YÜKSELİŞ
Cilt:2
AKAŞA YAYINLARI
İÇSEL KAPI – Sananda (Hz. İsa)
İyi günler sevgili yoldaşlarım, ben Sananda. İnsan dediğiniz varlık çok boyutlu bir tezahürdür, fizik dünyayla birçok spiritüel dünya arasında bir köprü, bir giriştir. Işık işçilerinin hedefi bu köprüyü geçmek ve asıl kimliğiniz olan yüksek benlikle yeniden bağlantı kurmaktır. Bunu da ancak kalbinizi açarak başarabilirsiniz. Bir insan felsefi ve entelektüel açıdan çok akıllı olabilir, ama kalbi açık değilse, spiritüelliğin pratik deneyiminden yoksunsa, yükselişe cehalet içindeki insandan daha yakın değildir. Kendinizi benim sizi sevdiğim gibi sevmeye ihtiyacınız var. Bunu yaptığınızda sizinle bağlantı kurabilir, o içsel kapıya ulaşmanızı sağlayabilirim. Bu yolda entelektüel bilgiyi, pratik ve duygusal deneyimi ve rehberlik yoluyla aldığınız bilgileri bütünleyip dengelemeniz gerekir. Denge noktası kalptir, o ayırt etme ve sezme merkezinizdir.
Sevgili varlıklar, kalp insanın spiritüel merkezidir. Örneğin, telepatik iletişimlerde yüksek merkezleriniz kanalıyla bilgi alabilseniz de, onu ancak kalp merkezinizden geçirdiğinizde bu bilgi sizin için bir anlam ifade edebilir. Bilgi ancak o zaman fizik ve duygusal benliği etkileyebilir. Sevgi için feryat eden insan benliğidir, içsel kalp kapısından geçmesi gereken de bu insan benliğidir, o orada Mesih tarafından karşılanacaktır, çünkü ben size yol göstermek için tayin edilmiş çobanım! Kalbinizi eritmek, Tanrı vergisi masumiyetinize ve saflığınıza ulaşmanıza yardımcı olmak benim görevimdir. O oradadır sevgili varlıklar, çok bilmişlikleriniz, korkularınız, yokluğu ve sınırlılığı içeren inanç sistemleriniz hariç siz o masumiyet ve saflığı asla terk etmediniz.
Eğer kalbiniz açıksa ayırt etme konusunda hiçbir sorunla karşılaşmazsınız. Şu sırada ortada birçok öğreti, birçok medyum ve okuyabileceğiniz birçok kitap var. Bunların hangisinin size yararlı olacağını nasıl bileceksiniz? Eğer kalbiniz açıksa aldığınız bilgiyi kalbinizden geçirerek elbette, çünkü kalp neyin doğru ve gerçek olduğunu bilir. Kalp o bilgi, o öğreti, o enerjiyle rezonansa girecek ya da girmeyecektir, kalbinizin doğruyu söyleyeceğine güvenin. Eğer zihniniz hala karışıksa, bir karar veremiyorsanız endişelenmeyin, sadece daha çok meditasyon yapıp kalbinizi açmama izin verin, bu sizi ayırt etmeye hızla yaklaştıracaktır. Ama yaptığınız ayırt etme sadece sizin içindir, başkalarının seçtiği yolları yargılayıp eleştirmek için değil.
Kalbiniz otomatik bir pilota sahiptir, sevgiyi hissettiği an ne yapacağını bilir. Gerçek bir sevgi anı yaşadığınızda artık ebediyen sevgi içinde olursunuz, ebediyen seversiniz. Bunu bir kez tattığınızda daha azına razı olmazsınız. Bir kez ölümsüzlüğe kavuştuğunuzda artık hiçbir programa bağlı olmadığınızı bilirsiniz, çünkü programlar ölümden kaynaklanır. Zaman hakkındaki tüm kaygılarınızın temelinde ölüm yatar, artık ölüm olmadığında kendinize istediğiniz kadar zaman ayırabilirsiniz. (Sayfa: 13-23)
MİSYONUN DURUMU – Ashtar
İyi akşamlar sevgili varlıklar, ben Ashtar. Bu akşam misyonun durumu hakkında konuşmak istiyorum. Şu anda meydana gelen büyük bir aktivasyon var. Belki içinizde büyük bir temizlenmenin vuku bulduğunu hissediyorsunuz, bu yeni enerjilerin habercisidir. Eğer gelen enerjilerle işbirliği yapabilir ve kendinizi onlara açabilirseniz üzerinize soğuk su boca etmek zorunda kalmayız! Söz konusu enerjilerin etkisi, yüksek benliğinizle ne kadar uyum içine girdiğinize bağlı olarak değişir. Eğer uyuklayıp pinekliyorsanız enerjiler sizi daha fazla incelemeye ve misyonunuzu yerine getirmeye zorlayacaktır. Niçin burada olduğunuzu anlamanın zamanı gelmiştir.
Şu anda meydana gelen değişim dönüşüme yardım etmek üzere binlerce yıl evvel bu gezegene gönüllü olarak gelenler bir anlaşmayla, bir kontratla bağlıdırlar. Bu anlaşma şimdi sizi aydınlanma ve yükselişe mutlak biçimde adamaya çağırıyor. Eğer son zamanlarda kendinizi huzursuz hissettiyseniz belki de o anda yolunuzdan çekilmesi gereken bazı kalıpları, sınırlamaları bırakıyordunuz. Bunlar muhakeme ve vizyonunuzu gölgeleyen şeylerdir. Yeni enerjilere ayak uydurmanızı tavsiye ederiz, çünkü onlar giderek daha da güçlenecekler. Eğer onlarla uyum içindeyseniz siz de giderek güçlenecek ve özgürleşeceksiniz. Enerjilere direnmek sadece zorluk ve karmaşa yaratacaktır. Kibarca söylersek bazı fiziksel ve duygusal rahatsızlıklara yol açacaktır.
Bu aktivasyon, sözünü ettiğim bu enerji dalgası henüz başlangıç aşamasındadır ve bir süre daha devam edecektir. Başlangıçta sizi biraz zorlayabilir, ama süreç kaçınılmaz biçimde arınmanız ve aktive olmanızla sonuçlanacaktır. İllüzyon ve karmaşanın örümcek ağları bilincinizden kopup gidecek, yükseliş yolunda ustalaşmanız giderek daha kolay hale gelecektir. Meydana gelen büyük temizlik yüzünden dünyadaki enerjiler giderek daha kaotik ve rahatsız edici hale gelmiştir, bu yüzden sizin de o ölçüde odaklanmanız gerekmektedir. Niyet etmeniz çok önemlidir, eğer niyetiniz berraksa ihtiyacınız olan rehberliği alacaksınız.
Tüm korkularınız ve tasalarınız, bir bedene hapsolmuş, ayakta kalmaya çabalayan zavallı ölümlüler olduğunuz inancına dayanmaktadır. Oysa siz ölümsüz varlıklarsınız, güçlü varlıklarsınız. Yükselişi gerçekleştirmenizi engelleyebilecek hiçbir güç yoktur. Misyonun durumu oldukça iyidir, gezegensel ölçekte duygu ve deneyimlerin tehlikeli girdabı temizlenmiştir. Yıldız tohumlarının önündeki tek zorluk uyanık kalmaktır. Misyonunuzu tamamlayıncaya kadar uyanık kalmak ve imanınızı sürdürmek zorundasınız. Bunu başarmak bir zaman meselesi değil, aydınlanma ve evrim meselesidir. Yeni enerjilerle ilgilenin, çünkü ne zaman yükseleceğinizi bilemezsiniz. Sözünü ettiğimiz enerji dalgaları kitlesel yükselişi başlatacaktır. Bu, yükselişe hazır olanların son kez arkalarından kuvvetle itilmeleri gibi bir şey olacaktır. Şimdi sorularınızı yanıtlayabilirim.
Soru- Kendimizi meditasyona ve spiritüel gelişmeye verirsek, yükselişi beklemeden de dünyada tezahürler yaratabileceğimiz doğru mu?
Ashtar- Evet, içinizdeki güçleri tezahür ettirebilmek için yükselişi beklemek zorunda değilsiniz, kendinizi değiştirdikçe o güçler yavaş yavaş ortaya çıkacaktır. Bu perdeyi sıyırma sürecidir, kim olduğunuzu hatırladığınız, istediğiniz şeyi tezahür ettirmek için sadece düşünce ve enerji projekte ettiğiniz ve bunun idrakine vardığınız bir süreçtir. İçinizden gelip geçen enerjiler daha güçlü biçimde tezahür ettirme yeteneğine sahip olmanızı sağlayacaktır.
Soru- Ne zaman ruhsal benliğimi, ne zaman egomu izlediğimi ayırt edebilmem için bana yardım edebilir misiniz? Korkularım bana ayak bağı oluyor, ne zaman ruhumun sesini dinlediğimden emin değilim.
Ashtar- Eğer kendinizi meditasyona verirseniz neyi izlediğinizi ayırt etmeniz daha kolay olacaktır. Ruhun enerjileri daha hafif ve uyumlu biçimde, egonun enerjileri ise daha ağır, yoğun ya da korkulu biçimde hissedilecektir. Size verebileceğimiz başlıca öğüt meditasyon yapmanızdır. Kendinizi tümüyle buna verin ve ne zaman aksiyonda, ne zaman reaksiyonda bulunduğunuza dikkat edin. Başlangıçta size verilen rehberliği büyük bir coşku ve sevinçle alırsınız, ama sonra egonuz devreye girer ve “bu mümkün değil, ben bunu yapamam” der ya da rehberlik çevresinde korku yaratırsınız. Korkunun bir gölge olduğunu idrak ederek onu sıyırıp attığınızda önünüzde geniş bir ufuk açılır, görüşünüz ve vizyonunuz güçlenir. Korkuya yenik düşerseniz kendinizi sınırlamış olursunuz. Bu konuda kafanız karışıksa lütfen meditasyon yapın.
Soru- Hayvanlar da yükselecekler mi?
Ashtar- Evet, öyle bir şey! Hayvanlar insanlar gibi yükselemezler, ama son tahliye dalgalarında uzay gemilerine alınabilir, dünya temizlenip eski haline döndürüldüğünde yeniden dünyada iskan edilebilirler. Hayvanlar yükselmeyecekler, ama daha uyumlu olmaları sağlanacak. Onlar da dünyadaki huzursuzluktan paylarını aldıkları için çok sinirli ve altüst olmuş durumdalar, oysa vahşi ve yırtıcı hayvanlar bile başlangıçta böyle değillerdi. Onlar insanları örnek alıyorlar, bazıları durumdan o kadar rahatsız ki dünyaya dönmek istemiyorlar. Gelecekte dünya gerçekten Aden Bahçesine (cennete) benzeyecek, yükseliş sürecinin bir parçasıdır bu. (Sayfa: 25-38)
MEDİTASYON ÜZERİNE – Ashtar
İyi akşamlar, ben Ashtar. Bu akşam meditasyon ve onunla ilgili konularda konuşacağım. Konuşmaya niyetle başlamak bence en iyisi. Meditasyona oturduğunuzda sizi kuşatan duygu ve düşünce kalıplarını sıyırıp atmanız için gerekli gücü sağlayacak olan niyetinizdir. Niyet, ister sesli ister sessiz biçimde amacınızın ifade edilişidir ya da kalbinizden geçen bir istektir.
İlk tavsiyem niyetinizi sesli ya da sessiz biçimde ifade etmenizdir. Üstatlara çağrıda bulunun ya da yüksek benliğinizi çağırın, yüksek benliğinizin tezahürü diğerlerinden daha aşağı değildir. Bu yolda ilerledikçe yüksek benliğinize çağrıda bulunmanın çok daha akıllıca olduğunu öğreneceksiniz, ama çağrınız içten olmalıdır.
Bu zamanda tezahür eden enerjiler çok şiddetli ve dönüşüm yaratıcıdır, bu yüzden yüksek benliğinize ulaşmanız daha kolaydır. Aslında şimdi olağan halinize geri dönemeyeceğiniz bir meditasyon yapmak mümkündür. Bu zamanda kendinizi meditasyona hazırlarken bir şekilde ateşle oynadığınızı bilin, çünkü çağrıda bulunduğunuz şey tezahür edebilir! Meditasyon artık sadece iç huzuru veren bir şey değildir.
Niyetinizi belirttikten sonra yapacağınız ilk iş kendinizi solunumunuza vermek, onun üzerinde odaklanmaktır. Enerjinin ve rehberliğin gelip sizi istediği yere götürmesine izin verin. Zihinsel ve duygusal bedenlerinizde bir ağırlık ve yoğunluk hissedebilirsiniz. Arzu ettiğiniz derinlikte meditasyon yapmak her zaman kolay değildir. Böyle zamanlarda özellikle BEN ön ekini kullandığınız onaylamalar yapın. Mesela “Ben yeniden diriliş ve hayatım” şeklindeki onaylama çok güçlüdür. “Ben ışıkla birim” demek çok güçlü bir etki yaratır, bu ışık benliğinizle birleşmenizin onaylamasıdır. Sadece “Ben benim” demek bu zamanda çok güçlü bir bildirimdir.
Eğer solunumunuz üzerinde odaklanırsanız soluğu yöneten varlığı hissedebilirsiniz. Ona kutsal soluk ya da Tanrının ifade edilemez ismi denir. O ifade edilemez çünkü bir sözcük değildir, daha konuşma ortaya çıkmadan önce var olan bir enerjidir, evrenin temelidir. Bu yüzden bedeninizi terk etmeye o kadar hevesli olmayın, bu zamanda bedenin içinde bulunmak çok önemlidir, çünkü soluk var olan her şeyin özüdür, tüm yaratılışın içinde olduğu gibi sizin de içinizdedir. O besin kaynağınızdır, geldiğiniz özdür!
Artık tüm kişilik tezahürlerinin dibine, asıl benliğe ulaşabilirsiniz. Benlik nedir? Deneyimlenmesi gereken bir şeydir, onu tarif etmek olanaksızdır. Sadece soluk alıp vererek odaklanmanın sadeliği çok güçlüdür, içinizde büyüyen bir mevcudiyet hissedebilirsiniz ve o yüksek benliğiniz olabilir. Bunu daha sık yaptıkça o artık realiteniz haline gelir, geçmiş realiteniz ise zayıflar ve giderek gözden kaybolur, kaybolanın yerine koyacağınız şey yüksek benliğinizdir. Meditasyon yaparken bazen alnınızda, üçüncü gözünüzde ışığın büyüdüğünü hissedeceksiniz, bu spiritüel gözünüzün, yani altıncı çakranızın açılışıdır.
Üçüncü gözü uyardığınızda çok daha berrak bir rehberlik elde edersiniz. Yüksek merkezlerinizin açılması rehberlerinizle çok daha derin bağlantılar kurmanızı sağlar. Medyumluk yapanlarınız, medyumluğa başlamadan önce üçüncü göz merkezinin uyandığını fark etmişlerdir. Böylece hem solunumunuzun bilincinde olur, hem de içsel ışığa bakarsınız. Tabii bu biraz uygulama gerektirir, ama ustalaştığınızda mesajların gücünün giderek büyüdüğünü ve alıcılığınızın arttığını göreceksiniz
Size biraz kendi meditasyon deneyimimden bahsedeyim. Ben meditasyona oturduğum zaman derin biçimde soluk alıp vermeye başlarım ve yüksek benliğime çağrıda bulunurum. Onunla hemen birleştiğimi söyleyebilirim, bu sizin de sahip olduğunuz niyettir. Ama benim durumumda daha az parazit, daha az direnç vardır. Niyetim tek başına o kadar büyük bir güce sahiptir ki sırf meditasyon düşüncesi, sırf birleşme düşüncesi bile beni o birlik haline sokar. Bunu size nasıl tarif edebilirim? Diyelim ki benim bir kabuğum, bir resmim, bedenimin enerjisel bir yapısı var, ama ardımda ve üzerimde evrenleri ve galaksileri deneyimliyorum. Böylece beşinci boyuttaki ifademin devam ettiğini, ama bilincimin daha büyük bölümünün tarif edilmesi zor bir tarzda genişlediğini hissediyorum. Ardımda ve üzerimde galaksilerin girdap gibi döndüklerinin farkında olduğumu söyleyebilirim, birçok evren boyunca hüküm süren bilincin farkındayım. Sınırlı bir ifade deneyimini (beşinci boyut tezahürünü) sürdürürken bile her şeyin birliğinin farkındayım. Ama asla bu sınırlı ifademle özdeşleşmiyorum. O benim geri dönebileceğim bir referans noktası olarak orada duruyor. Bu ifadeyi tezahür ettirmek benim seçimim, böylece hizmetimi yapabiliyorum, böylece kendime verdiğim işi yapabiliyorum.
