son düzey olacaktır. O sorumluluk ya da aydınlanma çağıdır, yani sorumluluğu üzerinize alacağınız zamandır.
Hepinizin dünyada var oluşunuzun tek bir nedeni var, siz bütünün titreşimini yükseltmek için derstesiniz. Bu genel nedendir ve bu neden bu zamanda size tam olarak açıklanamaz! Dersteyken gösterdiğiniz çabalar enkarnasyonlarınız boyunca enerji yaratır, bu da dünyanın bilincini yükseltir. Bu enerji bütün için değerlidir, olumsuzluğu (negatifliği) dönüşüme uğratır. Olumsuzluk “aydınlanmadan yoksunluk” tur. Eğer kontrolsüz ve serbest bırakılırsa, (evrenin her yanında derste olan sizler olmadıkça) giderek daha çok ortaya çıkar. Bu yüzden sizler çok büyük ve karmaşık bir şeyi değiştirmede etkili bir araçsınız. Lütfen şunu kabul edin, siz dünyadayken bu konuda daha fazla bilgi verilemez, çünkü bu gezegensel değil evrensel bir bilgidir.
Dünya katında enkarne olduğunuz her seferden sonra kısa bir süre dinlenip bütünle buluşur ve birlikte bir sonraki yaşamınızı ya da dersinizi planlarsınız. Bu planınızı çoğunlukla son yaşamınız sırasında olup bitenler direkt olarak belirler. Siz buna karma dersiniz, böylece bir sonraki yaşamınıza başladığınızda ne öğreneceğiniz konusunda bir kontrat ya da plan oluşturursunuz. Oldukça sık bir biçimde sadece kısa bir süre için enkarne olur, çocuk yaşta ölür ya da bir hastalık veya kaza yüzünden genç yaşta dünyadan ayrılırsınız. Bu size acımasız bir durum gibi gelebilir ya da bunu kabullenmek mantıksız görünebilir, ama uygundur ve bütün için doğrudur! Tekrar enkarne olma zamanınız, bazısı hala dünyada bulunan bazısı da bulunmayan ders grubunuz tarafından belirlenir. Bazen siz nerdeyse tamamen bir başkasının yaşamı için enkarne olursunuz ve bu enkarnasyon çabuk sona erer. Bu size bir tür kader gibi gelebilir, ama öyle değildir, bu çok yanlış anlaşılmış bir şeydir.
Tüm enkarnasyonlar bir amaç yüklemesine (karmaya) ve devre sırasında sunulan çeşitli eylem “kapılarına” sahip temiz maziler gibidir. Karma doyuma uğratılabilir (ödenebilir) de, uğratılmayabilir de. Eğer doyuma uğratılmamışsa bir başka enkarnasyon yoluyla bir başka fırsat yaratılacaktır. Bir insan kontratının (yaşam planı) sunduğu eylem kapılarını açabilir de, açmayabilir de. Bu o insana ve gelişiminin o sırada hangi noktada olduğuna bağlı bir şeydir. Tüm bunlar yaşamınızın çevresindeki varlıklarla karşılıklı bir ilişkiye sahiptir. Siz bir gezegensel grup olarak birçok doğru kapıdan geçtiniz, bunu perdenin sizin tarafınızda ortaklaşa yaptınız, bu da bütünün yükselmesiyle sonuçlandı. Bu konuda sizi kutluyoruz. Bunun evrende her zaman rastlanan bir durum olmadığına tanıklık edebilirim. Başaramama konusunda birkaç olumsuzluğa sahiptiniz, ama bu işten yüzünüzün akıyla çıktınız.
Benim işime gelince. Manyetik alanlar biyolojiniz için çok önemlidir, ayrıca manyetik alanlar spiritüel bilincinizi etkiler. Gezegeninizin manyetik alanı biyolojik sağlığınız için gereklidir ve spiritüel planınıza uygun şekilde ince ayarlanmıştır. Gezegeninizin manyetik alanı sağlığınız ve dersleriniz için dikkatle düzenlenmişti. Çevrenize bakın, başka hangi gezegenlerin manyetik alanları var? Bu doğal olarak oluşan bir güç değildir, maksatlı ve dikkatli bir şekilde sonradan yerleştirilmiştir. Bu olguyu fark edecek kadar gezegeninizden uzağa gidemediniz. Bunu yaptığınızda çevrenizde fiziksel ve zihinsel sağlığınızı sürdürecek doğru bir manyetik alanı taşımanız gerekir, bu insanlar için çok önemlidir. Eğer manyetik alana sahip bir başka gezegen bulursanız, bu o gezegende biyolojik yaşamın olduğunun ya da gelecekte olacağının veya geçmişte olduğunun başlıca işaretidir. Yaşam formunun asli biyolojisi ne olursa olsun spiritüel bir öneme sahip olabilmesi için kutuplaşması gerekir. Şunu da belirtelim ki, manyetik alan gezegenin dönüş ekseninden ne kadar uzakta hizalanmışsa yaşam formu o kadar çok aydınlanmış demektir. Bu sadece sürecin bir parçasıdır ve aranması gereken bir işarettir.
Yıllar önce zihinlerinizin temel düşünce işlemlerinin elektriksel olduğunu anladınız. Böylece sinirlerden kaslara kadar tüm biyolojinizin elektro-kimyasal bir işleve sahip olduğunu da anladınız. Bedeninizdeki her organ manyetik olarak dengelenmiştir, yani kutuplaşmıştır ve dışarıdaki alanlara karşı duyarlıdır. Beyin, tiroid, kalp, böbrek ve böbreküstü bezi rahatsızlıkları manyetik rahatsızlığın belirtileridir. Psişikler sizin kişisel manyetik alanınızı okumaktadırlar. Manyetizma, yani mıknatıs gücü insan bilincinin ve biyolojisinin tüm yaşamı boyunca oturduğu “koltuk” tur. O matematikseldir ve tasarlanmıştır. Dünyada şu anda savaştığınız bağışıklık hastalığı manyetik olarak kontrol edilebilir. Onun manyetik özelliklerini değiştirmek için biraz olsun zaman harcayın ve ne olduğuna bakın. Onu yeniden kutuplaştırın ve gücünü test edin, çok şaşırabilirsiniz. Denge yaratmak için yapay yöntemler kullanmayın, büyük statik mıknatıslardan uzak durun. Uyuduğunuz yerde manyetik aygıtları yatağınızdan en az üç metre uzağa çekin, asla elektrikli battaniye kullanmayın, su yatağında ısıtıcı aygıt kullanmayın ve tüm motorlu aygıtları yanı başınızdan uzaklaştırın. Onlarla aranızda koruyucu bir kalkan oluşturun.
Ben manyetik hizmetten Kryon’um. Gezegeninizin ızgara şeklindeki manyetik sistemini yarattım. Bu manyetik ağın yaratılması dünya zamanıyla çok, ama çok uzun bir zaman aldı. Evrimleşen gezegeninizin fiziksel titreşimlerine uyabilmesi için dengelendi ve yeniden dengelendi. Başlangıçta ben buradayken şimdi negatif ve pozitif yerküre kutupluluğu olarak algıladığınız şey birçok kez değiştirildi. Biliminiz bunu kanıtlayabilir, dünyanın gelişimi sırasında toprak katmanlarının gösterdiği kuzey ve güney kutupluluğunun birçok “taklasına” bakın (Dünya takla atmadı sadece kutuplar değişti). Tüm bunlar siz burada var olmadan evvel vuku buldu. Medyum o zamanlar bana yardım etti, o da manyetik hizmettendi. Bu eski bağlantı, şimdi onu medyum olarak kullanmamın nedenlerinden biridir.
Ben o zamandan beri büyük küresel ayarlamalar için iki kez daha geldim. Bu benim üçüncü ayarlamam, dördüncü ve son ziyaretimdir. Burada bulunduğum son iki seferde evriminize uyum sağlaması için manyetik ağda küresel bir ayarlama yapmam gerekiyordu. Her iki seferinde de insanlık bu amaçla yok edildi ve üremeyi sürdürebilmek için çok az insan sağ kaldı. Bu size insafsızca gelebilir, ama doğru ve gerekli bir uygulamaydı, mükemmel bir uyum ve sevgiyle gerçekleştirildi. Hepiniz bunu önceden kabul etmiştiniz, o bir kutlamaydı, dünyanın evrimindeki dönüm noktalarını temsil ediyordu. Üçüncü ayarlamanın sizi de yok edeceğini söylemek için burada bulunmuyorum, ama biraz anlayışa erişemeyen birçoğunuz kendinizi zaten yok edeceksiniz! Üçüncü ayarlama çoktan başlamıştır. Pusulanın gösterdiği kuzey yönünü takip edenleriniz neden söz ettiğimi anlayacaklardır. (Sayfa: 22-28)
Bitiş Zamanı Hakkında
Psişik vizyonlarınız dünya ekseninin kayacağını söylüyordu , oysa böyle bir şey söz konusu değil. Dünya ekseninin çok hafif kayışı bile insanlığın tamamen yok olmasıyla sonuçlanır. Bu durumda okyanuslar kıtaların üzerine dökülürler, yer kabuğu şiddetle eğilip bükülür, hava durumunuz çarpıcı bir biçimde değişir, uyanan yanardağlar her yerde infilak ederler ve insanlık yok olur. Bunu nereden mi biliyorum? Çünkü ilk seferinde bu süreci seyrettim! Kuşkusuz gelecekte seller, depremler, yanardağ patlamaları olacaktır. Bunların bir kısmı benim yeni çalışmama bir tepki olarak meydana gelecektir, ama insan nüfusunu ortadan kaldırmayacaktır.
Hücresel düzeyde sahip olduğunuz ayırt etme ve sevgi gücünü kullanın.Yüksek bilinçli “tanrı benliğiniz” bir yanıt bulmanıza yardımcı olacaktır. İnsanlığın tüm dünya tarihi boyunca bu yüksek bilinçli aydınlanma çağının sonuna dev dalgalar ya da depremler tarafından yok edilmek üzere getirildiğini mi sanıyorsunuz? Bu “harika” bir mezuniyet olurdu öyle değil mi?
Hayır, kehanet edilen bu şey bir eksen kayması değil, manyetik bir kaymadır ve gireceğiniz yeni çağ için dünyanın enerji ağı sisteminin yeniden ayarlanmasıyla ilgilidir. Aslında size dengeli aydınlanma için manyetik doğru bir örtü sağlanacaktır. Manyetik kuzeyiniz (pusulanın gösterdiği kuzey yönü) artık kuzey kutbuyla aynı hizada olmayacaktır. O zaten hiçbir zaman aynı hizada olmamıştı, ama kayma şimdi daha belirgin olacak. Peki bu neden önemli? Önemi şu ki, hazır olmayanlar artık onunla başa çıkamayacaklardır. Bazıları kalacak, kalamayanlar ise yeniden enkarne olacak, ama bu kez doğru bir uyumla ortaya çıkacaklardır. Bunun toplumunuza ne getireceği mesajımın olumsuz yanıdır.
Benim işimi başarmam 10 ila 12 yıl alacaktır. Şimdiden başlayarak 2002 yılına kadar tedrici bir değişim olacaktır. 1999 yılı civarında neden söz ettiğimi tam olarak anlayacaksınız! Hükümetler güç realitesindeki adamlar tarafından yönetilmektedir, hepsi aydınlanmış varlıklar değildir. Bilinç değişimiyle başa çıkamamaları onları dengesizliğe sürükleyebilir ve sonuç kaos olabilir!
Dikkatinizi çekerim “olabilir” dedim. İşte siz bu noktada bir değişim yaratmak için gerçek bir fırsata sahip olacaksınız. Önünüzdeki yıllarda dünyanın enerji ağı ayarlandıkça size daha fazla aydınlanma sunulacak. Daha önce söylediğim gibi kısıtlayıcı aşılarınız benim enerji ağıma uyumlanmıştır, yani enerji ağındaki değişim sizi belli kısıtlamalardan kurtaracaktır. Bu ayarlamadan sonra, yaptığınız şeyleri daha önce asla başaramadığınız şekilde kontrol edebileceksiniz. İlk kez sevgi enerjisi yoluyla kullanabileceğiniz gücü kavrayabilecek ve onu gezegensel şifa için kullanabileceksiniz. Ayrıca bu enerjiyi olumsuzu olumluya dönüştürebilecek şekilde odaklayabileceksiniz. Bu, daha önce burada kalma şansı olmayan birçok insanın dengeye kavuşmasıyla sonuçlanacaktır.
