3.06.2008
YÜKSELİŞ
Cilt : 3
AKAŞA YAYINLARI
11 : 11 TOPLANTISI (11 Ocak 1992) – Sananda (Hz. İsa) & Ashtar
İyi günler sevgili varlıklar, ben Sananda. Bildiğiniz gibi bugün (11.1.1992) birçok nedenden ötürü özel bir gündür. Önemli nedenlerden biri de, ışık işçilerinin dünyanın dört bir yanında seferber olarak gezegenin evriminde bugünün bir kutlama günü olmasını sağlamalarıdır. Bugün dünyanın tüm sakinleri için bir inisiyasyon günüdür. Bu konuda daha sonra konuşacağız.
Tanık olduğunuz enerjiler her biriniz üzerinde inanılmaz bir etki yapıyor. Eğer dünyaya yörüngesel bir perspektiften bakabilseydiniz inanılmaz parlaklıkta pırıl pırıl bir küre görürdünüz, yerkürenin her yanında ışıktan cepler (kovuklar) görürdünüz. Enerjinin dünyanın fizik bedenine ilk temas ettiği yerlerdeki noktaları, yani gezegenin ızgara biçimindeki enerji hatlarının nasıl aktive olduklarını görürdünüz. Enerjinin yere inip tüm ley hatları, tüm kanallar boyunca gezegene nasıl yayıldığını görürdünüz.
Işık işçileri, siz burada başkalarının izleyebileceği bir model oluşturuyorsunuz. Eğer kendine hakimiyet derecesine erişebilirseniz başkalarına da yüksek bilince giden yolu gösterebilirsiniz. Işığı gezegende sağlamca demirlemek için burada bulunmanız gerekiyordu. Dünyadaki yolculuğunuz sizin açınızdan çok uzun bir yolculuk oldu, oysa bizim bakış açımızdan göz açıp kapayıncaya kadar geçti. Birazdan bir başka varlık gelip sizinle konuşacak. Bu varlık çağlar boyunca sürece katıldığı için dünyanın geçirdiği evrim aşamaları konusunda konuşmaya yetkilidir. Bugünün keyfini çıkarmayı sürdürün dostlarım, şimdilik hoşçakalın.
Merhaba dostlarım, ben Ashtar. Önce sizlere gezegeninizde ne olup bittiği, bugünün önemi ve gelecekte neler olabileceğiyle ilgili deneyimlerimi aktarmak istiyorum. Bizler yüzbinlerce yıldır dünyanızı gözlüyoruz. Sizin için bu çok uzun bir süre, ama bizim için zaman pek önemli değil. Yerel evrenin en ilginç gezegenlerinden birinde yaşıyorsunuz. Dışardan neden bu kadar çok ziyaretçinin dünyanıza geldiğini sanıyorsunuz? Bir gezegenin karanlıktan ışığa bu kadar çarpıcı biçimde geçişine tanık olmak ender bulunur bir fırsattır. Geçişin şiddeti deneyimlediğiniz dramlara sebep olmaktadır, kısa sürede bilincinizi genişletmeye ve ışık varlıklar haline gelmeye zorlanıyorsunuz.
Bu gezegenin gelişimini tarihi perspektiften gözlemleyecek olursak, “isyan” dediğiniz şey vuku bulana dek işlerin planlandığı şekilde geliştiğini söyleyebiliriz. Sonra dünyanızın ve diğer dünyaların yöneticileri kendi yollarına gitmeyi ve kendi bağımsız sistemlerini oluşturmayı seçtiler. Bu yaklaşık olarak 200 bin yıl önce meydana geldi. Ben bundan daha uzun bir süredir buradayım. İsyan esnasında dünyadaki varlıklara karanlık yolu mu yoksa ışığın yolunu mu izleyecekleri soruldu ve seçim yapmaları istendi. Işığın yolu, bu yerel evrende ve tüm evrenlerde çok uzun süreden beri geçerli olan ruhsal bir gelişim sarmalıydı. Ancak bazı varlıklar bu durumdan hoşnut değildi, bireysel olarak daha fazla güce sahip olmak istiyorlardı. Kurtuluş ve özgürlük kisvesi altında birçok varlığı etkileyerek kendilerine esir ettiler, ama birçok varlık yine de Baba’nın ve ışığın yolundan ayrılmadı. Yaradan’ın evreninde özgür irade geçerli olduğu için karanlığı seçenleri toptan yok etmenin yüksek bilgeliğe uygun olmadığı düşünüldü. Bunun yerine, karanlığı seçenlerin zamanla seçimlerinin yanlışlığını fark etmelerine izin verilmesi uygun görüldü. Onlara belirli bir süre tanındı, artık bu süre sona ermiştir!
O günlerde bu yerel sistemin ve isyancıların hükmü altına girmiş diğer sistemlerin yaşam devrelerinin diğer sistemlerden ayrılmasına karar verildi, böylece isyan diğer masum kürelere de yayılmayacaktı. Bunu bir karantina olarak adlandırabilirsiniz. Üstatların ve Yaradan’ın bu isyanın neden meydana geldiğini benden daha iyi bildiklerini kabul ediyorum.
200 bin yıl boyunca bazen işler gezegenin varlığını sürdüremeyeceği inancına yol açacak kadar kötü gitti, bazen de gezegenin kendini yok etmesine izin verilecek noktaya kadar geldi. Bu zaman zarfında birçok varlığa gönüllü olarak dünyada enkarne olma fırsatı tanındı. Siz bu varlıklardansınız, ışık işçileri olarak Tanrısal ışığı gezegende demirleme sürecine yardımcı oluyorsunuz. Sayenizde insanlar ışığın ve özgürlüğün yolunu seçecek kadar gelişebiliyorlar. Bu zamanda insanlığın yapması gereken seçim bellidir. Gönüllüler buraya birkaç dalga halinde gelmiştir. Bir kısmınız diğerlerinden daha uzun bir süredir buradasınız. Bazılarınız kendini yorgun ve bezgin hissediyor olabilirler, bazılarınız ise hala enerjik ve yola devam etmeye hevesliler.