Sevgili varlıklar biz alıcılığınız üzerinde, yüksek merkezlerinizin ve kalp merkezinizin açılışı üzerinde çalışıyoruz. Algılama yeteneğinizi güçlendiriyor, kanallarınızı açıyoruz. Bağlantınızı güçlendirmek için beyninizdeki ve yüksek çakralarınızdaki alıcı sinirleri açıyoruz. Şimdi sorularınızı yanıtlamaya çalışacağım.
Soru- Ruhsal arayış içinde olanlar neden Shasta Dağına bir çekiliş hissediyorlar? Oradaki enerji hakkında açıklama yapabilir misiniz?
Ashtar- Shasta Dağı Yaradan’ın tezahürünün derin olduğu bir yerdir. Orada Tanrısal özün eterik varlığı var, bu eterik varlık dağın çevresindeki atmosferi temizlemekte ve aurasına giren herkesi arındırmaktadır. Dağ bu yüzden yükselmiş üstatların inzivaya çekildiği bir yerdir, içinde yükselmiş üstatlar tarafından yapılmış odalar ve toplantı salonları vardır, orada bir araya gelerek toplantı ve meditasyon yaparlar. Yükselişinden önce az sayıdaki varlığa dağa girip deneyimini anlatması için izin verilmiştir. Ne kadar yükseğe tırmanırsanız tezahürün o kadar güçlendiğini ve enerjinin saflaştığını hissedersiniz. Özellikle deniz seviyesinden 2100 metre yukarısı söz konusu enerji bakımından çok zengindir. O bölge tümüyle kutsanmış bir yerdir.
Soru- Ashtar bu aralarda kritik kütlemiz ( ilk yükseliş dalgasının gerçekleşmesi için gerekli enerji miktarı) ne durumda?
Ashtar- Kuşkusuz gezegenin enerjisi giderek güçlenmektedir. Özellikle dolunay zamanlarında enerji bir hayli artmaktadır, dolunayı izleyen günlerde kendinizi odaklamanızı tavsiye ederim. Yukarı çekilişin böyle bir zamana rastlaması olası görünüyor, elbette ben de sizin gibi spekülasyon yapıyorum. Şunu bilin ki yükselmiş olmak insana her şeyi bilme yeteneği bahşetmez, ben de sizin gibi sınırlı bilgiye sahibim. Ama enerjinin giderek yükseldiğini, dünyadaki ışığın güçlendiğini gözlemliyorum. İşler iyi gidiyor, ama daha da iyi olabilirdi. Dünyada ıstırap çeken birçok bölge var, ama genel plan tasarlandığı gibi yürüyor.
Soru- İnsanları belli bölgelerden yukarı çekmek diğer bölgelere kıyasla daha mı kolay?
Ashtar- Nerede olursa olsun hazır insanı çekmek daha kolaydır. Bu yüzden bulunduğunuz yer konusunda tasalanmanız gerekmez, asıl bulunduğunuz bilinç düzeyiyle ilgilenmelisiniz. Sürecin farkında olanlar son saatlerde dikkatlerini iç benliklerine vermenin zamanının geldiğini anlayacaklar. Biz oldukça yaygın ve gelişmiş bir iletişim ağına sahibiz, bu ağ sayesinde her birinizi, özellikle kendini yükseliş sürecine verenleri sürekli izliyor, söylediğiniz ve hissettiğiniz her şeyi dinliyoruz. Yükselişin ne zaman vuku bulacağını bilmediğimiz için zamanı gelene kadar sizleri göz önünde tutmamız gerekiyor. Dünyadaki tüm yıldız tohumları tarafımızdan bilinmektedir. (Sayfa: 41-56)
HASAT – Sananda (Hz. İsa)
İyi akşamlar, ben Sananda. Bu akşam hasattan söz edeceğiz. Artık dünyada sınırlamaların ve ıstırabın sona ermesi gerekiyor, erecek de. Bu büyük devrede sistemler yeniden bağlantı içine sokulacak ve normal bir evrim düzeni devreye girecektir. Ama bunun olabilmesi için bir ev temizliği yapılması gerekiyor, son zamanlarda kendinizi içsel olarak biraz süprülüp temizlenmiş hissettiğinizden eminim. Gücün musluğu yeniden açılmıştır. Enerji yerel evrenin bu bölümüne akmakta, gezegeninizi ve üzerindeki her şeyi etkilemektedir. Sanırım artık ışık enerjisi şeklinde bir hayli besin almaya alışmanız gerekiyor.
Değişen koşullara ayak uydurmalısınız. Bazılarınız değişime seve seve uyum sağlarken birçok kişi gezegensel ölçekteki yükselişe uyum sağlayamayacak gibi görünüyor. Gezegenin titreşimi üçüncü boyut bandından beşinci boyut bandına geçmekte, bu da deneyimlemekte olduğunuz ve bir süre daha deneyimleyeceğiniz arınma işlemlerine neden olmaktadır. Arınmak, bedeninizde daha fazla ışık tutabilmek için ağır ve yoğun enerjileri bırakmanız anlamına gelir. Neler olup bittiğiyle ilgili farkındalığınızı artırmalısınız, başınızı kuma gömüp her şeyin eskisi gibi devam edeceğini düşünmek artık uygun değildir.
Meydana gelmekte olan değişim dönüşüm içinde çeşitli düzeyler vardır, çeşitli enerji dalgaları gelmektedir. Enerjinin sürekli biçimde değil de dalgalar halinde geldiğini bilmelisiniz. Bir dalga gelmekte, ardından diğeri onu izlemektedir, ama iki dalga arasında bir çukur ya da düzlük oluşmaktadır. Bu düzlük, o enerji frekansıyla birleşme ve ona uyum sağlama dönemidir. Örneğin, son iki aydır daha az enerji daha çok uyum sağlama devresi geçirdiniz. Şu sırada bir başka dalga içindesiniz, birçoğunuzun bunu hissettiğinden eminim. Ruhsal deneyimleriniz yeniden yoğunlaşıyor. Şu anda gelen ve önümüzdeki iki ay boyunca gelmeye devam edecek olan enerji çok daha güçlü ve etkili olacak. Dolayısıyla bu enerji sizi uyum yeteneğinizi geliştirmeye, sevgi ve mutluluğa açık olmaya zorlayacak. Artık bekleyecek zaman yok, hasat edilmeniz kaçınılmaz bir gerçektir.
Nasıl tarladaki ürünün en uygun zamanda hasat edilmesi gerekiyorsa, dünyadaki olgun varlıkların da hasat edilmesinin zamanı gelmiştir, artık onların daha yüksek deneyim boyutuna geçirilmeleri gerekiyor. Eğer bu gerçekleştirilmezse, yeni bir devrenin gelmesi için uzun bir süre beklemeleri gerekir ki bu mümkün değildir. Yaradan’ın bir ana planı vardır, artık kozmik evrim devreleri içinde yeniden bütünleşmenin, hayatın bir parçası olarak kabul ettiğiniz acı ve ıstırapları ortadan kaldırmanın zamanıdır. Gezegenin de Yaradan’ın planıyla bütünleşme zamanı gelmiştir. Plana uyum sağlamaktan yoksun varlıkların başka gezegenlere aktarılmasının da zamanı gelmiştir, dünya artık onları beklemeyecek! Yanlış anlamayın biz bu varlıkları yargılamıyor ya da eleştirmiyoruz, sadece devrenin tamamlandığını ve hasat zamanının geldiğini söylüyoruz.
Siz yıldız tohumları, hasada hazır olmayanlara “zavallı varlıklar” gözüyle bakmaya meyillisiniz. Sizin onları evrimleştirmeye can attığınız kadar onlar da sizi başlarından atıp kurtulmaya can atıyor olabilirler. Anlayacağınız, yeniden yapılanma herkesin yararına olacak, bundan herkes mutlu olacak. Savaşmak, didişmek isteyen savaşçı ruhlar savaşabilecekleri gezegenlere gidecekler, bu onların yaşam biçimi olacak, orada çok daha mutlu olacaklar. Siz orayı bir cehennem olarak görebilirsiniz, onlarsa yaptıkları şeyi ilahi bir faaliyet olarak görüyorlar. Size düşen daha yüksek bir bilgeliği kabul etmektir. Aslında Yaradan’ın bilgeliğine ulaşmış, onun niyet ve vizyonunu tam olarak anlamış hiçbir varlık yoktur. Bizim perdelerimiz kaldırılmış olduğu için Tanrısallığın daha fazla deneyimine sahibiz, yakında sizin perdeleriniz de kaldırılacak! Ama ana plan o kadar kapsamlıdır ki onun derinliklerine nüfuz etmek olanaksızdır. Buna kısaca eylem halindeki sevgi denebilir, evrim sarmalına yeniden girdiğinizde bunu siz de göreceksiniz.
Önümüzdeki günlerde epey değişim dönüşüm yaşayacaksınız. Medyumluğa, yüksek boyutlardaki varlıklarla temas kurmaya açık olanlarınız isterlerse daha güçlü bağlantılara sahip olacaklar. Birçok sınırlayıcı benlik kavramından kurtulduğunuzu göreceksiniz. Bu arada dünyada epey kaos ve karmaşaya tanık olacaksınız. Baktığınız her yerde bunu şimdiden gördüğünüze eminim. Yerküre değişikliklerinde de bir artışa tanık olabilirsiniz. Sarsıntılar meydana gelmeye başlamıştır ve giderek şiddetlenecektir. Bu bir bakıma deneyiminizin, içinizde keşfettiğiniz gerçeğin onaylanması olacaktır. Şimdi vuku bulanlar, bir yıldızın göz kırpması gibi zamanın küçük bir anıdır. Bu yüzden dramlarınıza gömülmeyin, eğer onlara düşkünlük gösterirseniz dramlarınız sizi kuşatacaktır! (Sayfa : 59-68)
KENDİNE HAKİMİYET VE İSTEKLERİ TEZAHÜR ETTİRME – St. Germain
Merhaba, ben St. Germain. Bu akşam kendine hakimiyet ve istekleri tezahür ettirme hakkında konuşacağım, belki biraz bahçıvanlık da yapabilirim. Yükselmiş bir üstat nasıl olursunuz? Elbette kendi üzerinizde hakimiyet kurarak ve kendinizin üstadı olarak. Üstat olmak için tezahürlerinize, düşüncelerinize ve duygularınıza hakim olmanız gerekir, kendinizi arındırmanız, ışığa vermeniz gerekir. Kendine hakimiyet yolu biraz bahçıvanlığa benzer, çünkü hayatınız bir bahçe gibidir, o bahçede dolaşırken inandığınız, düşündüğünüz şeylerin tezahürünü görürsünüz. Bahçeye bakmak sizin işinizdir, orada yetişen şeylerden siz sorumlusunuz, kısaca kendi deneyimlerinizin bahçıvanı olmak zorundasınız.
Aslında dışsal deneyimler kendi bahçenizde büyüyenlerin, daha doğrusu duygusal ve zihinsel bedenlerinizin yansımalarıdır. Böylece içinize her ne ekiyorsanız dışarda da onu biçersiniz. Siz şimdiye kadar belli parçaları ekip büyüttünüz, ama dikkat etmediğiniz başka parçalar da var. Dengeli olabilmek için o başka parçalara da özen göstermelisiniz. Kendine hakimiyet bir anlamda kendi duygu ve düşüncelerinize hakim olmak, onların üstadı olmaktır. Dikkatinizi her nereye veriyorsanız onu besleyip büyütürsünüz, hayatınızda ortaya çıkacak olan da odur. Nefret ya da öfke tohumları ekerek kendi doğanız içinde hiçbir zaman mükemmel ve arınmış bir atmosfer yaratamazsınız. Şu anda dünyanıza inanılmaz ölçüde inayet akmaktadır, evriminiz için inanılmaz bir destek vardır. Bununla birlikte hayatınızda yarattığınız şeyler kesinlikle özgür iradenize aittir.
Bu anda yarattıklarınıza ve gelecekte yaratacaklarınıza dikkat etmelisiniz, geçmişte yaratmış olduğunuz her şeyi işlemden geçirmelisiniz. Zararlı otları söküp temizlemeniz, budamanız gerekiyor. Üstatlık düzeyine eriştiğinizde, artık hiçbir olumsuzluk yaratmadığınız bir noktaya varmış olursunuz. Hayat öğretmeninizdir, size inançlarınızın, düşünce ve dikkatinizin yaratmış olduğu şeylerin yansımalarını verir. Her türlü faaliyette bir atalet vardır, bu atalet bağlarını kesmeniz gereken bir nokta vardır. Eğer düzenli meditasyon yapıyorsanız meditasyona karşı bir atalete sahipsinizdir. Eğer her zaman seviyorsanız sevgiye karşı bir ataletiniz vardır. Eğer gerilime girdiğinizde öfkeleniyorsanız içinizde bu tepkiye karşı bir atalet vardır. Ayrıca benimsediğiniz olumsuz şeylere karşı da bir ataletiniz vardır. Bir an gelir dikkatinizle bu ataleti beslediğinizi idrak edersiniz, belki de bu atalet yüksek benliğinizi deneyimlemenizi engellemektedir. Bir biçimde ataletinize sırtınızı dönüp onu orada bırakmanız gereken bir nokta vardır.
Artık Kova Burcu çağı gelmiştir. Balık Burcu çağında gidip bir manastırda yaşayabilir ve üzerinize düşeni yaptığınıza inanabilirdiniz, oysa bu çağ çok talepkar bir çağdır, ama ödülleri de büyüktür. Balık Burcu çağında çok az insan yükselmiştir, oysa bu çağda kitlesel yükselişler olacak! İsteklerinizi tezahür ettirme konusunda artık eskisi kadar zorluk çekmeyeceksiniz. Eğer hayatınızda refah ve bolluk tezahür ettirme çabalarınızı baltalayan bir hayli atalete sahipseniz oturup bir sürü refah onaylaması yapabilirsiniz. Hemen refah tezahür ettiremeyebilirsiniz, belki o sırada eski inançlarınızı işlemden geçirmektesinizdir. Ama bilin ki tüm evren çabanızın her gramını kilolarca sonuca dönüştürmek için kapılarını size açmaktadır!
Belki de sık sık öfkelenen birisinizdir. Birinin sizi kızdırdığı an ile tepki gösterdiğiniz an arasında bir anlık bilinçli seçim fırsatına sahipsiniz. Eğer dikkat ederseniz orada nasıl tepki göstereceğinize karar verebileceğiniz bir an’ın bulunduğunu göreceksiniz, o sizin ataletten kaçış kapınızdır. İşte o karar anında öfkeyle karşılık vermemeye karar verin, sabır ve sevgiyle karşılık vermeyi seçin. Bu her türlü duygu ve tepki için geçerlidir. Kendinize hakim olmaya çalıştıkça bu atalet ve deneyimlerle yüzyüze geldiğinizi göreceksiniz.
Tezahür için yaptığınız onaylama ve dualarda ricanıza daima şu sözlerle başlamanızı tavsiye ederim: “Eğer bu dileğim en yüksek bilgeliği içeriyorsa…” Bu şekilde aslında istemediğiniz ama istediğinizi sandığınız şeyleri tezahür ettirmekten kaçınabilirsiniz. Siz anında meydana gelen tezahürler yaratmaya çalışıyorsunuz, yükseldikten sonra bunu yapabilirsiniz, ama şimdi bizim yardımımızla kendinizi her seferinde azar azar yükseltmek zorundasınız. Tezahür belki hemen gerçekleşmeyecek, ama çarpıcı biçimde hızlandığını göreceksiniz. Bunun fiziksel bir şeyi tezahür ettirmesi gerekmez, o bir anlayış ya da bir farkındalık veya ruhsal bir deneyim de olabilir. Oraya gelip parmaklarımı şıklatarak tüm hayallerinizi gerçekleştirebilmeyi isterdim. Eğer bu salondaki herkesin hayalleri bir anda gerçekleşseydi bu sizce eğlenceli bir şey olmaz mıydı? Böylece her biriniz hakkında bir hayli şey öğrenebilirdik! Eh bazılarınız da biraz mahcup olabilirdiniz! Gördüğünüz gibi, isteklerinizi anında tezahür ettiremeyişiniz sayesinde bu dünyevi yaşamda sapkın düşünce ve arzularınızdan korunuyorsunuz! Bu yeteneği ancak kendi üzerlerinde tam hakimiyet kurmuş ve kendini arındırmış olanlar kullanabilir. Öyleyse kendinizi arındırmaya çalışın. Bir şey daha var, eğer isteklerinizi tezahür ettirme gücüne sahip olduğunuza inanmıyorsanız onaylamalarınızı baltalıyorsunuz demektir. (Sayfa: 75-84)
SEÇİMLER – Hilarion
Merhaba, ben Hilarion. Bu akşam deneyimlemekte olduğunuz yeni çağ hakkında konuşmak istiyorum. Bu zamanda tezahür enerjilerinde büyük bir güçlenme var, bir zamanlar yaratılması zaman alabilecek şeyler şimdi çok hızlı tezahür ettirilebilir, çünkü bu devrede gelen enerji ve inayet gücü dünyayı Tanrısal özle uyum içine sokmuştur. Yüksek boyutlarda herşey kendiliğinden meydana gelir, bir şeye sahip olmayı istediğiniz an ile onu yarattığınız an arasında çok zaman geçmez. Dünya yeni evrim sarmalına girerken tezahür ettirme gücü de artmaktadır, ancak şimdi istemediğiniz şeyleri de tezahür ettirme gücüne sahipsiniz.