Medyum, kutsal kitapta kıyamet zamanında ortaya çıkacağı bildirilen deccali simgeleyen 666 sayısının anlamı hakkında bana zihinsel bir soru yöneltiyor şu anda, ayrıca canavarın damgasının ne anlama geldiğini öğrenmek istiyor. Aslında bu çok daha önemli bir şeydir, hücresel biyolojik kodunuzun (DNA) manyetik dengesidir! Bu yüzden dengeli insanlar nötrdür, dengeli olmayanlarsa değişim için “damgalanmışlardır” (ama insanlar bunu her an değiştirebilirler). Canavar denen şey her birinizin içindeki aydınlanmamış benliktir. Ona, gelecekteki yeniden ayarlama döneminde dengesiz liderlerin potansiyel eylemleri yüzünden canavar denmiş ve barışı yok eden canavar olarak nitelendirilmişti. Bu yüzden dengesiz kişi potansiyel canavarın damgasını taşımaktadır.
İncil’deki canavardan ve onun damgasından söz eden Yuhanna’nın Vahyi bölümüne gelince, benim de size bir ifşaatım var: Bu kadim medyumik mesaj kasten karışık ve muğlak tutulmuştur. Çünkü evrendeki hiçbir varlık yaklaşan sınavınızın gerçek sonucunu önceden tahmin edemezdi. Sizin için birkaç olası son var,Yuhanna’nın Vahyi dünyanın son zamanlarının tüm olası senaryolarını bir arada sunmaktadır. Vahyi yorumlamanın zor olmasına hiç şaşmamalı! Buna “kozmik bir şaka” gözüyle de bakabilirsiniz. 666’nın önemi kılık değiştirmiş 9 olmasıdır. 9 sayısı bu üç 6’nın her birinde gizlenmekte ve zamanınızın enerjisini temsil etmektedir. O bir denge, güç ve sevgi titreşimiyle ilgilidir, ayrıca tamamlanışı ifade eder. 9 titreşimi dengeye kavuşup burada kalacakların titreşimidir. 666 korkulacak bir sayı değildir.
Ben işime başlamak üzere 1989 yılında buraya geldim. Daha hiçbir değişiklik yapmadan değişmeye başladınız. Bu, zamanlamanın mükemmel olduğunun ve doğru yolda olduğunuzun göstergesidir. Ben ilk hareketleri gerçekleştirdiğimde siz küresel olarak olumlu tepki verdiniz, yeni bilincin büyük bir bölümünü sergilediniz. Bu yüzden sizi kutladığımızı bilmelisiniz. Küresel düzeyde bir aydınlanmanın, hoşgörü, huzur, barış arzusundan ve bunların önünü kesen her şeyin ortadan kaldırılmasından daha büyük bir işareti yoktur. Benim geliş yılımdaki 9 kuvveti dikkatinizi çekti mi? 666 gizli anlamıyla bunu önceden haber verdi.
Ayrıca, görünüşte dengesiz bir varlık tarafından çıkarılan küçük bir küresel savaşa (Körfez savaşı) da tanık oldunuz. Bu savaş, tüm ulusların ilk kez hemen katılmaları ve bir çözüm bulmak için iletişim kurmaları anlamında küreseldi. Çatışmaya neden olan varlık, aydınlanmamış (dengesiz) bir insanın yeni ayarlamaya gösterdiği mantıksız tepkinin tam bir örneğidir. O varlık (Saddam Hüseyin) manyetik ağda yapılan değişikliklere karşı çok hassastı ve herkesin açıkça gözlediği bir tepki verdi. İşte sözünü ettiğim düzeltmeniz gereken tehlike budur. Bu savaşın nasıl birçok insanın ölümüne yol açtığına dikkatinizi çekerim. İşte bu gerçekten de iş başındaki canavardır, barışı bilerek yok eden deccal enerjisidir! (Sayfa: 29-35)
Sevgi Bağlantısı
Sevgi bir sözcük ya da sadece bir his değildir, o bir güç kaynağıdır, bir enerjidir. Siz onu çağırabilir, açıp kapatabilir, depolayabilir, dışarı gönderebilir ve birçok şeyde kullanmak üzere odaklayabilirsiniz. O daima mevcuttur, sizi asla başarısızlığa uğratmaz, evrenin size vaadidir, işleri yürüten ortak bağdır. Bunu görmenin artık zamanıdır, ben evrensel anlamda gerçekten zamanın geldiğini söylüyorum.
Bu gücün anlamını kavrayabilmeniz için sevgi yerine “Tanrı kaynağı” sözcüğünü de kullanabilirsiniz. Tanrı gücünü sözlü olarak ya da başka türlü çağıran her varlık bu sevgi kaynağını alabilir. O gerçektir ve çağrıya uygun bir karşılık verecektir. Aydınlanmış ve dengeli insanlar sevgi -Tanrı kaynağını çağırıp odaklamakta özellikle iyidirler, onlar her zaman karanlık ve dirençli bir perdeden geçebilen kişiler olmuşlardır.
Enerji ağını yeniden ayarladığımda spiritüel yanınız yükselebilir. Böylece mükemmel bir uyum ve yuvaya dönme arzusu hissedeceksiniz. Bu, kendinizi ilk kez Tanrının bir parçası olarak gören yanınızdır. Bugünlerde dengeye kavuşan insanlara özel dikkat gösterin. Enerji ağını yeniden ayarladığımda böyle birçok varlık ortaya çıkacaktır. Ey öğretmenler, yeni gelenlere kim olduklarını ve nasıl iç huzuruna sahip olabileceklerini, gerçek varlıklarını tanıma yoluyla kendilerini nasıl sevebileceklerini öğretin. Psikolojik denge spiritüel aydınlanmayla sonuçlanacaktır. (Sayfa: 35-38)
Şifa
Hastalara şifa verin. Bu olguyu yadsımamanız gerekiyor, o yıllardır kullanımınıza hazır bir yetenektir. En iyi yöntem teke tek yapılan şifadır. Ruhsal varlığınız diğer varlıkla direkt spiritüel düzeyde ilişki kurmalıdır. Eğer koşullar uygunsa dengesiz varlık fiziksel dengeye kavuşup iyileşecektir. Sadece şifa işleminin sorumluluğunu üstlenin, şifanın başarısız olmasının sorumluluğunu üstlenmeyin. Bu size değil Tanrıya ait bir iştir. Talep ettiğiniz şifayı sınırlamayın, sevgi kaynağının sınırı yoktur. Daha önce hiçbir maddenin bulunmadığı yerde madde yaratmak, biyolojik sistemi yeniden düzenlemek veya daha olumlu yönde dengelemek mümkündür. Mucizeleriniz sevginin, yani Tanrı kaynağının mantıklı uygulamalarıdır, uygun ve bilimseldir. Maddenin dönüşüme uğratılmasını öğrendiğinizde ne demek istediğimi anlayacaksınız. Bugün sihir olarak gördüğünüz şeyler yarının olağan, sıradan olayları olacaktır. Bu gücü kullanın! (Sayfa: 38-39)
Zamanlama ve Güç
Daha önce de söylediğim gibi 1989 yılından beri buradayım. Jüpiter gezegeninin yörüngesinde bir destek grubum var, enerji ağının yeniden ayarlanmasına katkı ve kaynak sağlayarak beni destekliyorlar. Manyetik üstat olmama rağmen bu iş tek başına yapılamaz. Bazılarınız onları görmüş olabilirsiniz, tam 11 yıldır buradalar ve 11 yıl daha benimle çalışmaya devam edecekler. Çalışmamın süresi sizin için önemlidir, çünkü neyin meydana geldiğini görecek ve yeni eylem fırsatlarından yararlanabileceksiniz.
1992 yılı için üç yıl süreyle hazırlık yapmam gerekmiştir. 1 Ocak 1992 tarihi değişimin başlangıcını oluşturmakta, önümüzdeki 11 yıl boyunca devam edecek bu sürecin 31 Aralık 2002’de tamamlanması beklenmektedir. Ben o tarihten sonra burada olmayacağım. Birçok kişi 18 ila 20 yıllık bir devreden söz etmiştir, bu yanlış bir bilgidir. Benim görevim toplam olarak 14 yıldan fazla sürmeyecektir, şimdilik bunun üç yılı geçmiş ve sizi çok önemli bir aşamaya getirmiştir. Sakın yanılmayın, ben sizin beklediğiniz varlığım! Dünyanızın enerji ağını yeniden ayarlama ve size güç verme sorumluluğunu üstlenmiş olanım! (Sayfa: 44-45)
Sistemlerle Çalışanlar
Sistemlerle çalışan biri misiniz? Öyleyse şimdi söyleyeceklerime kulak veriniz. Daha önce doğuştan aldığınız insan aşılarından söz etmiştim. Ama en büyük aşı dizisi son enkarnasyonunuzdan getirdiğiniz “damgalar” dır. Bunlar karma, astrolojik burç, karmayla ilgili yaşam dersleri, manyetik alan kalıpları (aurasal yaşam renkleri), yıldız karması ve diğerlerini içerir. Ayrıca her insan bedeni henüz öğrenilmemiş bireysel dersleri ayırt eden kutupluluk dengelerine sahiptir.
Yıllardır bu metafizik tekniklerin kullanımıyla ilgili size verilen bilgi, ancak perdenin benim bulunduğum tarafından gelebilirdi. Örneğin astroloji gerçek bir bilimdir. Size şimdiden manyetik alanınızın, yaşam gücünüz ve ruhsallığınız için ne anlama geldiğiyle ilgili bir izlenim verdim, ayrıca yer çekiminin denklemin bir parçası olduğundan sizi haberdar ettim. İşte bu yüzden Ay’ın konumu duygularınızı etkiler. Bir an durup çevrenizdeki diğer gök cisimlerinin dünyanın yer çekimi üzerindeki etkilerini düşünün. Özellikle Güneşiniz ve genel olarak galaksiniz, dünyanın manyetik sistemi ve ruhsallığınız üzerinde çok etkilidir. Astroloji bilimi göksel cisimlerin kişisel olarak sizi nasıl etkilediğini inceler. Bu sadece sözünü ettiğim damgalardan biridir. Çevrenizdeki manyetiklerin uyum ve ayarına dayanan belirli bir spiritüel enerjiyle doğarsınız, bu enerji doğumdan itibaren üzerinizde önceden tahmin edilebilir bir etki oluşturur. Enerji alanında yaptığım değişiklik astrolojik haritalarınızı çarpıtmaktadır. Sistemlerle çalışanlara tavsiyemiz, 1992 yılında herhangi bir gezegensel sistem referansı kullananların, bu referansı yıl boyunca 2 ila 3 derece sağa çekmeleridir. (Sayfa: 45-49)
Büyük Yeni Güç
Hepinize verilecek yeni ve önemli bir bilgi var. 11 yıllık devrenin başlamasıyla birlikte damgalarınızı (aşılarınızı değil) dönüşüme uğratma gücüne sahip oldunuz. Bu güç, daha önce aşısız ve damgasız olarak dünyaya gelmedikçe hiçbir insana nasip olmayan bir güçtür. Örneğin İsa gibi kişiler aşısız ve damgasız olarak dünyaya gelmişlerdi. Bu hem kişisel yaşamınız, hem de işiniz üzerinde muazzam bir etkiye sahiptir. Dünya katındaki icraatınızla direkt ilişkili yeni ve güçlü bir niteliği hak ettiniz. Kozmosla uyumlu olanlarınız bu gelişmenin önceden haber verildiğini biliyorlar. İşte o gelmiştir!