Mesih Sananda Nasıralı İsa olarak dünyaya geldiğinde bu olay gezegen için büyük bir dönüm noktası oldu ve evrim merdiveninde bir basamak yükselmeniz için gerekli kapı açıldı. Sananda’nın yükselişi sırasında ve daha sonra bir takdir-i ilahi bahşedildi. Takdir-i ilahi “Şavuot” ile simgelendi, yani kutsal ruhun küredeki tüm erkek ve kadınların kalplerine inişiyle! Bu, insanların oradan geçerek Kaynakla daha derin temas kurabilecekleri açık bir kapıydı. Bu bir sevgi, şefkat, kardeşlik ve özverili hizmet enerjisiydi, hala da öyledir. Bu sizin de ışık işçileri olarak içinizde taşıdığınız enerjidir.
Bugün, (11.1.1992) Melkisedek enerjilerinin dağıtımıyla simgelenmektedir. Bir süredir gelen yeni enerjiler hakkında, güçlenmenize yardımcı olacak enerjiler hakkında konuşuyoruz. İşte Melkisedek enerjileri bununla ilgilidir, spiritüel güçlenmenin kaynağıdır. Size bunları kalbinizi açmak, zihninizde bu deneyimi şekillendirmek için söylüyorum. Her biriniz Tanrı’nın benzersiz yansımaları olduğunuz için bu enerjileri değişik biçimlerde hissedeceksiniz. Beklediğiniz zamanın artık geldiğini söylemeliyim. Söz konusu enerjiler evrenin kaynağından gelen çok güçlü enerjilerdir. Umarım bu deneyimden sonra ışık işçileri olarak dünyada kalan zamanınızı daha kolay geçirirsiniz. Umarım kim olduğunuzu hatırlama, o bilinçle davranma, spiritüel inayeti deneyimleme yeteneğiniz büyük ölçüde artar. Şimdi sorularınızı sorabilirsiniz.
Soru- Yakın gelecekte içsel ve dışsal bakımdan neler yaşayacağımız konusunda daha ayrıntılı bilgi verebilir misiniz?
Ashtar- İçsel olarak Kaynaktan gelen enerjileri daha fazla alacak, daha fazla kendinize hakim olacaksınız. Toz duman yatıştıktan sonra yüksek benliğinizle ve rehberlerinizle daha çok bağlantı kurabilecek, istediğiniz şeyleri daha kolay tezahür ettirebileceksiniz.
Dışsal olarak dünyada belirgin bir karmaşa ve kaos yaşanacak. Doğal afet dediğiniz yerküre değişiklikleri, yani gezegenin bedenini temizleme faaliyetleri artacak. Geçmişte de olduğu gibi aktif katılımınızla bu faaliyetlerin dozu büyük ölçüde hafifletilebilir. Bir sisteme bir hayli ışık kanalize ettiğinizde sistem polarize olur, temizlenip arınır, karanlık daha fazla kasılıp büzülür, ışık daha fazla genişler ve parlaklaşır. Böylece ışıkla uyum içinde olanlar daha parlak ve ışıltılı hale gelirler, karanlığa uyumlanmış olanlarsa daha fazla kasılıp büzülür, daha zor bir zaman geçirirler. Gelen enerjiler gezegende karanlık artıkların bulunduğu tüm ekonomik ve siyasi sistemleri temizleyip çarpıcı biçimde değiştirecektir.
Soru- Meditasyon yaparken tam olarak gevşemek için ne yapmalıyım?
Ashtar- Mükemmel şekilde gevşediğinizi düşünseniz de, meditasyona oturduğunuzda bedeninizin bir yerlerinde ya da bilincinizde gerilim barındırdığınızı hemen fark edersiniz. Gevşemenin en son düzeyi nedir biliyor musunuz? Teslimiyet. Teslimiyet her şeyi bıraktığınız noktadır, o noktada herşey size verilir. Teslimiyet Mesih Sananda’nın dünya enkarnasyonu sırasında her varlığa anbean sunduğu hizmet ve yardımla sergilenmiş olan şeydir. Kendinizi içinizdeki Tanrıya ne kadar verirseniz o size kendini daha çok adar.
(Sayfa: 31-45)
11 : 11 TOPLANTISI – Başmelek Mikail & Machiventa Melkisedek
Merhabalar, ben Başmelek Mikail. Bugün, gezegeniniz ve bireysel gelişiminiz için bir dönüm noktası olacaktır. Hatta 11:11’den önce ve 11:11’den (11.1.1992) sonra diye kendiniz için yeni bir takvim bile yaratabilirsiniz. Deneyimlediğiniz değişim dönüşüm çok görkemli olabilir, her biriniz güçlü yaratıcılarsınız, hatta hayatınızda istediğiniz kadar sınırlama yaratabilirsiniz, biz derslerinize müdahale edemeyiz.
Özellikle duygusal bedenlerinizde iki kutbiyet vardır. Sevgi ve korku. Onları farklı biçimlerde sınıflandırabilirsiniz, ama bu sözcükler en uygunudur. Tüm duygularınız ve heyecanlarınız bu iki kutbun birinden kaynaklanır. İlahi kaynaktan gelen enerjiler içinizdeki bu kutupları iyice açığa çıkarıyor, öğrenebilmeniz ve temizlenebilmeniz için size yardımcı oluyorlar. Böylece sizin için neyin yararlı neyin zararlı olduğu daha belirgin hale geliyor. Şimdi dünyadaki tüm varlıklar bir seçim yapıyorlar, çünkü artık çok az zaman kaldı. Kutupların aktive edildiğini, hem ışığa hem de karanlığa olan manyetik çekimin şiddetlendiğini söyleyebiliriz.