Şimdi mucize zamanıdır, günbegün yaptığınız seçimlerle mucizeler yaratabileceğiniz bir zamandır. Mucize dediğiniz şeyler evrenin doğal yasalarıdır, yaratma ve tezahür ettirme yasalarıdır. Bu gezegen üzerinde tezahürlerin anında meydana geldiği bir zaman yaşanmıştı, o günlerde varlıklar içlerindeki Tanrıyla bağlantılarını henüz yitirmemişlerdi, bu yüzden arzu ettikleri her şeyi tezahür ettirebiliyorlardı. Şimdi o günler geri geliyor!
Her gün seçim yaparsınız, dikkatinizi belli bir yöne, belli bir düşünce ya da duyguya yönelttiğiniz her seferinde bir seçim yapmaktasınızdır. Dikkatiniz, o şeyin çiçek açıp tam bir deneyime dönüşmesini sağlayan enerjidir, böylece gün boyunca yaratmaktasınız. Ayrıca seçiyorsunuz, her gün ne deneyimleyeceğinizi ve gelecek günlerde ne deneyimleyeceğinizi sürekli seçiyorsunuz. Bilinçli ya da bilinçsiz seçimlerinizle aslında ektiklerinizi biçiyorsunuz. Ben nefret yerine sevgiyi seçmenin, karmaşa yerine huzuru seçmenin, yokluk yerine bolluğu seçmenin, esaret yerine özgürlüğü seçmenin akıllıca olduğunu düşünüyorum. Arzu ettiğiniz, deneyimlemeyi istediğiniz şeyden emin olmanız çok önemlidir. Bu zamandaki asıl seçiminiz aydınlanma ve yükselme olmalıdır.
Bugünler meditasyonlarınızda kendi gücünüzü kabul ve tasdik etmek için iyi bir zamandır. İçinizdeki güce, özellikle üçüncü çakradan yayılan güce uyumlanın, ama daima kalp çakrasıyla uyum içinde olarak ve tüm enerji merkezlerinizin mükemmel biçimde dengelenmesini sağlayarak. Sadece yüksek benliğinizi ve spiritüel üstatlarınızı çağırın, size izlenimler, rüyalar, düşünceler ya da hisler sunulmasını isteyin. Artık seçimlerinizi yapmanın zamanı gelmiştir. Eğer yüksek benliğinize sebatla ve kuvvetle demirlememişseniz, kendinizi adeta silahınız elinizden alınmış gibi hissedebilirsiniz. Baraj kapakları açılmış, Yaradan’ın enerjisi gezegene ve her hücrenize akmaya başlamıştır. Şu anda hücreleriniz bile bazı seçimler yapmaktadır, onlara yaşlanıp ölmeyi mi, yoksa ölümsüzlüğe yelken açmayı mı istediklerini sormalısınız!
Gördüğünüz gibi içinde bulunduğunuz zaman gerçekten inanılmaz bir zamandır, özel bir zamandır, böyle bir zaman daha önce yaşanmamıştır. Şimdiki spiritüel enerji ve ışık geçmişte hiçbir uygarlığa nasip olmamıştır. İsterseniz kendinizi özgürleşme olasılığına açarsınız ya da olumsuzluk, öfke ve korkuya düşkünlük göstermeyi seçersiniz, seçim size kalmıştır. Eğer kendinizi zihnin düşük eğilimlerine açarsanız bilincinizde o deneyimleri yaratır, kendinizi hasta edersiniz, ama bugünün gündemi kendini iyileştirmektir. Tanrının iradesiyle uyum içinde olmayan bir şeyi yaratmanın çok büyük bir enerji gerektirdiğini göreceksiniz, uyum içinde olanı yaratmaksa çok daha az enerji gerektirir.
Evet, artık karanlıktan ışığa çarpıcı biçimde geçebileceğiniz zaman gelmiştir. Ruhsal evriminizde ve bilincinizde dev atılımlar yapabilirsiniz. Zaman artık bir vakitler olduğu gibi bir faktör değildir, her geçen gün de faktör olmaktan çıkmaktadır. Zaman şimdi daha esnek hale gelmiştir, bir heykeltıraş gibi onu şekillendirebilirsiniz. Yeni enerjiyi kullanmak her zamankinden daha kolaydır, yeter ki kendinizi ona verin. Baba’nın iradesiyle uyum içine girmeyi reddedenler için bu zor bir zaman olacaktır. Şimdi lütfen sorularınızı sorunuz.
Soru- Biz üçüncü boyuttayız, oysa mucizeler beşinci boyut yeteneği, buna nasıl uyumlanacağız?
Hilarion- Üçüncü boyutla sınırlı olduğunuzu kim söylüyor? Beşinci boyutu ve ötesini deneyimlemenin yolunu zaten biliyorsunuz. Beşinci boyut, üçüncü ve dördüncü boyutların üzerine abanarak onları kaplıyor, atom ve moleküllerdeki boşluklardan içeri sızıyor, şimdi oralara daha fazla ışık nüfuz ediyor, bu yüzden beşinci boyuta yükselmeden evvel mucizeler deneyimleyebilirsiniz. İşe mucizelerin anında gerçekleşmeyeceğini, tezahür etmelerinin bir iki hafta ya da daha uzun bir süre alabileceğini kabul ederek başlamalısınız. Bu bilincinizde gerçekleşen bir mucize de olabilir, bir şifa mucizesi de olabilir. Tüm yaşamınız boyunca sizi kuşatmış belli bir duygu ya da ağırlıktan tek bir meditasyonla kurtulmak gibi bir deneyim de olabilir. Eğer projeksiyonlarınızı kuşkuyla kuşatırsanız onların tezahür etmelerini zorlaştırırsınız, yani hayatınızda mucizeler yaratmakla ilgili inançsızlığınızdan kurtulmak zorundasınız.
Soru- Duygusal değişim ve dönüşüm konusundaki düşüncelerinizi bizimle paylaşabilir misiniz?
Hilarion- Yükselişin ya da ruhsal özgürleşmenin ön koşulu, duygusal bedeninizi kuşatan ağırlık ve yoğunluklardan kurtulmaktır. Geçirdiğiniz deneyimler duygusal bedeniniz üzerinde derin etkiler bırakmıştır, özgürleşmek için bu ağırlıkların dönüşüme uğratılması gerekmektedir. Kişi kendini yükseliş sürecine verdiğinde titreşimi yavaş yavaş yükselmeye başlar, öyle bir an gelir ki kişinin duygusal bedenindeki ağırlıklar artık o frekansta varlığını sürdüremez. Onlar duygusal bedeninizden ayrıldığında kendinizi daha hafif ve daha özgür hissedeceksiniz. Kendine hakimiyet, yaratımlarınız üzerinde belli bir kontrol kazanmanızı gerektirir, buna duygusal yaratımlarınız da dahildir. Şimdi temizlenmek için yüzeye çıkmakta olan veçhelerinizin sorumluluğunu üstlenin, onları kutsayın ve hissedin. Onları bir kez daha hissetmelisiniz, çünkü içeri girişlerini hissettiniz, şimdi dışarı çıkışlarını da hissetmek zorundasınız. (Sayfa: 91-103)
IŞIĞI TOPRAĞA BAĞLAMA – Ashtar ve Wottana
Hoşgeldiniz, ben Ashtar. Sevgili varlıklar, bazen yüksek bilinç hallerini deneyimlemekte ya da daha fazla enerji çekmekte neden zorlandığınızı merak ediyorsanız köklenmenize bir göz atmanız gerekiyordur. Eğer onun içinizden akmasına izin veren açık bir kanal değilseniz, sadece belli miktarda spiritüel enerjiyi massedebilirsiniz. Eğer o içinizden akamazsa durgunlaşır. Onun içinizden akmayı tercih ettiği yollardan biri de bacaklarınızdan toprağa akmak, sizi yerküreyle bağlantılı kılmaktır. Böylece daha yumuşak ve pürüzsüz bir enerji akışı hissedebilirsiniz. Eğer meditasyonlarınız sırasında biraz fazla elektrik akımı yüklendiğinizi hissediyorsanız bu büyük ölçüde tam köklenmemiş, yani topraklama yapmamış olmanızdan kaynaklanmaktadır. Köklendiğiniz zaman büyük miktarda enerjiye, büyük miktarda spiritüel mevcudiyete kanallık edebilir ve üzerinizde bir baskı hissetmezsiniz. Elbette bazen kendinizi gergin hissetme eğilimi vardır, fizik dünyada daha fazla köklenerek bu gerginlikten kurtulabilirsiniz.
Her geçen gün bedenleriniz daha fazla titreşmeye zorlanıyor. Bu sadece başınız ve kalbiniz için değil, bacaklarınız için de geçerlidir. Eğer başınız bacaklarınızdan hızlı titreşiyorsa başınız daha verimli işlev yapamayacak, bu baş ağrılarına ve rahatsızlıklara neden olacaktır. Bu yüzden kendinizi bu sürece açın ve daha çok karnınızdan soluk alıp vermeye başlayın. Soluğunuzun yukardan aşağıya akmasına izin verin, bırakın soluğunuz alt çakralarınızı açıp genişletsin. Bu yöntem enerjiyi bedeninize daha çok çeker ve daha çok şifa vericidir. Sanırım artık sizinle konuşmak isteyen bir başka varlığı çağırmanın vakti geldi. O bu alanda uzman olan harika bir varlıktır.
Merhaba, ben Wottana. Dünyanızdaki son enkarnasyonumda bir Kızılderili olarak Siyu kabilesinde yaşadım. Biz toprak anayla birlik içinde yaşadık, ustası olduğumuz alanlardan biri de ışığı toprağa bağlamak, yani köklenmekti. Siz genellikle kafanızın içinde dolaşıyor, bedeninizi sadece kafanızı taşımak için kullanıyorsunuz! Kafanız çok önemlidir, ama her şey değildir. Sadece kafanızın içinde yaşamak sizi deli eder!
Şimdi kalbinizi açmaya çalışıyorsunuz. Sizi uyarıyorum, kalbinizi açtığınız zaman kendinizi tüm varlığınıza açmış olursunuz, çünkü kalp sadece kafanızı değil tüm benliğinizi sevecektir. Bedeninizin tadını yeterince çıkaramıyor, ondan alabileceğiniz keyfi alamıyorsunuz. Ruhun enerjisinin alt çakralara akışını kısıtladığınız zaman enerji akışını bozarsınız, ışık gücünün akışını bozarsınız. Bu durum hastalıklara ve dengesiz duygulara yol açar.
Peki enerjiyi bedeninize nasıl getirebilirsiniz? Meditasyon yaparken, hatta günlük işlerinizi yaparken daima karın bölgesinden soluk alıp verin. Soluğunuzu o bölgeye kadar indirip çıkarın. Korktuğunuz zaman ilk yaptığınız iş bedeninizden çıkmaktır, belki bunu fark etmişsinizdir, bedeninizden çıkmaya çalışır, soluğunuzu tutarsınız. Bu sizi güçsüz bırakır ve daha fazla korkarsınız. Korktuğunuz zaman yapmanız gereken şey bedeninize daha fazla girmek olmalıdır. Kendinizi toprağa bağlayın, bu önce kuvvet sonra da bilgelik getirir.
(Sayfa: 105-114)
DÜALİTEYİ AŞMA – Meher Baba
Merhaba, ben Meher Baba. Gecenin gizemli konuğuyum ben. Özgürleşme, kabul ve düaliteyi (ikiliği) aşma konusunda bir konuşma yapacağım. Belli duygular size iyi gelir, belli duygular da gelmez. İyi ve kötü diye bir şeyin olduğunu ve iyilik yolundan gitmeyi seçtiğinizi söyleyebilirsiniz. Işığın ve karanlığın olduğunu ve kendinizi ışığa vermeyi seçtiğinizi de söyleyebilirsiniz. İnsan deneyiminin düalitesi böyle sınıflandırılmıştır, ama bu düalite size hizmet eder. Ne var ki evriminizde erişmekte olduğunuz nokta tüm düalitelerin ötesindedir. Yaradanla bilinçte bir olduğunuz nokta, tüm düaliteyi aştığınız, artık doğruyla yanlışın, ışıkla karanlığın bilinciniz üzerinde bir etkiye sahip olmadığı noktadır. O noktada artık dünyaya mevcut inanç ve anlayış kalıplarınızla bakmazsınız.
Çoğunuz oldukça sofistike bir spiritüalite duygusuna sahipsiniz, sizin için neyin en iyisi olduğunu biliyorsunuz. Ama şunu bilin ki hala düalite içindesiniz, hala karanlık yerine ışığı seçme eğilimindesiniz. Medyumlar kanalıyla konuşan öğretmenleriniz bile sizi eğitirken düaliteye inanıyormuş gibi konuşurlar, oysa hiçbirimiz düaliteye inanmayız! Biz bu bakış açısını sadece bir referans olarak kullanırız. Hepiniz Tanrıyı deneyimliyorsunuz, nereye giderseniz gidin, ne yaparsanız yapın, hangi konuda konuşursanız konuşun, hangi eylemde bulunursanız bulunun Tanrıdan kaçamazsınız. Tanrı her yerdedir, aksi takdirde o Tanrı olmazdı!
Gördüğünüz gibi bir Birlik deneyimi içindesiniz, Birliği deneyimliyorsunuz, ama hala bu iyidir bu kötüdür şeklinde düaliteler içinde yaşıyorsunuz. Bu ikiliği aşmak zorundasınız, arkanıza yaslanıp Tanrıyla birim diye düşünmenin yararı olmaz, Birliği deneyimlemelisiniz. İnançlarınızı, düşüncelerinizi düzeltmek zorundasınız, bu hedefinizdir, bu özgürleşmedir. Özgürlük tüm düaliteleri aşmaktır, hala bir beden içinde bulunurken bile bunu aşmak mümkündür. Bağlılığı aşmak, iyiyi ve kötüyü yaratma ihtiyacını aşmak, artık daha fazla düalite yaratma ihtiyacını aşmak!
Kabulle başlamak önemlidir. Kabul izin verme duygusudur, o anda kimseniz o olmanıza izin vermenizdir. Olduğunuz gibi, kendinizi eleştirmeden, sınıflandırmadan izin vermeniz. Oysa siz deneyimlerinizi ve kendinizi sınıflandırıyorsunuz ve de yargılıyorsunuz. Ayrılık deneyimi yaşasanız da ayrı olmadığınızı bilmeniz önemlidir. Bu illüzyon perdesini delmeye ve bir şeffaflık deneyimi yaşamaya başlayabilirsiniz. Kabul etmek, o anda egoyla özdeşleşmeyerek sadece olduğunuz gibi olmanıza, hissettiğiniz şeyi hissetmenize izin vermektir. Hayatı her an olduğu gibi tümüyle deneyimlemenize izin verin. Bu kendini sevmenin bir veçhesidir. Bu kendinizle ilgili yargılarınız ve eleştirileriniz ne olursa olsun sevgiyi deneyimlemenize izin vermektir. Bu dirençsizliktir. (Sayfa: 121-125)
BEN MEVCUDİYETİYLE BİRLEŞME – St. Germain
Hoşgeldiniz sevgili dostlarım, ben St. Germain. Tanrıyla bir olduğunuzun farkındasınız, ancak günlük yaşamlarınızda çoğunlukla kendinizi Tanrı mevcudiyetinden ayrı olarak ya da bağımsız bir ego-kişilik olarak hissedersiniz. Peki Yaradanla bir olup da nasıl kendinizi hala ayrı hissedebiliyorsunuz? Bu yaratılışın gizemlerinden biridir. Yaradanı, içinde her şeyin ışık ve bilinç olduğu, hiçbir farkın bulunmadığı bir ışık ya da güneş olarak görebilirsiniz. O ışıktan, o özden, o Tanrı benliğinden çıkıp çeşitli titreşim frekanslarından geçen bir ışık bandı vardır, o bant her frekansta belli bir tezahür oluşturur, ta ki gözlerinizle gördüğünüz bu fizik bedenle sonuçlanıncaya kadar. Daha süptil bedenlere de sahip olduğunuzu biliyorsunuz. Sizler duygusal bedene, zihinsel bedene, eterik bedene sahipsiniz. Bunların hepsi aynı ışık bandının farklı bilinç düzeylerinden geçerken oluşturduğu tezahürlerdir. Bizim yapmaya çalıştığımız şey fizik bedeninizi diğer bedenlerinizle birleştirmek ve Tanrı benliğiyle yeniden temasa geçirmektir, yükseliş dediğiniz olay budur.