Yaşamınız boyunca halletmeye çalıştığınız karmayı bir anda iptal etmek istemez miydiniz? Bir başka aura rengine sahip olmak ya da değişmez bir nitelikten kurtulmak istemez miydiniz? Astrolojik burcunuzdan bıkıp usandınız mı? Bir yaşam dersini halletmeye çalışmaktan sıkıldınız mı? Bu sorular son derece önemlidir. Ayrıca dünyada yeteri kadar anlaşılmamış bir şey de yıldız karmasıdır. Hepiniz her seferinde dünyada yaşamazsınız, birçoğunuz evrenin diğer bölgelerinden farklı öğrenim parametreleriyle gelirsiniz, öylece gelir ve gidersiniz. Yıldız karması genellikle ağır bir karmadır. Tüm insan hastalıkları, sakatlıkları ve dengesizlikleri direkt olarak karmik damgayla ilişkilidir. Eğer hiç karmik damganız olmasaydı hiçbir sağlık sorununuz da olmazdı. Kadim dönemde kişilerin uzun bir ömür sürmesinin nedenlerinden biri de hiçbir karmik damga taşımamalarıdır. Yeni sevgi enerjisiyle şimdi bu gücü talep edip karmanızın ve tüm eylemlerinizin üzerinden atlayarak nötr duruma ulaşacak yeteneğe sahipsiniz. Bu nötr durum düalite sürecini iptal eder, derslere duyulan ihtiyacı yok ederek sizi bir mezuniyet statüsüne ulaştırır ve muazzam bir güç sağlar. Dünyanın, birçoğunuzun bu sıçrayışı yapmasına ihtiyacı var, aksi takdirde önümüzdeki 11 yıl içinde görevimizi başaracak yeterli güç elimizde olmayacaktır.
Mezuniyet, doğal olarak buradan ayrılmaya hazır olduğunuz anlamına gelir. Başka bir deyişle artık deneyimlenecek bir dersiniz kalmaz ve burada işiniz bitmiş olur. Ancak bu statü size daha erken, yani şimdi nasip olmuştur. Onu hak ettiniz, o artık buradan ayrılmakla ilişkili değil. Bu statüye geçtikten sonra farklı olacaksınız, yaşamınız değişecek ve kendinizi farklı hissedeceksiniz. Tüm değişimler mutlu sonla noktalanacak, ama her değişimde olduğu gibi bir uyumlanma, ayarlanma dönemi yaşayacaksınız. Ayarlanmadan sonra siz hala siz olacaksınız, ama artık geçmişe ait bir damganız, yani sizi herhangi bir hedefe yönlendiren bir damganız olmayacak. Bu bilgelik, anlayış, hoşgörü ve sevgi gerektiren bir süreç olacaktır.
Kişiliğiniz aynı kalabilir.Yaşamın en iyi yanı olarak algıladığınız şeyler her ne ise onlar sizinle kalacaktır. Öte yandan her zaman değişmelerini arzu ettiğiniz şeyler şimdi artık değişebilirler. İşte güç burada yatmaktadır! Sadece mezuniyet statüsü kazanıldığında mümkün olan bir şeye, sevgi gücü kaynağına direkt ulaşma gücüne sahipsiniz. İsa bu statüye ve daha fazlasına sahipti, bundan size söz etmişti. İşte o güç şimdi buradadır!
Ayrıca, çok daha uzun bir ömre sahip olacaksınız, yaşlanmanız yavaşlayacak ve hastalık gelip yakanıza yapışamayacak. Buna ek olarak, şu anda bedeninizi etkileyen tüm maddeleri içsel olarak “aşabileceksiniz.” Bugüne kadar yediğiniz tüm maddeler genetik kodunuz vasıtasıyla karmik damganız tarafından belirlenmiştir (çünkü biyolojik damganız ve spiritüel damganız aynı yapı içindedir). Eğer aldığınız madde karmik damganızın genel amacına uyuyorsa kabul edilir, yoksa reddedilirdi. Bu “geçme ya da kalma” işi iyi ve kötü maddeler için icra edilirdi, böylece damganız hasta olup olmamanızı, iyi ya da kötü beslenmenizi, metabolizmanızın hızlı ya da yavaş çalışmasını, zayıf ya da şişman olmanızı, ilaçları, vitaminleri ve sağlık reçetelerini kabul ya da reddetmenizi belirlerdi. Ayrıca kanserden, kalp hastalığından, yüksek tansiyondan sizi koruyabilir ya da bu hastalıklara izin verebilirdi, hayatınız başka şekilde sona ermedikçe yaşam sürenizi belirler, görünümünüz üzerinde etki yapardı. Bu durum size ancak belirli yetenekler verirdi, oysa nötr bir damgayla tüm yeteneklere sahip olmak mümkündür. Daha önce de söylediğim gibi, aşılar genellikle anlayışınızı ya da yeteneklerinizi sınırlamak için verilir. Şimdi aşı yapınız daha geniş bir anlayışa ve yeteneğe izin verecek şekilde değişecek ve çevrenizdeki enerjiler tarafından etkilenmez hale geleceksiniz. Artık olumsuz enerji değil, her gittiğiniz yere olumlu enerji aktaracaksınız, bu pasif değil aktif bir duruştur. Daha önce isilik olmanıza yol açan, alerjiler yaratan ya da hasta eden yiyecekler artık sizi etkilemeyecekler. Hala sağduyulu beslenmeye devam edeceksiniz, ama sizi çok etkileyen maddeler artık etkilemeyecekler. İlle de gelmesini istemedikçe hastalık sizi görmezden gelecek, kazalar azalacak ve gerekli bolluk hayatınıza akacaktır. Bunlar gerçeklikten uzak hayali şeyler gibi mi geliyor? Bu satırları tesadüfen okumuyorsunuz, hayır gereksinimleriniz bu yazının size ulaşmasını sağladı. Şimdi eylemde bulunma ya da bulunmama konusunda sorumluluğa sahipsiniz. Her iki durumda da yaşamınız değişecek, çünkü gerçeği öğrendiniz! (Sayfa: 50-54)
Onu Neden İstemeyebilirsiniz?
Nötr bir damgaya sahip olmanız daha önce deneyimlemediğiniz bazı değişiklikler meydana getirecektir. Daha önce hiç yaşamadığınız ayartılar yaşayacaksınız ve işler değişecek, belki de zorlaşır gibi görünecekler. Ayrıca ayarlama dönemi pek hoş bir dönem olmayabilir!
Doğduğunuz günden beri belirli bir biçimde davranmaya alıştınız. Konuşmanız, arzularınız, eylemleriniz ve savunmalarınız hepsi karma tarafından şekillendirilmiştir, çünkü onlar karmiktir ve damganıza bağlıdırlar. Neden bazı insanlar sürekli öfkelidir? Neden bazı insanlar sakindir? Tüm bunları yöneten damganızdır. Genellikle karmanız bu duyguların bazılarını aşmanıza, örneğin korkuyu aşarak bilgeliğe ve huzura erişmenize yardımcı olacak şekilde yapılandırılır, bu yüzden korkunun damganız kanalıyla sizinle kalmasına izin verilir. Ama huzur doğal haldir, ona erişmek için epeyce çalışmanız gerekebilir. Bu yüzden kişiliğiniz değişecek, diğerlerinden farklı görünmenize neden olacaktır. Size kızgın olan bir insan artık sizde öfke dolu bir tepki uyandırmayacaktır, fakat çok alıştığınız bir parçanızı yitireceksiniz! Huzur ve sükunet doğaldır, ama dram dolu yoğun bir yaşam sürmüşseniz huzur size sıkıcı gelebilir!
Deneyimleyeceğiniz en büyük ayartı hiç düşünmediğiniz bir şey olacak. Hiç acı çekmeden dünyadan ayrılabilecek, öylece ortadan kaybolabileceksiniz (yükseliş). Bunu sezgisel olarak hissedeceksiniz, çok temiz bir işlem olacak! Neden olmasın? Bunu yapacak güce ve izne sahipsiniz. Hazır yapmanıza izin verilmişken neden burada kalıp çalışmaya devam etmeli? Perdenin bizim bulunduğumuz tarafına geçtiğinizde kabul görecek ve alkışlanacaksınız!
Artık birlikte olduğunuz karmik grup size bağlı olmayacak. Bu hepsinin içinde size en acı vereni olabilir. Birçok arkadaşınız hatta eşiniz sizi terk edebilir, onlar için siz değişmiş ve başka bir insan olmuş olacaksınız. Bu insan zihni için olumsuz ve keder verici bir durumdur, ama ayarlama döneminin bir parçasıdır.
Ego en amansız düşmanınız olacaktır. Belli bir dereceye kadar egonuz damganız tarafından kontrol altında tutuluyor ya da serbest bırakılıyordu. İsa bile hayatının belirli dönemlerinde egoyla ilgili bazı sorunlar yaşamış, aydınlanmamış insanlar karşısında sabır ve hoşgörüsünü yitirecek hale gelmişti. Ego aslında beşeridir, perdenin bu tarafında göz önüne alınan, hesaba katılan bir şey değildir. Ben biyolojik zihnin kendine aşırı önem vermesinden, kendini fazla yüksek görmesinden söz ediyorum. Ego, daha büyük daha küçüğün, daha fazla daha azın etrafında olduğu zaman ortaya çıkan bir şeydir. Perdenin benim bulunduğum tarafında böyle bir durum asla söz konusu değildir, burada daha küçük, daha az diye bir şey yoktur. İnsan egosu aslı olmayan bir güç duygusudur ve insan zihni için uyuşturucu gibidir. İnsan olmak, diğer insanlarla başa çıkabilmek için bile bir miktar egoyu gerektirir, ama sizin durumunuzda ego tepkisi çok güçlüdür. Ego sevginin yerini alır da ben merkezci hale gelirseniz, statünüzü sürdürmek için gerekli dengeyi yitirirsiniz, oysa dengede kalmalısınız.
Aynı zamanda saldırgan (aktif) spiritüel bir doğaya sahip olmalısınız. Bu özellikle aydınlanmış olanları ilgilendirmektedir. Başka insanlarla ilişki kurmak zorunda olduğunuz sosyal durumlarda psişenizi herhangi bir şekilde korumaya çalışıyor muydunuz? Enerjinizi böyle ortamlarda dağılmaktan korumak için önlemler alıyor muydunuz? Enerjinizin sömürüldüğünü, kendinizi eski yüksek titreşiminize çıkarmak zorunda olduğunuzu hiç hissettiniz mi? Bu savunmacı bir yapıdır ve uygun değildir, artık bu tutumu bırakmalısınız. Düşük bir titreşimin sizi etkileyeceğinden şüphe etmeniz gerekmez, bunu yapabilir misiniz? İsa’yı insanlar arasında dolaşıp onlara dokunurken, şifa verirken ve onlarla konuşurken düşünün. O daima saldırgan (aktif) bir tutum içindeydi, güç yitirmek yerine güç verirdi, siz de öyle olmalısınız. Düşük titreşimli insanlar, bu konuda kaygılanmanıza gerek kalmadan sırf çevrenizde bulundukları için değişime uğrayacaklar. Olumlu bir güç üreteci (jeneratörü) haline geleceksiniz!
En zor yeni ayarlamalardan biri de geçmişe psikolojik bağlılığınız konusunda olacak. Bunun aydınlanmış bir özellik olmadığına, beşeri bir özellik olduğuna lütfen inanın. Hepiniz şimdiye kadar damganızın bir parçası olarak geçmişi biraz kutsal sayıyor, ölmüş aile üyelerini aşırı hürmetle anıyordunuz. Bu tutumlar olumsuz ve aydınlanmamış tutumlardır. Dengeye kavuştuğunuzda “şimdi” zamanının daha farkında olursunuz, geçmiş olaylar uygun bir biçimde nötr hale gelirler. İnsanlar anıları ve geçmiş olayları nötrleştirmeyi öğrenmek için hayatlar harcarlar, ama nötr aşıyı talep ettiğinizde bunu hemen gerçekleştirebileceksiniz.