Hayat deneyiminizin her düzeyinde yarattığınız şeylerin tüm sorumluluğunu üstlenmelisiniz. Eğer sorumluluğu üstlenmezseniz yol boyunca direnç hissetmeye devam edersiniz. Direnç, kontrolünüzün dışındaki güçler tarafından etkilendiğinize ya da kurban edildiğinize inanmanın ve bu inanca düşkünlük göstermenin sonucunda ortaya çıkar. Bu bir güçsüzlük hissidir. Tutacağınız yol, deneyimlerinizin tüm sorumluluğunu kabul etmek, tüm yoğunluğu, ağırlığı dönüşüme uğratmak ve sizi sınırlayan korku alanlarını bırakmaktır. Kendinizi sadece ışığa vermelisiniz. Şimdi Melkisedek size hitap edecek.
Merhabalar, ben Machiventa Melkisedek. Kişisel olarak dünya katında sadece bir kez enkarne oldum. Bu, İsa’nın dünyada enkarne olmasından yaklaşık 2 bin yıl öncesine rastlar. Ben İsa’nın gelişine hazırlık yapmak ve yolu açmak için gelmiştim. Bugünse Melkisedek Babayı ve onun enerjilerini temsilen geldim. Bildiğiniz gibi bu enerjiler İlahi kaynaktan gelmektedir. Melkisedekler bir birey değil, varlıklar topluluğudur, biz Melkisedek Baba dediğimiz bir kaynaktan geliyoruz, o kaynak Mesih Michael ve Kutsal Ruh arasındaki birlikten doğmuştur.
Melkisedek düzeni bağımsız varlıklar düzenidir. Bilincinizi, evrenin ne kadar geniş ve çok boyutlu olduğunu kavrayacak kadar genişletmelisiniz. Yerel evreninizde, Yaradan’ın ilahi planını gerçekleştirmek için birçok düzeyde öğretmen olarak görev yapan milyonlarca Melkisedek varlığı var. Bizler ayrıca daha fazla inayet ve kutsamanın, daha fazla bilgelik ve gücün gerektiği acil durumlarda da kullanılırız. Bu zamanda dünya bu tür bir desteği hak etmiştir, şimdi gezegeninizin bu enerjilere ihtiyacı var. Nasıl İsa’nın zamanında ilahi bir enerji dağıtımı yapılmışsa, şimdi aynı enerjinin bizim tarafımızdan dağıtılması planlanmıştır. İsa yükselerek gezegeni terk ettiği zaman dünyaya gelen enerjiler Kutsal Ruhun enerjileriydi. Şimdi gelenlerse teslis’in bir başka veçhesinden, Melkisedek enerjileri olarak bilinen veçhesinden gelmektedir. Şu anda yolun üçte ikisini almış durumdasınız, kalan üçte birlik son bölüm ya da Mesih enerjilerinin geri dönüşü gezegenin yükselişini başlatacaktır.
Yaradan tezahür edebilmek için birkaç oluşa ayrılır, bu benim de tümüyle anlamadığım bir gizemdir. Bununla birlikte Baba’nın enerjilerinin dişiyi ya da Kutsal Ruhu yarattığına, sonra bu birlikten Oğul’un ortaya çıktığına tanık olduk, yani ilmihallerinizde size öğretildiği gibi Baba, Oğul ve Kutsal Ruh. En son, en yüksek tezahür düzeyinde ise birçok evren ve evrenlerin yaratıcılarını da yaratan Yaradan yer alır. Bu evrenlerden birinin yaratıcısı da Rab Sananda’dır. O sonsuz evrenlerdeki yaratıcı oğullardan biri, bir Michael’dir, birçok Michael’den biridir, birçok yaratıcı oğuldan biridir. O bu yerel evrendeki yaratılmış tüm varlıkların onun vasıtasıyla vaki olduğu bir odaktır, bu yerel evrende hükmedendir. Onun Kutsal Ruhla birleşmesinden Melkisedek Baba yaratılmıştır. Böylece Yaradan’ın teslisli doğasının bir başka yansımasının yerel evreninizde hizmet ettiğine tanık oluyorsunuz. Beni izleyebiliyor musunuz? Emirlere uyarak sadece söylememi istedikleri şeyleri söylüyorum!
Bu gezegenin yükselebilmesi için Yaradan’ın bu üç unsurunun, üç veçhesinin buraya tam anlamıyla demir atması, onlarla tam anlamıyla bütünleşilmesi gerekmektedir. Fizik bir küreyi spiritüel bir küreye dönüştürecek son yükseliş dalgasına start verecek şey budur. İlahi enerji dağıtımının önemini sanırım şimdi daha iyi anlıyorsunuz. (Sayfa: 47-59)
ALICILIK VE MEDYUMLUK – Kuthumi
İyi akşamlar, ben Kuthumi. Gezegeninize gelen enerjilerin son yıllarda pek çok işlevi yerine getirdiğini söyleyebiliriz. Bu süreçte insanların kalpleri açıldı, sevgi gelişti, bir hayli duygusal olumsuzluk temizlendi ve bir o kadar da şifa gerçekleşti. Bu enerji akışının yan ürünlerinden biri de her ışık işçisinin beyninde o zamana dek kullanılmayan, uykuda olan kısımların aktive edilmesi oldu. Böylece psişik melekeler, durugörü, duruişiti ve telepati gibi yetenekleriniz ortaya çıkmaya başladı ve güçlendi. Elbette bu yeteneklerin ortaya çıkmasına dünyaya gelen enerjilerin yanı sıra yaptığınız meditasyonların ve rehberlerinizden aldığınız bilgilerin de yardımı oldu.
İlle de bir medyum olmanız gerekmez, kanallık etmenin birçok şekli var, hepiniz şu ya da bu şekilde kanallık edeceksiniz. Aslında kanal olmak, kendinizi yüksek benliğinize açmak ve Tanrısal enerjilerin içinizden engelsiz ve sansürsüz biçimde akmasına izin vermektir. Buna ilham edilen faaliyet de diyebilirsiniz, yani her türlü ilham edilen faaliyetin yüksek benliğiniz vasıtasıyla aktarılması.