Bu Büyük Merkezi Güneşte ya da büyük ışık içinde eridiğiniz ve artık kişiliğinizin olmadığı bir hal değildir. Benzersiz mevcudiyetinizi, kendinize has kişiliğinizi daima koruyacaksınız. Ama Yaradanla gizemli şekilde bir olan, aynı zamanda kendine özgü olan o veçhenizle birleşeceksiniz. İşte bu Ben Mevcudiyeti’dir (Yüksek Benlik), bu bir anlamda en yüce parçanızdır. Benliğinizin en yüksek frekansı, bir insan için mümkün olabilecek azami bireyleşme sınırıdır. Meditasyon uygulamalarınızda bu Tanrısal ve mükemmel mevcudiyetin özünü aşağı çekmeye çalışıyorsunuz ki bir temas olabilsin. O temas noktasında Tanrısal sevgiyle dolup taşarsınız, Tanrı mevcudiyeti tüm bedenlerinizi doldurur. İşte esrime halinin kaynağı budur, o sadece esrime halinin değil tüm hayırların da kaynağıdır.
O tüm zamanların büyük ermişlerinin ve mistiklerinin ulaşmış oldukları bilinç halidir. Onlar beden içindedirler, ama aynı zamanda Tanrıyla birdirler. Bu üstatlardan biriyle oturduğunuzda Tanrıyla birlikte oturduğunuzu hissedersiniz, onların gözlerine baktığınızda Tanrının huzurunda olduğunuzu bilirsiniz. Ben de dünyada yaşadım, hem de birçok hayat yaşadım. Sadece Ben Mevcudiyetiyle bağlantımı kullanarak yükselmeyi başardım. Bu konuda hiçbir felsefi ve dini öğreti gerekli değildir. Yükselişiniz için sadece Ben Mevcudiyetiyle bağlantı kurma yeteneğiniz önemlidir.
Peki Ben Mevcudiyetiyle (Yüksek Benlik) nasıl bağlantı kurabilirsiniz? Şimdi size onu tarif edeceğim: Meditasyonlarınız sırasında kendi üzerinizdeki bölgede odaklanmayı ve kudretli Ben Mevcudiyetiyle (Yüksek Benlik) teması hissetmeyi öğrenin. Örneğin solunum meditasyonu yapıyorsanız soluğunuzun sesini dinlemeye konsantre olmuşsunuzdur. Meditasyonlarınıza yine böyle yaparak başlayın ve belli bir noktada yüksek çakralarınızdaki ışığı görmeye odaklanın. Alnınız ve başınızın tepesi ışıkla dolabilir ve onun üzerinde meditasyon yapmayı sürdürebilirsiniz veya belki zaman zaman hem solunumunuz hem de o ışık üzerinde aynı anda odaklanabilirsiniz. Bu yöntem son derece yararlıdır, bu şekilde meditasyon yapma yeteneğini kazandığınızda Ben Mevcudiyetinizle temas kurmayı talep etmeniz, bunu onaylamanız çok yararlı olur. Ben Mevcudiyetinizden (Yüksek Benlik) kendisini hissettirmesini, çevrenize inmesini isteyin, bunu yaptığınızda yüksek benliğinizin sizi ışıkla kuşattığını hissedeceksiniz, o noktada yukarı doğru odaklanabilirsiniz. Belki yüksek çakralarınızı, sekizinci ve dokuzuncu çakralarınızı biraz açabilirsiniz. Sadece dikkatinizi kendi üzerinizdeki bölgede odaklayın, orada bir mevcudiyet hissedeceksiniz, yukarı doğru genişlediğinizi hissedeceksiniz. Bilincinizin başınızın az ya da çok üzerindeki bir bölgeye doğru genişlediğini hissedeceksiniz. Bunu aşağı doğru inen bir ışık huzmesi ya da yüce bir ışık topu veya bir ışık beden olarak gözünüzde canlandırabilirsiniz. Burada daha önce tarif ettiğimiz ışık piramidini de kullanabilirsiniz. Ben Mevcudiyeti başınızın üzerinde 12 ila 30 kadem (3,5 - 9 m) yükseklikte bulunabilir. O daima sizinle birliktedir, aranızdaki bağlantı asla kopmaz. Madde illüzyonuna yakalandığınız enkarnasyonlar yaşarken bu bağ incelmiş ve Ben Mevcudiyetiniz normalden daha yüksekte kalmıştır.
İnsanların yakalandığı illüzyonun bir sonucu olarak birçok sahte şey yaratılmış ve tezahür ettirme yeteneğinin yerine geçirilmiştir. Bu ayrılığın doğurduğu ihtiyacı doyurmak için para ve diğer çeşitli unsurlar yaratılmıştır. Eğer Tanrı mevcudiyetinin eterik cevherinden, sizi çevreleyen ışıktan yiyeceğiniz besinleri yaratabilseydiniz ekmek alacak parayı kazanmak için bir işte çalışmanız gerekmezdi! Ama asıl Kaynağınızın üçüncü boyutta bulunmadığını bilerek o Kaynağa güvenmeyi öğrendiğinizde, yükselişi beklerken bile sihirli bir hayat yaşamayı başarabilirsiniz. (Sayfa: 137-144)
DÜNYA MİSYONUNUZA UYUMLANMA – Başmelek Mikail
İyi akşamlar, ben Başmelek Mikail. Bu akşam dünya misyonunuz hakkında konuşacağım. Her insanın, özellikle spiritüel yolda ilerleyenlerin içinde dünya misyonlarına uyumlanıp onu yerine getirme konusunda güçlü bir arzu vardır. Dünya misyonunuzun üçüncü boyut realitesindeki hizmet projelerini içerdiğini söyleyebiliriz. Proje derken sadece bu dünya yaşamınızdaki sınırlı dış faaliyeti kastetmiyorum, tüm enkarnasyonlarınızı kastediyorum. Misyonunuz daha büyük bir farkındalığa, daha yüksek bir idrake doğru gelişmek ve Yaradan’ın ilahi planına hizmet ederek evrensel hiyerarşi içinde Kaynağa daha çok yaklaşmaktır. Bu yolda ilerledikçe genişler, açılır ve çok daha fazlasını taşıyabilecek hale gelirsiniz.
Bu çerçeve içinde düşünecek olursak, misyonunuzun yıldız tohumu denen şey olmayı içerdiğini söyleyebiliriz. Siz binlerce yıl önce yüksek boyutlardan buraya gelip kendinizin ve insan türünün evrimine yardımcı olmayı seçtiniz. Bu süreç sizi şimdi paylaştığınız bu harikulade enkarnasyona getirdi. Bunun için kaç yaşam geçirdiğinizi bilmek şaşırtıcı bir şey değil mi? Bu gerçekten büyük bir başarıdır, uyuyakalmak ve yeniden uyanmak, birçok kez uyuyakalıp birçok kez yeniden uyanmak kolay değil. Çok yakında perdeler kaldırılacaktır.
Genellikle dünya misyonunun bir gereği olarak sizi bir sonraki adıma, bir sonraki aşamaya götürecek kadar bilgi verilir, tüm yaşamınızla ve gerçekleştireceğiniz tüm faaliyetlerle ilgili bilgi verilmez. Aslında içinizdeki Tanrı bundan çok daha spontane hareket eder. Eğer içinizde önceden belirlenmiş bir kadere sahip olduğunu düşünenleriniz varsa bu konuda yeniden düşünmelerini tavsiye ederim. Aslında öğretmenlik ya da medyumluk yapması, birçok harika hizmette bulunması beklenen veya bunları yapacak kapasiteye sahip olan birçok varlık uyuyakalmıştır. Oysa bu tür misyonu olmayan bazı varlıklar kendi çabalarıyla ilerleyip ön sıralara geçmişlerdir, böylece birilerinin sessiz kalarak atladığı fırsatlar başkalarına sunulmuştur. Gördüğünüz gibi Yaradan ve onun hizmetkarları ellerinde ne malzeme varsa onu kullanmaktadırlar.
Abartılmış bir misyon ve gelişmemiş bir hizmet duygusuna sahip varlıklar var, oysa bizim peşinde olduğumuz şey orta yoldur. Bazı varlıklar gezegenin kurtulması için yaşamsal öneme sahip olduklarını düşünüyorlar, bu doğru bir yaklaşım değildir, egoyla özdeşleşmekten kaynaklanan bir şeydir. Bazıları da var ki kendi ihtişamlarını küçümseme eğilimindeler, bu onların hem alçakgönüllülüğü hem de korkularıdır. Bu kategoriye girenlere içlerindeki mutluluğu izlemelerini ve yeni bir şeyin girebilmesi için bilinçlerinde yer açmalarını tavsiye ederiz.
Sanırım birçoğunuz evriminiz için dünya misyonunun kestirme bir yol olduğunu düşündünüz, bu projeye katılmayı kabullendiniz, çünkü inanılmaz gelişim ve ilerleme fırsatı sunuyordu. Ama dünyada enkarne olduktan sonra “Aman Tanrım ben buna asla dayanamayacağım” diye düşündünüz, bu deneyim belki umduğunuzdan daha ağır bir şeydi. Ama unutmayın ki yalnızca bu misyonu yerine getirmeye muktedir varlıklar kabul edilmiş, birçok gönüllü ise reddedilmişti. Öyleyse bu fırsattan yararlanın ve başarı yolunu izleyin, düş kırıklığına uğramayacaksınız. Kendinizi sevin ve özeleştiriden sakının. Birbiri ardına küçük adımlar atarak dünya misyonunuzu tamamlamalısınız. (Sayfa: 149-161)
IŞIK SARMALI – Meryem Ana
İyi akşamlar sevgili varlıklar, ben Meryem Ana. Bu dünyada, bu evrende şu anda etkili olan iki sarmal (spiral) var. Yukarı doğru hareket eden ve Tanrısal Kaynağa götüren bir ışık sarmalı var, içlerindeki Tanrıya teslim olanlar bu harikulade sarmal üzerinde yürümekte ve bir yücelme yaşamaktadırlar. Bir de aşağı doğru hareket eden, bir kasılıp daralma ve korku sarmalı var, içlerindeki Tanrıya direnenler de bu sarmalı deneyimlemekteler.
Bu zamanda bir seçim yapmanız gerekiyor. Seçimi yaptığınızda hayatınıza neleri dahil etmeyi istediğiniz, neleri deneyimleyip bırakmak istediğiniz konusunda size başka seçimler sunulacak. Aşağı doğru sarmal çizen enerjileri bırakıp şu anda bolca akmakta olanı almak üzere kendinizi açmanızı öneririm. Bu gezegende daha önce yaşanmamış bir zamanı yaşıyorsunuz. Her biriniz harika değişim ve dönüşümlere tanık olacaksınız. Bu yaşamınızda tüm dünyalar ve evrenler için yürürlüğe konan tanrısal bir planın gerçekleştiğine tanık olacaksınız.
Büyük kozmik devre sona ermektedir. İşte bu yüzden kalpleriniz açılmakta, spiritüel melekeleriniz uyanmaktadır. Bedenleriniz bir değişim dönüşüm geçiriyor, giderek daha hafif hale geliyorsunuz. Bilincinizi yükselttikçe, yani moleküllerinizin ve hücrelerinizin titreşim frekansını yükselttikçe duygusal, zihinsel ve fiziksel bedenlerinizdeki ağırlıklar da temizlenip gitmekte. Ben ışıktan söz ediyorum, sizi oluşturan ışıktan. Şu anda içinizden yayılan, üçüncü göz çakranızı uyandıran ve sizi Tanrı varlığıyla dolduran ışıktan, asıl ışığı o zaman göreceksiniz.
Bu zamanda korkutucu felaket senaryoları vazeden birçok kişi var. Bunun dünyanın sonu olduğuna, tövbe etmeniz gerektiğine, herkesin hak ettiği cezayı alacağına inananlar var. Bu haberler onları korkutuyor, kendini değersiz hissedenler ya da bir suç işlediklerine inananlar için bu dehşet verici bir realite olmalı! Ama biz bunun tanrısal bir inayet ve kutsama zamanı olduğunu söylüyoruz. Gerçekten de içlerindeki Tanrıyla bir olmak ve ölüm-doğum kısır döngüsünü aşmak isteyen ruhlar için bir hasat zamanıdır bu. Artık evriminizin ödüllerini devşireceğiniz zaman gelmiştir. (Sayfa: 163- 168)
19.05.2008
1.05.2008
YÜKSELİŞ
Cilt : 1
AKAŞA YAYINLARI
YÜKSELİŞ NEDİR? - Sananda (Hz. İsa) (Ocak 1990)
Merhaba ben Sananda, yakında yaşayacağınız büyük bir serüveni size anlatmak için buradayım. İçinde bulunduğunuz zaman olağanüstü bir zamandır. Şu anda vuku bulan şey dünyada daha önce de meydana gelmiştir. Bu bir değişim dönüşümdür, olağanüstü evrim şansı sunan bir devredir. Şu anda yüksek bilince dev bir adım atma fırsatına sahipsiniz. Evriminizin hızlandığını, gönlünüzün açıldığını, yaşamınızın daha fazla ışık ve sevgiyle dolduğunu, gerçeği bilmek için daha çok arzu duyduğunuzu hissediyor olabilirsiniz. Bu, meydana gelen enerji artışının bir sonucudur ve yükseliş olayıyla sona erecektir.
Yükseliş nedir? Yükseliş, üçüncü boyut realitesinden beşinci boyut realitesine ya da daha yüksek bir bilinç haline sıçrayıştır. (Kimi kitaplarda dördüncü boyut, üçüncüden beşinci boyuta geçişi sağlayan bir zaman kapısı ya da astral boyut olarak tanımlanmaktadır) Bir bakıma yükseliş, gizli potansiyelinize uyanmanızdır. Siz beyninizin ancak % 10 ila 15’ini kullanageldiniz. Oysa yükselmiş bir varlık % 100 oranında işleyen zihinsel bir kapasiteye sahiptir. Yükselmiş bir varlık, en azından beşinci boyut farkındalık düzeyinde bulunan, ölüm-doğum döngüsünü aşmış, bilincin ölüm tarafından kesintiye uğratılamayacağı ölümsüzlük haline ulaşmıştır. Ayrıca bu durumda yaşlanma diye bir şey de yoktur. Yükselmiş üstatların resimlerini gördünüz, onlar her zaman genç bir görünüme sahiptir. Eğer benim fotoğraflarımı gördüyseniz (birkaç gerçek fotoğrafım var) iki bin yıldır, hatta daha da uzun bir süredir pek değişmediğimi fark etmişsinizdir. Yükselişin bir veçhesi de ölüm-doğum çarkından kurtuluştur. Bu durumda üçüncü boyut realitesinin tüm sınırlamalarından kurtulmuş olacaksınız.
Söz konusu değişim birkaç kişiyi kapsayacak bir olay değildir, şu anda gezegen çapında vuku bulan bir şeydir. Sizler yükseliş haberini işiten ilk insan dalgası içinde yer alıyorsunuz. Bu bir seçenek değildir, seçiminize bağlı bir şey de değildir, siz ancak onun zamanını seçebilirsiniz. Eğer bu bilinç sıçramasını yapacak ilk grupta yer almak istiyorsanız kendinizi değişime uyumlamak zorundasınız.
Şimdi farklı olan nedir, bu zaman neden bu kadar güçlü ve yoğundur? Çünkü dünya yükseliş sürecinden geçmektedir, üçüncü boyut tezahürü ancak çok kısa bir süre daha devam edecek, üzerinde yaşadığınız gezegen ve güneş sistemi inanılmaz bir değişime uğrayacaktır! Güneş sisteminde ve dünyada yaşayan her varlığın atom ve molekülleri şimdi daha yüksek bir hızda titreşmektedir, yakında hepsi beşinci boyut deneyimine geçecektir. İşte bu yüzden deneyim seçiminize bağlı değildir. Unutmayın ki bir amaçla burada bulunuyorsunuz, sizler ışık işçilerisiniz, nicedir bu zamanı bekliyordunuz.
Şu anda dünyanızı birçok uzay gemisi kuşatmış durumdadır, yüksek boyutlarda oldukları için onları göremezsiniz, radarlarınız da göremez, uzay mekikleriniz de göremez, ama yine de gökleriniz bu değişime yardımcı olan yükselmiş üstatlarla kaynaşmaktadır!
Yükselişiniz benimkinden farklı olmayacak. Bedeninizi geride bırakıp yüksek bir bilince geçecek değilsiniz, bedenleriniz de dönüşüme uğrayacak, molekül ve atomlarınızın, atom altı parçacıklarınızın, yani tüm fizik varlığınızın titreşimi beşinci boyuta geçebilmeniz için hızlandırılacaktır. Kısaca söylersek ölmek zorunda değilsiniz ve ölmeyeceksiniz!