En son sahip olacağınız yeni duygu sevgi titreşimi olacaktır. Bu size ağır görünecektir, sorumluluk açısından ağır! Şimdi’yi nerdeyse benim kadar algılayacaksınız, onunla birlikte yoğun bir sorumluluk duygusu gelecek. (Sayfa: 54-61)
Ayarlama ve Yardım
Değişimi gerçekleştirdiğinizde yardıma ihtiyacınız olacak. İşte hizmetinizde olan bizler bu noktada devreye gireriz, ne zaman hazır olduğunuzu anlarız. En azından yeni bir aşı (damgayla karıştırmayın) almanız ve rehberlerinizin değişmesi gerekecek. Her ikisini de şimdi açıklayacağım.
Daha doğuştan insan zihnine yapılan aşılardan bahsetmiştim. Bu aşılar aslında o insanı kısıtlamak için tasarlanmıştır. Onlar, ruhunuzu doğru idrak etmenizi ve spiritüel olanın nasıl fiziksel olanı dengeleyip tam bir bilim (mucize) yarattığını anlamanızı engeller. Bu aşılar olmasaydı hiçbir sınav ve öğrenim olmazdı. İsa dünyaya hiç damgasız ve aşısız gönderilmiş, bu da onu diğer insanlardan çok farklı kılmıştı!
Aşılar ruhunuzun aktif rol oynamasını engelleyen kısıtlayıcılardır. Onları doğuştan alırsınız, biz hizmettekiler değiştirmedikçe asla değişmezler. Genellikle bir insan evriminde belli bir noktaya eriştiğinde ona yeni aşılar yapılır. Siz bir aşıyı değiştirecek güce sahip değilsiniz, bunun böyle olması uygundur. Bir aşının değişme zamanına örnek olarak, bir insanın açılan bir eylem kapısından geçip karmik bir damgayı başarıyla aştığı zamanı verebiliriz. Bu gerçekleştiğinde ilk aşıya uyacak yeni bir aşı yapılması, ayrıca aşılmış karmik damganın iptal edilmesi gerekir. Bu böyle olmasaydı halledip aştığınız halde o karmik özelliği hala taşıyor olacaktınız, bu da pek adil bir şey olmazdı öyle değil mi? Bu yüzden, yeni aşı farkındalığınızı ve damganızı yeniden ayarlamak için yapılır. Bu da genetik kodunuzun manyetik dengesini değiştirir.
Mezuniyet statüsüne geçtiğinizde büyük ve yeni bir aşıya sahip olmanız gerekir. O tüm karmanızı iptal etmek için sunulur. Bu değişim dönüşümün mekaniğidir ve bu görevleri yapan biz hizmettekileri de içerir. Belki çevrenizde size hizmet için bulunan “rehberlerinizin” şimdiden farkındasınızdır. Her biriniz halen iki rehbere sahipsiniz, onlar başka kimseye değil, sadece size ait rehberlerdir. Onlar sizi yargılamak ya da değerlendirmek için izleyen varlıklar değildir, sadece spiritüel hizmetkarlar ve yardımcılardır. Bazıları iki enkarnasyon arasında bulunanlardır, bu yüzden her zaman rehberlik hizmetinde değildirler. Bazıları ise bu hizmetin üstatlarıdır ve daima rehber olarak kalacaklardır.
Değişiminiz gerçekleştiğinde büyük bir ayarlamaya maruz kalacaksınız, o esnadaki durumunuza bağlı olarak bir ya da iki rehberinizi kaybedecek ve bir başka rehber kazanacaksınız. Dolayısıyla dünya üzerinde üç üstat rehbere sahip az sayıda varlıktan biri olacaksınız. Bunlar size öğretmenlik yapma ve yerküre için enerjiyi dönüşüme uğratma görevinde yardım edecek üstat rehberlerdir. (Bir üstat rehber daima hizmette olan, asla insanlar gibi derste olmayan rehberdir)
Rehber değişimiyle yeni aşıyı birlikte deneyimleyeceksiniz. Eğer duyarlı ve hassas biri olduğunuzu düşünüyorsanız hele biraz bekleyin! Bu diğer gezegenlerde “simsiyah bir karanlık” olarak tarif edilmiştir. Doksan günlük bir süre boyunca yönsüz kalacak, adeta en iyi arkadaşınızla birlikte tek çocuğunuzu da kaybettiğinizi hissedeceksiniz. Doğuştan sahip olduğunuz rehberlerin ayrılışı ruhunuz tarafından derin bir biçimde hissedilir. Daha önce ruh varlığınızdan söz etmiştim, ruh varlığınız perdenin her iki yanının da tümüyle farkında olan, ama direkt dünya yaşamınıza katılması aşılarınız tarafından engellenen parçanızdır. O daima oradadır ve mutlak surette ebedi parçanızdır. Tanrıyı aramanız için sizi sürekli dürten yanınızdır ve bir cinsiyete sahip değildir. Rehberleriniz ayrıldıkları zaman ruh varlığı yalnız kalır, oysa o asla rehbersiz kalmamıştır. Bunlar size inanılmaz gelebilir, ama rehberlerin gelişi ve gidişi, başka öğretmenlerle konuşmaları okulunuzun olağan işlerindendir!
Rehberleriniz sizi terk ettiğinde bundan daha büyük bir boşluk duygusu yaşayamazsınız. İki rehberden biri kalacak olsa bile her ikisinin de bulunmadığı bir dönem geçirmeniz gerekecektir, çünkü kalan rehber ayarlama döneminde uzaklaşmak zorundadır. Rehberler, ruhunuzla saf sevgi enerjisi arasında teması sağlayan varlıklardır, onlar ayrıldıklarında ölmeyi bile isteyebilirsiniz! Bu durumda meditasyon sizi teselli etmeyecek, kederinizi hafifletmeyecek, merkezlenmeye çalışmanız da bir işe yaramayacaktır. Dualarınız gökyüzüne çarpıp geri döner gibi olacaktır. Neredeyse ölümünüzün yasını tutacak ve umutsuz bir şekilde karanlığa geçişi deneyimleyeceksiniz. Size yeni gücünüzün bazı güçlükleri olabileceğini söylemiştim, bu da onlardan biridir, ama geçici bir şeydir. Bu dönemde yapabileceğiniz en iyi şey kendinizi dünyevi işlerle meşgul etmek, zevk aldığınız uğraşlara konsantre olmaktır.
Bu dönemde özellikle imanın çok önemli olduğunu ne kadar vurgulasam azdır. Eğer geçişi gerçekleştirdiğinizde kendinizi değişmiş bulursanız, eşinizi, işinizi ve arkadaşlarınızı kaybederseniz geriye ne kalır? Yanıt basittir, asla sahip olmadığınız her şey kalır. Size dikkat ve özen gösterilecektir, destek olmak için üç üstat rehber çevrenizde bulunacaktır. Ruhsal, fiziksel ve zihinsel bakımdan tümüyle kendinize yeter olacaksınız. Geçiminiz ve sağlığınız sorun olmayacak, yalnızlık hissetmeyeceksiniz! (Sayfa: 61-66)
Eğer Başaramazsanız Ne Olur?
Evrende bu işleri planlayan varlıklar, mezun olduktan sonra bile birçoğunuzun başarılı olamayacağını düşünmüşlerdir. Bu bir gezegenin bu tür titreşime ve aydınlanmaya eriştiği ilk örnek değildir, bu konuda evvelce gerçekleşmiş örnekler var. Birçok kişinin gücü elde ettikten sonra ortadan kaybolup gezegeni terk etmesi anlamına gelir mezuniyet! Bu iki nedenden olur, birincisi, onlar bunu isterler, yani kalıp yardım etmek yerine gitmek isterler. İkincisi, ego sorunları ya da diğer beşeri eğilimler yüzünden dengede kalamazlar. Eğer varlık yeterince dengesiz hale gelirse öylece ortadan kaybolup gidecektir. Gezegeni terk etmenin hiçbir olumsuz yanı yoktur, kalıp yardım etmek ne kadar saygıdeğerse, bırakıp gitmek de o kadar saygıdeğerdir. (Sayfa: 66-67)
Şimdi Yolunuz Nedir?
Bu satırları okuyanlar, bunu yapmanın zamanının gelmediğini fark ederek bu yolu takip etmeyecektir. Eğer böyle bir sonuca vardıysanız lütfen kendinizi yargılamayın, çünkü öyle düşünmek de uygundur.
Hazır olduğunu hissedenleriniz bir sonraki adıma geçebilirler, mevcut durumunuzdan çıkmaya kendinizi zihnen hazırlamalısınız. Beslenip barınmanızı sağlayan dünyevi işiniz ya da mesleğiniz son bulabilir veya değişebilir. Kararınızdan geri dönemeyeceğinizi, yarı yolda fikir değiştiremeyeceğinizi bilin. Eğer hazırsanız isteğinizi evrene sözle ifade etmeli, açıkça talepte bulunmalısınız. Birçoğunuz perdenin bu yanıyla öylesine temastasınız ki, bu iletişim net bir biçimde derhal gerçekleşecektir. Ancak bazılarının her gün sözle bunu ifade etmeleri gerekecektir ki, tüm ruhsal varlıklar onları işitebilsinler. Bunu en az bir ay boyunca sürdürün. Ben size değişme isteğinizi aktarabilmeniz için gerekebilecek asgari ve azami süreyi verdim. Asgari bir gün, azami bir ay. Eğer net biçimde işitildiğinizden emin değilseniz azami süreyi kullanın. Olacak bir sonraki şey talebinizin uygunluğunun hemen değerlendirilmesidir. Lütfen şunu biliniz ki, hepiniz yeni enerji sayesinde bu değişimi gerçekleştirme gücüne sahipsiniz, çünkü bunu hak ettiniz.
Kimse geri çevrilmeyecektir. Ama değişimin zamanlaması ve geçişin zorluğu her kişi için farklı olacaktır. Değişimi talep eden bir öğretmen bunu daha kolay elde ederken, çok az yaşam deneyimine sahip biri sürecin başlaması için daha uzun süre bekleyebilir. Ama sonuçta herkes bu süreçten geçebilecektir. Benim dünyanın manyetik ayarını değiştirmem, bu değişimi gerçekleştirmek isteyen bazılarınızı geciktirebilir. 1992 yılı bunun için uygun bir yıl olmayabilir, ama 1995 yılı olabilir. Talebinizi her üç ayda bir yineleyin ve gücünüzü bekleyin, uygun zaman geldiğinde onu elde edeceksiniz.
Peki gücü almaya başladığınızı nasıl bileceksiniz? Birincisi, çok canlı rüyalar görmeyi ve bazı kederli, hüzünlü duygular hissetmeyi bekleyin. Daha sonra çok derin bir depresyon olarak hissedebileceğiniz bir şey başlayacaktır. Daha önce de belirttiğim gibi rehberlerinizin törensiz bir şekilde ayrılışıdır bu. Gerisi tarif ettiğim gibi olacak ve aşağı yukarı 90 gün sürecektir. İşte ondan sonra yaşamınızın değişmesini bekleyin. Daha önce karmik yolunuza bağlı insanlar yollarına sizsiz devam edecekler, onlarla ilişki ve etkileşiminiz sona erecektir. Evren onları sizden uygun şekilde uzaklaştıracaktır! (Sayfa: 67-70)
Gücü Nasıl Kullanmalı?
Etrafınıza sakın müritler ve izleyiciler toplamayın. İsa kendine tapınılmasını istemiyordu, ama sonra ne olduğuna bir bakın! İsa evrensel sevginin işleyiş biçimini insanlara göstermek istiyordu, ama süreç içinde birçokları söylediği şeyleri uygulamak yerine ayaklarına kapanıp ona tapındılar.