Eterik ve spiritüel bedenlerinizi açmak için beyninizde kimyasal reaksiyonlar meydana gelmektedir. Bu sözünü ettiğimiz yeni çağ enerjisi tarafından aktive edilmiş, çakralarınız daha iyi dengelenmiş ve açılmıştır. Bizler bu konuda bir hayli çalışma yaptık. Daha önce sekizinci ve dokuzuncu çakralar, yani başınızın üzerindeki eterik cevherde bulunan çakralar konusunda bilgi verilmişti. Bu çakralar rehberleriniz tarafından aktive ediliyordu. Mesaj alma ve iletişim kurma yeteneğiniz büyük değişim geçiriyor, buna paralel olarak fizik bedeninizde de değişim dönüşümler yaşıyorsunuz. Özellikle duygusal bedeniniz temizleniyor. Rehberlerinizle iletişim kurduğunuzda, bu iletişimdeki güzelliği ve sevgiyi hissettiğinizde içinizde bir güven ve iman duygusu oluşmaktadır. Bu iman ve güveni ilerde daha fazla deneyimleyeceksiniz, çünkü bu gereklidir.
Bazen ışık dalgaları o kadar çok yoğunluk yaratır ki ortam bulutlu ve kaotik hale gelir, iletişimler karışır ve düzeni bozulur. Böyle zamanlarda rehberlerinizle iletişim kurmanız zorlaşır. Sizi bu tür ortamlardan etkilenmeyecek şekilde güçlendirmeye çalışıyoruz. Beyninizin, zihninizin ve psişenizin bu yeteneklere sahip bölümlerini aktive ettikçe bu yeteneğinizi daha çok tezahür ettireceksiniz. Öyle ki görünmez dostlarla konuşmak ikinci doğanız haline gelecek. Eğer bu iletişimi kurmak, Mesih ve diğer üstatlarla bu birliği oluşturmak istiyorsanız biz bu süreci hızlandıracağız. Yani bunu aktive etmekte sizin rolünüz bizimkinden çok daha azdır. Size düşen rol kendinizi içinizdeki Tanrıya açmak, meditasyon yapmaya istekli olmak ve rehberlerinizle bağlantı kurmaktır. Gerisini bize bırakabilirsiniz.
Arzu ettiğiniz şeyi isteyin, eğer üstatlarınızla sözlü iletişim kurmak istiyorsanız bunu da isteyin. Bu süreçte sabır ve güven şarttır. İlk önceleri daha çok sezgisel mesajlar alacaksınız, önce böyle bir devre geçireceksiniz. Mesajlar süptil iletişimler halinde gelecek, düşünceden biraz daha süptil. Onlar sadece düşünce olarak gelmezler, ama size düşünce gibi görünürler. O düşüncenin ardında bir üstadın kimliği veya titreşimi vardır ya da bu üstat kendini size takdim edecek ve “Merhaba ben falancayım, seninle kısa bir söyleşi yapmak istiyorum” diyecektir. Net mesajlar alabilmeniz için o varlığı hissetme yeteneğinizin olması gerekir. İşte meditasyon, açıklık, sevgi burada devreye girer ve yaşamsal bir öneme sahiptir. Dünyevi bilinçten doğan bir düşünceyle, yüksek kaynaklardan gelen düşünce arasındaki farkı ayırt etme gücünü size verecek olan bu uygulamalarınızdır. Bazen arada çok ince bir çizgi vardır, bazen bu mesajlar tüm yaşamınız boyunca bilegeldiğiniz kendi sezgilerinizdir.
Rehberlerinizle bağlantı kurduğunuzda, meditasyonlarınızda ve medyumluk çalışmalarınızda çevrenize daima koruyucu ışığı geçirmeniz çok önemlidir. Başmelek Mikaile ya da diğer öğretmenlerinize ve rehberlerinize sizi koruyucu ışıkla kuşatmaları için çağrıda bulunun. Bu ışık düşük düzeyli varlıklardan gelen mesajları almanızı önleyecektir. Dördüncü boyutun astral katlarında sizinle konuşmak isteyebilecek birçok varlık var. Eğer çevrenize ışık yerleştiriyorsanız bu varlıklardan birinin ışığa nüfuz etmesi çok zordur. Bir üstada sizinle temas kurması için çağrıda bulunduğunuzda, bu varlıktan adeta koni biçiminde bir ışık gelerek bedeninizi kuşatır ve iletişim boyunca sizi çevrenizden yalıtır. Bu koruyucu ışık kozası ya da sütunu içinde yükselmiş üstadın dışındaki biri tarafından etkilenme olasılığınız çok azdır. Bu yüzden bu koruyucu önlemi almanız çok önemlidir. Bunu kalbinize korku salmak için değil, sahtekar varlıklardan da mesaj alabileceğinizi bilmeniz için söylüyorum.
Sonuç olarak medyumluk yeteneğiniz yüksek benliğinizle bağlantı kurabildiğiniz ölçüde artar. Tüm yükselmiş varlıklar sizinle iletişim kurmak için yüksek benliğinizi kanal olarak kullanmak zorundadırlar. Medyumluk, medyumun yüksek benliğiyle üstadın varlığı arasındaki bileşik bir çabadır. İşte bu yüzden bu odadaki beş kişi aynı varlığa medyumluk yapabilir ve her medyum farklı bir varlığa kanallık yapıyor gibi görünebilir. Her medyumun yüksek benliğinden gelen bilgilerde, o yüksek benlikle işbirliğinden doğan farklı bir çeşni vardır.
Meditasyonlarınızda rehberlerinizi tanıyın ve zamanınızın bir kısmını onlara aşina olmak için kullanın. Örneğin belli bir üstadı çağırın ve varlığına aşina olun. Eğer onun varlığını hissedemiyorsanız denemeye devam edin, aslında daima hissedersiniz. Eğer üstadın varlığını net olarak hissedemiyorsanız kendisinden varlığını güçlendirip yoğunlaştırmasını veya varlığını belli edecek bir işaret vermesini isteyin. “Falanca lütfen mevcudiyetini hissetmeme izin ver, bana her seferinde gelenin sen olduğunu doğrulayacak bir işaret ver” diyebilirsiniz. Belki fiziksel bir duyum, avuçlarınızda bir karıncalanma ya da sızlama veya benzeri başka duyumlar alabilirsiniz. Zaman zaman bu işaretler epeyce garip olabilir, bazıları burunlarında bir gıdıklanma, bazıları ise yanaklarında yumuşak bir okşama hissedebilirler. Ne kadar üstat varsa o kadar farklı işaret vardır. Bana sormak istediğiniz sorular var mı?