Yükseliş bedenin titreşiminin artmasıyla başlar ve yukarda bekleyen uzay araçlarına çekilmesiyle sonuçlanır. Yükseldiğim zaman ben de bir uzay aracına çekilmiştim! Sizin deneyiminiz de benimkinin aynı olacak. Ben yolu açtım, uzun zamandan beri sizi bekliyorum. Siz yukarı alınışa tahliye diyorsunuz, tahliye fizik bedenlerinizin yukarı çekilmesini ima eder, yükseliş ise beşinci boyuta ve daha ötesine geçişi ima eder. Bu geçiş yukarı çekildikten kısa bir süre sonra gerçekleşir, yani iki aşamalı bir süreçtir.
Mevcut plan yükselişin üç dalga halinde gerçekleştirilmesini öngörmektedir. Gerçekleştirilmesi oldukça zor olan bu plan gezegendeki her insanın yükseltilmesini hedeflemekteyse de bu çok kuşkuludur. Biz olabildiğince çok varlığı hasat etmek için elimizden geleni yapacağız. Yükseliş üç dalga halinde olacak dedik, ilk iki dalga binlerce yıldır size hizmet eden yıldız tohumlarını kapsayacak. Uyanmış ışık işçilerinin çoğunun bu ilk ya da ikinci dalgadan yararlanarak yükseleceklerini umuyoruz. İlk dalga yakında gerçekleşebilir. İlk dalgada yükselenlere, insanlara öğretiler sunup mucizeler göstermeleri için yükselmiş üstatlar olarak gezegene geri dönme fırsatı verilecektir. Sizler dünyaya bunun için geldiniz, şimdi misyonunuzu tamamlama olanağına sahipsiniz.
İlk yükseliş dalgası içinde yer aldığınız takdirde size seçim fırsatı verilecek, birçok seçenek sunulacaktır. Işık beden içinde yükselmiş bir üstat olarak dünyaya dönmeyi seçebilirsiniz, ölümsüz bir bedene sahip olarak istediğiniz anda tezahür edip istediğiniz anda gözden kaybolabilirsiniz, uzay gemileriyle dünya arasında gidip gelebilir, mucizeler sergileyebilir, eterik maddeden istediğiniz şeyi anında yaratabilir ve şifa verebilirsiniz. Yükselmiş üstatlar olarak geri dönmenizin derin bir etki yaratacağını, oldukça büyük bir heyecan ve karışıklığa yol açacağını umuyoruz. Yükselmiş haldeyken artık korku, kuşku, olumsuzluk ve para gibi şeylerle kısıtlanmayacak, buraya gelmeden evvel olduğu gibi cesur ve sözünü sakınmaz varlıklar olacaksınız, gözünüzdeki perdeler kaldırılacak. Seçeneklerden biri budur. Ama bunu yapmak istemezseniz asıl boyutunuza dönmeyi de seçebilirsiniz, bu da kabul edilebilir bir şeydir. Asıl boyutunuzdan enerjinizi dünyaya yağdırmak suretiyle de hizmet edebilirsiniz. Sizler farklı alemlerden ve farklı boyutlardan geldiniz, ruhsal ailelerinize ve asıl boyutunuza dönme fırsatına sahipsiniz. Eğer kendinizi dünyada rahat ve evinizde gibi hissetmiyorsanız bunun iyi bir sebebi vardır, çünkü bu duygu sizi daha uyanık, daha umut eder halde tutmuştur. İşte o daha fazla şeyin zamanı gelmiştir, onu tüm sevgimizle size gümüş bir tabak içinde sunuyoruz.
Şimdi biraz da Büyük Beyaz Kardeşlik ve bu zamanda iş başında olan varlıklar hiyerarşisi hakkında konuşmak istiyorum. Büyük Beyaz Kardeşlikten söz edildiğini belki duymuşsunuzdur. Bu, yükselmiş varlıklardan oluşan bir hizmet organizasyonudur. Ashtar Kumandasından ya da dünya dışı yükselmiş üstatlardan bahsedildiğini işitmişsinizdir. İkisi arasında küçük bir fark var. Büyük Beyaz Kardeşlik, dünya dahil birçok farklı gezegen ve boyutta enkarne olmuş birçok varlıktan oluşur. Onların bazıları dünya deneyimine sahiptir ve kendilerini bu gezegene adamışlardır. Yaptığımız iş organize bir yapıya sahiptir, Yaradandan başlayıp melekler ordusundan, yaratıcı tanrılardan, ruhlardan ve varlıklardan meydana gelen bir komuta zinciri vardır. Ben, Ashtar Kumandası ve Büyük Beyaz Kardeşliğin yüce üstatları üzerinde en yüksek komutanım, bir sevgi koordinatörü olduğumu da söyleyebilirsiniz. Bu zamanda melekler ordusu büyük bir faaliyet içindedir, Başmelek Mikail ve melekleri, korumak, dönüşüme uğratmak ve dünyanın kontrolünü eline geçirmiş karanlık güçleri bozguna uğratmak amacıyla buradadır.
Gördüğünüz gibi birçok olay meydana gelmek üzere, zaten olagelen olaylar artık daha aşikar hale gelecek. Dünya beşinci boyuta doğru değişim geçirirken felaketler ve doğal afetler giderek artacak, depremler ve yanardağ faaliyetleri de çoğalacak. Değişim zaten başladı, birçok deprem ve sel baskınının meydana geldiğini biliyorsunuz, bu durum giderek şiddetlenecek. Bu olaylar dünyanın değişim dönüşümünün bir parçasıdır, kaçınılmaz bir durumdur, yani olmak zorundadır. Olayların yan ürünlerinden biri de, felaketlerin insanları sarsarak onları daha yüksek bir bilince taşımasıdır. İnsanlar yaşamlarını sorgulamaya başlayacak ve giderek daha bilinçli bir hale gelecekler. Çoğu böyle yapacak, çoğu korku ve paniğe kapılacak. Biz olabildiğince çok insanı ölüm deneyiminden kurtarmak ve gezegenin devresini tamamlamasını sağlamak için buradayız.
Eğer meditasyon yapmıyorsanız hemen başlamanızı tavsiye ederim. Eğer yapıyorsanız düzenli olarak sürdürmenizi ve artırmanızı öneririm. Kusursuz bir kendine hakimiyete ve üstatlık düzeyine ulaşmanız gerekli değil, zaten geri kalan zamanda bunun mümkün olabileceğini de sanmıyorum. Evet şimdi sorulara geçmek istiyorum, lütfen sormak istediğiniz tüm soruları sorun.
Soru- Bir yıldız tohumu ya da ışık işçisinin ne olduğunu anlayamadım. Onlardan biri olup olmadığımı nasıl bileceğim?
Sananda- Siz de onlardan birisiniz, ışık işçilerinin birçok tezahürü vardır. Birçok yıldız tohumu vardır ki ruhsal dünya, meditasyon ya da yükselişle ilgili herhangi bir şeyden tamamiyle habersizdir. Onların çeşitli derecelerde uyku halinde olduklarını söyleyebiliriz. Bu bir eleştiri değil, sadece bu gezegende var olan yoğunluğun bir ifadesidir. Burada özellikle unutma perdesi çok kalındır. Eğer bir yıldız tohumu olup olmadığınızı bilmiyorsanız, bu sizin onlardan biri olmadığınızı göstermez. Bu yolun olmazsa olmazlarından biri de kendinizi eleştirmekten vazgeçmenizdir, artık kendinizi koşulsuz olarak sevmenin zamanıdır.
Soru- “İkiz eş” terimini açıklar mısınız?
Sananda- İkiz eş, zıt kutuptaki eşiniz ya da yüksek benliğinizin diğer veçhesidir. Siz bu varlıkla birbirinize tamamen bağlısınız. İkiz eşinizin sizinle aynı anda yaratılmış bir varlık olduğunu da söyleyebiliriz. Eğer varlığınızın dişi veçhesi iseniz, bir de erkek veçheniz vardır, ideal eşiniz olan bir varlık vardır. Yükselişten sonra genellikle bu ikiz eşinizle yeniden bağlantıya geçersiniz. İkiz eşle yeniden ilişki kurma isteği insanlarda çok güçlü bir dürtüdür.
Aynı zamanda ruh ailelerine de sahipsiniz. Geliştikçe, özellikle yükselişten sonra onlarla giderek daha çok bağlantıya geçeceksiniz. Onlar sizinle aynı zamanda, aynı uzayda, aynı şekilde yaratılmışlardır ve aynı özelliklere sahip varlıklardır. Bu varlıklarla yeniden birleşmek size gerçekten de bir aile duygusu verir. Ailenizin büyük kısmı yükselmenizi beklemektedir, yükseldiğinizde kim olduğunuzu ve bağlantıları fark edeceksiniz. Bu, rüyadan uyanıp kim olduğunuzu hatırlamak gibi bir şeydir.
Soru- Yükselişin çok çabuk gerçekleşeceğini söylediniz. Çabuk sözcüğüyle tam olarak neyi kastediyorsunuz?
Sananda- Bunun yakında gerçekleşmesi beklenmektedir, ama bize yakın gelen size uzun bir zaman gibi görünebilir. Ancak bu olayın zamanlamasını dikte eden birçok değişken unsur vardır, zamanlama benim bile kontrolümde değildir, son söz yüksek kaynaktan gelecektir. İlk dalgada olabildiğince çok yıldız tohumunu toplamayı arzu ediyoruz. Aslında ilk dalgayı “iman atlayışı” olarak adlandırıyoruz, çünkü toplanacak olanların iman ve inançlarından başka tutunabilecekleri pek bir şeyleri olmayacak. Oysa ikinci ve üçüncü dalgada gidecek olanlar bu işi çoktan yapmış kişilerle karşılaşacakları için, yükselişin mümkün olduğuna dair elle tutulur bir kanıta sahip olacaklar. İlk yükseliş dalgası için kesin bir tarih vermek mümkün değil. Kanımca Baba, ilk dalgaya mümkün olduğu kadar çok yıldız tohumunun katılabilmesi için en son ana kadar bekleyecektir. Böylece birçok yükselmiş üstat dünyaya dönebilecek ve yeryüzünü Mesihler kaplayacaktır.
Soru- İkinci ve üçüncü dalgada kimler yükselecek?
Sananda- Tekrar ediyorum, ilk ve ikinci dalgalar öncelikle yıldız tohumlarından oluşmaktadır. İlk dalga kesinlikle yıldız tohumlarının küçük bir yüzdesinden oluşacaktır. İkinci dalga büyük olasılıkla yıldız tohumlarının çoğunluğundan oluşacaktır. İnşallah bu kategoriden olmadığı halde yükselmeye hazır bazı insanlar da olacaktır. Üçüncü dalga ise en son anda, büyük değişim ve yıkımlardan önce ve yıkım anında gerçekleşecektir. Doğal afetlere yıkım dediğiniz için bu sözcüğü kullanıyorum, aslında biz bu olaylara dünyanın değişim ve dönüşümü diyoruz. O noktada bu gezegende yaşamı sürdürmek artık mümkün olmayacaktır. Tüm bunların önümüzdeki on yıl içinde vuku bulması söz konusudur. Sanırım Ashtar size bu konuda daha bilimsel ve spesifik bilgiler verebilir. Şunu iyi bilin ki bizim amacımız mümkün olduğunca çok insanı bu üç dalga içinde dünyadan toplamaktır. Bu arada dünya kendi değişimini geçirecek ve beşinci boyut varlığı haline gelecektir. Daha sonra da bu boyuta uyum sağlayan varlıklarla yeniden iskan edilecektir. Bu yüzden, yükselmediği takdirde artık hiç kimse dünyada yaşayamayacaktır!
Soru- Yıllardır uzay gemisi gördüklerini söyleyen insanlar sizin gemilerinizi mi, yoksa üçüncü boyut gemilerini mi görüyorlar?
Sananda- Dünyanın faaliyet alanında Ashtar Kumandasının varlıklarından ve Beyaz Kardeşlikten başka dünya dışı varlıklar da var. Bunlar arasında daha düşük erdemlere sahip varlıklar da bulunuyor. Ayrıca dünyaya tarafsız bir tutumla bilimsel araştırmalar yapmak için gelen varlıklar var, insanlık üzerindeki etkileri tamamen olumsuz varlıklar da var. Gördükleriniz bunların gemileri de olabilir. Bazen, eğer görünmek istiyorlarsa dünyanızda materyalize olan Ashtar Kumandasının gemilerini de görmüş olabilirsiniz.
Gelecekte gemilerimizin hepsini göklerinizde göreceksiniz, bu planın bir parçasıdır. Dünya, insanların son bölümünün tahliye edileceği üçüncü dalganın son aşamasında uzay gemileriyle kuşatılacaktır. Biz genelde beşinci boyutta görünmez halde bekliyoruz, çünkü böylesi çok daha güvenli. Ashtar Kumandası tüm dünya liderleriyle temas kurdu, bu liderler bilgi alış verişine de, uzaylı kardeşlerinizin varlığına da pek sıcak bakmıyorlar, bu yüzden üçüncü boyut realitesinde tezahür etmek doğru bir şey olmaz. Göklerinizdeki diğer gemilere gelince, onlara karşı ihtiyatlı olmanızı ve kendinizi sakınmanızı öneririm. Tezahür etmiş bir gemi görürseniz hemen yanına koşup “Ashtar ben burdayım, beni de al” diye bağırmayın. Evet sizi alabilirler, ama Ashtar’a götürmeyebilirler!
Gizli hükümetlerle ittifak kurmuş dünya dışı gruplar var. Onlar buradaki sorunları iyice karıştırmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Ashtar Kumandası çok daha güçlü ve aydınlanmış varlıklardan oluşuyor, zamanı geldiğinde onlara gereken şey yapılacaktır! Eğer bir uzay gemisi görürseniz sadece gözlemleyin, ondan yayılan titreşimin bir Mesih titreşimi olup olmadığını kendinize sorun. İnsana benzemeyen bir uzaylı varlıkla karşılaşırsanız çok dikkatli olun, negatif uzaylıların çoğu bize benzemez. İnsanlar evrenlerdeki yaratılışın çoğunluğunu oluşturur, onların Baba’nın (Tanrının) suretinde yaratıldığını söyleyebiliriz. Sizin bakış açınızdan pek güzel olmayan varlıklar da vardır, onlar bizim için de pek güzel sayılmazlar. Bazıları duygusal bedene sahip değildir, yani sevgiyi asla hissetmezler, bu tür bir deneyimi asla yaşamamışlardır, onları yaydıkları etkiden ayırt edebilirsiniz. Ama böyle bir olayın başınıza gelme olasılığı çok zayıftır.
Soru- Pleiades’ten gelen varlıklar pozitif bir grup mudur?
Sananda- Pleiadesliler pozitif varlıklardır, Ashtar Kumandasıyla ittifak halindedirler. Pleiadeslilerin yanı sıra Orion takımyıldızından gelen varlıkların bir kısmı da pozitiftir. Orion takımyıldızındaki yıldız kapısı başka boyutlara açılan boyutlararası bir giriştir. Bu giriş yoluyla birçok yükselmiş varlık ışık taşıtlarıyla gelir.
Soru- Dünyamızın içinde büyük bir insan nüfusunun yaşadığı doğru mu?
Sananda- Evet doğru. Hepsine insan diyemeyiz, ama belli bir evrim düzeyindeki varlıklardır. Uzay gemileriyle dünyanın atmosferinde belli bir noktaya kadar gidebilir, ama Ashtar Kumandası gibi boyutlararası yolculuk yapamazlar. Bu tür soruları Ashtar’a sormanızda yarar var, çünkü o bu konuda daha çok bilgi sahibi. Ben de bilgi sahibiyim, ama Ashtar’ın fikirlerini kendi fikirlerim gibi satmak istemem.
Soru- Yükseliş, İncilde “İnsanlar yukarı çekilecekler” diye tarif edilen olay mı, Yehova’nın şahitleri tarafından tarif edilenle aynı şey mi bu?
Sananda- Evet, Yuhanna’nın Vahyi’nde sözü edilen olay üçüncü dalga ya da en son tahliye işlemidir. Bu hiçbir şeyden habersiz kişilere, otobüste yanlarında oturan kişinin birden ortadan kaybolması gibi görünecektir. Bu bilgilerde yan yana oturan iki kişiden birinin yukarı çekilip diğerinin bırakılacağı söylenir, siz de aynı işlemden geçeceksiniz. Yuhanna’nın Vahyi genellikle doğrudur, ancak kehanetin tümünün biraz esnekliğe ihtiyacı var! Biz herhangi bir kutsal metinle ya da kehanetle sınırlanmış değiliz.
Soru- Beşinci boyut bedeninde nasıl bir görüntüye sahip olacağız?