İzleyicilerinizi azledin! Kimsenin yerinizi almasına izin vermeyin, yani kimse sizin yerinize öğretemez ya da işinizi yapamaz. Kitle iletişim araçlarından uzak durun. Unutmayın ki kitle iletişim araçları mesajlarınızı tek yönlü aktarırlar, sizinki daha çok teke tek yapılması gereken bir çalışmadır. Şifa ve değişim dönüşümün mekaniği spiritüel bir alışverişi gerektirir. Ayrıca sizinle birlikte olanların sayıları üzerinde odaklanmayın. Az ya da çok kişi için sade, düzenli ve sebatlı bir biçimde çalışın. (Sayfa: 70-71)
Bana en çok sorulan soru ufolar hakkındadır. İkinci soru 11:11 hakkındadır ve üçüncü soru da dünyanın manyetik enerji ağı üzerindeki güç noktaları hakkındadır. Şimdi bu soruları yanıtlamaya çalışacağım.
Gördüğünüz ve bildiğiniz iki tür ufo vardır, aralarındaki farkı ayırt etmek kolaydır. Birinci tür perdenin benim bulunduğum tarafından gelir, diğer tür ise sizin bulunduğunuz taraftan! Sizin taraftaki tür sert, belirgin kenarlara sahip olduğu için kolayca fotoğraflanabilir. Onlar madenden yapılmış gibi (metalik) görünürler ve ikiye ayrılırlar. 1- Aydınlanmış olanlar. 2- Negatif olanlar. Negatif olanlardan korkmayın, çünkü siz onlardan daha güçlüsünüz. Onlar dünyanın manyetik alanındaki değişimden ötürü zaten burada daha fazla kalamayacak, benim çalışmam onları buradan uzaklaştıracaktır!
Perdenin benim bulunduğum tarafından gelen ufolar yumuşak kenarlı bir görünüme sahip oldukları için kolayca fotoğraflanamazlar. Onların çoğu parlar, bazen de sesler çıkarırlar. Gökyüzündeki yıldızlar gibi çok düzensiz hareket ederler. Bu onların sizin gibi doğrusal bir zamana sahip olmamalarından kaynaklanmaktadır, çünkü değişik bir zaman çerçevesini deneyimlerler.
Benim tarafımdan gelen ufoların birçok türü vardır. Fark etmediğiniz şeylerden biri de gördüğünüz şeylerin çoğunlukla bir ufo değil, gerçek bir varlık oluşudur. Doğuştan sahip olduğunuz damga ve aşınız yüzünden tüm varlıkların beşeri ölçülerinize uygun olduklarını, sizinki kadar bir bedene sahip olduklarını varsayıyorsunuz, ama durum öyle değil. Örneğin benim en rahat ölçülerim evlerinizden birinin büyüklüğü kadardır. Bu taşınan bir enerji paketidir, işte sık sık gördüğünüz şey bu pakettir, yani siz aslında ufoları değil varlıkları görüyorsunuz! Uzay aracı sandığınız taşıtların çoğu gerçek ruh varlıklarıdır. Bazen bir küme oluşturup aşağı ineriz, bizi bir cisim olarak görürsünüz. Bunu yaptığımızda kümenin rengi değişir, yani kümeye bir varlık katıldığı ya da ayrıldığı zaman küme renk değiştirir.
Şunu da bilin ki dünyada benim tarafımdan gelen negatif varlıklar da var. Yeni enerjide sizin gücünüz artık nötr değildir, pozitife (olumlu) eğilimlidir, dolayısıyla artık negatif varlıklar üzerinde kontrole sahipsiniz. Hem benim hem de sizin tarafınızdaki ufolar yolculuk yapabilmek için dünyanın çevresinde yer alan ızgara şeklindeki manyetik enerji ağını kullanırlar. Atmosfere giren varlıklar bile bu enerji ağı üzerinde yolculuk yapma eğilimi göstereceklerdir. Enerji ağının yeniden ayarlanmasıyla onların iniş yerleri de değişecektir.
Elimizdeki ikinci soru ızgara şeklindeki enerji ağı ve güç noktaları hakkındadır. Gücünüzün bir kısmının bu enerji ağında saklı olduğunu, bunun hep böyle olageldiğini biliyor muydunuz? Dünyadaki güç noktalarında (merkezlerinde) “hissettiğiniz” şey budur, çünkü gücünüzün tümünü her zaman içinizde taşıyamazsınız. İlgilenenler için söyleyelim ki, ruh varlığınızın dünya üzerinde temsil ettiği “Tanrı parçası,” perdenin öbür tarafındayken sahip olduğu evrensel enerjinin her parçasını elinde tutar, ama bu enerjinin çoğu bedeninizde değil birkaç yerde depolanır. Bu uygundur, aksi takdirde burada hiçbir dersi öğrenemezdiniz. Bu gücün çoğu dünyanın enerji ağında depolanmıştır ve dünyanın derinliklerinde, enerji “makinesinin” bir kısmının bulunduğu yerde de biraz depolama yapılmıştır. Sadece bu pencerenin açılışıyla (yeni enerjiyle) birlikte, en sonunda gücünüzü kuşanıp şimdiye dek hayal ettiğiniz şeyleri yapabilmeniz mümkün olacaktır. Bu sizi derste tutan, aydınlanmaya erişmenizi engelleyen aşılarınızı iptal etmeyle ilgilidir. Bu gerçekleştiğinde sözünü ettiğim güç noktalarından enerji çekeceksiniz ve güç noktaları nötr hale gelecekler. Onlar sizin depolama alanlarınızdır. Dünyanın enerjisi daima aynı kalmıştır, sadece şeyler arasında akar, bu durumda ise enerji ağıyla dersteki ruhlarınız arasında akmaktadır. Bu yüzden, en sonunda üzerinde yaşayacağınız ya da ziyaret edip kendinizi daha iyi hissedeceğiniz “güç noktaları” kalmayacaktır.
Üçüncü soru 11:11 hakkındadır. O nedir? Bunun aşikar bir şey olması gerekir. O bir kapı, bir geçittir. 11 Ocak 1992’de başlayan ve 11 yıl sürecek olan bir zaman dilimini işaret etmektedir. O Kryon enerjisini temsil eder, çünkü ben buraya kendi seçimimle gelmedim, gelişimi zorunlu kılan bir plan ve talimat var! Medyum benim ismimi kafasından uydurmadı, çünkü o 11 titreşimidir. Kryon bilgilerini okumuş olanlar benim 1.1.1989’da buraya geldiğimi anlayacaklar. Bu on birdir. ( bitiş sayısı olan 9’lar kale alınmadan diğer sayılar toplandığında ) Ayrılış tarihim 31.12. 2002 de on birdir. Eğer 1-1-1989’dan 31-12-2002 tarihine kadar sürecek yeni enerjinin süresini hesaplarsanız bu yeni enerji içinde sizinle tam 11 yıl birlikte olacağımı da fark edersiniz. Bu, 11:11 penceresinin bir parçasıdır ve önceden haber verilmiş bir güç değişimidir. Bu dönemde kazandığınız bir armağandır ve yeni gücünüzle yapamayacağınız çok az şey vardır! (Sayfa: 95-100)
Sorular ve cevaplar
Soru- Hopi Kızılderililerinin kara haritasından haberiniz var mı, varsa bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Cevap- Hopi haritası en yüksek kaynaktan aktarılmıştır ve tamamen doğru olma potansiyeline sahiptir. Ancak şunu da bilmelisiniz ki, Hopi haritasındaki bilgi hiç de yeni değildir. Bu bilgi dört yüzyılı aşkın bir süre önce de verilmiştir. Ancak onu yazan en ünlü kişi 16. yüzyılda yaşamış bir Avrupalıydı (Nostradamus). Onun haritasıyla Hopi haritası birbirine çok benzer, elbet onun haritasında evlerinizin birkaç yıl sonra sular altında kalacağının gösterilmesi hariç! Hopi haritası ise evlerinizi suya gömülmeyen pek az bölgeden birinin üzerinde göstermektedir. Peki hangisi doğrudur? Size bu farklı yorumları şunu tekrar etmek için veriyorum. Evrende tek bir varlık bile yaklaşan sınavınızın gerçek sonucunu önceden tahmin edemez! Bu Hopi kehaneti, medyumun yaşadığı dönemdeki bilinç ve aydınlanma düzeyine dayanarak gezegenin olası sonunu temsil edecek biçimde ve doğru olarak gelmiştir. Neden dört yüzyıl önce kentinizin önümüzdeki yıllarda sulara gömüleceğinin kehanet edildiğini, oysa Hopi kehanetinde kentin güvenlikte olacağının söylendiğini sanıyorsunuz? Ne değişmiştir? Yanıt, kentinizin kaderini değiştirmiş olmanızdır! Söylemek istediğim şeye bundan daha büyük bir örnek olamaz. Gezegen üzerindeki gayretleriniz bu kehanetleri değiştirebilir. Sevgi kaynağı sizin vasıtanızla bunu yapabilir. Geleceğin önceden oluşturulmadığını şimdi anlayabiliyor musunuz?
S- İnsanın Dünya ile bir ortaklığı var mıdır?
C- Dünya ve dersteki insan birbirinden ayrılmaz bir bütündür. Gezegenle ortak olduğunuzu anlamadıkça dengeye kavuşamazsınız. Bu spiritüel bir bağlantıdır, zamanın başlangıcından beri bu bağlantıya sahipsiniz. Batı kültürünüz kendini dünyadan ayırmayı seçmiş ve bunun insanları müthiş bir güçten, aydınlanmadan yoksun bıraktığını fark etmemiştir. Dünyaya canlı bir ortak gibi muamele etmeli ve onun sağlığına saygı göstermelisiniz. O henüz tanımadığınız sınırsız güç ve kaynakla hazır bekler. Ayrıca dünyanın iç kısımlarında, gezegendeki yaşamı dengelemeye yardımcı olmak üzere bekleyen bir varlıklar ordusu vardır! Yeni aşılarınıza, ne kadar dingin hale geldiğinize ve aydınlanma düzeyinize bakmaksızın dünyanın gerilimine, stresine kesinlikle tepki göstereceksiniz. İşte bu yüzden fizik gezegenin titreşim düzeyini yükseltmek için çalışmalısınız. Gezegeniniz ortağınızdır ve sizinle canlıdır. Birçoğunuz jeolojik faaliyete karşılık veriyorsunuz, bu ister volkanik, ister sismik, ister akuatik (suya ait), ister manyetik, isterse jeotermal bir faaliyet olsun. Eğer dünyanın gerilimini hissediyorsanız bu ortaklığa gerçekten uyumlanmışsınız demektir. Bu normaldir ve sizin için değişecek bir şey değildir, onu değiştirmenin yolu gezegeni değiştirmektir. Şimdi benim neden fizik gezegenin manyetiklerini değiştirerek sizi de değiştirebildiğimi anlıyor musunuz? Bu en saf şekliyle bilimdir, fizikselle spiritüel olanın evliliğidir!
S- Dünyada dengenin sağlanabilmesi için çok sayıda insanın ölmesi gerekecek mi?
C- Dünyada dengenin sağlanabilmesi için çok sayıda insanın ölmesi gerekecek mi? Yanıt evettir, ancak bu sayı buradaki insan nüfusunun sadece yüzde birini içermektedir. Bu size daha önce söylediğim gibi küresel bir yok oluş değildir. Peki kimler gidecek? Şu anda sahip olduğundan daha fazla aydınlanma umudu kesinlikle olmayanlar gidecek. Bu da karmaşık bir konudur, karmik gruplarla ve yıldız karmasıyla ilgilidir, ama şimdiden başlamıştır. Hükümetlerin kitleler için kararlar vermeleri konusunda size bilgi verirken bu şeylerden söz ediyordum. Körfez savaşı birkaç gün içinde nasıl on binlerce insanın gezegeni terk ettiğinin açık bir örneğiydi. Bazı ırklar arası savaşlar da aynı şeye neden olacaktır, bir başka örnek de açlıktan ölenlerdir. Aslında diğer insanların eylemsizliği yüzünden tüm bir karmik grup açlıktan ölerek gezegeni terk edecektir. Birçokları da yeni hastalık yüzünden ölecektir, özellikle Afrika’da. Diğer yol ise olağandışı doğal olaylar sonucunda ölmektir. Olağandışı derken, önceden tahmin edilemeyen ya da beklenmeyen olayları kastediyorum. Bununla birlikte her eski kehanete inanmamanızı tavsiye ederim. Birçok “kıyamet” kehanetinin bildirilen zamanda hiçbir şey olmadan geçip gittiğini göreceksiniz.