Soru- Medyumluk çalışmalarımda gerçekten rehberlerimden bilgi alıp almadığıma karar vermekte zorlanıyorum. Şu ana kadar söylediklerinizin dışında bana verebileceğiniz başka işaretler var mı?
Kuthumi- Zihniniz birçok düşünce üretebilir, ama spiritüel üstatların ya da yüksek benliğinizin varlığını üretemez. Eğer emin olmadığınız bir mesaj alırsanız daha derin bir transa girerek mesajın onaylanmasını isteyin. Eğer aynı mesajı bu kez daha artmış bir spiritüellikle alırsanız çok büyük olasılıkla bu doğru bir mesajdır. Eğer onaylama alamazsanız ayırt etme gücünüzü kullanın. O mesaj size nasıl bir duygu vermektedir, gerçek gibi mi görünmektedir? Kalbinize sorun, kalbiniz neyin doğru neyin yanlış olduğunu zihninizden daha iyi bilir. Eğer mesaj hayatınızda kritik bir öneme sahip değilse onu uygulayarak, yani deneyerek de doğruya ulaşabilirsiniz. Ne yazık ki burada geçerli yol deneme yanılma yoludur. Ne kadar berrak hale gelirseniz gelin daima emin olmadığınız mesajlar ya da duygular hissedeceksiniz. (Sayfa: 65-81)
MENEKŞE RENGİ ALEV – St. Germain
İyi akşamlar, ben St. Germain. Artık isteklerinizi çok daha çabuk tezahür ettirebilir hale geliyorsunuz. Her neye inanıyorsanız hayatınızda onu yaratıyor olacaksınız. Şimdi inançlarınızın sonuçlarını çok daha çabuk göreceksiniz, ayrıca pek olumlu olmayan tezahürleri de görme fırsatına sahip olacaksınız. Öyleyse dikkat edin, çünkü ne ekerseniz onu biçeceksiniz. Artık kendi kaderinizin sahibi olmanızın zamanı gelmiştir. Eğer olumluysanız ve ışık üzerinde odaklanmışsanız, doğru yönde ilerliyorsanız birçok kutsama ve nimetle karşılaşacaksınız. Eğer olumsuzluk, korku, kuşku ve öfke alanlarında oyalanıyorsanız bunların tezahürlerini kendinize çekeceksiniz. Yarattığınız her şeyin anahtarı elinizde, sizi oluşturan her şeyin anahtarını kalbinizde, projeksiyonlarınızın içinde taşıyorsunuz.
Bu zamanda meditasyonun sizin için çok önemli olduğunu bir kez daha vurgulamak isterim. Bir sonraki aşamaya geçebilmeniz için gerekli üstatlığa, kendine hakimiyete erişebilmenizin ve odaklanabilmenizin yolu meditasyondan geçer. Meditasyon yoluyla sınırlı ego benliğiniz ve daha derin benliğiniz arasında bir boşluk yaratır, kendinizle egonuz arasına biraz mesafe koyarsınız, olumsuzluğa karşılık verme konusunda tepkileriniz o kadar otomatik olmaz. Günlük yaşamınızda dünyanın ağırlığını fazlasıyla hissediyorsunuz, ama meditasyon yapabilirseniz bu ağırlığın etkisini azaltabilirsiniz.
Peki bu menekşe rengi alev nedir? Karmanızı ve geçmiş deneyimlerde içinizde biriktirdiğiniz yoğunlukları yok eden alevdir. Eğer projeksiyonlarınıza hakim olabilirseniz kendinizi tamamen temizleyip şifalandırmak için menekşe rengi alevleri kullanabilir, artık olumsuzluktan etkilenmediğiniz o ilahi hale erişebilirsiniz. Menekşe rengi alevler menekşe rengi ışının bir yayınıdır. Niyet ederek kendinize çekebileceğiniz, benim bu dönemde özellikle odakladığım belli bir enerji ya da ışık frekansıdır. Bu alevler yakıcı değil, aksine yatıştırıcı ve huzur vericidir, bir sevgi duşu almak gibidir. Alevler öyle bir etkiye sahiptir ki, kendinizi onlarla kuşattığınızda sahip olduğunuz tüm karma artıkları, tüm olumsuz ve yoğun enerjiler eriyip yok olmaya başlar. Bu bana bahşedilmiş, odaklamaktan zevk aldığım bir nimettir.
Şimdi size kısaca bu menekşe rengi alevleri nasıl çağıracağınızı anlatacağım.Yöntem çok basittir. Aynı anda hem onaylama ve dua yapmanız, hem de menekşe rengi alevleri gözünüzde canlandırmanız gerekir. Meditasyonda gerekli sükunete kavuştuktan sonra beni çağırın ve sizi kuşatacak menekşe rengi alevleri tezahür ettirmemi isteyin. Eğer istiyorsanız bu güzel alevlerin sizi kuşattığını imgeleyebilirsiniz. Bu sırada “ben menekşe rengi alevlerle birim” şeklinde bir onaylama da yapabilirsiniz. Bu onaylama sizi alevlere uyumlayacaktır. Bir ağırlık ve yoğunluk hissettiğinizde alevlerin tezahür etmesi için çağrıda bulunmanız çok yararlı olur. Kendinizi çok rahatsız ve hasta hissettiğiniz zamanlar olduğunu biliyorum, hatta bazen delirdiğinizi bile hissediyorsunuz! Bunların hepsi geçirmekte olduğunuz temizlenme sürecinin tezahürleridir. Böyle zamanlarda menekşe rengi alevleri yardıma çağırmanızı özellikle öneririm. Kendinizi bu işleme güvenle verin, onunla biraz zaman geçirin, bunu yaparken de meditatif halde kalın. Eğer kendinizi hasta hissediyorsanız bunu yattığınız yerde de yapabilirsiniz. Belli hastalıklar, belli bölgeler, temizlemek istediğiniz belli duygular için menekşe rengi alevleri özellikle kullanabilirsiniz. Şimdi sorularınızı sorabilirsiniz.