Sananda- Yükseldikten sonra daha genç bir görünüme ve yaşa sahip olacaksınız. Çoğunuz yirmili yaşların başlarında ya da ortalarında görüneceksiniz, yükselmiş bir bedene sahip olduğunuz sürece bu görüntüyü koruyacaksınız. Şunu da söyleyelim, yükselen ışık işçilerinin çocukları da yükselecekler ve sizinle aynı yaşa çıkarılacaklar, yani ana-babalık günlerinizin yakında son bulacağı konusunda sizi şimdiden uyarıyorum! Aslında son tahliye sırasında ilk önce çocuklar yukarı çekilecekler, dünyanın tüm çocukları önce tahliye edilecekler, çünkü onlar masum varlıklar olarak kabul ediliyorlar. (Sayfa: 15-43)
ASHTAR KUMANDASI – Ashtar
İyi akşamlar dostlarım, ben Ashtar. Bu önemli zamanda bilgi ve sevgiyi sizinle paylaşmaktan çok mutluyum. Yükseliş olayından haberdar edildiniz. Plan, himayesinde çalıştığımız Mesih’in planıdır. Şimdi bu planı gerçekleştirecek Ashtar Kumandasının rolü hakkında konuşmak istiyorum.
Ashtar Kumandasının, eterik gemilerin, eterik insanların ve meleklerin galaksilerarası ittifakı olduğunu söyleyebiliriz. Binlerce yıldan beri burada bir misyonu yerine getirmek için bulunuyoruz. Binlerce yıldan beri insan türünün gelişimini ve bilincinin evrimini gözlüyor, bu sürece yardımcı oluyoruz. Bazen fiziksel olarak aranızda tezahür ettik, gelecekte gemilerimizi yine göreceksiniz, ama şimdi bunun için erken. Şu anda dünyanızı milyonlarca gemiyle kuşatmış durumdayız, aramızda birçok gönüllü ve yükselmiş üstat var. Frekansımızı üçüncü boyuta düşürmedikçe bizi göremezsiniz. Talimatlarımızı siz uykudayken veriyor, alabilecek durumda olanlara telepatik mesajlar iletiyoruz. Her gün yeni iletişim bağlantıları kuruyoruz, giderek daha çok insan bizimle telepatik iletişime giriyor.
Ayrıca gezegenin dengesini korumasına da yardımcı oluyor, uzun süredir bu çabamızı sürdürüyoruz. Yakın zamana kadar fay hatları boyunca meydana gelen yer hareketlerini engellemek için çaba gösteriyorduk, ama bu faaliyetimize son verdik, çünkü artık depremlere izin vermenin zamanıdır. Dünyanın kaçınılmaz bir kutup değişimiyle sonuçlanacak yalpalamasını bir dereceye kadar kontrol edebilmek için teknolojimizi kullandık. Yaradandan kaynaklanan ışığı dünyanıza odaklamak için çok çalıştık. Özellikle enerji ızgaraları üzerinde yoğunlaştık, bu ızgaraları size tarif etmek oldukça zor, bunlar bir anlamda gezegeninizi saran çeşitli vortekslere (girdap) sahip meridyen hatlarına benzerler. Dünyanıza yayılan spiritüel ışının oranını dengelemek için bu ızgaraları kullanırız. Gezegeninizin dengesi çok hassas ve istikrarsızdır.
Dünyanız yükselişe geçmiştir, bu kaçınılmaz bir gelişmedir ve bazı yeryüzü değişiklikleriyle sonuçlanacaktır. Büyük olasılıkla bu değişiklikler oldukça dramatik ve çarpıcı olacaktır. Gezegende yaşayan ve ruhsal farkındalığa sahip herkese, özellikle de yıldız tohumlarına ulaşmaya çalışıyoruz. Kalbinde sevgi bulunan herkes Tanrısal titreşimleri hissediyor ve bizden mesajlar alıyor. Sizler işaretlenmiş varlıklarsınız, çevrenizdeki insanlardan daha fazla parlıyorsunuz, bu yüzden dikkatimizden kaçmanız oldukça zor. Bu parlaklık nereye saklanırsanız saklanın sizi bulmamızı kolaylaştırıyor. Sevgiye boğarak sizi yeniden programlıyoruz, kendinizi korumak için kalplerinizi biraz katılaştırmışsanız sizi anlarım, bu da evrim sürecinizin bir parçası.
Mesih Sananda yüce kumandanımızdır. Başmelek Mikaille birlikte çalışıyoruz. Bizler evrenin dört bir yanından gelmiş gönüllüler ve hizmetkarlarız, yükseliş sürecinde size yardım etmek için buradayız. Önce fiziksel olarak çekilip gemilere alınacaksınız, yükseliş işleminiz orada tamamlanacak. Uzaylı kardeşlerinin farkında olan ve onlardan korkmayanlar yukarı çekildiklerinin ve gemilere alındıklarının bilincinde olacaklar. Ama bu anlayışa sahip olmayanlar korkup karmaşaya düşebilirler, onlar yükseliş olayını biraz farklı biçimde deneyimleyecekler, kendilerine uzaylı kardeşleriniz değil melekler eşlik edecek. Gördüğünüz gibi ikisi arasında küçük bir fark var ya da hiçbir fark yok!
Yükseldikten sonra kökeninizle ilgili gerekli bilgileri alacaksınız. Sizden, dünyada çalışmayı sürdürüp sürdürmeyeceğiniz konusunda bir seçim yapmanız istenecek. Ben yükselmiş bir üstat olarak dünyaya geri dönmenizi tavsiye ederim. Dünyanın temizlenebilmesi için herkes ya yukarı çekilerek ya da başka yoldan gezegeni terk etmek zorundadır. Yukarı çekilenler ana gemilerden birine götürülecek, orada büyük bir kutlama olacak. Nasıl bizi görmek için sabırsızlanıyorsanız, biz de sizi görmek için sabırsızlanıyoruz. Bazılarınız ruhsal evrimde bizleri geçmiş olduğunuzu fark edeceksiniz, bu yüzden size tavsiyem bizleri tapınılacak tanrılar olarak değil, kardeşleriniz olarak görmenizdir. Yükseldikten sonra artık yaşamınızı sürdürebilmek, karnınızı doyurabilmek için mücadele etmeniz gerekmeyecek, arzu ettiğiniz şey anında tezahür edecektir, bunu tüm yükselmiş üstatlar yapabilecekler!
Peki, eterik bir beşinci boyut gemisinde yaşamak nasıl bir şey? Çok hoş ve estetik bir şey. Bazı gemilerin çapı yüzlerce mildir. Dünyada deneyimlediğiniz gece ve gündüz devreleri orada da var, ama bu yapay biçimde oluşturulur. Güneş ışığı gece-gündüz deneyimi yaşatacak şekilde işlemden geçirilir. Gemilerde doğal ortamlar da var, ormanlara, ırmaklara, göllere ve yaratıklarla dolu denizlere de sahibiz. Tüm türler arasından akıllıca seçimler yaptık, ama örneğin zehirli meşe türünden bitkileri yetiştirmekten kaçındık, gemilerimizin cennet bahçesine benzediğini söyleyebiliriz!
Bir zaman gelecek, dünyadan tahliye edilmiş olanlara gezegene yükselmiş üstatlar olarak dönüp yeniden bir koloni meydana getirme fırsatı sunulacak, o zaman dünya çarpıcı biçimde değişmiş bir gezegen olacak. Sizler vaktiyle İsa’nın yaptığı her şeyi fazlasıyla yapar hale geleceksiniz. Kendinizi herhangi bir olumsuzluktan nasıl koruyacağınızı, insanların duygu ve düşüncelerini nasıl okuyacağınızı öğreneceksiniz. Ölümsüz olacak ve ebediyen genç kalacaksınız. Şimdi varsa sorularınızı alalım.
Soru- İlk dalga için ışık işçilerinin belli bir yüzdesinin yükselmeye gönüllü olması mı gerekiyor? Nicelik mi nitelik mi kıstas alınıyor?
Ashtar- İlk dalgayla ilgili olarak ulaşılması gereken kritik bir kitle var. Büyük olasılıkla 1.000 – 2.000 arası varlığın yükselmeye gönüllü olması gerekiyor. Bu elbette bizim tahminimiz, sayı daha az ya da daha çok olabilir.
Soru- 144 bin sayısı yükseliş olayıyla mı ilgili?
Ashtar- 144 bin, bu zamanda burada bulunan yıldız tohumlarının sayısıyla ilgili genel bir hesap ya da tahmindir. Çok uzun zaman önce yıldız tohumları olarak bu misyonu üstlenmiş varlıkların toplam sayısı aşağı yukarı 144 bindir. Biz bu devrede daha çok varlığın yükselişe hazır olacağını umuyorduk, ama gördük ki yıldız tohumu olarak enkarne olanların büyük çoğunluğu derin bir uykuya dalmış, sanki sıradan bir üçüncü boyut insanı gibi yaşamakta! Bu yüzden, hizmet etmek için geldikleri insan kitlesini uyandırmayı bir yana bırakın, bizzat yıldız tohumlarını uyandırmak için biraz sarsmak gerekecek!
Soru- Dünyaya döndüğümüzde, geldiğimiz gemiyle aramızda korunmamız için bir bağlantı olacağını okudum, bu doğru mu?
Ashtar- Evet doğru, bir tür mücevhere sahip olacaksınız. Bu hem bir iletişim aygıtı, hem de kendinizi bir anda gemiye ışınlamanızı sağlayacak bir aygıt olacak.
Soru- Ne kadar meditasyon yapmamız gerektiği konusunda bir tavsiyede bulunabilir misiniz?
Ashtar- Meditasyon yapmak için sorumluluklarınızı yerine getirmekten kaçınarak hayatınızda kaos yaratmanız gerekmez. Günde en az iki kez meditasyon yapmaya çalışın. Eğer yapabilirseniz belli bir süre inzivaya çekilmeniz de iyi olur. Meditasyon yapmaya alışık olanların haftada yarım gün inzivaya çekilmelerini tavsiye ederim. Bu deneyiminizde ve bilincinizde rehberlerinizin varlığını ve yüksek benliğinizin tezahürünü çok artıracaktır. Önce on beş dakika ve yarım saatlik meditasyonla başlayın, giderek bu süreyi artırın. Eğer samimiyseniz sizi yükseltmenin bir yolunu bulacağız.
Soru- Onayladığınız bir korunma tekniği var mı?
Ashtar- Başmelek Mikail’e çağrıda bulunun, ondan sizi mavi ışığıyla kuşatmasını ve tüm insan yaratımlarıyla ilgili psişik bağlarınızı kesmek için kılıcını kullanmasını isteyin. Bunun nerdeyse anında sizi kişisel bağlarınızdan kopardığı için çok rahatlatıcı bir şey olduğunu fark edeceksiniz. Bu bağlar başka varlıklara oranla size daha fazla sıkıntı ve üzüntü verirler.
Soru- Yükseldiğimiz zaman aile üyelerimizi olaydan haberdar edebilecek miyiz?
Ashtar- Yükseliş yolunu izlediğinizi, belki bir gün ortadan kaybolabileceğinizi bilecek kadar size yakın insanlar olabilir. Size çok yakın ve spiritüel eğilimli olanlara, size deli gözüyle bakmayacak olanlara gerçeği söyleyebilirsiniz. Yerinizde olsam olumsuz tepki gösterecek insanlara bu bilgiyi vermezdim.
Soru- Yıldız tohumu olmayan, uyanmak ve yükselmek istemeyenlere ne olacak?
Ashtar- En son tahliye işlemi sırasında yukarı çekilmek istemeyenler ölüm dediğiniz şeyi deneyimleyecekler, sonra da ruh olarak evrim düzeylerine uygun bir yere götürülecekler. Son tahliye işlemi sırasında tahliye edilmeyi seçenler, kendilerini yukarı çekilme işlemine verebilecek kadar kalplerinde sevgi olanlar, ama yükselmeye henüz hazır olmayanlar üçüncü boyuta ait uzay gemilerinde tutulacaklar, burada gerekli hizmeti aldıktan sonra kendilerini daha rahat hissedebilecekleri ve karmalarını ödeyebilecekleri gezegenlere nakledilecekler. Yukarı çekilme işlemine hazır olmayanlar ise büyük bir olasılıkla ölüm sürecini deneyimleyecekler, onların bedenleri değil ruhları tahliye edilecek.
Burada insan kılığında yaşayan, ama gerçekte “karanlık efendi” olanların ve diğer enerjilerin süratle icabına bakılacak. Bazıları yeniden yapılanma için Merkezi Güneşe gönderilecekler. Dünyanıza ait olmayan ve gezegene adım attıkları andan itibaren kaos yaratmış, masum insanları esir etmiş birçok varlık var. Onlar “cennetten kovulmuş melekler” olarak bilinirler, onların da icabına bakılacak! Bu zamanda evrenin her yanında bir hayli yeniden düzenleme vuku buluyor. Bu mekanizma, dünyayı Baba’nın iradesiyle uyum içine girecek şekilde yeniden düzenleyecektir, böylece hiçbir varlık cezalandırılmayacak, sadece uyum içinde olabileceği varlıklarla aynı yere götürülecektir. Yükselmiş varlıklar yükselmiş olanlarla birlikte olacak, insanlar da kendileri gibi masum ve evrime açık diğer insanlarla birlikte olacak ve artık karanlık varlıkların saldırılarına maruz kalmayacaklar. Karanlık güçlere de yollarını değiştirme fırsatı verilecek, ama buna yanaşmayanlar çözülüp yeniden yapılandırma sürecinden geçecekler. Bir ruhun da ölmesi pekala mümkündür!
Soru- Sananda’nın gemisi hala dünyaya her akşam bizim saatimizle 8 ila 9 arasında şifa ışınları gönderiyor mu? Sananda’nın gemisine siz mi kumanda ediyorsunuz?
Ashtar- Her iki sorunun yanıtı da evettir. Aslında şifa ışınları şu sıralarda daha da yoğunlaştırılmıştır ve sürekli olarak gönderilmektedir. İstediğiniz zaman bu ışınlara akort olabilir, siz de şifa alabilirsiniz. Bu şifa ışınları sadece fizik bedeninizi değil, duygusal, zihinsel, spiritüel bedenlerinizi de şifaya kavuşturur. Ama duygusal bedeniniz şu anda en çok şifaya ihtiyaç duyan bedeninizdir.
Soru- Kökten dinci Hıristiyan kiliseleri yeni çağ gruplarına neden bu kadar şiddetle karşı çıkıyorlar?
Ashtar- Çünkü korkuyorlar, güçlerini yitirmekten korkuyorlar. Eğer yeni çağ tezahür ederse herkesin Tanrıyı bireysel olarak deneyimleyebileceğinden, belli bir kiliseye gitmek ya da bağışta bulunmak için bir neden kalmayacağından korkuyorlar. O zaman mali açıdan ve diğer yönlerden sıkıntı çekeceklerini biliyorlar. Örgütlü dinlerde büyük bir kirlenme söz konusudur. Onlar en son uyanacak olanlardır, aslında birçoğu hiç uyanmayacaktır! (Sayfa: 47-72)
HİZMET – St. Germain
İyi akşamlar, ben St. Germain. Bu akşam aranıza katıldığım için çok memnunum. Evrendeki tüm varlıklar aynı ikilemi yaşarlar, bu hepimizin ortak sorunudur. Baba’nın sevgisini yeterince alamayız, daha fazla aldıkça daha fazla almayı isteriz, o bize yeterince veremez, çünkü o daha fazla verdikçe biz daha çok alırız ve o daha fazla vermek zorundadır. Bu evrenin doğasıdır, doğa hizmet ve paylaşmayı içerir, hizmetin tüm yaratılışın kökeni olduğunu söyleyebiliriz.
Tüm dünyevi kaygılarınızdan kurtulduğunuzu hayal edin. Para kazanmak zorunda olmadığınızı, deneyiminizde, bedeninizde, ruhunuzda muhteşem bir sevgi ve ışık kaynağı bulunduğunu düşünün. İşte bu hedefe doğru ilerliyorsunuz. Bu dünyaya öğretilecek çok şey var, çünkü burada çok fazla karanlık ve karmaşa var. Bu yüzden kendinizi ışıkla uyum içine sokmanız, sizin kadar şanslı olmayanları ruhen yükseltmek için atabileceğiniz ilk adımdır.
Herkes için bir yer, bir hizmet vardır. Hizmet, bu katta enkarne olurken ana direktifinizdi, sizin açınızdan çok dramatik bir jestti. Ne yazık ki birçoğunuz yıldız tohumu olarak kendinizi oyuna kaptırdınız. İşte herkesi bir anda tahliye etmek yerine dalgalar halinde yukarı çekmemizin nedenlerinden biri budur. Duruma ancak böyle çare bulabileceğimizi düşündük. Yerkürede meydana gelecek değişikliklerden önce ilk dalgayla gidip geri dönenler insanlara bazı şeyleri hatırlatacaklar, ikinci dalgayla gidip geri dönenlerse bu hatırlatmayı iyice pekiştirecekler. Şimdi sorularınızı sorabilirsiniz.