S- Çivit rengi (auralı) çocuklar yapmak üzere geldikleri şeylerin hiç olmazsa büyük bölümünü başarmak için vaktinde burada olabilecekler mi?
C- Bu zamanda gelen koyu mavi auralı varlıklar, sizin deyiminizle çivit rengi çocuklar henüz çocuk yaştadırlar. Sorunuz, bu grubun özel bir amaca sahip olduğunu düşündüğünüzü gösteriyor, durum öyle değildir. Şöyle açıklayayım. Bu bireyler sizin sahip olmadığınız donanıma sahip yeni canlardır sadece. Şöyle ki onlar, 1- Daha yüksek bir titreşime, 2- Genel olarak tüm insanları etkileyen belli astrolojik nitelikleri hükümsüz kılan bir damgaya, 3- Şu anda dünya yaşam biçiminin bir parçası olan kirlilikle başa çıkmalarını sağlayacak özel bir biyolojik donanıma sahipler. Bu bireyler yeni bir soy olarak ve değişmiş bir damgayı miras alarak gelmişlerdir. Bu zamanda gezegeni terk edenler, eğer uygunsa hemen bu yeni niteliklerle geri dönebilecek ve bu yeni güç çağında gezegene yardım edeceklerdir. Bu bireylerin diğer insanlardan ille de daha aydınlanmış olacakları ya da belli görevleri başarmak için bir araya gelip bir grup oluşturacakları garanti edilmemiştir. Ancak onlar büyüyüp olgunlaştıkça içlerinden bazıları normalde insanların zor ulaştıkları tam aydınlanma haline kestirme yoldan ulaşabilecek ve çok erken bir yaşta gezegenin titreşiminin yükseltilmesi işinde sizlere yardım edebileceklerdir. Şimdi söylediğim şeyde iki aşikar sır saklıdır ve onlardan biri sorunuzu direkt olarak yanıtlamaktadır. 1- Bu zamanda birçok kişinin gezegeni terk etmek zorunda kalmasının nedeni, birçoğunun daha sonra çivit rengi (auralı) çocuklar olarak geri dönecek olmasıdır, amaç bunu yapabilmelerini sağlamaktır. Bunun gezegenin geçişi için ne kadar önemli olduğunu görebiliyor musunuz? 2- Eğer onlar daha şimdiden yeni donanımlarıyla gelmeye başlamışlarsa, o zaman gelecek hakkındaki bir sırrı şimdiden biliyorsunuz demektir! Doğal olarak bir insanın olgunlaşması için ne kadar zamanın gerektiğini bilirsiniz. Bunu hesaplayın. Peki siz bir yirmi yıl ya da daha fazla süre boyunca çalışabilir gibi görünüyor musunuz? Yanıt evettir. İfşa edilen bu sır, size beklediğinizden daha farklı olabilecek planlanmış bir zaman çerçevesi vermektedir. Bu, bizim bu celsenin yapıldığı andaki genel bilinç ve aydınlanma düzeyine dayanarak yaptığımız tahmindir. Evet daha zaman vardır, ne kadar zaman olduğunu bilmek istiyor musunuz? O zaman bir sonraki yanıtı okuyun.
S- Boylam dairelerinin ayarlanmasının ne kadar zaman alacağını tahmin ediyorsunuz?
C- Harfi harfine yanıtlarsak enlem dairelerinin ayarlanmasının aldığı zaman kadar (!) Anladığım kadarıyla siz enerji ağı ayarlamalarının ne kadar zaman alacağını bilmek istiyorsunuz. Daha önce de belirttiğim gibi 31/12/2002 tarihinde buradan ayrılacağım. O tarihte tüm ayarlamalar bitmiş olacaktır. Bir önceki sorunun yanıtı gibi bu yanıt da size görevinizi başarmak için sahip olduğunuz zaman hakkında daha rahat bir duygu verecektir. Ben buradan ayrıldıktan sonra sona ermiş ayarlamalarım içinde çalışmak için en az 10 ila 15 yılınız olacak. Siz bunu hak ederek kazandınız.
Bunu Okuyun
Medyum bu bilgiyi çok iyi açıklamamı rica ediyor, çünkü birçoğunuzun bunların önemini henüz anlamadığı aşikar!
1- Bin yılınız artık sona ermektedir.
2- Birçok kez bunun aynı zamanda dünya üzerindeki yaşamın sonu olacağı kehanet edilmiştir, çünkü bir bitiş planlanmıştı ve okul bir başka okula hazırlık için nötr bir yere dönüştürülecekti. Yeni okul için hazırlık bin yıl sürecekti ve ben bundan sonra yeni bir ayarlama yapmak üzere geri dönecektim.
3- Bu plan şimdi değişmiştir! Siz sona erdirilmeyeceksiniz. 2001 yılında dünyayı terk etmenizi gerektirecek korkunç savaşlar ve gezegensel bir karmaşa yaşamak zorunda kalmayacaksınız. Burada kalıp yeni bin yıllık devrenin birinci yüzyılına kadar kendi kaderinizi tayin etme hakkını kazandınız. Altmış yılı aşkın bir süredir (ki bu sizin son fırsatınızdı) bilinciniz vasıtasıyla gezegenin titreşimini yükselterek bunu kendiniz başardınız.
4- Bu yazılarda şimdiye kadar tarif edildiği gibi birçokları gidip yeni güçlerle geri dönecekler. Ayrıca, bu kendi kaderini tayin etme ve yeni güç çağına geçiş değişikliklerle dolu olacaktır, hiçbiriniz için hiçbir şey aynı kalmayacaktır. Ama daha önce de dediğim gibi sizin bu değişiklikleri kolaylaştırmanız gerekiyor. İnanın bana, eğer bu zaman zarfında huzura sahip olamazsanız burada kalamazsınız. Bu zamana kadar evrenle çalışmaya harcadığınız yıllar sizi bilgeleştirmiş olmalıdır. Sevgili varlıklar bunlar sizin zamanlarınızdır, onları kullanın.
S-Bireylerin kişisel olarak günlük yaşamlarında odaklanacakları esas nokta nedir?
C- Günbegün üzerinde odaklanacağınız esas nokta, aydınlanmanıza eşlik edecek huzur ve dengeyi yeniden kazanmaktır. Bunu sağlamak için size ilk öğüdüm olumsuz vorteksler (girdaplar) yaratmaya son vermenizdir. Günlük yaşamınız diğer insanlara uygunsuz tepkilerle doludur. Düşünceleriniz bunların neden olduğu duygular tarafından işgal edilmişken bu çalışmayı nasıl yapabilirsiniz? Bu noktaya kadar size verdiğim tüm öğretiler, yeni aşıları kabul ederek doğuştan sahip olduğunuz damganızı değiştirmekle ilgilidir. Benim enerji ağı ayarlamalarım sizdeki değişimi güçlendirmeye ve daha fazla güç vermeye yöneliktir. Artık yıllar boyunca zihninizde basılmasına izin verdiğiniz “düğmelere” tepki göstermeme üzerinde yoğunlaşmalısınız. Bir başka insan kötü davranıp size acı mı verdi, bir şeyler görünüşte yanlış mı gitti, bir insan sizi düş kırıklığına mı uğrattı? Günbegün bu tür şeyleri artık kontrol altına alın, isterseniz onları tümüyle hükümsüz kılabilirsiniz. Bunu yaptığınızda kendinizi farklı hissedeceksiniz. Önceleri size endişe ve sıkıntı veren durumlara gösterdiğiniz tepkileri kontrol etmeyi öğrendiğinizde güç kazanırsınız. En sonunda, görünüşte kontrolünüzde olmayan olayların aslında fazlasıyla kontrolünüzde olduklarını da anlarsınız. Bazı insanlar bu girdaplarla yaşamaya o kadar alışmışlardır ki onlarsız yaşamak endişe ve huzursuzluk yaratır. Oysa huzur doğal bir haldir.
S- İnsanlık adına dünyada bir fark yaratmak için ne yapabilirim?
C- Yapacağınız en önemli şey gezegenin üst katmanlarındaki kimyasal maddelerin yok edilmesini ya da azaltılmasını sağlamaktır. Bunun ne kadar önemli olduğunun henüz farkında değilsiniz. Eğer atmosferi kontrol altına alamazsanız hava durumunuz değişecektir. Hava durumu değiştiğinde besin yetiştirilen bölgeler de değişime uğrayacak ve hiç ummadığınız yerlerde birçok insan açlık çekecektir. İkincisi, yapay olarak üretilen ve gaza dönüşen parçacık (nükleer) yakıtlardan kurtulmalısınız, bunlar dünya üzerindeki en tehlikeli maddelerdir. Ayaklarınızın altında sınırsız bir ısı kaynağı var, onu güce dönüştürmeyi öğrenin. Kıyılarınıza sürekli vuran dev dalgaların sağlayabileceği inanılmaz enerjiyi keşfedin. Öte yandan barış, gezegenin titreşiminin yükseltilmesinde bir katalizördür. İnsan enerjisi ve kaynakları savaş ve savaş planlamak için harcanmazsa daha az düşünce enerjisi sarfedilir. Ayrıca bir araya gelerek dünyanız ve insan ırkı için olumlu spiritüel düşünce enerjisi oluşturabilirsiniz. Bu işlemde bir hayli yeni ve gizli güç vardır. 12 kişilik bir grup eğer uyumlanmışsa, eğer dengeliyse, rehberleriyle temas içindeyse, bir stadyum dolusu iyi niyetli ama aydınlanmamış kişinin gücünü yaratabilir. (Sayfa: 104-121)
ŞİFA VE HASTALIK- Değişim Dönüşüm Öğretisinin Başlangıcı
Ben tüm icatların, doğadaki keşiflerin ve eski uygarlıkların kalıntılarını bulmak gibi görünüşte tesadüfi şeylerin bile tümüyle evren tarafından “verildiğini” anladığınızı biliyorum. Bilimsel bilgilerin çoğunlukla aynı anda gezegenin birçok noktasında size aydınlanma ve keşif şeklinde sunulduğunu fark ettiğinizden eminim. Yani bu şu anlama gelir ki, bir insan yeni bir fikirle ortaya çıkmış gibi görünse bile aslında o fikir birçok kişiye verilmiştir. Yeni fikrin hak ve onurunu kazanan kişi, aldığı sezgiyi en hızlı biçimde uygulamış, o bilgiyi geçmiş bilgilerle bir araya getirip yeni bir bilim yaratmış kişidir. Bunu sadece aydınlanmış olanlara verilen bilgiyle karıştırmayın. Birçokları, pek fazla aydınlanmış olmadıkları halde harikulade bir farkındalığa ve sezgiye sahiptir.
Şimdi size söyleyeceğim şey bir dünya hastalığıyla ilgilidir. Hangi hastalık olduğunu ayrıntılarıyla belirtmeyeceğim ve çok genel konuşacağım. Dünyadaki canlı hastalık organizmaları sürekli kendini tekrarlayan çok küçük parçalardan oluşurlar. Bu parçalar, simetrik biçimde bir araya gelerek kendini devam ettirmek, zemin uygun olduğunda insan sistemlerine adapte olarak daha fazla dengesizlik, çoğunlukla da ölüm meydana getirmek üzere tasarlanmış bir sistem üretirler. Bunun evrensel olarak uygun bir şey olduğunu, karmik damga ve aşıların hastalığa nasıl karşılık verdiklerini daha önce söylemiştim. Lütfen bu şeylerin evrensel düzende bir hata olmadığını bilin, onlar gezegendeki karmaşık yaşam etkileşimleriniz için çok önemli ve doğru mekanizmalardır!