Soru- Bugünlerde sık sık bedenimden çıkıp gitmek istediğimi hissediyorum. Meditasyon yaparken size ve menekşe rengi aleve çağrıda bulunsam da kendimi yine çok rahatsız hissediyorum, neden böyle oluyor?
St. Germain- Üçüncü boyuttan beşinci boyuta sıçramak kolay bir iş değildir, bir hayli temizlik, bir hayli arınma yaşanmaktadır. Bu süreçte hücreleriniz temizlenmekte, atomlarınızın titreşimi yükselmektedir, bu bir gecede olacak şey değildir. Şu sırada daha hafif enerjiler temizleniyor, oysa geçen ay daha ağırlarını temizlediniz. Eğer bu işlem bir gecede meydana gelseydi bedeniniz buna dayanamazdı. Sanırım bedeninizin biraz daha fazla oksijene ihtiyacı var. Biraz yürüyüş ya da aerobik egzersizleri yapmalısınız. Bu birikmiş toksinlerin temizlenmesine yardımcı olacaktır. Bu hem varlığınızda, hem bilincinizde, hem de bedeninizde yaşanan büyük bir değişimdir. Sandığınız gibi bedeninizden çıkıp gideceğinizi sanmıyorum, çünkü bedeninizi de birlikte götürmek zorunda kalacaksınız.
Soru- Son zamanlarda kafamı bir helyum balonu gibi hissediyorum, eğer kendimi yere bağlamasam fırlayıp gideceğimi sanıyorum. Günlük yaşamım üzerinde odaklanmakta zorlanıyorum, bu durumu nasıl dengeleyeceğim?
St. Germain- Her şeyden önce üst çakralarınızda meydana gelen değişimlerin size bu hafiflik ve genişleme duygusunu verdiğini söylemeliyim. Medyumluk çalışması için hazır hale geliyorsunuz, yüksek boyutlarla temasa geçme konusunda yeteneğiniz artıyor. Bu olayı bir lanet olarak da, bir nimet olarak da görebilirsiniz. Dengelenmeye gelince, dengelenmek ve köklenmek için ışığı solunum yoluyla alt çakralara ve yerküreye indirmeyi denemelisiniz, bu alıştırma şikayetlerinizle başa çıkmanızı kolaylaştıracaktır. (Sayfa: 83-99)
BÜTÜNLENME – Kuthumi
İyi akşamlar, ben Kuthumi. İnsan doğanızın belli bir özelliği ya da niteliği hakkında olumsuz bir yargı oluşturduğunuzda o parçanızı bütünden ayırmış olursunuz. Çünkü bazı yanlarınızı yadsıdığınızda, o enerjiyle içinizdeki Tanrı arasında süptil bir ayrılık yaratıyor olursunuz, böylece o enerjiyi dönüşüme uğratıp arındırmak için yapılması gereken işlem engellenmiş olur. Dahası o parçanızdan, o yanınızdan ışığı esirgemiş, yüksek benliğinizin o parçanızla ilişki ve etkileşime girmesine izin vermemiş olursunuz. Böylece bilincinizde bir yerlerde ışıkla temas halinde olmayan küçük bir kişilik, küçük bir enerji boşluğu (vakum) yaratır, bir gerilim doğurursunuz. Oysa yükseliş her tutumunuzun, her veçhenizin ışıkla bütünleşmesi gereken bir deneyimdir.
Kendinizi olmak istediğiniz gibi değil, olduğunuz gibi sevmeniz gerekir, geçmiş, şimdi ve gelecekteki her zerreciğinizi sevmeniz. Aslında en karanlık, en derin, en süptil sırlarınızla Yaradan arasında bir ayrılık yoktur. Yaradan var oluşunuzun her yönünü bilmeyi arzular, öyleyse bunları neden engelleyip esirgemeli? Size tavsiyem, içinizde bu gerilimi hissettiğinizde itip uzaklaştırmak yerine onları hissetmek üzere kendinizi açmanızdır. Bu enerjileri kalbinize, tanrısal olanla etkileşime girecekleri yere alın. Bu parçalarınız neyi yanlış yaptığını düşünerek karanlıkta gezinen küçük çocuklar gibidir, sizlerse o kayıp çocukların ana-babalarısınız. Uzanıp kendinizi o enerjilere açabilir, sizinle yeniden bütünleşmelerine izin verebilirsiniz. Yargılamayı bırakıp kalbinizi bu enerjilere açtığınız anda kutuplar ortadan kalkacak ve birlik deneyimlenecektir.
Bu dünyada yaratılmış yargılar sorunları da yaratmıştır. İnsanların tezahür etmiş ya da etmemiş var oluşun veçheleri hakkında oluşturdukları yargılar ya da yadsımalar sonucunda bugünkü ayrılık ve çekişme dolu dünya ortaya çıkmıştır. Işık işçileri, sizler mutlak bütünlük ve kendini kabullenme ihtiyacıyla karşı karşıya geleceksiniz, kaderiniz “göze göz, dişe diş” kısır döngüsünü durdurup koşulsuz sevmeyi öğrenmektir. (Sayfa: 103-107)
SEDONA – ARİZONA TOPLANTISI (14 Mart 1992) – Ashtar
Merhaba, ben Ashtar. 1992 potansiyelle ve güçle dolu bir yıldır. Uzun süredir bekleyip durduğunuz şeyin giderek daha açık biçimde tezahür ettiğini göreceksiniz. Eğer kendinizi yükseliş yoluna veriyorsanız bilinçte büyük atılımlar yapacaksınız. Sizden felsefe ve düşünceleri aşıp artık tanrısallığınızı deneyimlemeniz istenecek. Her insan projekte ettiği şeylerin tezahür ettiğini görecek, bu bireyler için, topluluklar için, uluslar için ve bir bütün olarak gezegeniniz için geçerlidir. Şimdi hepiniz kritik bir denge noktasındasınız.