Soru- Dünya Ana, Meryem Ana, Tanrı Baba gibi terimler işitiyorum. Bunların ne anlamda kullanıldığını açıklar mısınız?
St. Germain- Birçok yaratıcı varlık vardır. Baba, Ana, Yaratan Yaşlı Irk, Elohim. Bir hiyerarşi vardır. Elohim ve Yaşlı Irk evrenler yaratarak yaratılışın büyük bölümüne vasıta olurlar. Sanırım bu en kolay şu şekilde tarif edilebilir. Bir ışık kaynağı vardır, bu ışık kaynağı kendini kendi yarattıkları vasıtasıyla, çeşitli yaratıcı tanrılar ve varlık hiyerarşileri vasıtasıyla odaklar ve bir üçüncü boyut realitesine (maddesel oluşuma) erişene dek rafineleştirir. Öyleyse bu maddi oluşum aslında odaklanmış ve katılaştırılmış ışık enerjisinden başka bir şey değildir. Evrenin kaynağında da aynı ışık enerjisi vardır, o Babanın enerjisidir. Belki siz katı bir toprak, minder ya da sandalye üzerinde oturduğunuzu sanıyorsunuz, hayır siz ışık üzerinde oturuyorsunuz, siz ışıksınız, her şey ışıktır! O bu katta bu şekilde odaklanmıştır sadece. Daha yüksek boyut ve katlarda biraz daha az odaklanmış, biraz daha eteriktir. Bu yüzden orada eterik enerjiyi alıp kolayca yaratma yeteneğine sahipsiniz. Hiyerarşide ilerledikçe daha fazla ışıkla çalışabilir ve daha çok şey yaratabilirsiniz. Hepiniz üçüncü boyutta bir şeyler tezahür ettirmenin zorluklarını görüp deneyimlediniz, üçüncü boyutta tezahür ettirmek çok daha zordur. İşte bu yüzden hiyerarşideki yerinizi yükseltmenizi tavsiye ediyoruz.
Soru- Son zamanlarda neden bu kadar yoğunluk ve ağırlık hissettiğimi açıklayabilir misiniz?
St. Germain- Yükselmeyi arzu eden herkes yoğun ve ağır şeylerden arındırılmaktadır. Bu duygusal ve fiziksel arınma şeklinde gerçekleşir. Sınırlı var oluşunuzu, sınırlı arzularınızı, duygusal olarak kendinizi güvende hissetmek için kendinize yakın tuttuğunuz her şeyi bırakıyorsunuz. Konfor kuşağınızı, rahatlık sınırınızı bıraktığınızı da söyleyebiliriz. Yükseliş dediğiniz şey tamamen frekansınızı yükseltmekle ilgilidir. Bu yüzden yoğun, düşük titreşime sahip her şeyi, yani duygu, düşünce ve kayıtları silkeleyip atıyorsunuz. Fiziksel açıdan konuşursak hücreleriniz, DNA kodlarınız yeniden ayarlanıyor. Bedeninizde çok şey olup bitiyor, işte rahatsızlıklarınızın, bir türlü anlaşılamayan sağlık sorunlarınızın kaynağı budur. Dünyada deneyimlediğiniz her şeyin anısını barındıran duygusal bedenleriniz için de aynı şey söylenebilir. Bunu yenmenin yolu kendinizi ışığa vermektir.
Soru- Ben çok uyuyorum, yapılması gereken çok şey olduğunu, ama zamanın dar olduğunu hissediyorum. Kendimi böylesine uykuya vermem yükseliş sürecinin bir parçası mıdır?
St. Germain- Siz uyuyarak sorunlardan kaçmaya çalışmıyor, sadece bedeninize değişme fırsatı veriyorsunuz. Bedeninizin tüm hücreleri yenilenir ve frekansı yükselirken bu durum organizma üzerinde büyük bir baskı yaratır. Dış görünüş olarak çok formda görünseniz bile kendinizi yorgun ve tükenmiş hissedebilirsiniz. Şimdiden uyku ya da meditasyonlarınızda yukarı çekilme sürecinin başladığını hissettiğiniz anlar olabilir. Eğer bunu deneyimliyorsanız bir yanınız hala yükselişten korkuyor olabilir, hala dünyevi bilince tutunma arzusu duyuyor olabilirsiniz. Bu yüzden kademeli olarak yükselmenize yardımcı oluyor, uykunuzda ve meditasyonlarınızda üzerinizde çalışarak bu süreci mümkün olduğunca tedrici şekilde gerçekleştirmeye çalışıyoruz. (Sayfa: 107-117)
DUYGUSAL BEDENİ İYİLEŞTİRME – Sananda (Hz. İsa)
Sizi iyileştirecek olan şey sevgidir, sevgi bir sonraki aşamaya geçişinizi sağlayacak biletinizdir. Sevgi dünyada az bulunan bir şeydir, ancak gelecekte daha bol bulunacaktır, çok daha bol. Onun üçüncü boyut realitesinde az bulunur olması bir hata, bir sapmadır, asla tüm evrende geçerli bir kural değildir. Aslında sevgi tüm evrenin asli unsuru, temel yapı taşıdır. Siz gönüllüler işte bu yüzden bu sevgiden yoksun ortama daha fazla sevgi getirmek için geldiniz.
Hepiniz duygusal bedenlerinize birçok izlenim ve tesir alıp kaydettiniz, özellikle bu yaşamınızda birçok yara ya da olumsuz tesir aldınız. Dünyanın yoğunluğu ve negatifliği yüzünden hepiniz belli ölçülerde sevgiden yoksunluğun olumsuz etkilerine kurban oldunuz. Ama duygusal beden bunları hatırlar, duygusal beden siz bir deneyimi salıverene kadar onu içinde tutma eğilimindedir. Duygusal bedeninize yapışıp kalmış karanlık artıklardan arınırken biz buna yardımcı olmak için sizi kuşatan ilahi desteği güçlendireceğiz.
Bu zamanda koşulsuz olarak sevebileceğinizi hissetmiyorsanız, kendinizi yargılamayın. Yükselebilmek için kusursuz olmanız gerekmez, kendinizi severek işe başlayın. Sevgiyi hak etme konusundaki tüm kavramlardan mümkünse hemen kurtulmalısınız. Eğer yapabilirseniz, kendilerine eleştirel ya da yargılayıcı gözle bakmayan, ama sadece sevgi istediklerini bilen, ama alamazlarsa bunun için ağlayan küçük çocuklar gibi olun! Sevgi ve bağlılık konusundaki uygun tutum işte böyle küçük bir çocuk olmaktır! Bu zaman, çocuklarınızı şımarttığınız gibi kendinizi de şımartma zamanıdır. Eğer bu zamanda kendinizi koşulsuz sevgiye açmakta zorlanıyorsanız bunun nedeni geçmişte böyle yapıp olumlu karşılık alamamış olmanızdır. Koşulsuz sevgiye açılmakta zorlanıyorsanız sakın kendinizi yargılamayın, kendinizi sevmekten zarar görmezsiniz!
Duygusal dengeleme ve şifa başlamıştır ve devam etmektedir. Birçoğunuz bunu deneyimliyorsunuz, hepsi de yükseliş sürecinin parçasıdır. Bazen yükselişe geçen haftadan daha uzak olduğunuzu hissedebilirsiniz. Eğer bu tür duygular hissediyorsanız büyük olasılıkla duygusal arınma ve şifa sürecinden geçiyorsunuz demektir. Bu telaşa kapılmanızı değil kendinizi teslim etmenizi gerektiren bir şeydir. Kendinizi sevin ve elinizden gelenin en iyisini yapın. Böyle bir süreçten geçerken meditasyon yapmanız zordur. Hepiniz güzel, ışık saçan varlıklarsınız. Kendinizi bizim sizi gördüğümüz gibi görebilseydiniz sorunlarınızın yüzde doksanı sona ererdi, çünkü sorunlarınızın yüzde doksanını kendinizle ilgili inanç ve yargılarınız oluşturur. Geçmişi unutmanın zamanıdır, geçmişte her ne yaptıysanız yapılacak en doğru şeyin o olduğunu hissettiğiniz için yaptınız.
Şimdi sevgi selinin kapakları açılıyor, sevgi selinin önünde durarak ona gömülen ilk insanlar olmanızı istiyorum sizden. Birçok kişi sizi takip edecek ve tüm gezegen bir sevgi gezegeni haline gelecektir. Dünya üzerinde seven bir kalbe sahip olmayan hiçbir varlık kalmayacaktır. Birçokları cehaletleri ve hükmetme arzuları yüzünden doğal hakkınızı deneyimlemenizi engellemeye çalıştılar. Yükselişi ilk gerçekleştirenler arasında olmak size kalmış bir şey, bunu kendinizden esirgerseniz insanlıktan da esirgemiş olursunuz. Bu konuda sorusu olanlar var mı?
Soru- Başka bir medyum kanalıyla alınan mesajda, yükseliş sürecinde dünyada olduğu gibi göklerde de kaos yaşanacağı bildiriliyordu, bunun ne anlama geldiğini açıklayabilir misiniz?
Sananda- Evet, dediğiniz gibi uzayda bir hayli faaliyet var, ama bu sizi ilgilendiren bir şey değil. Kendi yükseliş süreciniz ve dünyadaki evriminiz üzerinde odaklanmalısınız, uzaydaki faaliyetlerle ilgili yapabileceğiniz pek bir şey yok. Biz uzaydaki gelişmelerle ilgileniyor, gerekeni yapıyoruz. Şu anda sürmekte olan bir temizlik ve ayıklama var, evrensel bir durumdur bu, yani sadece dünya gezegeniyle sınırlı değildir. Yaradandan çıkıp tüm yaratılış boyunca yayılan yeni bir enerji dalgası var, tüm yaratılış yeniden düzenleniyor. Galaksinin bu köşesinde deneyimlemekte olduğunuz şey tamamen bu yeniden düzenlemenin sonucudur. Bu yüzden sevgiye ve Babanın iradesine ters düşen ve uyumunu yitiren varlıklar hakkında gereken yapılmakta, onların icabına bakılmaktadır! Uzayda yolculuk yapabilen, ama ilahi iradeyle uyum içinde olmayan birçok varlık var. Onlar yeniden eğitiliyor, kendilerine yol gösteriliyor, direnç gösterenlere güç kullanılıyor. Dünya gezegenine gelmiş birçok varlık var, Ashtar Kumandasından olmayan düşük frekanslı bu varlıklar buraya fizik bedenleriyle ve gemileriyle geldiler. Yapılmakta olan temizliğin amaçlarından biri de onların üslerinden çıkarılıp galaksinin uzak köşelerine sürülmeleridir. Onlar oyunlarını rahatça oynayabilecekleri bir yer arıyorlar, dünyada böyle davetsiz birçok konuk var. Yükseliş dalgası dünyayı vurduğu zaman onları galaksinin uzak köşelerine doğru süpürecektir.
Galaksinin bir çekirdeği ya da merkezi güneşi vardır, tüm yıldız sistemleri onun çevresinde dönerler. Her galaksinin merkezinde yüksek bir evrim hüküm sürer, merkezden dışa doğru ilerledikçe olgunluk azalır, kaos başlar. Dünya gezegeni galaksinin biraz kenarında yer alıyor, temizliğin buraya ulaşması bu yüzden biraz uzun sürdü. Merkeze sizden daha yakın olan düşük frekanslı varlıklardan gezegenlerini terk ederek uzaklara gitmeleri istendi. Bu yüzden ilginç yıldız savaşları olacak! Yükselişiniz tamamlandıktan sonra olan bitenden haberdar edileceksiniz, ama şu anda endişeleneceğiniz ya da yapabileceğiniz bir şey yok. Ama şunu bilin ki evrenin yeni baştan düzenlenişinde bu gezegen yalnız değil, herkes devrenin tamamlanmasıyla terfi edecek, yükselmiş üstatlar da terfi edecekler, bu yüzden birçok boş yer açılacak. Sizin bu boş yerlerin ve hizmetlerin bazılarını üstleneceğinizi umuyoruz. Evrenin düzeni böyledir, sonsuz bir genişleme ve evrim, sevgiye asla doymazsınız, çünkü evren sürekli evrimleşecek şekilde oluşturulmuştur.
Soru- Son zamanlarda insanlarla çatışma içindeyim. Bu konuda ne yapacağımı bilmiyorum, bu durum devam edecek mi?
Sananda- Bu durum bağışlamanız için iyi bir fırsat. Buradaki esas ders, hissettiğiniz olumsuz duygular yüzünden kendinizi bağışlamanızdır, çünkü kendinize karşı beslediğiniz duyguları yansıtan, o duygulara aynalık eden deneyimleri kendinize çekersiniz. Bu şifa sürecinde kendinizle ilgili olumsuz duygulardan kurtulmalısınız. Olumsuzluğu geri yansıtma düzeyine kadar düşmeyin, sadece sevgiyi yansıtmaya çalışın. Kendinizi haklı da haksız da hissetseniz bağışlamak her zaman en doğru ve uygun tutumdur. Sözünü ettiğiniz durum bağışlama yeteneğinizin sınanmasıdır.
Soru- Aynı anda hem öfkeli hem de sevecen olmak mümkün müdür? Acaba öfke hissetmemiz gereken bir duygu mu?
Sananda- Öfkeyi sevgiyle ifade etmek, sadece duygularınızı ya da öfkenizin nedenini ifade etmektir. Öfkenizi bir başka varlığa olumsuzluk ifade etmeden yaşamanız mümkündür, yani duygularınızı paylaşmanız mümkündür. Eğer birinin yaptığı şey yüzünden öfkeleniyorsanız, ona yaptığı şeyden ötürü öfkelendiğinizi söyleyebilirsiniz. Öfkenin ardına bakın, neden öfke duyduğunuzu görün, eğer orada bu duyguları paylaşacağınız biri varsa bunu yapın. Öfkenizden cansız yastıkları yumruklayarak da kurtulabilirsiniz, onu daha yumuşak biçimde salıvermenin yolu yoksa bunu yapmak daha uygundur. Kendinizi ve başkalarını bağışlamaya çalışın, ama duygularınızı bastırmayın, çünkü onların salıverilmeleri gerekir. Duygularınızın akmasına izin verin, hissettiğiniz şeyi hissetmenize izin verin. Gelecekte öfke modası geçmiş eski bir duygu olacak, çok geçmeden artık öfke hissetmez olacaksınız. Ama gücü hissedeceksiniz, öfkeye benzer duygu veren odaklanmış bir güç hissedeceksiniz, ama bu öfke değildir.
Soru- Dünyaya yükselmiş bir varlık olarak geri dönmenin nasıl bir şey olduğunu merak ediyorum. Böyle bir varlık geceleri nerede uyur, kirasını nasıl öder, sevişir mi? Yükselmiş bir varlık olarak üçüncü boyut realitesini nasıl deneyimler?
Sananda- Sizi temin ederim ki yükseldiğiniz zaman henüz yükselmemiş insanlığın bir üyesiyle cinsel ilişki kurma arzusu duymayacaksınız, her şeye tamamen farklı biçimde bakacaksınız. Yatacak yere gelince, kira ödemenize ya da herhangi bir otelde yer ayırtmanıza gerek kalmayacak, isterseniz her gece uzay geminizde uyuyabilirsiniz, istediğiniz zaman yukarı çıkar, istediğiniz zaman aşağı inersiniz. Bu üçüncü yoğunluk realitesine şimdi olduğu gibi bağımlı olmayacaksınız. Emin olun ki bu tür şeyler sorunlarınızın en küçüğü olacaktır.
Soru- Yükseldikten sonra bir önceki hayatımızda yaşadıklarımızı hatırlayabilecek miyiz?
Sananda- Evet, daha önceki hayatlarınızda öğrendiklerinize daha yüksek bir perspektiften bakabileceksiniz. Eğer geçmiş yaşamlarınıza göz atmak isterseniz onu da yapabileceksiniz. Öğrenmiş olduğunuz hiçbir şeyi unutmayacaksınız. Bu sizin için bir hizmet alıştırması olduğu kadar bir eğitim de olacak. Hepinizin başına onaylamak istemediğiniz çok şey geldi, ama bu deneyimler size çok şey öğretti, evriminize yardımcı oldu. Bilincinde olsanız da olmasanız da onların sağladığı imkanlara hep sahip olacaksınız. Eğer arzu ediyorsanız tüm geçmiş yaşamlarınızı görebileceksiniz. Bunları izleyebilmeniz için bir tür sinema odalarımız var, kendi odanıza girip geçmiş yaşamlarınızı izleyebilirsiniz, ancak bu sandığınız kadar büyüleyici olmayabilir!
Soru- Yükselişimiz ailelerimizi nasıl etkileyecek? Eğer onlardan evvel yükselirsek buna nasıl tepki gösterecekler, onlarla ilgilenilecek mi?