Tüm hastalık organizmasını oluşturan bu tekrarlayan parçaların simetrisi içinde özel olan belli parçalar vardır. Bu belli parçalar, insan bedenindeki benzer sistemler içinde karşıt girinti ve çıkıntıları “arayan” girinti ve çıkıntılara sahiptir. Bu girinti ve çıkıntılar kilide uyan anahtar gibi birbirlerine uyarlarsa hastalık kendini oraya bağlar ve büyümeye başlar. Yani hastalık organizması insan organizmasına uyumlanmış olur. Aydınlanmış bir insan olarak eğer dikkat ederseniz karmik damganızın hücresel düzeyde nasıl çalıştığını da anlayabilirsiniz. Çünkü kişisel biyolojinizin birçok sistemindeki girinti ve çıkıntıların şekli, hastalık organizması için bir “anahtar” görevi görmeye ya da görmemeye hazır bir kilit gibidir. Önemli bir aşı kilidinizi değiştirebilir, dolayısıyla anahtarın onu açma yeteneğini hükümsüz kılar, böylece denge ve şifa meydana gelir. Bu yüzden aşınızı hastalığı dışarda bırakan bir şey olarak düşünün.
Çoğunuz hastalığa izin verecek bir damgayla doğarsınız. Bu şeyleri hükümsüz kılan daima karmik aşınızdır. Bu sadece doğduğunuzda dünyayla ilişki kuran genel insan karmasının bir parçasıdır. Birçoğunuza daha doğarken genel damga parametrelerini hükümsüz kılacak çeşitli aşılar yapılır. İşte bu yüzden bazı insanlar hastalığa yakalanırken bazıları yakalanmazlar.
Damgayı değiştirmek insan biliminin yapabileceği bir şey değildir, bunu asla yapamazsınız, çünkü bu biyolojik bir işlem değildir. Dolayısıyla, mantıklı olarak size yardım edebilecek iki yöntem var. Kişisel olarak sizin için, diğeri ise gezegen için aşının değiştirilmesi. Böylece anahtar değişmiş olur ve artık hiçbir insan sistemine uymaz. Şunu bilmelisiniz ki anahtar kilide uyduktan sonra bile bir şeyleri değiştirmek için çok geç değildir, çünkü anahtar sürekli bedendeki diğer kilitlere uymayı sürdüren yeni anahtarlar üretmektedir ve anahtar kilitte asla hayır için bulunmaz. Hastalık doğal olmayan dengesiz bir haldir. Eşleşmiş anahtar ve kilitler bile hala birbirlerine uyup uymadıklarını görmek için birbirlerini “sorgulamayı” sürdürmek zorundadırlar. Eğer bunun anlamını kavrarsanız, çok geç kalındığında bile şifanın nasıl başarılı olabildiğini de anlarsınız. (Sayfa: 131-133)
Yeni Enerjide Şifa
Yeni enerjide daha önce asla sahip olmadığınız bir şifa gücüne sahipsiniz. Bir insan diğer insana dokunduğu anda o insanı astral düzeyde, o anda mümkün olan en yüksek düzeyde ruhsal olarak sorgular. Şu soru ruhtan ruha sorulur: Şu anda sahip olduğun damganın, kilitlerini değiştirecek şekilde değişime uğratılması evrensel olarak uygun mudur? Eğer uygunsa karmanı değiştirmek ve bu sorguya kendini iyileştirerek yanıt vermek için sevgi kaynağının gücünü kullanma iznine sahipsin. Varlığa kendini iyileştirme izninin dengeli varlığın gücü tarafından verildiğine dikkat ediniz. Dengeli varlığın gücü aslında hasta varlığı iyileştirmekte kullanılmaz, o diğerinin işe koyulması için bir katalizör ya da harekete geçirici olarak kullanılır. Bu çok önemlidir, bu noktayı gözden kaçırmayınız!
Diyebilirsiniz ki dengesiz bir varlık, kendini iyileştirmek için içindeki gücü kullanma konusunda dengeli varlık tarafından kendine verilen izni kullanmayı neden reddetsin? İşte burada, dünyaya enkarne olmadan önce derslerinizi planlamanızı içeren evrensel açıdan uygunluk bilgeliği devreye girer. Tanrının bir parçası olarak dersleri öğrenmenizi sağlayacak damganızın nasıl olması gerektiğine siz karar verirsiniz!
Eğer bir ruh öğrenilmesi gereken bir dersin henüz öğrenilmediğini hissediyorsa, o zaman o hastalığı hükümsüz kılmak için gücünü kullanmayacak ve fırsatı geri çevirecektir. Bu “geri çevirme” konusunda dengeli insan hiçbir sorumluluk taşımaz. Şifa kavramınız artık şifa izni verme kavramına uyacak şekilde değişmelidir. Bu izin reddedildiğinde şifa işi bir sonraki işleme kadar sona ermiş demektir. Bu noktada şöyle bir soru akla gelebilir. Hasta bir insanın neden bir izne ihtiyacı olsun, artık karmaya gerek yoksa insan neden o gücü kullanıp hemen kendini iyileştirmesin? Yanıt basittir, çünkü hasta varlık dengesiz haldedir ve dengesizlik bütünü etkiler. Fiziksel hastalık, genellikle astralle iletişim kurmayı nerdeyse olanaksız kılacak şekilde zihni ve ruhu etkiler. İşte bu yüzden bu kadar çok sayıda insan hastalanır ve umutsuz bir şekilde ölür. Hastalık bedeni bir kez ele geçirdiğinde genellikle gerçek bir ruhsal iletişim kurulamaz.
Gerçek bir şifa işlemi ruhsal bir dengeyi gerektirir ki, bu fiziksel bir hastalık çeken insanda bulunmaz. İşte bu yüzden gezegeninizde hastalık yüzünden “işin içinden çıkamayan” insanlara yardım edecek dengeli şifacıların bulunması çok önemlidir. Fark yaratamayacağınızı mı sanıyorsunuz? Fiziksel olarak hasta bir insanla aynı odada bulunmanız bile yararlı olabilir, buna inanın, asla böyle bir fırsatı tepip gitmeyin. Bunun bir yararı olmadığını düşünseniz bile orada yapılan bir iş vardır.
Burada genellikle şifayı önleyen yaşam derslerinin ve karmanın iş başında olduğunun farkında olun, çünkü birçok durumda yaşama son vermek ya da bir süre daha ıstırap çekmek uygundur. Böyle durumlarda ruhun şifa sorgusuna yanıtı “hayır” olacaktır. Siz işinizi yapıp yolunuza devam edin! Eğer hasta karşılık vermezse başarısızlığa uğradığınızı düşünmeyin. Ama şunu da bilin ki, karşılık vermeyen hasta sayısı kadar karşılık veren hasta da olacaktır. İşte böylece gezegenin enerjisini değişime uğratırsınız. (Sayfa: 134-136)
Hastalık Organizmasını Değiştirme
Tüm hastalık organizmasını oluşturan kendini tekrarlayan küçük parçaların simetrisi içinde çok az bir bölümü daha önce tarif edilen “anahtarı” oluşturur. Bu parçalar çok özel niteliklere sahiptir. Onlar sadece hücresel düzeyde uyacakları kalıpları “arayan” girinti ve çıkıntılar olmakla kalmazlar, aynı zamanda manyetik girişime karşı da duyarlıdırlar. Kendini tekrarlayan parçalar içinde manyetikler çok spesifiktir. Eğer Kryon yazılarını takip etmişseniz bu sizi şaşırtmaz, çünkü ben burada tüm hayatlarınız boyunca yaşadığınız manyetik nitelikleri değiştirmek için bulunuyorum, siz daha fazla gücün tadını çıkarabilesiniz diye buradayım. Sözünü ettiğim şey ta hücresel düzeyde ruhsallığınıza ince ayarlanmanızdır.
Başarılı olabilmek için bu parçalar dizisini meydana çıkarmalı, söz konusu parçaları tanımlamalı ve onları manyetik olarak değiştirmelisiniz. Şunu bilin ki, manyetik enerjinin rastgele bir genel saldırısı işe yaramayacaktır, çünkü genel kutupluluk değiştirilmiş olsa bile tüm özellikler aynı oranda değişecek, böylece birbirleriyle dengelerini aynen koruyacaklardır, yani anahtar değişmeden kalacaktır. Siz dizi içindeki parçaların dengesini değiştirmelisiniz. Bu bir anahtarı alıp girintilerden birinin yerini değiştirmeye benzer bir sonuç yaratacak ve artık anahtar kilide uymayacaktır.
Bu işi başardıktan sonra aynı yöntemi diğer çevresel (doğayla ilgili) sorunlara uygulamayı sürdürün, özellikle de nükleer atık sorununuza. Değişken unsurlar tamamen nötrleştirilebilirler. Buharlaşabilen bu maddenin gezegeninizde var olması gerekmez. (Sayfa: 137-138)
İSA MESİH – Metafizik Mesih
Bu İsa Mesih’le ilgili kısa metafizik bir incelemedir, ayrıca metafizikçilerin neye inandıklarına kısa bir bakıştır. Kryon tarafından en saf sevgi duygusuyla aktarılmıştır.
Bir metafizikçiye göre Tanrı, hepimizin birlikte oluşturduğumuz birleşik ortak bilinci (Büyük BEN’i) ifade eden bir kavramdır. Bu her insanın Tanrının bir parçası olduğu anlamına gelir. Ancak dünyadayken bu gerçek perdeli, yani insandan saklıdır. Peki maksat nedir? Eğer biz Tanrıysak biz buradayken gösteriyi kim idare ediyor? Yanıt belki kafanızı karıştırabilir. Biz idare ediyoruz. Tanrının bir parçası olarak biz buraya gelmeye karar verdik ve sunulacak dersleri hep birlikte kararlaştırdık. Buradan ayrıldığımızda yine hep birlikte kendimizi ve buradaki icraatımızı değerlendirecek, tüm evren için bir sevgi enerjisi hedefine doğru yola devam edeceğiz. İşte bu yüzden metafizikçiler rastlantı diye bir şeyin olmadığını söylerler. Her şey bir nedenden ötürü olur.
Mantıklı bir insana, dünyaya ıstırap ve sıkıntı dolu bir yaşam sürmek için gelmeye karar vermemiz anlamsız gelebilir. Ama burada değilken sahip olduğumuz Tanrı zihnine göre bu olması gerektiği gibidir ve hepimize yararlı olacak bir şeyden geçmeye seve seve razı oluruz. Ancak bir konuda yanılmayın, metafizikçiler, buradayken Tanrının bir parçası olarak doğuştan sahip olduğumuz gücü kullanarak istediğimiz şeyi tezahür ettirebileceğimize de inanırlar.
İncil’de 21. ifşaatta, dünyevi zamanın sonunda “kuzunun nihai evliliğini yapacağımız” ve Tanrısal bir aydınlanma düzeyine ulaşacağımız yazılmıştır. Buradaki kuzu sözcüğü, Tanrının dünyaya insanların elinde acı çeksin diye gönderdiği İsa’yı ima etmektedir. Metafizikçiye göre bu evlilik derslerden mezuniyettir, aydınlanmış olanların dünyadayken perdeyi sıyıracakları bir zamandır. Onlar İsa ve diğer yükselmiş üstatlarla yeniden buluşacaklar ve herkes birbirini tanıyacaktır. Mezuniyete hazır olmayanlar buradan ayrılmak zorunda kalacaklardır, bu Yuhanna’nın Vahyi’nin karanlık bölümüdür. Bir savaş yapılacaktır, ama bu sizin bildiğiniz türde bir savaş değildir. Gerçi önceden hepimizin kararlaştırdığı plan doğrultusunda birçok kişi ölecektir. Metafizikçiler, zamanın başlangıcından beri başımıza gelen her şeyi “hücresel düzeyde” bildiğimize inanırlar.