Pek çok varlığın uyanmakta olduğunu söyleyebiliriz. Bu yıl gelen enerjiler çok güçlüdür, onlar birçok insanı sarsmış, birçoğunu da karmaşaya sürüklemiştir. Birçok insana da ruhsal evrim ve aydınlanma yoluna girmeleri için ilham vermiştir. Ayrıca sizi biraz neşelendirmek de istiyoruz, çünkü içinizden bazıları aşırı ciddi olma eğiliminde. Bu enerjiler sizi dengeye sokacaktır. Eğer aşırı ciddiyseniz belki kendinizi daha hafife alacaksınız, eğer biraz dağılmışsanız belki kendinizi odaklamak zorunda kalacaksınız.
Evet, dünyanıza büyük enerjiler salınmıştır. Size yardım etmek için hazır bekliyoruz. Ashtar Kumandası olarak sizi kuşatmış haldeyiz, her birinizi gözlüyoruz, yani yalnız değilsiniz. Kendini spiritüel yola adayanları gözlemeleri ve yükselişlerine yardımcı olmaları için şimdiden belirli kumanda gemilerine yetki verilmiştir. Mesih Sananda, artık sapı samandan ayırma vaktinin geldiğini bildirmiştir. İlk dalgayla yükselmek isteyenlerin bu konuda çaba göstermeleri ve gerekli teslimiyeti deneyimlemeye gönüllü olmaları gerekir.
Ruhunuz yeniden birleşme zamanının gelmesini uzun süredir özlemle bekliyordu, bedenleriniz de bunu özlüyor. Sanırım bedeninizde bazı karıncalanmalar, sızlamalar ve değişimler hissetmişsinizdir. Eğer meditasyon yapıyorsanız bu epey derin bir değişim olabilir.
Daha önce de belirttiğimiz gibi bu kritik bir zamandır, şimdi birçok potansiyel var. Bu gezegenin dev boyutlarda bir arınma ve temizlenme yaşaması gerekiyor. Eğer yeterince insan uyanırsa temizlenme ve arınmanın daha yumuşak yaşanması potansiyeli de var. Bu yılın başından beri uyananların sayısındaki artış karşısında çok heyecanlandığımızı bilmelisiniz. Eğer bu adım adım ilerleyen bir süreç olmasaydı, yükselişi bu fizik beden içinde deneyimlemeniz mümkün olmazdı. Bu konudaki en önemli etken içtenliğiniz ve kendinizi adamanızdır.
Var oluşta iki kutup vardır. Bu zamanda gelen enerjiler bu kutupları aktive ve manyetize ediyor. Şu anda deneyimlediğiniz güçler çok yoğunlaşmış ve şiddetlenmiştir. Bir yukarı doğru giden ışık sarmalı, bir de aşağı karanlığa giden sarmal var. Biz bu kutuplar arasında ayrım yapmayız, sadece yukarı giden sarmalın Tanrı idrakine, yükselişe ve kurtuluşa götürdüğünü söyleyebiliriz, aşağı giden sarmalsa sizi ölüme götürür. Sevgi ve ölüm, bunlar dünyadaki iki kutuptur, sevgi ve korku.
Hepiniz seçim yapmak zorunda kalacaksınız. Işığı seçtiğiniz takdirde, aşağı giden sarmala uyan her ne varsa bırakmak zorunda kalacaksınız. Taşıdığınız o şey artık size ağır gelecek, kurtulmanız gereken o yoğunluğu ve ağırlığı hissedeceksiniz. Korkularınızı bırakmak zorunda kalacaksınız. Bazılarınız korkmaktan hoşlanıyor olabilirsiniz, ama üzgünüm artık korkamayacaksınız. Bazılarınız öfkelenmekten hoşlanıyor olabilirsiniz, ama üzgünüm artık o yanınızda götüremeyeceğiniz kadar ağır bir yüktür. Bunlar yukarı çıkan sarmalda yer alamazlar, tepeden aşağı yuvarlanmak zorundalar. Böylece içinizde ışıklı ve hafif olan ne varsa yükselmekte, karanlık ve ağır olansa aşağı yuvarlanmaktadır. Eğer zihinsel ve duygusal bir gerginlik hissediyorsanız, bu içinizde hala ağır şeylere karşı biraz bağımlılık olduğunu gösterir. Kendinizi aynı anda iki yöne doğru gidiyor, ikisini bir arada tutmaya çalışıyor gibi hissedebilirsiniz. Bazı parçalarınızı bir araya toplamak istemeyebilirsiniz, sadece onları sevip gitmelerine izin verebilirsiniz.
Dualarınızın, onaylamalarınızın ve inançlarınızın gücü şimdi kat kat artırılmıştır. Ne istediğinize gerçekten dikkat edin, çünkü onu alacaksınız. Ricalarınızın önüne daima “Eğer bu istediğim en yüksek bilgelikse” ibaresini koyun. Bu yüksek benliğinizin, gelişiminiz için yararlı olmayacak ricalarınızı geçersiz kılmasını sağlar. Artık düşüncelerinizin ve sözlerinizin inanılmaz bir güce sahip olduklarını göreceksiniz. Şimdi sorularınızı yanıtlayabilirim.
Soru- Eğer kendine hakimiyetin belli bir alanında yükselişten önce gerçek bir hakimiyete erişememişsem, yükselişten sonra bu hakimiyeti, bu ustalığı kazanabilir miyim?
Ashtar- Evet. Yükselişten önce her biriniz üçüncü boyut realitesinde istediğiniz şeyleri tezahür ettirme ve bu realite üzerinde hakimiyet kurma yeteneğinizin çok güçlendiğini göreceksiniz. Bununla birlikte, yükseliş işlemi sona erinceye kadar tam bir hakimiyeti deneyimleyemeyeceksiniz, bu bağımlılık gösterilecek bir şey değildir. Yükselişe hazır olduğunuzu anlamak için avucunuzda mücevherler yaratmak zorunda değilsiniz. Sadece içinizdeki Tanrı üzerinde odaklanın ve sizin için en yüksek bilgeliğin gerçekleşmesine izin verin. Teslim olun. Eğer onlara ihtiyacınız yoksa Tanrı mucizelerini boşuna sarf etmez, siz yükseldikten sonra da bu geçerlidir. Mucizeler gerekli olduklarında yüksek bir kaynaktan aktarılırlar. Bu enerjinin korunmasını, yani kudretin baki kalmasını gözeten kozmik bir yasadır.