Sananda- Yükselişiniz onlar için yararlı bir şok olacak, yani ortadan kayboluşunuz uzun vadede onlar üzerinde olumlu etki yapacak. İnsanlığın çoğunluğu böyle bir şok devresinden geçecek. Şaşkın aile üyeleri, ödenmemiş borçlar gibi geride bırakmaktan endişe duyduğunuz birçok şey, enerji artıp yerküre değişiklikleri hızlandıkça insanlığın ilglendiği belki de en son şeyler olacak. İnsanlar o günlerde hayatta kalabilmek, geçinebilmek ve ruhsal yönden gelişmekle ilgilenecekler, ruhsallık öncelik listesinde en başta yer alacak. Ortadan kaybolmanız, yakınlarınızın şokun etkisiyle yaşamı biraz daha sorgulamalarına ve ruhsal gelişim yoluna girmelerine yardımcı olacak. Ayrıca geride bıraktığınız varlıklarla iletişim kurmanın yolları var, onlara nerede olduğunuz bildirilecek ve durumu anlamalarına yardımcı olunacak. Biz birçok varlığa ulaşabiliriz, belki de siz geri dönüp onlarla konuşabilirsiniz, sayısız seçenek var. (Sayfa: 129-148)
SON TALİMATLAR – Ashtar
İyi akşamlar, ben Ashtar. Bir hayli değiştirici ve dönüştürücü enerjiyle kuşatılmış durumdasınız, kuşatılmaya da devam edileceksiniz. Yükselişinizde daha fazla sorumluluk üstlendikçe evriminizin de hızlandığını göreceksiniz. Enerjinizi yükseliş konusuna odaklayın, eğer günbegün bir yükseliş deneyimliyorsanız sanırım nihai yükselişinizi beklemek sizin için daha kolay olacak. Eğer meditasyonlarınız sırasında kendinizi buna verir ve bizlerden ve rehberlerinizden yardım isterseniz bunu deneyimleyeceksiniz.
Dünyanın dört bir yanında yükselişi bekleyen varlıklar arasında dikkatimizi çeken bir eğilim var. Dünyevi yaşamlarından vaktinden evvel vazgeçme şeklinde bir eğilim bu. İçinizde yükselmek için samimi bir arzu var, çünkü uzun zamandır içinizde bulunan o özleme uyanıyorsunuz. O şimdi kendini açık biçimde kalbinize ve bilincinize sunuyor, böylece bir yandan yükselişe hazırlanıyor, bir yandan da yaşam sorumluluklarınızı sürdürmeye çalışıyorsunuz. Bu konuda bazı tavsiyelerde bulunmak istiyorum. Tüm sorumluluklarınızı bir kenara itip uzay gemilerini beklemek uygun bir davranış değil, böylesi işlevsiz bir davranıştır, mali yönden sizi gereksiz kaoslara sürükleyebilir. Bu duygular ortaya çıkacaktır, ama dileğim onların sizi yenik düşürecek kadar etkilememesidir.
Peki ne yapabilirsiniz? Öncelikle meditasyonlarınızı düzenli olarak sürdürmenizi tavsiye ediyorum. Işık bedeninize tezahür etmesi için çağrıda bulunmayı sürdürün. Hepsinden önemlisi bana, Sananda’ya veya diğer üstatlara her gün çağrıda bulunmaya devam edin. İçsel olarak güçlü bir rehberlik duygusuna sahip olmanız daha da önemli. Yükselişin yakın gelecekte herhangi bir zamanda gerçekleşebileceğini bilin, böyle olmasını planlıyoruz, ama kesin tarihi bilmemiz mümkün değil.
Her biriniz kuşku ve korkularınızla başa çıkmanız gereken devreler yaşayacaksınız. Zihniniz yükselişin çılgınlık olduğunu söyleyecek, bunlar içinden geçmeniz gereken bulutlardır. İmanınız çeşitli şekillerde sınanacak, ben iman derken kör inançtan söz etmiyorum. Dış kaynaktan duyduğunuz bir şeye inanmanızı değil, neyin doğru olduğunu kalben bilmenizi kastediyorum. Karmaşaya düştüğünüzde, yol üzerinde karanlık bir tünelden geçtiğinizi hissettiğinizde bize çağrıda bulunun, hepinizle bağlantı kurma imkanına sahibiz.
Şimdi size yükselişten önceki son günlerde, son saatlerde ve anlarda neyi bekleyeceğinizi anlatmak istiyorum. Bu süreç herkes için geçerlidir. Daha evvel söylediğim gibi biz bile yükseliş anını ancak bir iki saat önce öğrenebileceğiz. Sizin gibi önseziler hissedeceğiz, ama hazır bekliyor olacağız. İlk yükseliş vuku bulmadan önceki günlerde, bu olaya katılmaya hak kazanmış olanlar arınma süreçlerinin bir hayli yoğunlaştığını fark edebilirler. Duygusal bedenlerinin karmaşa yaşadığını, işlemden geçirilmesi gereken inanç kalıplarının karmaşa geçirdiğini hissedebilirler. Büyük bir duygusal arınmanın gerçekleşmek üzere olduğunu ve bunun giderek yoğunlaştığını anlayabilirler. Bunu hissettiğiniz zaman daha çok meditasyon yapmanız iyi olur. Bize çağrıda bulunun ve rehberliğimize başvurun, bu başvuru sizi yukarı çekilmeye hazır hale getirecektir.
Yukarı çekilme işlemi gerçekleşmeden önceki son saatlerde bir bağlantı hissedecek, rehberlerinizin varlığından haberdar olacaksınız. Beni, Sananda’yı ya da birlikte çalıştığınız diğer üstatları hissedebilirsiniz. Yalnız olmayacaksınız, o sırada büyük bir içsel huzur ve dinginlik duyumsamaya başlayacaksınız, bu % 99’unuz için geçerli olacak. İçinizde meditasyon yapmak için bir çekim duyacaksınız, huzurlu ve rahat bir ortama çekildiğinizi hissedeceksiniz. Dünyevi bağlarınızı geride bırakmayı seçme şansınız olacak, o zaman bu bağları koparmanızı tavsiye ederim, çünkü bağlar sandığınız kadar önemli değiller. O noktada bir güven ve iman duygusu sergileyeceksiniz, bu sınavı geçmek zorundasınız. Yukarı çekiliyor gibi olacak, hafifleyecek, daha eterik hale geleceksiniz. Bu eterik deneyim çok hoş ve zevkli olacak.
Bir zaman gelecek, rehberlerinizle birlikte sessizlik içinde otururken size içsel ve çok belirgin bir pencere ya da bir tür kapı vizyonu gösterilecek. İşte son anda bu kapıdan geçme ya da geride kalma kararını kendi başınıza vereceksiniz. Kapıdan geçip ışığa doğru yürürken yalnız olacaksınız. Anlattığım bu şeyler spontane bir biçimde gerçekleşecek, zihninizde bir tablo oluşturup tıpatıp onun gerçekleşmesini beklemeniz gerekmez. O sırada uyuyor olsanız da fark etmez, aynı deneyimi uykuda geçirecek ve kapıdan geçeceksiniz. Kapıdan geçtikten sonra öbür tarafta rehberlerinizin sizi beklediklerini göreceksiniz. İşte o zaman yukarı çekileceksiniz! Kritik an budur, son seçiminizi yapacağınız an budur. O noktaya kadar yükselişi kuramsal ya da felsefi anlamda kabul etmişsinizdir, ama deneyimsel olarak değil.
Böylece fizik bedeniniz içinde yukarı çekileceksiniz. Kendinizi ışık dolu ve hafif hissedeceksiniz, ama hala bedeninizin içinde olacaksınız. Yukarı çekildikten sonra bir gemiye alınacaksınız, oraya adapte edildikten sonra size sunulan yollardan istediğinizi seçebileceksiniz. İsterseniz yükselmiş bir üstat olarak geri dönmeyi ya da ruhsal alemde kalmayı tercih edebilirsiniz. Evet, şimdi sorulara geçebiliriz.
Soru- Son günlerde hayatımda bir sürü duygusal karışıklık olduğunu görüyorum. Bu neden oluyor?
Ashtar- Duygusal bir temizlenme gerçekleşiyor. Duygusal bedeninizde enerjiler depolanmış bir halde, depolanma bu ya da geçmiş yaşamlarınızdan kaynaklanıyor olabilir. Duygusal bedeninizde, yükseliş anında birlikte götüremeyeceğiniz kadar yoğun enerjiler taşıyorsunuz. İşte onlar sizden ayrılıyor ya da siz onlardan arınıyorsunuz. Bu ağırlıklardan kurtulmanın tek yolu onları ifade etmek, dışarı salmak ve meditasyon yapmaktır. Eğer yükselecekseniz hafiflemeniz gerekir, endişelenmeniz değil.
Soru- Yukarı çekildikten sonra eğer dünyaya dönmek yerine ruhsal aleme gitmeye karar verirsek bedenimize ne olacak?
Ashtar- Bu, dünyada enkarne olmadan önce nereden geldiğinize bağlı. Eğer sadece ışığın ve enerjinin bulunduğu yüksek bir boyuta gidecekseniz, bedeniniz fizik bir beden gibi görünmeyeceği noktaya kadar değişim geçirebilir. Anlayacağınız, farklı bilinç düzeylerinde farklı tezahürler vardır. Fizik beden bir anlamda yaratılışın tacıdır, onun kusursuz bir tezahür ve Tanrı mevcudiyetinin bir yansıması olması gerekir. Yine de birçok farklı tezahür ve birçok beden türü vardır. Üçüncü ve beşinci boyut bedenleri birbirine benzer, ama evrim basamaklarından yukarı çıktıkça beden türleri de değişir, bekleyip görmenizi tavsiye ederim.
Soru- Karanlık güçler yükselişi engelleyebilirler mi?
Ashtar- Hayır engelleyemezler. Eğer yanlış öğretilerin ya da korku ve kuşkunun etkisi altına girerseniz karanlık güçlerin sizi etkileyip yükselişinizi engellemelerine izin vermiş olursunuz. Ama siz izin vermedikçe yükseliş olayını engelleyemezler. Üçüncü boyut realitesine bağlı olan egonuz zaman zaman korku duyabilir, bu doğal bir tepkidir. Egoya tam anlamıyla teslim olursanız karanlık güçlerin işini kolaylaştırmış olursunuz.
Soru- Büyük Beyaz Kardeşlik terimini açıklar mısınız? Bu kardeşlik beyaz bir ırkı mı, erkeklerin kardeşliğini mi, yoksa hem kadın hem de erkekleri mi içeriyor?
Ashtar- Büyük Beyaz Kardeşlik tüm yükselmiş üstatları niteleyen bir terimdir, ırksal bir tarif değildir. Her ırktan, her cinsiyetten yükselmiş üstatlar var. Büyük Beyaz Kardeşlik, bir grup yükselmiş varlığın oluşturduğu organizasyonu tanımlamak için kullanılan bir terimdir. Gördüğünüz gibi büyük bir hiyerarşik yapı var, bu yüksek bilinç düzeyinde, yüksek amaçlara sahip bir hizmet organizasyonudur, yakında sizin de katılacağınız bir gruptur.
Soru- Neden yükselmiş üstatlar bu aşamada tezahür etmeyip sadece medyumları kullanmayı seçtiler?
Ashtar- Bu aşamada biz ortaya çıkmıyoruz. Geçmişte bazen belli amaçlarla az sayıda insanın karşısına çıkmıştık, bu gelecekte de olacak. Gün sizin gününüzdür, gezegene gelerek yükselmeye niyet edenler sizlersiniz. Ayrıca dünyada tezahür etmemek için talimat aldık, biz emirleri yüksek bir yerden alıyoruz!
Soru- Babam 83 yaşında, öyle görünüyor ki yakında aramızdan ayrılacak. Onun ruhuna ne olacak?
Ashtar- Bedenlerini terk eden ve yeniden enkarne olma fırsatı bekleyen tüm varlıklar kendi evrim düzeylerine uygun bir boyuta geçecekler. Babanız enkarnasyonları sonucunda hangi evrim düzeyine ulaşmışsa o boyuta götürülecek. Başka bir gezegene de götürülebilir, eğer yeteri kadar evrimleşmişse yükselmiş bir varlık olabilir, yeni çağ çocuklarından biri olarak dünyaya geri dönebilir. Bu onun evrim düzeyiyle ilgilidir, ama bedenini terk etmiş her varlık ödülünü alacaktır.
Soru- İncil’in, tüm ölülerin geri döneceğini bildirirken kastettiği şey bu mudur? Herkesin yeni bir yaşam formuna gireceği mi kastediliyor o sözlerle?
Ashtar- Evet, bir anlamda öyle. Astral kuşakta bulunan bu ruhlar çeşitli “cennet ve cehennemlerinde” yeniden enkarne olmayı bekliyorlar. Bu tümüyle bir yeniden yapılandırmadır. Dünya beşinci boyuta ulaştığında artık bir dördüncü boyuta ya da astral kata ihtiyaç olmayacak. İşte bu yüzden söz konusu varlıklar için birçok seçenek var. Bu seçenekleri teker teker saymak zor, ama size şu kadarını söyleyebilirim ki olumlu ödüller kazanmış olanlar olumlu yerlere gidecekler. Bu tür ödül kazanmamış olanlarsa karmalarını halledebilecekleri daha az gelişmiş yerlere gidecekler. Dünya üzerinde yükselmeyi hak etmemiş hiçbir varlık kalmayacak, sadece belli bir evrim düzeyine erişmiş olanlar dünyaya geri dönebilecek.
Soru- Yükseliş dalgalarının sırası göz önünde tutulursa, Mesihin hangi aşamada dünyaya gelmesi bekleniyor?
Ashtar- Ben onun adına konuşamam. Ama eğer gelecekse en son aşamada, son tahliye sırasında gelecektir. Gelecekse diyorum, çünkü o ne yapacağı kesin olarak bilinemeyecek bir varlıktır, ayrıca harika bir mizah duygusuna da sahiptir. Onun insanlığın kusursuz bir tezahürü olduğunu söyleyebiliriz. Mesih’in geri döneceği İncilde yazılmıştır, eğer kehanet gerçekleşecekse üçüncü dalga sırasında gerçekleşecektir. Bu hepiniz için bir iman sınavıdır.
Soru- Bizim yükselişimizle İsa’nın yükselişi arasında ne fark var?
Ashtar- Siz yükselişi çok daha kolay bir biçimde gerçekleştiriyorsunuz. Sizden önce yükselen varlıklar yükselişi başarmak için aşırı konsantrasyon ve teslimiyet geliştirmek, yıllar boyunca yalnızlık çekmek ve yaşamlar boyunca meditasyon yapmak zorundaydılar. Onlar çok daha zorlu bir eğitimden geçmek ve sizinkinin çok ötesinde bir iman, bir güven sergilemek zorundaydılar, çünkü o zaman şartlar kitlesel yükseliş için uygun değildi. Ne mutlu onlara ki zoru başardılar ve şimdi sizinle medyumlar aracılığıyla konuşuyorlar.
Şunu iyi bilin ki kapı şimdi ardına kadar açıktır, kozmik zamanlama uygundur, tanrısal lütuf ve inayet şimdi daha çoktur. Şimdi sadece koşulsuz olarak sevmeniz ve kendinizi içtenlikle bu sürece vermeniz önemli. Yaşamın tüm ikilemlerini, tüm duygularınızı yenmek ve onlar üzerinde hakimiyet kurmak zorunda değilsiniz.
Soru- Yeni çağ bebeklerinden söz ediliyor. Dünya için çok sınırlı bir zaman kaldığını göz önüne alacak olursak bu bebekler ne gibi bir rol oynayacaklar? Ömürleri ne kadar, hangi bilinç düzeyindeler?
Ashtar- Şu anda doğan bebeklerin çoğu burada uzun zaman kalamayacaklarını bilerek sadece yardım edebilmek, destek olabilmek amacıyla gelen çok gelişmiş varlıklardır. Yükseliş dalgalarıyla yukarı çekileceklerini biliyorlar, ama yükseliş için gerekli kritik kütleye ulaşılmasına yardımcı olabilmek için bir jest yaparak dünyada tezahür ediyorlar. Şu sırada doğan çocukların çoğu yıldız tohumudur, çoğu diyorum çünkü bazıları yıldız tohumu
değildir. İkisi arasındaki fark şudur: Yıldız tohumları karma çarkının dışına çıkmıştır, ama diğerleri hala karma çarkının içindeler. Kısaca yıldız tohumları ikinci kez, diğerleri ilk kez yükseliyor olacaklar.
Soru- Bir varlığın yükselebilmesi için geçerli kriter hangisidir?
Ashtar- Asıl kriter sevme yeteneğidir. Son tahliye için geçerli kriter sevme, Tanrıya açık olma, korkudan, sınırlamalardan ve olumsuz duygulardan arınmaya istekli olmaktır. (Sayfa: 157-183)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)