Bir gerçek zaman arenası şu anda etkileşim sağlar, yani bugün Çin’de olup bitenler, New York’daki sosis satıcısı ya da Papa da dahil olmak üzere tüm insanlığın ruhsal veçhelerini bugün etkiler. Eğer doğru zamanda yeterince insan birlikte dua ederse inanılmaz olaylar gerçekleşebilir. Örneğin, neredeyse bir gecede Berlin Duvarının ortadan kaldırılması ya da Rusya’daki çarpıcı değişiklikler veya Güney Amerika’da, Ortadoğu’da barışın sağlanması gibi şeyler tek bir dine dayanan olaylar değil, birçok din tarafından uygulanan dua ve sevgi gibi evrensel mekaniklerin işleyişine cevap vermiş olaylardır. Onlar ayrıca birleşmiş bir dünya hedefine ulaşmakta olduğumuzun kanıtıdır.
Metafizik hiçbir insanı ya da insan grubunu “yanlış” diye nitelemez. O kurtuluş için vazedilmiş bir dizi kural değildir, Tanrı ve evrenle ilişki kurmanın bir yoludur. Metafizik kişiseldir, bir gruba üye olmak gerekmez. Metafizikçiler meditasyon, dua ve sevgi kavramlarının evrensel olduğuna inanırlar. Düzenli dua ve meditasyon sayesinde her gün üçüncü dünya ülkelerinde birçok mucizeler meydana gelmektedir. Metafizik tutucu değildir, dünya üzerinde tutucu olmayan tek sistemdir. Metafizikçiler bilgiyi yaymaya inanırlar, kimsenin dinini ya da inancını o bilgiyle değiştirmeye değil. Onlar İsa’yı sizden ya da benden daha fazla Tanrı saymazlar, ona tapınmazlar, onun da bunu istemediğine inanırlar.
Metafizikçiler İncil’in büyük bölümünün erkekler tarafından amaçları doğrultusunda yorumlanıp çevrildiğine, bazı bölümlerinse kasıtlı olarak çıkarıldığına inanırlar. Klasik anlamda bir şeytana inanmazlar, cehennem ve ebedi lanet de bu inançta geleneksel bir rol oynamaz. Metafizikçiler meditasyona güvenirler, meditasyon basitçe duadır, konuşmak yerine dinlemektir, daha fazla bir şey değil! Meditasyon yaparken lotüs duruşunda olmak ya da garip sesler mırıldanmak şart değildir. Meditasyon güç, sezgisel bilgi ve yön bulmanızı sağlayan bir şeydir.
Tanrı sevgidir ve sevgi evrendeki en yüce güçtür. Bu dönemin sonuna yaklaşırken Tanrının dünyadaki çalışma yöntemi olan yasa ve inayetin yerini giderek daha çok sevgi alacak, yüksek aydınlanma düzeyleri buna izin verecektir. Biz işimizi bitirdiğimizde saf sevgi enerjisi her şeye egemen olacak ve kayıtlı tarihin tüm büyük üstatları dünya üzerinde yine insanlarla birlikte yürüyeceklerdir. Bu olay, yani siz hala dünyadayken perdenin kaldırılması harikulade bir şey olacaktır. Metafizikçiler, dünyanın bu olayın meydana geleceği yerlerden sadece biri olduğunu da bilmektedirler. Evrenin her yanından gelen spiritüel varlıklar tarafından kutlanan çok özel bir olay olacaktır bu. Hiçbir insan sevgi enerjisinin gerçek gücü konusunda gerçek bir anlayışa sahip değildir.
Metafiziğin görünmeyen veçhesiyle ilgili o kadar çok şey yazılmıştır ki, birçokları için yazılanlar sahte bir öneme sahiptir. Diğer dünyalarda aynı senaryo içinde bulunan bizim gibi birçok spiritüel varlık vardır. Bazıları dünya üzerindeki amaçlarımızdan ayrı ve bağımsızdırlar, bazıları ise burada yapmamız gereken şeyi direkt olarak desteklerler. Evet, başka dünyalarda başka varlıklar vardır. Onların bazıları bizim gibidir, bizden daha basit veya daha yüksek derslerden geçmektedirler. Bazıları da bize hiç benzemezler ve alışık olduğumuz gibi elle tutulur maddesellikte değildirler.
Metafizikçiler şeytana ya da cehenneme inanmazlar. Bu kavramların yıllar boyunca insanları yönetmek için kutsal referanslarla güçlendirildiğine inanırlar. Ancak kesinlikle spiritüel bir karanlık taraf vardır. Sevgi ve şifayı tezahür ettirdiğiniz gibi kolayca olumsuzluğu ve trajediyi de tezahür ettirebilirsiniz. Tanrının bir parçası olarak gücünüz mutlaktır. Kötü ruhları kovmak da bir gerçektir. Davet edildiklerinde olumsuz bir yere girecek düşük, görünmeyen varlıklar vardır. Derin depresyon ve kişiliğin içe kapanması klasik bir davet sendromudur. Bazen kişi kendine yardım edemeyecek kadar güçsüz olduğundan bu varlıkları o kişiden uzaklaştırmak için birkaçımızın bir araya gelmesi gerekir.
Dünyadaki amacımız, yükselmiş üstatların öğretileri yoluyla hem kendi yaşamımızda, hem de tüm gezegen için olumsuzu olumluya dönüştürmektir. Sevgi hükümdardır ve çok daha güçlüdür, ama sevginin yokluğu günahtır. Bu halin karanlık sonuçları nefret, kıskançlık, bencillik, hırs, güç tacirliği ve umursamazlıktır.
Eğer insanların bitiş (kıyamet) zamanını tam olarak bilmeleri gerekseydi Tanrı bitiş zamanı yazılarını bu kadar muğlak ve gizemli kılmayı seçmezdi. Bitiş zamanı konusunda yetkili yoruma sahip olduğunu söyleyenlere inanmayın, bu bilgi henüz verilmemiştir. Bize Yuhanna’nın Vahyi kitabına yeni yazılar eklememiz, böylece o yazıların muğlak kalması tembih edilmiştir. Sevgi enerjisi giderek daha yoğunlaşacaktır. Bu bazılarını çok rahatlatacak, ancak bazıları gerekli ayarlamayı yapamayacaklardır. Dünya yeni ilahi takdire fiziksel olarak tepki gösterecek ve kutuplar yeni bilince uygun hale gelmek için kendini değiştirecektir. Kutup değişimi Vahiy kitabında altıncı mühüre denk gösterilmiştir, ama bu da beşeri bir spekülasyondur, yoksa değil midir? (Sayfa: 141-165)
Damgalar ve Aşılar
Damganız doğuştan sahip olduğunuz spiritüel “parmak iziniz” dir. Hücresel düzeyde temsil edilir ve biyolojinizle birlikte DNA’nızla ilişki ve etkileşime girer. Damgalar değiştirilemez. Damganızın örnekleri şunlardır: Kendiniz için programladığınız öğrenilmesi gereken karmik dersler, astrolojik doğum etkileri (manyetik denge, doğum burcunuz), yıldız karmanız, yaşam dersiniz ve aura renginiz. Bunlar kişilik özelliklerinize, egonuza, beden tipinize, duygusal durumunuza, hastalığa karşı bağışıklık derecenize ve yaşam çizginize yansıyan çok önemli niteliklerdir. Asla değiştirilememesine karşın, damganız eşit derecede güçlü bir spiritüel vasıta tarafından etkilenebilir ya da nötrleştirilebilir.
Aşılarınız damganızı hafifletip ıslah eder. Aşıları damganız üzerindeki kısıtlayıcılar ya da değişen kontroller olarak düşünün. Damgadan farklı olarak sürekli değişirler, onlar evrenin zeki yoludur. Aşılarınızın rehberleriniz vasıtasıyla spiritüel makinenize girmeleri sağlanır. Oluşumunuzun belli veçhelerini kısıtlayan bir dizi aşıyla doğarsınız. Hepinizin sahip olduğu tipik aşı akıl ve zekayı kısıtlayan aşıdır ki, bununla kısıtlanmış iki boyutlu bir zaman perspektifine sahip olursunuz. Bu yüzden evren hakkında da iki boyutlu düşünme eğilimi gösterirsiniz. Siz aydınlandıkça bu aşı daha net görmenizi sağlayacak şekilde ayarlanır, hatta başka bir aşıyla değiştirilir. Aşıların neleri etkilediğinin örnekleri şunlardır: Spiritüel dengeniz, zekanız, hoşgörünüz, bilgeliğiniz, yetenekleriniz ve içsel huzurunuz. Doğum damganız çabuk kızan, aşırı öfkeli, hasta bir insan olmanıza yol açabilir, ama karmanızı hallettikçe aşılar bu durumu 180 derece değiştirebilirler. Evren tarafından yapılan aşının en büyük yararı karmadan kurtulmanıza yardımcı olmasıdır. Yaşamınızda karmik dersinizi tatmin eden bir dönemden başarıyla geçtiğinizde, doğum damganızın o dersi oluşturan bölümünü nötrleştiren bir aşıyla ödüllendirilirsiniz.
Nötr aşıyı talep etmek yeni bir ayrıcalıktır. Yeni enerjide evren size, damganızın tüm yaşam niteliklerini iptal edecek bir dizi nötrleştirici aşı veren özel üstat rehberler sunmaktadır. Şimdi tüm doğum niteliklerinizi ortadan kaldırabilir, tüm karmik derslerinizden kurtulabilir, daha fazla aydınlanabilir, dengeli ve sağlıklı bir hale gelebilir ve kendinizi gezegeni iyileştirmek için çalışmaya hazırlayabilirsiniz. Bunların işaret ettiği şey, nötr aşıyı alıp gezegende olumsuzu olumluya dönüştürebileceğiniz gerçeğidir. (Sayfa: 173-175)
7 yorum:
ya güzel ama insan bunu okuyana kadar ohooooooooooooooooooooooooooooooo
süpersiniz şuana kadar gördüğüm en kıymetli blog herkes adına teşekkür ederim
Çok teşekkür ederim.Emeğinize sağlık
Her ruhî tebliğ incelenmeli, hemen kabul edilmemelidir.
Kryon da öyle.
Bakınız: http://www.angelfire.com/ri2/ruhiselman/rs75.html
İsa/hristiyanlık misyonerliginden baska bisiy görmedim. Açık ve net bir sekilde İsa övülüyor. Ayrica ırak savasinda S.Huseyin i gunah kecisi olarak gosteriyor. Oysa ki 1,5 milyon sivili kayleden Bush tan hic bahsetmiyor. Uyduruk
Kryon kitaplarının çoğunu okumuş biri olarak şunu söyleyebilirim ki, sahip olduğunuz (toplumumuzun, yıllar içinde özünden ziyade şekle indirgenmiş haliyle aktarılan dini inancımızın) koşullanmalarını bir kenara bırakıp okuduğunuzda ufkunuzu oldukça genişletebilecek bir seri. İsa/Hıristiyanlık misyonerliği diyenler olmuş. Kesinlikle katılmıyorum. İster Kryon serileri ister Ramtha ya da Bartholomew kitapları olsun, hepsinin kanallıklarını yapan kişilerin içinden çıktıkları toplumun dini bakış açısı üzerinden örnek vermeleri gayet doğal. Tam aksine tüm bu kitaplarda, İslam'daki tasavvufla bire-bir örtüşen bir yapı anlatılıyor. Her Şeyin Yaradan'ın eşsiz bir parçası olduğu ve Sevgiden yaratıldığı... Okuduğum bu kitaplarda Amerikan hükümetinin eleştirildiği bölümleri de gayet iyi biliyorum. Bu ülkenin önce farklı ırklardan gelen insanlar tarafından bir birlik enerjisiyle kurulup yükseldiği, sonradan o birlik enerjisinden çıkarak dünyaya hükmetmeye çalıştığı söylenerek eleştirildiği bölümler var. Detaylı okumadan, göz gezdirdiğiniz birkaç satırla hüküm vermeyin lütfen. Burada sayısız kitaptan çok değerli alıntılarla eşsiz bir derleme sağlanmış. Herkesle bu bilgileri paylaştığınız için yürekten teşekkürler....
Ben derim ki siz bir de şu linke bir bakın:
http://www.angelfire.com/ri2/ruhiselman/rs75.html
Yorum Gönder