Soru- Zaman konusunda konuşur musunuz? O bana daima şaşırtıcı gelmiştir, zamanın şimdi olan biten her şeyle nasıl ilişkili olduğunu anlatabilir misiniz?
Ashtar- Zaman sadece üçüncü ve dördüncü boyutta var olan bir tezahürdür. Bu boyutların ötesinde bildiğiniz şekliyle zaman yoktur. Gezegeniniz şimdi bir yükseliş sürecine giriyor derken, sizinle zaman olgusu içinde yaşayan varlıklar olarak konuşuyoruz. Aslında nihai olarak yükseliş çoktan gerçekleşmiştir, kozmik perspektiften baktığınızda zaman artık bir realite değildir. Böylece size dünya gezegeninin ve yıldız tohumlarının yükselişinin yüksek boyutlarda çoktan gerçekleştiğini, yükselişin şimdi dördüncü ve üçüncü boyutlara doğru süzülmekte olduğunu söyleyebiliriz. Yani yüksek boyutlarda şimdiden tamamlanmış olan nihai tezahür burada henüz meydana gelmedi. Bu zihinle anlaşılması çok zor, hatta olanaksız bir şeydir.
Ayrıca size zamanın görece olduğunu da söyleyebiliriz, o durağan ve katı bir şey değildir. Zamanın hızlandığını, günlerin giderek kısaldığını hissediyor olabilirsiniz, evet zaman hızlanmaktadır. Yüksek boyutlardan gelen enerjiler dünyayla birleşince bu bir zaman sapması (eğilip bükülmesi) yaratır. Bazen bir saat size bir gün gibi gelebilir, bazen de bir saat otuz saniye gibi gelebilir. Yüksek boyutsal farkındalığa girdiğiniz ve yükselişi tamamladığınızda, hala zamanla üçüncü ve dördüncü boyutsal düzeyde ilişkiye girebileceksiniz. Her nerede isterseniz zamanın içine pat diye girip çıkabileceksiniz.
Soru- Bu anlamda yön duygumuz da etkileniyor mu acaba? Her zaman çok iyi bir yön duygusuna sahiptim, ama artık bu duygumu yitirdiğimi hissediyorum.
Ashtar- Genişleyip yüksek boyutlarla ilişkiye geçtikçe, dengenizi korumak için tutunduğunuz realiteler artık size hizmet etmeyecektir. Yakında dengede olabilmek için sadece Tanrıya tutunmak zorunda kalacaksınız ve üçüncü, dördüncü boyut deneyiminin gerçekten bir rüya, hayali bir tezahür olduğunu anlayacaksınız. Uyurken gördüğünüz rüyalar size nasıl geliyorsa, kısa bir süre sonra uyanıkken gördüğünüz rüya da size öyle gelecek. İçinizdeki Tanrıya tutunmanın ne kadar önemli olduğunu görüyor musunuz?
Soru- Üçüncü yükseliş dalgasında yer alacak varlıklar nereye gidecekler? Onların içinde uyanmamış varlıklar ve içlerinde sevgi taşıyan varlıklar da olacak, bunlar farklı boyutlara mı gidecekler?
Ashtar- İlk ve ikinci dalga kelimenin tam anlamıyla spiritüel bir yükseliş olacaktır. Üçüncü dalga bazıları için bir yükseliş olabilir, ama çoğunluk için şiddetli yerküre değişiklikleri sırasında ya da öncesinde güvenlik amacıyla dünyadan tahliye edilerek uzay gemilerine alınmak olacaktır. Böylece tahliye edilmiş varlıklara ruhsal gelişimlerini sürdürebilecekleri ve kendilerini rahat hissedebilecekleri dünyalara gitme fırsatı verilecektir. Yani tahliye edilen herkes yükselmeyecek, kendilerine uygun dünyalara götürülecekler. Bazıları yükselme yeteneğine kavuşabilecekleri eğitimler alacaklar elbette. Açıkladığımız aşırı sadeleştirilmiş bir plandır, ama bu genel plan içinde birçok olasılık var. Böylece herkes gitmek istediği aleme gidecek. Bu bir ayıklama ve eleme olacak, işlem sona erdikten sonra herkes kendini daha mutlu hissedecek.
Soru- İlk dalgayla yükselenler çalışmak için tekrar dünyaya döndüklerinde daha önce yaşadıkları yerlere mi dönecekler?
Ashtar- O sırada en yüksek bilgelik neyi gerektiriyorsa oraya dönecekler. Birçok varlık aynı yere dönecek, birçoklarına ise başka hizmetler önerilecektir. Bazıları birçok, bazıları daha az seçeneğe sahip olacak. O durumda bilinciniz en yüksek bilgeliğe ve bütüne hizmet etmeyi seçecektir. Kısaca, eski yerlerinize dönme zorunluluğu hissetmeyeceksiniz, ama en yüksek bilgelik gerektiriyorsa bu da gerçekleşebilecektir.
Soru- İlk yükseliş dalgasıyla gemilere çekildikten sonra artık zaman diye bir şey olmayacak mı?
Ashtar- Dediğiniz doğrudur, yükseldikten sonra sizin için zaman diye bir şey olmayacak, ama bir yandan da zamanı gözlemleyebileceksiniz ya da hizmet amacıyla zamanı bir realite olarak barındıran bilince nüfuz edebileceksiniz. Ama artık zaman sizi etkilemeyecek, zaman sizi kullanmayacak, siz zamanı kullanacaksınız. Oysa şimdi zaman sizi kullanıyor öyle değil mi? (Sayfa: 113-135)
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder